Ülkücüler İstanbul'da Temel Haklar ve Özgürlükler Derneği'ni ateşe verdi
İSTANBUL (DİHA) - İstanbul İkitelli Atatürk Mahallesi'nde 'Êdi bes e' kampanyasına destek vermek ve PKK'nin 29. Kuruluş yıldönümünü kutlamak amacıyla yapılan gösterinin ardından ülkücüler Temel Haklar ve Özgürlükler Derneği'ni basarak ateşe verdi.
Küçükçekmece'ye bağlı İkitelli Atatürk Mahallesi'nde saat 16.00'da yaklaşık 500 kişinin katıldığı gösteriye polis gaz bombası ile müdahale etti. Gösteri 2 kişinin gözaltına alınmasıyla sona ererken, eylemin ardından saat 19.20 sıralarında, Atatürk Mahallesi 1. Sokak'ta bulunan Temel Haklar ve Özgürlükler Derneği 300 kişilik ülkücü bir grup tarafından saldırıya uğradı. Derneğin camlarını indirdikten sonra derneği ateşe veren grup, "Êdi Bes e" eyleminin yapıldığı İkitelli Postanesi'ne doğru yürüyüşe geçti. İkitelli'de polis ablukası devam ediyor.
Kurdish Information and News blog, kurd, kurdish, kurdisch, kürt, kurde, kurdistan, apo, zana, barzani, talabani, psk, pkk, dtp, kdp, ynk, puk, pdk, pik, kurdians, politika, siyaset, dogru gercek haber, sondakika, son dakika, spor, ekonomi haberleri, multimedya, rss, forum, 2009, 2010, newroz, peyamner, pukmedia, gundem, ozgurpolitika, azadiyawelat, human, blogger, blog, blogs, freedom, alevi, yezidi, sunni, suryani, iran, iraq, syria, usa, israel, united nations, europa, nato
Kürd gösterisinin ardından ülkücüler Temel Haklar ve Özgürlükler Derneği'ni basarak ateşe verdi.
Ülkücüler İstanbul'da Temel Haklar ve Özgürlükler Derneği'ni ateşe verdi
İSTANBUL (DİHA) - İstanbul İkitelli Atatürk Mahallesi'nde 'Êdi bes e' kampanyasına destek vermek ve PKK'nin 29. Kuruluş yıldönümünü kutlamak amacıyla yapılan gösterinin ardından ülkücüler Temel Haklar ve Özgürlükler Derneği'ni basarak ateşe verdi.
Küçükçekmece'ye bağlı İkitelli Atatürk Mahallesi'nde saat 16.00'da yaklaşık 500 kişinin katıldığı gösteriye polis gaz bombası ile müdahale etti. Gösteri 2 kişinin gözaltına alınmasıyla sona ererken, eylemin ardından saat 19.20 sıralarında, Atatürk Mahallesi 1. Sokak'ta bulunan Temel Haklar ve Özgürlükler Derneği 300 kişilik ülkücü bir grup tarafından saldırıya uğradı. Derneğin camlarını indirdikten sonra derneği ateşe veren grup, "Êdi Bes e" eyleminin yapıldığı İkitelli Postanesi'ne doğru yürüyüşe geçti. İkitelli'de polis ablukası devam ediyor.
Gruba müdahale eden yüzlerce polisin daha sonra 'Her şey vatan için', 'Ne mutlu .... diyene' şeklinde slogan atması dikkat çekti.
Kürt asıllı Mısırlı yönetmen Ali Bedirhan , Peşmerge filminde oynaması için ünlü aktör Antonio Banderas’ı ikna etmek için yoğun bir çaba başlatmıştı..
Kaplan, 'Hastaneye gelir gelmez kardeşini ve beni döven polisler hakkında suç duyurusunda bulunmamız için rapor istedik. Ancak vermediler'
'Batmanlıyım' deyince dövülerek gözaltına alındı
İstanbul'da sokakta kimliğini isteyip nereli olduğunu soran polislere 'Batmanlıyım' diyen Davut Kaplan adlı genç, polislerin saldırısına uğradığını ileri sürdü. Kaplan, o sırada olay yerinden geçen ağabeyinin polislere tepki göstermesi üzerine onun da gözaltına alındığını belirtti. 3 gündür Erenköy Ruh ve Sinir Hastalıkları Hastanesi'nde yatmakta olan Kaplan, gözaltında da darp edildiklerini iddia etti.
21 yaşındaki Davut Kaplan, 22 Kasım Perşembe günü kardeşi Muhammet Ali Kaplan'ın sınav tarihlerine bakmak için Kartal Soğanlı'da bulunan okula gittiğini ve okul girişinde birkaç polisin kimliğini görmek istediğini söyledi. Kardeşinin polislere neden kimlik istediklerini sorunca polislerin kardeşine küfrettiğini belirten Kaplan, aynı polislerin kardeşini takip ettiğini ve yolunu kesip nereli olduğunu sorduklarını söyledi. Kaplan, kardeşinin 'Batmanlıyım' demesi üzerine polislerin kardeşini dövmeye başladığını iddia etti. O sırada oradan geçerken polislerin kardeşini dövdüğünü gördüğünü söyleyen Kaplan, polislere tepki göstererek kardeşini neden dövdüklerini sorduğunu dile getirdi. 'Bir anda hepsi bana saldırdı. Ellerimi kelepçeleyip bana yumruk ve coplarla vurmaya başladılar' diyen Kaplan, kardeşiyle birlikte Yakacık Polis Karakolu'na götürüldüklerini söyledi.
'Karakolda 'darp edilmedik' diye imza attırdılar'
Polislerin kendilerini karakolda dövmeye devam ettiklerini belirten Kaplan, muayene için Kartal Yavuz Selim Hastanesi'ne götürüldüklerini söyledi. Kronik şizofren olduğunu ve psikiyatriste sevk edilmek istediğini polislere söylediğini ifade eden Kaplan, ne polislerin ne de kendisini muayene eden doktorun isteğine kulak verdiğini dile getirdi. Muayenenin ardından yine karakola götürüldüklerini kaydeden Kaplan, kendilerine karakolda darp edilmediklerine dair bir kağıt imzalatıldığını iddia etti.
Yaşadıklarının ardından kriz geçiren Kaplan, şu an Erenköy Ruh ve Sinir Hastalıkları Hastanesi'nde tedavi görüyor. 3 gündür hastanede yatan Kaplan, 'Hastaneye gelir gelmez kardeşini ve beni döven polisler hakkında suç duyurusunda bulunmamız için rapor istedik. Ancak vermediler' dedi.
Sağ gözü, kulağı ve şakaklarındaki morluklar ile bileklerinde kelepçeden ötürü yaralar bulunan Davut Kaplan, kardeşi Muhammet Ali Kaplan'ın ise boğazının sıkıldığını ve kolunda morluklar bulunduğunu söyledi. CEREN SARAN - İSTANBUL (DİHA)
SERT SOGUGA DAYANAMAYAN ISGALCI ORDU GUCLERI SINIR IHLALI SEVDALARINI BASKA BAHARA ERTELIYOR OLABILIRLER MI?
TÜRK ORDUSU, KÜRDİSTAN BÖLGESİ SINIRINA YAKIN BÖLGELERDE KURDUĞU İKİ ASKERİ MERKEZDE BULUNAN ASKERLERİNİ ÇEKTİ.
25-Nov-07 [10:49]-PNA-Türkiye’nin Kürdistan Bölgesi sınırına yığdığı askerlerinden oluşturduğu iki askeri merkezin geri çekildiği bildirildi.
Türk ordusunun Kürdistan Bölgesi sınırına yakın bölgelede kurduğu iki askeri merkeze yerleştirdiği askerlerini geri çektiği bildirildi.
Konuya ilişkin Nawa radyosuna açıklama yapan Batufa sınır muhafaza güçlerinin sorumlusu Eqid Hüseyin igili haberi doğrulayarak, ‘’Türk orudusuna ait iki askeri merkezin Duhok’a bağlı Kupık ve Kımri bölgeleri arasındaki Kürdistan sınırına sadece 500 metre uzaklıkta bulunduğunu bildirdi.
Hüseyin, Türk askerlerinin çekilmesinin kış mevsiminin başlamasıyla nedeniyle yapılan rutin bir çekilme olduğunu söyledi.
Ortadoğu’da Kürt yetimleri için adalet yoksa, kimse için olmayacaktır... Bu bir abartı ve meydan okuma değildir.
Kürdistan yetimleri
Hasan BildiriciTarih: 24 Kasım 2007 Cumartesi
Türk devleti günahkar ve suçlu bir devlettir. Türk devleti suçlarından ve günahlarından kaçamaz. Türk devletinin üstünde hükümranlık sürdürdüğü topraklar şehirleri, köyleri ve katliam mağduru halklarıyla bir uygarlıklar mezarlığıdır. Bilinen acılı hayat hikayelerin çok fazlası toprağın altında saklıdır.
Bugün MHP Genel Başkanlığını yapmakta olan Devlet bahçeli dahi Türk devletinin yetimidir. Dedesi devlet tarafından asılmış bir Türk yetimidir Bahçeli...
Kürdistan topraklarının altı vıcık vıcıktır. Kandır, irindir, feryattır, süngülenmiş çocuk, uçurumlardan atlamış Kürt kızı, daha acılı olsun diye oğulları babalarından önce asılmışların gözyaşlarıdır. Kürdistan toprakları insan karışımı bir acıdır... Mezar yerleri bilinmeyen Seyit Rıza, Şeyh Sait’tir... Bir soluk sürgün, hasret ve ölümdür.
Kürdistan, katillerinden mutlaka hesabı sorulması gereken kanlı bir tarihi dosyadır. Kürdistan, Kürt yetimlerinin alnına düşülmüş namustur, şereftir... Kürt halkı, ataları Türk devleti tarafından öldürülmüş bir yetimler ordusudur.
Kürdistan yazıktır, çaresizdir, halkı ölüm ve yoksulluğa mahkum edilmiş bir kimsesizler yurdudur. Konaklarında mezopotamya kültürlerinin en ileri gelenlerini ağırlaşmış Kürt beylerinin çocukları acımasız Türk hoyratlığı altında sokak çocuğudur, tinercidir; ayakkabı boyacısı, mendil satıcısı, cepçidir.
Kürdistan yazık bir yurttur, çaresizdir, dili bölünme nedeni, kültürü ayrılıkçılık, renkleri bölücülüktür.
Adı yasak edilmiş Kürdistan, okul kapılarında ana dilini dahi konuşamadığı halde iktidar partilerine ve militarist güçlere uşaklık yapan hainlerle doludur.
Kürdistan; onuru, şerefi, doğası ve yaşamıyla ayaklar altına alınmış bir yurttur.
Kürdistan, ölen anasının adını anmaktan dahi korkan yetim bir çocuktur.
PKK, katliam sanığı Türk devletinin yüzyıllık günahlarına bir itirazdır. PKK, Türk devletinin Diyarbakır vahşetinde dölünü almış, faili devlet olan cinayetler karşısında dişlerini kayalara gömmüş, yıkılan köylerin tozu dumanıyla yüzünü yıkamış, dağların dondurucu soğuğunda el ve ayaklarını yakmış, aç karınlarını ağaç kabuklarıyla doyurmuş bir çile hareketidir.
Şimdi Türk devleti, kendi vahşetinin sonucu olan PKK’yi yaşamının tam orta yerinde tümüyle boğmayı aklına koymuştur...
Kürt halk yaşamı üzerinde Türk ırkının ebedi varlığını ilan etmek Türk devletinin nihai amacıdır. Bir uygarlıklar katili olan devlet, böylece ufak tefek sıyrıklarla Kürt dosyasını ucuza kapatacağını ummaktadır.
Fakat Türk devletinin, yüz yıllık tarihin her döneminde yetim bıraktığı Kürdistan çocukları her yerdedir.
O çocukların acısından ne Amerika ne Avrupa anlar.
O çocukların acısını ne cep dolduran ticari anlaşmalar, ne Türk yönetimi sınıfını rahatlatan reformlar, ne petrol fiyatları, ne üç kağıtçı Kürtlerin makam ve para hırsı dindirir.
Bu yetim çocuklar kendi acıları üzerine akbabalar gibi üşüşen karanlık ilişki sahiplerinin ne mal olduklarını ve ne tür karanlık işler çevirdiklerini çok iyi bilirler...
Devletin ve işbirlikçi akbabaların şunu çok iyi bilmesi gerekir ki, Kürdistan halkı Türk devletinin yetimidir. Bu yetimler sürüldükleri şehirlerde sokak çocuğudur... Sürgündür, hapistir, dağların kahredici belasına sığınmış gerilladır... Ölümdür, yitik mezardır... Kısacık ömürleri kabusa dönüştürülmüş olanların toplamıdır.
Ortadoğu’da Kürt yetimleri için adalet yoksa, kimse için olmayacaktır...
Bu bir abartı ve meydan okuma değildir.
Kürt yetimleri katliam sanığı devletten yeni katillikler değil Kürt katillerini istemekte ve dünyadan adalet beklemektedir.
Bu yoksa çözüm de yoktur.
Kürt yetimleri Kürdistan’ı katledenlerin peşini bırakmayacaktır...
Hasan Bildirici
bildiricihasan@hotmail.com