KUZEY IRAK'IN İKİ NUMARASI, PARLAMENTO BAŞKANI ADNAN MÜFTİ: Türkiye küçük bir kapı açsın Hasan Cemal Bağdat'ta/Milliyet-Adnan Müfti, Kuzey Irak'ın Mesud Barzani'den sonraki iki numarası. Irak Kürdistan Ulusal Meclisi'nin Başkanlık koltuğunda oturuyor. Irak Cumhurbaşkanı Celal Talabani'nin kuruluşundan beri liderliğini yaptığı Kürdistan Yurtseverler Birliği partisinin üyesi. Bağdat'a gelmeden önce kendisiyle Erbil'de, parlamentodaki makamında uzun bir görüşme yaptık. Dağda peşmerge olarak geçirdiği zamanı, kurtulduğu suikast girişimlerini anlatırken, "Ben fazladan yaşayan bir adamım" dedi gülerek. Erbil'deki aynı binada, 1992 yılının sonbaharında ilk Kürt parlamentosunun başkanı Dr. Cevher Namık ve Kürdistan yönetiminin ilk başbakanı Dr. Fuat Masum'la görüşmüştüm. Adnan Müfti, bizim basından yakınıyor. Sordu: "Türk F-16'ları gelip Erbil'i mi vuracakmış?.. Olacak şey mi? Böylesine savaş çığırtkanlığı yapılır mı? Bakın biz, askerlerin PKK tarafından şehit edilmesini parlamento olarak şiddetle kınadık. Terörü, şiddeti kınıyoruz. Bizim topraklarımızın PKK tarafından Türkiye'ye zarar vermek için kullanılmasını istemiyoruz. PKK'yı biz yaratmadık. Sorunun kökleri Türkiye sınırlarının içinde... Ayrıca PKK vurup kaçıyor, bir orada, bir burada..." Adnan Müfti, 1990'lı yıllarda Türkiye'yle birlikte PKK'ya karşı silahlı mücadele dahil işbirliği yapıldığını belirtiyor. "PKK'ya karşı biz de şehit verdik" diyor. 1997'de Türk Silahlı Kuvvetleri'nin yapmış olduğu son operasyondan söz ediyor. 'Türkiye af çıkarır mı?' Kuzey Irak'ta askeri operasyonların çare olamayacağını geçen yirmi küsur yılın gösterdiğini belirttikten sonra ekliyor: "Yirmi yıldan beri bu kadar savaş... Ama PKK hâlâ varlığını sürdürüyor. Savaşla bu sorun çözülmez. Barışı, diyaloğu deneyelim. Bakalım, PKK'nın böyle bir niyeti var mı, bunu da sınayalım." Adnan Müfti bir noktayı sürekli vurguluyor: "Türkiye bir küçük kapı açsın!" Neydi o kapı? Soruyor: "PKK silah bırakırsa, Türkiye de af çıkarır mı dağdakileri indirmek için?.. Bu konuda hepimiz, Amerika dahil herkes elinden geleni yapsın." PKK'nın saldırılarıyla, terör ve şiddet eylemleriyle bu kadar şehidin verildiği, Türk kamuoyunda büyük bir yangının yaşandığı bir dönemde 'af'tan söz edilemeyeceğinin tabii ki farkında Adnan Müfti de. Şöyle devam ediyor: "PKK, tuttuğu yolun yanlışlığını artık anlamalı. Bir an önce silahlı mücadeleyi bırakmalı. Bunun ilk aşaması olarak ucu açık ve önşartsız bir ateşkes ilan etmeli. Bu süreç içinde Türk hükümeti de dağdakileri indirmek ve Apo'nun hapishane koşullarını düzeltmek için bazı yasal adımları atabilmeli. PKK'nın gerekeni yapması için biz gerekli baskıyı onlara yapıyoruz. Ayrıca parlamento olarak şiddeti kınayan ve PKK'nın silahlı mücadeleden vazgeçmesini isteyen bir bildiri yayımladık. Ben Parlamento Başkanı olarak PKK'lıların dağdan inmeleri için açık çağrı yaptım." 'K.Irak'ta hain ilan edildik' Adnan Müfti, PKK konusunda kendileri açısından bir güçlüğü de işaret ediyor. 1992'de, Türkiye'yle birlikte PKK'ya karşı Kuzey Irak'ta operasyon yaptıkları zaman Irak Kürtleri arasında kendilerinin hain ilan edildiğini ve büyük tepki çektiklerini anlatıyor. Tabii bu sözleriyle, PKK'ya karşı Kuzey Irak'ta yapabileceklerinin sınırını da bir yerde çizmiş oluyor. Bu arada benim de buralarda gözlemlediğim bir noktaya değiniyor: Türkiye'ye karşı Kürtler arasında uç vermeye başlayan tepki ve husumet... Ve ekliyor: "Oysa, Türkiye özellikle 1990'lı yılların başından itibaren Kuzey Irak'a en çok yardım eden ülkelerin başında geliyor. Buralarda Türkiye'ye hayranlık var. Bu havanın bozulması, ne bizim ne de Türkiye'nin menfaatinedir. Kuzey Irak operasyonu konusunda halkın arasında, 'Türkiye'nin derdi PKK değil, Kürdistan yönetimi' söylemi bayağı yaygın..." Irak Kürdistan Ulusal Meclisi Başkanı Müfti, PKK'nın tuttuğu yolun Türkiye'de şoven, Baasçı çevrelerin elini güçlendirdiğini kabul ediyor. "Biz demokratik ve AB üyesi bir Türkiye'nin komşusu olmak istiyoruz. Bizim çıkarımız, Avrupa'ya komşu olmak, Baasçı bir ülkeye değil" diye konuşuyor. Şunları da ekliyor: "Ama Türkiye bazı bakımlardan çok katı. Kürtlerin demokratik ve kültürel hakları konusunda yapması gereken şeyleri var. Belki de Türk Baasçıları PKK'dan memnun. Böylece PKK'yı bahane ederek Türkiye'de demokrasinin gelişmesini engelliyorlar. Burada çoğu insan böyle düşünüyor." 'Türkiye'ye büyük lider lazım' Açıkça söylemese de, bir noktayı üstü örtülü biçimde belli ediyor: Askerin PKK ve Kuzey Irak üzerinden AKP ile hükümetini zayıflatmak istiyor olması ihtimali... Kürt eliti arasında Turgut Özal'ın ayrı bir yeri olduğu söylenebilir. Adnan Müfti'de de bu belli oluyor. Kürt sorununun, yani Türkiye'nin ileriye gitmesini engelleyen bir düğümün çözülmesinden söz açılınca şöyle diyor: "Türkiye'ye büyük lider lazım. Özal bu çaptaydı. Erdoğan Kürt meselesi konusunda belki ileride bu rolü oynar." Adnan Müfti'nin şu sözleri de ilginç: "Allah bizi Kürt olarak yaratmış. Araplar, Farslar, Türkler gibi biz de gurur duyuyoruz Kürtlüğümüzle... Ama bakın, Arapların çoğunluğu bizi Arap sayar; Farslar bize İranlı der geçer. Türkler de bir zamanlar bizim için dağ Türkleri derdi. Biz şimdi ne yapalım bu topraklarda? Kendi dilimizle, kendi kimliğimizle birlikte yaşamak istiyoruz. Ciddiyiz, Türkiye'yle barış istiyoruz." Irak Kürdistan Ulusal Meclisi Başkanı Adnan Müfti, son olarak yine aynı şeyi söylüyor: "Türkiye, Kürt sorununun çözümü konusunda, PKK'yı dağdan indirme konusunda ufak bir kapı açsın, bir yol açsın. Her şey o kadar kolaylaşacak ki." Yarın Bağdat'tan devam...
Subscribe to:
Post Comments (Atom)
0 Yorum:
Post a Comment