KONGRA GEL Başkanı Zübeyir Aydar, KDP ve YNK’ye antiKürt cephesine karşı stratejik ortaklık önerdi. Aydar, Kerkük’ün Kürdistan’a dahil edilmesi için zaman kaybedilmemesi gerektiğini söyledi.
KONGRA GEL Başkanı Zübeyir Aydar, Güneyli güçlerin (KDP ve YNK) Kerkük sorununun çözümü konusunda tıkandıklarını söyledi. AntiKürt ittifakının boş durmadığını dile getiren Aydar, Kerkük’te çözüm için YNK ve KPD’ye ‘stratejik ortaklık’ önerdi. Aydar, Fırat Haber Ajansı’nın sorularını cevapladı.
KONGRA GEL’in 6. Genel Kurulu, 21-25 Temmuz tarihleri arasında gerilla alanlarında yapıldı. Bu kongre hangi koşullarda ve nasıl yapıldı?
KONGRA GEL, 6. Genel Kurulu’nu operasyonların çok yoğun olduğu, savaşın zirvede olduğu bir dönemde başarı ile topladı ve gündemdeki konularını görüşerek tamamladı. Olağanüstü bir dönemdi.
Genel Kurul’da “ulusal birlik için çerçeve anlaşması kararı”ndan bahsediliyor. Bunu biraz açabilir misiniz?
KONGRA GEL Genel Kurulu 2004’ten beri sürekli ulusal birlik çağrılarında bulunuyor. Sürekli gündemimizde, bu yıl da gündemdeydi. Mutlaka tüm parçadaki Kürtlerin, dışarıdakilerin bir çatı altında toplanarak ulusal strateji oluşturmaları gerekir. Bu yönlü kararlar var.
Son olarak KNK genel kurulunda bir Ulusal Strateji Belgesi tartışıldı. Bir komisyon çalışmalarını yürütüyor. Herkesin tartışmalara katılması ve öneri sunması için kısa bir süre içinde kamuoyuna sunmaları bekleniyor. KNK’nin ulusal birlik yönünde tüm adımlarını destekliyoruz. Ama ulusal birlik yalnız bir tarafın çabası ile olmuyor. Özellikle Güneyli güçler; KDP ve YNK’ye iş düşüyor. Onların imkanları daha fazla. Ama çaba gösteremiyorlar. Bu yönlü duruşları zayıf. Parçacı, bölgesel bir duruş sergiliyorlar, ulusal bir duruşları yok.
Güney’deki güçlerin mevcut pozisyonları göz önüne alındığında ulusal birlik noktasında bir yakınlaşma bekliyor musunuz?
Bu partiler bir parçanın partileridir, Güney’le sınırlıdırlar. Bir ulusal parti örgütlenmeleri yok. Biz baştan beri tüm parçalarda Kürtleri örgütlemeye çalıştık. İlk defa bir Kürt önderi Başkan Apo bütün Kürtlere hitap etti. İlk defa bir parti her tarafta örgütleniyor. Sıkıntı diğer partilerden geliyor. Her biri parça partiler. Özellikle Güney partilerinin sınırları Güney’le bitiyor. Parçacı ve yerel düşündükleri için sıkıntı buradan geliyor. Şimdi esas sorunlardan biri Kerkük sorunu. Yani Kerkük’le beraber daha önce Saddam’ın denetimi altında olan Kürt bölgelerin sorunu var. Kerkük tek başına Güneyli’lerin çabaları ile kurtarılacak bir yer olmaktan çıkıyor. Bir ulusal sorundur.
Bu konuda bir öneriniz oldu mu? Kerkük politikanız nedir?
Genel Kurul’da Kerkük sorunu da tartışıldı. Karar tasarısı geçti kuruldan. Bizim Kerkük politikamız şudur: Kerkük Kürdistan’da yer alan bir şehirdir. Kürdistan’a dahil edilmesi gerekiyor. Ama orada yaşayan Türkmen, Araplar, Asuriler, tüm ağırlıklar göz önüne alınarak demokratik konfederalizm esprisi ile özerk bir statüye kavuşturulmalı. Kendi içinde kendi kendini yönetsin.
Bu anlamda Kerkük sadece Güney’in sorun değildir. Bütün parçaların sorunu olarak bakıyoruz. Ayrıca Güney’in tek başına çabalarının bu soruna yetmediğini görüyoruz. Güneyli partilerin izlediği politikanın tıkandığı görülüyor. Başarısız bir politika yürüttüler. Gereken önem verilmedi. Bu sorunu, Saddam’ın düştüğü zaman, 2003-2004’te halletmeleri gerekirdi. Ama hep ertelediler. Bu erteleme yanlıştır. Diğer yandan iki parti kendi aralarında Kerkük’te rekabet yaşadılar. İki yönetim, iki asayiş kurdular. Bir genel Kürt iradesi ortaya koymadılar. Yine Kerkük’e dönen insanlar var. Daha önce yerlerinden göçertilmiş insanlar kendi yerlerine dönüyor ama ev yok bark yok. İmkanları olmasına rağmen Kerküklülere yeterli yardım yapılmadı.
‘Zaman aleyhimize işliyor’
Bir de Irak Anayasası çerçevesinde referandum olacaktı, ama bunun öyle kolay olmayacağı belliydi. Türkiye-Suriye-İran antiKürt ittifakı var. Kerkük’teki referandumu geçen yıl Türkiye’nin engellediğini kendileri de ifade ettiler. Bugün Bağdat’taki Şii ve Sünniler de bu ittifaka dahil oldu.
Anayasaya aykırı parlamentoda yasa geçirecek gücü buluyorlar kendilerinde. Şu görülüyor; zaman Kerkük konusunda Kürtlerin lehine değil aleyhine işliyor. Fırsatlar zamanında kullanılmadığı zaman kaçar. Bağdat merkezi yönetimi güçlendikçe Kürtler dıştalanıyor ve kendilerine göre kararlar alıyorlar. Kerkük referandumunun bir yıl daha ertelenmesi önerisi var. Bu erteleme nereye varacak. Gelecek yıl Kürt hükümeti daha mı güçlü olacak, Irak hükümeti daha mı zayıf olacak. Sorunun çok tehlikeli bir boyuta gittiği görülüyor. Irak hükümeti kendisini güçlü hissettikçe ordusunu peşmergelerin bulunduğu alanlara gönderiyor. Buralarda operasyon yapmaları gibi girişimler gelecekte yeni sıkıntıların habercisidir. Güney hükümeti ve partilerinin bu konuda yanlış strateji ve politika izlemesi durumu daha da tehlikeli bir boyuta taşınacaktır.
Biz “ulusal konferans olmazsa bile en azından Kerkük konulu bir konferans yapalım” diyoruz. Bütün Kürt kesimlerinin katıldığı bir özel konferans yapılarak ortak bir strateji belirlenmesini istiyoruz. Bu çağrımızı yapıyoruz.
‘AntiKürt ittifakına karşı ulusal birlik’
AntiKürt ittifakına karşı Kürtlerin de bir araya gelmesi gerekiyor. Yoksa Kürtler için tehlike çanları çalıyor. Herkes Kürtler üzerine pazarlık yapıyor. İran Cumhurbaşkanı Mahmud Ahmedinejad Türkiye’ye gitmeden önce dört Kürdü ‘hediye paketi’ olarak Türkiye’ye sunuyor. Biz diyoruz ki; bir araya gelelim, konuşalım, tartışalım.
Artık Kürtler üzerinde pazarlık yapılan, hediye edilen, koz olarak kullanılan bir durumdan çıksın diyoruz. Bunu bütün Kürt partilerinin gündemine getiriyoruz. Halkımıza da çağrıda bulunuyoruz. Herkes ulusal birlik için baskı yapmalı. 1991’de Irak müdahalesinden sonra Güney Kürdistan’da de facto bir durum ortaya çıktı. Kürdistan’ı işgal altında tutan devletler, Türkiye-İran-Suriye, Ankara-Şam toplantıları yaparak nasıl bir önlem alacaklarını tartışıyorlardı. Sonra Amerikan işgali ile birlikte, bu kez daha da genişleterek adına “Irak’a komşu ülkeler toplantısı” dendi. Aslında Kürdistan’a komşu ülkeler toplantısıdır. Kürde karşı önlem alma konferansıdır. Tüm bu girişimlere karşı biz de diyoruz ki önce biz kendi aramızda toplanalım. Ortak bir strateji oluşturalım.
Diğer parçalardakilere göre Güneydekilere bu konuda daha fazla iş düşüyor. Ancak bu propagandanın ötesine geçmeli. Hatta bu konuda zaafiyet gösteriyorlar. Güney’de iki tarafla da ilişkilerimiz var ama istenilen düzeyde değil. İlişkilerin stratejik düzeyde olmasını isterdik. Henüz öyle bir seviyede görünmüyor.
KDP ve YNK’ye stratejik ortaklık mı teklif ediyorsunuz?
Biz bütün Kürtlere bunu öneriyoruz. Biz aynı ülkenin insanlarıyız. Aynı kaderi paylaşıyoruz. Aynı tehditlerle karşılaşıyoruz. Aynı kaderi paylaşan halk olduğumuz için ortak strateji diyoruz.
CELİL DEMİRALP/ ANF/BRÜKSEL YENİ ÖZGÜR POLİTİKA
0 Yorum:
Post a Comment