'Böyle kardeşlik olur mu?'
Milleti sokaklara dökmekle, gerçekleri çarpıtmakla çözüm değil, çözümsüzlüğünü derinleştirildiğini ifade eden Karayılan, şunları söyledi: 'Milliyet gazetesinin 24 Ekim'deki manşeti Dağlıca'daki (Oramar) asker kayıpları için 'Bu son olsun' biçimindeydi, biz de son olsun, diyoruz. Ama son olabilmesinin yolu Kürtleri tasfiye etmekten geçmiyor, Kürtler öyle tasfiye edilemez. Son olmasının yolu Irak Kürdistanı'na saldırmaktan geçmiyor. Bunun son olmasının yolu; sizin Kürt halkının da bir halk olduğunu kabul etmenizden geçiyor. 'Ya komşu olacaksınız, ya hedef olacaksınız' diyorsunuz. Ama komşuların karşılıklı birbirlerinin iradesine saygı göstermesi lazım! Kardeşlik böyle gelişir. Bizim amacımız halklar arası kardeşliği geliştirmektir. Kardeşler birbirini anlamalı ve tanımalıdırlar. Bir kardeş bir kardeşi tanımıyor, ayakları altında eziyorsa, böyle kardeşlik olur mu?'
Karayılan, 'Biz kardeşlik istiyoruz, gerçekten kardeşlik ve özgür birlik istiyoruz' diyerek, sözlerini şöyle sürdürdü: 'Biz, Türkiye'nin birliğinden yanayız ama özgür birliğinden yanayız. Kürtlerin yok edildiği, iradesizleştirildiği, uydulaştırıldığı, köleleştirildiği, paçavraya dönüştürüldüğü bir birlik bu saatten sonra zaten mümkün değildir. Kürtlerle birlik olmak istiyorsanız, Kürtleri de tanırsınız, dilini, kültürel ve siyasal haklarını tanırsınız. Bunun dünyada bolca örnekleri vardır, Avrupa'da bir sürü örnek vardır. İspanya'da Katalonya, İngiltere'de İskoçya örnekleri vardır. Bu hakları tanımaz, çözümü şiddette görürsen, bu son olmaz, daha çok yaşanır. Her iki tarafın da gençlerinin kanı dökülmesin! Bunu en çok isteyen biziz. Bunun için herkes sorumluluğunun gereğini yapmalıdır, sorumluluğuna sahip çıkmalıdır. Sorumluluk, birbirini dinlemek ve anlamaktır, kardeşçe bir arada yaşamak için birbirine saygı göstermektir. Bu acıların son olmasının yolu budur.'
'Kürtler teslim alınamaz'
Karayılan, Türkiye'deki yetkililere de seslenerek şunlara dikkat çekti: 'Burada ben Türkiye'deki sorumlu güçlere, Türk hükümetine, Türk devlet yetkililerine şunu söylemek istiyorum; bu saatten sonra Kürtler teslim alınamaz. 'PKK'yi yok edeceğiz' diyorsunuz, PKK nasıl yok edilecek? PKK her taraftadır. 'PKK'yi kabul etmeyiz' diyorsunuz. Tamam, Kürt temsilcileri var, onları kabul edin, ama onlara da baskı uygulanıyor, onları da devre dışı kılmak istiyorsunuz. Burada dayatılan tümden bir iradesizleştirmedir ve bu kabul edilmeyecektir.'
Kürt halkına karşı gelişen saldırılar ve Kürt Halk Önderi Abdullah Öcalan'ın durumundan kaygı duyduklarını belirten Karayılan, 'Burada halkımıza şunu söylemek istiyoruz, her şeyden önce Önderliğimizin yaşamı konusunda ciddi kaygılar taşımaktayız, bunu daha önce de halkımızla paylaştık. Kürt halkı tarihinin bu önemli döneminde büyük bir sınavla karşı karşıyadır. Kendi Önderliğine ve değerlerine sahip çıkacak bir halk mıdır, değil midir gibi bir imtihanla karşı karşıyadır' şeklinde konuştu.
'Bugün Türkiye'de geliştirilen şovenizm, militarizm bir Kürt-Türk çatışmasına yol açacak düzeyde derinleştirilmektedir' diyen Murat Karayılan, 'Türk devlet yetkilileri bir taraftan halkı galeyana getirerek sokaklara döküyor, Kürtleri hedef göstererek sindirmeyi amaçlıyor, öte yandan da iki yüzlüce sağduyu çağrıları yapıyor' dedi.
'Kurumlarınızı koruyun'
Türkiye'nin bu çabalarına karşı Kürt halkının, halkların kardeşliğini esas alması gerektiğini ifade eden Karayılan, ama bunu yaparken kendini geriye çekerek değil, değerlerini ve kurumlarını koruyarak yapması gerektiğinin altını çizdi. Karayılan, şu çağrıda bulundu: 'Bu açıdan halkımız demokratik, siyasal parti ve kurumlarına sahip çıkmak durumundadır. İkide bir basılarak, yakılması orada Kürt halkının iradesinin çiğnenmesi anlamına gelmektedir. Herkes kurumlarını korusun, o kurumlar halkımız için bir namus, bir şeref olgusu olarak ele alınmalıdır. Baskılar karşısında iradeli, örgütlü bir duruş sergilenmelidir. Halkımız değerlerine ve Önderliğine sahip çıkmalıdır, Önderlik hamlesine güçlü katılmalıdır. Türk devleti gündemi çarpıtarak, Irak'ı gündemleştirdi. Biz onun Önderliğimize ve halkımıza dönük yaptığı suç düzeyindeki uygulamalarını gündemleştirelim. Bu konuda Kürdistanlı gençleri, kadınları ve tüm halkımızı göreve çağırıyoruz. Halkların kardeşliği temelinde iradeleşme mücadelesini, kendine ve değerlerine sahip çıkma mücadelesini geliştirmeye, gelişecek muhtemel provokasyonlara karşı duyarlı olma temelinde kitlesel eylemlerle gereken cevabı vermeye çağırıyoruz.' BEHDİNAN - ANF
Leyla Zana'nın konuşmasına inceleme
Diyarbakır Cumhuriyet Başsavcılığı, Demokratik Toplum Kongresi'nde konuşma yapan DEP eski Milletvekili Leyla Zana hakkında inceleme başlattı.
Leyla Zana'nın konuşmasının ses ve video kayıtlarını Emniyet Müdürlüğü'nden isteyen savcılığın, konuşmaların incelenmesinin ardından soruşturma açması bekleniyor. Zana konuşmasında, yeni Anayasa'da Kürtlerin varlığının ve kendi kültürleriyle yaşayabilme iradesinin yer almasını istemişti. Konuşmasında PKK Lideri Abdullah Öcalan'ın durumunu da değerlendiren Zana, 'Size affedin diyeceğim ama bunu kendi kabul etmez. 9 yıldır adaya aldınız. Halktan kopardınız. Halkla iletişim kurabileceği bir yere nakledilirse ve o zaman da Kürtler silaha sarılırsa söz onlara karşı biz ayaklanacağız. Eğer bunu yapmazsak o zaman teröristiz' demişti.
Zana'nın konuşmasının ardından gazetecilere açıklamada bulunan Adalet Bakanı Mehmet Ali Şahin, 'Hukukçular gerekeni yapmalıdır' diyerek Zana hakkında soruşturma açılması gerektiğini ifade etmişti. DİYARBAKIR (DİHA
Kürtçe şarkı söylenen düğüne panzerli baskın
Mersin'de Siteler Karakolu'na yakın mesafedeki açık alanda yapılan düğünü 'Kürtçe şarkı söylendiği' ve 'sarı, kırmızı, yeşil renkli flamalar açıldığı' gerekçesiyle panzerlerle basan kar maskeli özel timler, çevreye rast gele ateş açtı. Gözaltına alınan damat Serhat Kolanç, halay çekenlere kalas ve coplarla saldırıldığını belirterek, olayla ilgili suç duyurusunda bulunacaklarını söyledi.
Kürtlerin yoğun olarak yaşadığı Şevket Sümerler Mahallesi'nde Şırnaklı Kolanç Ailesi'nin yaptığı düğün, karakolluk oldu.
Siteler Karakolu'na 50 metre mesafedeki uzaklıkta bulunan alanda dün akşam yapılan düğün, bir süre sonra kar maskeli özel timler ve polisler tarafından basıldı. Panzerler eşliğinde düğün alanına gelen polis, havaya ateş açarak damat Serhat Kolanç'ı gözaltına aldı. İfadesi alındıktan sonra serbest bırakılan Kolanç, polislerin kendisine 'siz bölücüsünüz, vatan hainisiniz' dediğini iddia ederek, olay anını şöyle anlattı: 'Saat 17: 00 sıralarında düğünümüz başladı. Bir süre sonra polisler Kürtçe şarkı söylenmesini hazmedemeyerek özel hareket timleri ile çevik kuvvet polisleri panzerlerle düğünü bastı.
Havaya yüzlerce mermi sıkarken, halaydakiler kendilerini yere attı. Büyük bir arbede yaşandı. O esnada polisler, 'teröristler, bölücüler, vatan hainleri' diye bağırıp düğündekilere cop ve kalaslarla vurmaya başladı. Karakolda hakaret ettiler. Düğünü basma gerekçeleri 'Kürtçe şarkı söylendiği ve sarı, kırmızı, yeşil renklerin açıldığını' söylediler.' Açılan ateş sırasında evlerine de mermi isabet ettiğini kaydeden Kolanç, polisler hakkında suç duyurusunda bulunacaklarını kaydetti. Damadın annesi Hazal Kolanç, olaya tepki göstererek, 'Artık düğünlerimize bile hazmetme güçleri yok. Sanki eylem yapıyormuşuz gibi maskeli timler ile çevik kuvvet polisleri birçok kişiyi dayaktan geçirdi. Şimdiye kadar yasımızı kendilerine tehlike buluyorlardı, artık düğünlerimizi de kendilerine tehlike görüyorlar' diye konuştu. MERSİN - DİHA
Tunceli'de operasyon genişliyor
Tunceli merkez, Pülümür ve Nazımiye ilçeleri kırsalında başlatılan askeri operasyonlar aralıksız bir şekilde devam ediyor. Operasyonda yer yer çatışmaların yaşandığı bildirildi.
Türk Silahlı Kuvvetleri'nin (TSK) Tunceli'nin Sütlüce, Güleç, Kutudere mevkiinin iç kesimleri, Zaage, Kırmızıdağ mevkii ile Pülümür İlçesi'ne bağlı Kırmızı Köprü Köyü kırsal alanı ve Nazimiye, Mazgirt ve Bingöl üçgeninde HPG'ye yönelik başlattığı operasyon genişleyerek devam ediyor. Operasyon kapsamında bölgeye çok sayıda jandarma özel harekat birlikleri sevk edilirken, bölge kobra tipi helikopterler ve havan topları ile bombalanıyor. Operasyon kapsamında dün gece saatlerinden itibaren de bölgeye helikopterlerle yoğun bir şekilde askeri sevkiyat yapıldığı öğrenildi. Operasyonlarda yer yer çatışmaların yaşandığı bildirilirken, çatışma sonucuna ilişkin bir bilgiye ise ulaşılamadı. TUNCELİ (DİHA)
Irkçı saldırılara karşı meşaleli yürüyüş
Sınır ötesi operasyona izin veren Meclis tezkeresi, İkitelli'de protesto edildi. Artan ırkçı saldırılar ve sınır ötesi operasyona izin veren Meclis tezkeresine tepkiler sürüyor. İkitelli PTT önünde bir araya gelen ve 'Êdi Bese, şovenizme, ırkçılığa, faşizme karşı yaşasın halkların onurlu mücadelesi yeter artık' yazılı pankart açan İkitelli halkı, meşalelerle protesto yürüyüşü düzenledi. DTP, DHP, ESP, Mücadele Birliği ve Birleşik İşçi Derneği'nin destek verdiği yürüyüşte sık sık 'Kürdistan faşizme mezar olacak', 'Faşizme karşı omuz omuza', 'İkitelli faşizme mezar olacak' sloganları atıldı. Yaklaşık yarım saat süren yürüyüşün ardından basın açıklaması yapıldı. Açıklamada konuşan Yüksel Bulut, Meclis'ten onay alan sınır ötesi operasyon tezkeresi ile Kürt halkı üzerindeki imha ve inkâr politikasının sürdürülmek istendiğine dikkat çekti. Bulut, 'Yaşanan son çatışmaların ardından burjuva medya tarafından ırkçı saldırılar geliştirilerek Kürt-Türk çatışmasının zemini yaratılıyor' dedi. Polis tarafından mahallede panzer ve çevik kuvvet ekipleri ile geniş güvenlik önlemleri alınırken, eylem sloganlarla son buldu. İSTANBUL
Güneyli Kürd köyleri boşalıyor!
Türk ordusunun Güney Kürdistan'daki sınır bölgesindeki bombardımanları sonucu bölgesinde yaşayanların toplu halde göç etmeye başladıklarını bildiren Hollanda Volkskrant gazetesi köylülerin terörize edildiğini kaydetti. Gazeteye konuşan bir köylü 'Türkler ancak buradaki ailelerin cenazeleri üzerinden geçerek girebilirler' şeklinde tepki gösterdi.
'Kürtler toplu olarak sınır bölgesinden göç ediyor' başlıklı haberde ‘'terk edilmiş köyler, yakılmış araziler ve yollara isabet etmiş bombalar, Irak Kürdistan'ı Qesrok sınır bölgesindeki tahribat oluyor' denildi.
Türkiye ile PKK arasındaki tansiyonun yükselmesi ardından Türkiye'nin son 10 gündür sınır bölgesini bombaladığını belirten gazete, Deştek köylülerinin Türklerin sınır bölgesini bombalamasına anlam vermediklerini zira onların 'burada PKK yok' dediklerini aktardı.
Yüksek bir dağlık alanda bulunan Türk askeri birliğinin büyük Türk bayrağının ovadaki Deştek köyünden görüldüğüne işaret eden gazete, bombardıman sonucu köye giden yol ve arazinin büyük bölümünün yanarak tahrip olduğunu kaydetti. Deştek Köyü Belediye Başkanı Gorial Warda Michael, tahribatı göstererek 'Türkler bunu birkaç gün önce yaptı. Köyü korumak için birkaç erkek dışında 2500 kişi göç etti' dedi.
Bombardımanlarda köylerin dışındaki arazilerin hedef alındığı, bazı arazilerin tahrip olmasına karşın tahribatın asgari düzeyde olduğunun belirtildiği haberde ‘'ancak buradaki halk terörize edildiğini hissediyor'' denildi.
Türklerin köyünün yakınını bombalamasına anlam veremediğini söyleyen Belediye Başkanı Michael, 'ben bugüne kadar burada tek bir PKK'li görmedim' diyerek, ABD'nin gelip sınır bölgesini korumalarını istedi. Saddam döneminde tahrip edilen Deştek köyünün bir buçuk yıl önce Güney Kürdistan bölgesel hükümeti tarafından yeniden inşa edildiğini belirten Michael 'biz daha yeni gelmiştik ki şimdi insanların çoğu gene göç etti' dedi.
Sınır boylarındaki Kürtlerin geçmişte şiddete çok tanık olduklarını yazan gazete, Zaxo sınır yolunda su ve kola satan 19 yaşındaki Arman Mustafa'nın kardeşinin 80'li yıllarda Saddam ordularından kaçarken Türk askerleri tarafından öldürüldüğüne dikkat çekti. Mustafa, 'Türkler ancak buradaki ailelerin leşleri üzerinden geçerek girebilir' diye konuştu. Mustafa Türlere artık hizmet etmeyeceğini söyleyerek gerginliğin artmasından bu yana Türkiye'den daha az müşteriye rastladığını belirtti. Gazete, normalde sınırın iki tarafında yoğun olan ticari araçların geçişinin de son zamanlarda büyük oranda gerilediğine işaret etti.