Son iki yılda 14 gazete toplam 33 kez, bir o kadar da dergi kapatıldı. 20'nin üzerinde gazeteci hâlâ cezaevlerinde. Son olarak da Hayat TV'nin frekansı iptal edildi. Bütün bunları görmezden gelen Cumhurbaşkanı Abdullah Gül, 'Basının sansüre maruz kalmadan sorumluluklarını yerine getirebilmesi, demokratik düzen açısından zorunludur' dedi. Meclis Başkanı Köksal Toptan da, 'Demokrasinin gelişmesi, ancak özgür basın ile mümkündür' mesajını yayınladı.
Yaptıklarınız da dedikleriniz gibi olsa bari
Türkiye'de 24 Temmuz basın üzerindeki sansürün 'kaldırıldığı' gün olarak kutlanırken, muhalif basının maruz kaldığı kapatma ve sansür uygulamaları çok boyutlu olarak sürüyor. Özellikle geçen yıl başlayan Kürt basınına yönelik kapatma furyası ve en son Hayat TV'nin hükümet kararıyla kapatılması sansürün varmış olduğu boyutu da gözler önüne seriyor. Bütün bu sansür politikalarına rağmen devlet erkanı ise basın üzerindeki sansürü görmezden gelerek basın özgürlüğü yanlısı açıklamalarda bulunuyor.
Her yıl olduğu gibi bu yıl da muhalif ve Kürt basını maruz kaldığı sansürle uğraşırken, bizzat sansürü geliştiren devlet yetkilileri ise yaptıkları açıklamalarla basın özgürlüğü savunucusu kesiliyor. 'Basında sansürün kaldırılışının yıldönümü' dolayısıyla bir mesaj yayımlayan Cumhurbaşkanı Abdullah Gül, bağımsız ve tarafsız basının standardının günden güne yükselen demokrasinin vazgeçilmez kurumlarından biri olduğunu savundu. Gül, 'Basının görevlerini gereği gibi yapabilmesi için, basın özgürlüğünün sağlanması, her şart altında gözetilmesi ve geliştirilmesi büyük önem taşımaktadır. Basının sansür ve benzeri sınırlamalara maruz kalmadan sorumluluklarını yerine getirebilmesi, sağlıklı bir demokratik düzen açısından zorunludur' dedi. TBMM Başkanı Köksal Toptan da yayımladığı mesajda demokrasinin gelişmesi ve kökleşmesinin, ancak özgür ve bağımsız basın ile mümkün olacağını söyledi. Toptan, 'Çağdaşlığın ve gelişmenin süreklilik kazanmasını sağlayan tek yönetim biçimi olan demokrasinin gelişmesi ve kökleşmesi, ancak özgür ve bağımsız basın ile mümkündür. Basının kendisinden beklenen görev ve işlevleri tam anlamıyla yerine getirebilmesinin en önemli şartı basın özgürlüğüdür' diyerek basın özgürlüğünden yana mesajlar verdi.
'Basına sansür özgürlüğü var'
Ancak son dönemlerde artık saçma nedenlere dayandırılarak Kürt ve muhalif basın üzerinde estirilen kapatma ve sansür furyası bu açıklamaların ne denli samimiyetsiz olduğunu ortaya koyuyor. Türkiye'deki basın özgürlüğünün düzeyini göstermeye yeten kapatılan Kürt basın-yayın organları şöyle: 17 Ocak 2007'de yayın hayatına başlayan Gündem Gazetesi 6 kez, Güncel Gazetesi 3 kez, Gerçek Demokrasi Gazetesi 2 kez, YedinciGün Gazetesi 6 kez, Haftaya Bakış Gazetesi 3 kez, Yaşamda Demokrasi Gazetesi 1 kez, Toplumsal Demokrasi Gazetesi 2 kez, Öteki Bakış Gazetesi 1 kez, Yeni Bakış Gazetesi 1 kez kapatılırken, 19 Mayıs 2008'de yayın hayatına başlayan Alternatif Gazetesi ile 28 Mayıs 2008'de yayın hayatına başlayan Gelecek Gazetesi de birer kez bir aylık süreyle kapatıldı. Yine 15 Ağustos 2006'da yayın hayatına başlayan ve Türkiye'de Kürtçe yayın yapan tek günlük gazete olan Azadiya Welat'ın yayını 20 gün süreyle durduruldu. En son Hayat TV'nin frekansının hükümet tarafından iptal edilmesi ise Toptan ve Gül'ü yalanlamak için en son örnek oldu. ALTERNATİF
Hayat TV'ye her yerden destek
Siyasi parti, sendikalar, meslek odaları ve demokratik kitle örgütleri ile yurttaşlar Hayat TV'nin yayınının durdurulmasını İstanbul, Ankara, İzmir, Diyarbakır ve Siirt'te kitlesel açıklamalarla protesto etti. Yapılan açıklamalarda Hayat TV'nin haksız ve hukuk dışı bir şekilde kapatıldığı belirtilerek, televizyonunun yeniden yayın hayatına başlaması istendi. İstanbul'da Galatasaray Lisesi önünde biraraya gelen, ÖDP Genel Başkan Yardımcısı Alper Taş, EMEP Genel Başkanı Levent Tüzel, yazarlar Sennur Sezer, Adnan Özyalçıner, Mustafa Köz, Türk Tabipler Birliği Başkanı Gençay Gürsoy, Sine-Sen Genel Başkanı Yusuf Çetin, Demokratik Yazarlar Platformu, KESK İstanbul Şubeler Platformu, Türk-İş İstanbul Şubeler Platformu, Genç Sen, DTP, EMEP, SDP, EHP, TKP üye ve yöneticileri, Nazım Kültür Evi ve Başıbüyük Mahallesi sakinleri biraraya gelerek, Hayat TV'nin frekansının iptal edilmesini protesto etti. Ankara'da ise Hayat TV'nin kapatılmasını protesto eden emek ve meslek örgütü temsilcileri, siyasi parti yöneticileri ile aydın ve sanatçılar, Yüksel Caddesi'nde biraraya geldi. Böyle Düzene Sokak Tiyatrosu ekibi de ağızlarını siyah bantla kapatarak eyleme katıldı. İzmir Demokrasi İçin Aydınlar Birliği üyesi bir grup da, Konak Eski Sümerbank önünde basın açıklaması yaptı. Diyarabakır'da ise BES Diyarbakır Şube binasında basın açıklaması yapıldı. Açıklamaya Eğitim Sen Diyarbakır Şube Başkanı Abdullah Karahan, Türkiye Barış Meclisi Üyesi Aygün Burdaf ve çeşitli demokratik toplum örgütü temsilcisi katıldı. Siirt'te de KESK Şubeler Platformu, İHD, TTB, DİSK/Genel-İş Şubesi, Siirt Yoksullukla Mücadele Derneği (SİYDER), Botan Kültür Sanat Merkezi (BKSM), Siirt Barosu, DTP, SHP ve CHP, Eğitim Sen Şubesi'nde biraraya gelerek basın toplantısı düzenledi. ALTERNATİF
0 Yorum:
Post a Comment