Aleviler 'Ayrımcılığa hayır' dedi

alevilermiting09112008 Alevilerin Ankara Sıhhiye Meydanı'nda düzenlediği 'Ayrımcılığa karşı eşit yurttaşlık hakkı' mitingine yaklaşık 100 bin kişi katıldı. Mitingde AKP'ye tepki gösterildi.
Alevi Bektaşi Federasyonu'nun öncülüğünde Ankara Sıhhiye Meydanı'nda 'Ayrımcılığa karşı eşit yurttaşlık hakkı' mitingi 100 bin kişinin katılımıyla yapıldı. Mitingde konuşma yapan Alevi Kültür Dernekleri Genel Başkanı Tekin Özdil, hak ve eşitlik için Ankara'da toplandıklarını belirterek, bir Kürt'ün hesabını bir Türk'ün sorması gerektiğini, bir Alevi'nin hesabını bir Sünni'nin sorması gerektiğini ve bir Türk'ün gözyaşlarını bir Kürt'ün silmesi gerektiğini ifade etti. Türkiye'yi katillere ve işkencecilere terk etmeyeceklerini söyleyen Özdil, 'Devletin bize elbise biçmesini istemiyoruz. Bu ülkeyi terk etmeyeceğiz. Alevi'si Sünni'si bu ülkeye sahip çıkacağız. İşkencecileri, yargısız infazları, faili meçhul cinayetleri, Kerbelayı, Maraş'ı, Sivas'ı, Madımak Oteli'ni unutmadık ve unutmayacağız' dedi.alevilermiting09112008-1
'İktidar eşitlik talebini görmezden geliyor'
Pir Sultan Abdal Kültür Derneği Genel Başkanı Fevzi Gümüş ise, eskiden Alevi olduklarını söyleyemediklerini dile getirerek, bugünkü iktidarın şiddetin kaynağı olduğunu belirtti. İktidarın farklı inanç, düşünce ve etnik kökenlilerin eşitlik talebini görmezden geldiğini kaydeden Gümüş, 'Alevilerin inançları ret edilerek, yok sayılarak eşitlik ihlal ediliyor. Alevilerin çocuklarına zorla din dersi veriliyor. Alevi köylerine, Alevi inancını yok etmek asimile etmek için zorla camiler yapılarak eşitlik ihlal ediliyor. İnsanlar Alevi olduğu gerekçesiyle ayrımcılığa tabi tutuluyor. Hükümet farklı inanç, düşünce ve etnik kökenlerin eşitlik talebini görmezden gelerek, Türkiye'nin ulusal birikimini emperyalizme peşkeş çekerek, eğitim, sağlık gibi en temel ihtiyaçları serbest piyasaya açarak da şiddet uyguluyor' dedi. Gümüş, Başbakan Erdoğan'ın 'Ya sev ya terk et' anlayışını eleştirerek, Başbakanı'n ırkçı ve gerici olduğunu söyledi.
'Alevilerin üzerindeki baskılar kalkmalı'
Alevi Bektaşi Federasyonu Genel Başkanı Ali Balkız da, ayrımcılığa karşı ve haklı, meşru ve insani taleplerini gerçekleştirmek için Ankara'ya yürüdüklerini söyledi. Zorunlu din derslerinin kaldırılmasını isteyen Balkız, inanç olgusunun kişiye has olduğunu ve kimsenin inançlara müdahale etme hakkının olmadığını belirtti. Alevilerin üzerindeki baskıların kalkmasını talep eden Balkız, 'Zorunlu din dersinin kaldırılmasını, Diyanet İşleri Başkanlığı'nın lağvedilmesini, Cemevlerinin yasal statüye kavuşmasını, Madımak Oteli'nin müze olmasını ve ayrımcılığa karşı eşit yurttaşlık hakkının tanınmasını istiyoruz' dedi.
Balkız, Alevilerin taleplerini yıllardır dile getirdiklerini belirterek, şunları söyledi: 'Aldığımız yanıt sadece 'Yerden göğe kadar haklısınız' oldu ancak gerçek bir uygulama göremedik. AKP Hükümeti eğer gerçekten içten ise 'Alevi açılımı' diye tartışılan ucubenin nemenem bir şey olduğunu açıklamalıdır. Aleviler, taleplerini parti programlarına ve seçim bildirgelerine almayan partilere oy vermeyecektir' diye konuştu.
DTP'li vekiller sahneden indirildi
Miting görevlileri sahnede yer alan DTP milletvekilleri Sırrı Sakık, Hasip Kaplan, Sevahir Bayındır ve Şerafettin Halis'i sahneden indirdi. Buna tepki gösteren Sakık, görevlilerle tartıştı. Görevlilerin sahnenin çok kalabalık olmasından kaynaklı olduğu için herkesi indirdiklerini söyledi. Arif Sağ, Edip Akbayram, Ferhat Tunç, Mustafa Özarslan gibi sanatçıların verdiği mini konserle sona eren mitingde, ÖDP, EMEP, DTP, SDP, ESP, SHP, CHP, DSP, KESK, DİSK, TMMOB, Halkevleri ve Halk Cephesi'nin de aralarında bulunduğu çok sayıda demokratik kitle örgütü temsilcileri de yer aldı. ANKARA (DİHA)

Erdoğan Çillerleşiyor

hasancemal60 Çillerleşme süreci dediğim bu uç noktadır. Gazeteci Hasan Cemal, ilk dönemlerde Özal’a özenen Türk Başbakan Recep T. Erdoğan’ın Demirelleşme sürecini tamamladığını söyledi. Çillerleşme sürecine işaret eden Cemal, “‘Sevmeyen bu ülkeyi terk etsin’ demek gibi Almanya’da Neonazilerin söylediği bir şeyi kullanabilmesi, ‘pompalı tüfek’ sözü ki, bu bir yerde şiddete tahrik ve teşviktir ve demokratik açıdan baktığınız vakit de suça girer” dedi. Uzun süre AKP Hükümeti’ni destekleyen Gazeteci Hasan Cemal, dün NTV’den Mirgün Cabas ve Ruşen Çakır’ın birlikte sunduğu Yazı İşleri programına katıldı.
Alevileri görmüyor
Pazar günü Alevilerin ilk defa Ankara’da sokağa çıkarak, taleplerini haykıracaklarını hatırlatan Cemal, “Başbakan Erdoğan’ın dini inancının Sünni boyutu ve bir yerdeki İslamcı geçmişi ağır basıyor, o yüzden de Aleviliği görmemiş oluyor” dedi.
Önce Demirelleşti
2002-2003’ten itibaren Recep T. Erdoğan’ın bir Özallaşma süreci içine girdiğini savunan Cemal, “Fakat 2005’ten sonra bu süreçte tersine bir dönüş başladı. Bence ‘Demirelleşme’ sürecine girdi bu sefer. Demirel’i hatırlayın, başbakan olduktan sonraki siyaset yasaklarını kaldırarak falan gelmişti. ‘Kürt realitesi’ dedi en uç noktaya gitti ve sorunu unuttu”” diye konuştu
Çillerleşme başladı
Hasan Cemal şöyle devam etti: “Ondan sonra 1990’larda Güneydoğu ve Kürt meselesi OHAL’ler, faili meçhuller ve olağanüstü insan hakları ihlaliyle öyle bir sürece girdi. Bir Çillerleşme süreci vardı. ‘Çillerleşme’ sürecinde bir şey vardır, bu söyleyeceğimi Mehmet Ağar çok iyi bilir; ‘Doğru Yol+Asker =İktidar’ formülünü geliştirilmeye başlandı. Doğan Güneş Paşa’nın Genelkurmay Başkanlığı döneminde de Çiller bütün bu meseleyi ‘Demirelleşme’nin bir devamı olarak aldı ve askere teslim etti.”
Neden Çillerleşme süreci?
Şimdi bu ‘Çillerleşme’ sürecinin işaretlerini de Erdoğan’da gördüğünü vurgulayan Hasan Cemal, “Genelkurmay Başkanı Başbuğ’un ilk defa Bakanlar Kurulu’na brifing vermesi, arkasından Başbakan Erdoğan ve bakanları alarak Eğridir’e Komando Okulu’na götürmesi... çok ilginç. Bence Silahlı Kuvvetler siyaseti en iyi oynayan ve bilen kurumların başında geliyor. Başbuğ Paşa bunu çok dikkatle oynuyor. Erdoğan’ı da kendi oyun alanı içine çekmeye başladı. Ve bu Çillerleşme süreci dediğim bu uç noktadır” diye konuştu.
Erdoğan suç işledi
Erdoğan’ın 2005’te Kürt sorunuyla ilgili yaptığı konuşmayı alıp bir daha okuması gerektiğinin altını çizen Hasan Cemal, sözlerini şöyle tamamladı: “Ondan sonra da ‘Sevmeyen bu ülkeyi terk etsin’ demek gibi Almanya’da Neonazilerin söylediği, Türkiye’de MHP’nin neredeyse ağzına almayıp kardeşlikten söz etmeye başladığı bir şeyi kullanabilmesi, ‘pompalı tüfek’ sözü ki, bu bir yerde şiddete tahrik ve teşviktir ve demokratik açıdan baktığınız vakit de suça girer. Bence bu kadar vahim sözlerle birlikte Türkiye’de Kürt meselesinde bir şeyler yapmak mümkün değil.”
İSTANBUL



Seydi Fırat: Yeni konsept işliyor
Türkiye Barış Meclisi Sekreteryası’ndan Seydi Fırat, Türkiye’de yeni bir konsept oluşturulduğunu ve devletin bu konsept temelinde Kürt sorununda şiddeti artırdığına dikkat çekerek, “Bu konsept, iki halkın birlikteliğini sağlayacak tüm sigortaları etkisiz duruma getirmeye çalışıyor” dedi. Barış Meclisi çalışmaları kapsamında Hatay’a giden Türkiye Barış Meclisi Üyesi Seydi Fırat, Başbuğ-Erdoğan ikilisinin yeni konseptini anlattı. Fırat, “Bu konsept temelinde Kürt sorununda devletin giderek şiddeti öne aldığını ve geliştirdiğini görüyoruz. Bunun iki ayağı vardır, birincisi hükümet, ikincisi ise ordudur. Bu iki kesimin ortaklaştığı ve yürüttüğü çalışma çıkmaza gidiyor. Türkiye’de iki halkın birlikteliğini sağlayacak tüm sigortalar etkisiz duruma getirilmeye çalışıyor” şeklinde konuştu.
AKP’nin itibarı sıfır
Devletin yanlış politikası ve baskıcı zihniyetinden dolayı barışa olan güvenin yok olmaya ve parçalanmaya başladığını ifade eden Fırat, şunları söyledi: “Barış güveni giderek parçalanıyor, özellikle Başbakan’ın üslubu, davranışları ve sözleri barış ortamını yok etmeye başladı. Bu bilinçli yapılan bir süreçtir. Kürt toplumunda AKP’nin itibarı sıfıra düşmüştür. Hükümet son politikalarıyla yıprandı, bunun verdiği bir sıkışmayla gerginliği geliştiren bir politika yaratıyor ama ne yazık ki sanki Kürtler bu şiddeti yapıyor gibi gösteriliyor.”
KCK Önderi Abdullah Öcalan’ın zor şartlar altında tutulduğunu ifade eden Fırat, “Ona yapılan her türlü saldırı Kürt halkına yapılmış sayılır. Devlet ve AKP Hükümeti, Öcalan konusunda Kürtlere ne sağlığı, ne de diğer konularda güvence veremiyor. AKP’nin politikaları sonucunda Kürt ve Türk halklarının güven zemini tümden daralıyor. Kardeşliği zemini yok oluyor. Bu nedenle Öcalan üzerindeki tecrit kaldırılmalıdır” şeklinde konuştu.
YENİ ÖZGÜR POLİTİKA

Kürtçe müzik dinlediği için bıçaklanan genç yaşamını yitirdi

Kocaeli'nin Gebze İlçesi'nde 2 gün önce yolda yürürken 'Kürtçe müzik dinlediği ve Kürtçe konuştuğu' gerekçesiyle 3 kişi tarafından bıçaklı saldırıya uğraması sonucu ağır yaralanan Emin Çakan (21), yaşamını yitirdi.
mersinde_ulkuculer_ev_basti Gebze'de 6 Kasım Perşembe akşamı yolda yürürken 'Kürtçe müzik dinlediği ve Kürtçe  konuştuğu' gerekçesiyle 3 kişi tarafından bıçaklı saldırıya uğrayan 21 yaşındaki Emin Çakan ismindeki genç ağır yaralandı. Çakan, Tuzla Anadolu Sağlık Merkezi'nde tedavi altına alındı. Çakan, tedavi gördüğü yoğun bakım ünitesinde bugün öğle saatlerinde yaşamını yitirdi. Çakan, yarın DTP Muş milletvekilleri Nuri Yaman ve Sırrı Sakık'ın da katılacağı cenaze töreni ile Gebze Pelitliköy Mezarlığında defnedilecek. Olay ile ilgili başlatılan soruşturma sonucu yakalanan ve suçlarını itiraf eden 2 kişi gözaltına alındı.
KOCAELİ-DİHA