"Kara yoluyla saldırdıkları zaman da zaten çok büyük kayıplar vererek geri çekiliyorlar"

Türk ordusu PKK'ye yenilir : Kandil dağı Kürt tora borası gibi... Vatan/Daha önce PKK'ya karşı savaşmış eski peşmergeler, Türk ordusunun PKK'yla mücadelesini kaybedeceğini söyledi Fransız Haber Ajansı AFP'ye konuşan, Saddam Hüseyin'e karşı yıllarca savaşmış ve ayrıca Barzani'nin Türkiye ile PKK'ya karşı yürüttüğü ortak operasyonlara da katılmış olan eski peşmerge Abid Kava, Türk ordusunun sınır ötesi operesyon yaptığı taktirde PKK'ya yenileceğini iddia etti. Abid, PKK'nın dağlık kesimde çok iyi şekilde gizlendiğini belirterek, "Türk askeri hiç bir zaman PKK'yı buradan atamayacak" diye konuştu. Saddam peşmerge avına çıktığında bizi defalarca bombaladı ama yok edemedi. Ayağının dibinde olsa bile bu coğrafyada onları göremezsiniz" dedi. Peşmerge ayrıca "Vadiler sık ormanlarla o kadar kaplı ki PKK Türk helikopterlerinden kaçmak için bazen mağaralara bile ihtiyaç duymuyor. Kara yoluyla saldırdıkları zaman da zaten çok büyük kayıplar vererek geri çekiliyorlar" diye de PKK'nın bölgede yenilmez olduğunu ima etti. Erbil'den yakaşık 120-150 km uzaklıkta olan bu dağlık arazi Türkiye ile Kuzey Irak sınırını oluşturuyor. PKK militanlarının peşmergeleden bile daha güçlü olduğunu ifade eden Abid, "Çok disiplinliler. Ayrıca çok gizli sığınakları var. Bunlar yer altında bulunuyor ve korkunçlar...Türkiye'nin bunları imha etmesi için elinden bir şey gelmez" yorumunu yaptı. 1992 Türk ordusunu yanında PKK'ya karşı savaştıklarının altını çizen eski peşmerge, "Yanlarına kadar gidiyorsunuz ama onlar hayalet gibi ortadan kayboluyorlar. Saddam bize saldırdığında Türkiye ve İran'a sığındık... geniş kapsamlı bir saldırı olursa PKK Kandil'de kalmayacak aynısını yapacak" dedi.

DEVLET BAŞKANI TALABANİ: ‘’KERKÜK MESELESİ BİR İÇ SORUNDUR, BU SORUN DA 140.MADDE İLE GİDERİLECEK...’’ PNA-Federal Irak Devlet Başkanı Celal Talabani, Birleşmiş Milletler (BM) Genel Sekreter yardımcısı Meshel Sholinberg ile gerçekleştirdiği görüşmede Kerkük meselesinin Iraklıların bir iç sorunu olduğunu belirterek sözkonusu sorunun çözümünün de 12 milyon Irak vatandaşı tarafından onaylanan anayasadaki 140. maddede yer aldığını hatırlattı. Federal Irak Devlet Başkanlığı tarafından yapılan açıklamada Talabani’nin Sholinberg ile görüşmesinde, Kerkük ve diğer koparılmış bölgelerinin durumunun anayasada öngörülen şekilde normale dönüştürülmesi gerektiğini dile getirdiği belirtildi. Görüşmede ayrıca taraflar arasında, BM’ nin Irak halkına yönelik yardımları konusundaki rolünün öneminin tartışıldığı belirtildi.

ARAP PARLAMENTERLERİNİN 10. KONGRESİ BAŞKENT HEWLER’DE DÜZENLENECEK... PNA-Federal Küdistan Bölge (FKB) Parlamentosunun bugünkü özel oturumunda Arap Parlamenterlerinin 10. Kongresinin Kürdistan Bölgesi’nin başkenti Hewler’de yapılması kararı alındı. Federal Kürdistan Parlamentosu, bugün Irak Meclis Başkanı Mahmut Meşhedani başkanlığında özel bir oturum gerçekleştirdi. Parlamentoda konuşan Arap Parlamenterler Genel Sekreteri Nureddin Boşkoc, ‘’Arap Parlamenterler olarak 10. Kongremizi başkent Hewler’de düzenleyeceğiz dolayısıyla çok mutluyuz. Kürt-Arap kardeşliğinin daha da pekiştirilmesi için kongremizin büyük katkısının olacağına inaniyoruz. Ayrıca Arap parlamenterler, Kürdistan bölgesindeki başta demokrasi deneyimi olmak üzere büyük gelişmelereri yerinde görmüş olurlar’’ FKB Parlamentosu Başkanı Adnan Müftü de bir konuşma yaparak, Arap Parlamenterlerinin 10. Kongresinin tüm hazırlıklarını yapacaklarını belirterek, ‘’ bu da Federal Kürdistan Bölgesinin Irak’ın bir parçası olduğunun işretidir.Ve bu bizim için memnuniyet vericidir’’ dedi. Irak Meclis Başkanı Mahmut Meşhedani ise, ‘’2008 yılının Şubat ayının sonlarında yapılacak Arap Parlamenterlerinin 10. Kongresi için şimdiden hazırlıklara başlanabileceğini’’ söyledi.

ARAP PARLAMENTERLER GENEL SEKRETERİ BOŞKOC:  ‘’KÜRDİSTAN BÖLGESİ’NİN İSTİKRARI KORUNMALI...’’ PNA-Federal Kürdistan Bölge (FKB) Parlamentosu, Arap Parlamenterler Genel Sekreteri Nureddin Boşkoc’un da hazır bulunmasıyla Irak Meclis Başkanı Mahmut Meşhedani’nin başkanlığında özel bir oturum gerçekleştirdi. Parlamentoda bir konuşma yapan Arap Parlamenterler Genel Sekreteri Boşkoc, Kürdistan Bölgesi’nin demokrasi deneyimine dikkat çekerek , ‘’Kürdistan Bölgesi’nin istikrarının korunması gerektiğini’’ söyledi. Genelde Irak özelde de Kürdistan demokrasi deneyimine vurgu yapan Boşkoc, ‘’Irak sınırı Arap ülkeleri için kırmızı çizgidir ve hiçbir tarafın da bu ülkenin içişlerine karışması kabul edilemez’’ dedi. Boşkoc, gelecek yıl Arap Parlamenterlerinin 10. Kongresinin FKB’nin başkenti Hewler’de yapılacağını belirterek, ‘’Bu toplantı için her türlü hazırlıkların yapılacağını’’ söyledi.

ROTH: ‘’TÜRKİYE’NİN ASKERİ MÜDAHALESİNE KARŞIYIM’’ PNA-Alman Yeşiller Partisi Eş Başkanı Claudia Roth, ’’Türkiye'nin Kürdistan Bölgesi’ne yönelik olası askeri müdahalesine karşı olduğunu’’ söyledi. Claudia Roth, Heinrich Böll Vakfı ve Tageszeitung adlı gazete tarafından Berlin'de düzenlenen bir panelde yaptığı konuşmada,"Böyle bir müdahalenin, zaten istikrarsız olan bir ülkenin nispeten sakin olan bir bölgesinde istikrarsızlığa neden olacağını" kaydetti.

AP Sosyalist Grubu: Kürt sorununda adım atılmalı Avrupa Parlamentosu Sosyalist Grup Başkan Yardımcısı Jan-Marinus Wiersma, Ankara'nın Kürt sorunu konusunda adım atması gerektiğini belirterek, 'Politik çözüm gerekli, bu olmadan bölgede sürekli problemler yaşanacak' dedi. Milliyetçilerin ve ordununun Kürt meselesi konusunda baskıcı bir politikaya sahip olduğunu vurgulayan Wiersam İlerleme Raporunu ve Kürt sorunu konusunda sorularımızı yanıtladı. İlerleme raporu açıklandı siz Ankara'nın durumunu nasıl görüyorsunuz? Avrupa Komisyonu'nun, gerçekçi bir rapor hazırladığını belirtebilirim. Raporda, bu yıl, ya da geçen yıl Türkiye'de reform sürecinde çok gelişme yaşanmadığına dikkat çekiliyor. Komisyon, yeni Türk hükümetini, reformları devam ettirmesi konusunda cesaretlendiriyor. TCK'daki 301. maddenin değişmesi, ifade özgürlüğünün garanti altına alınması, ayrıca Kürt sorunu konusunda da ciddi eleştiriler raporda yer alıyor. Kürtlerin kültürel hakları konusunda da gerileme, yavaşlama olduğu da belirtiliyor. Bu nokta Arvupa Parlamentosu'nda iki hafta önce oylanan raporda da belirtiliyordu. Biz de şimdiye kadar birkaç kez reform sürecinin hızlı olması gerektiğininin altını çizmiştik. Kıbrıs konusunda bir çözüm halen bulunamaması ciddi bir şekilde raporda yer alıyor. Kıbrıs konusunda şu anda bir tıkanma yaşanıyor. Türkiye ile üyelik müzakerelerinde de gerileme olduğu vurgulanıyor raporda, çünkü şu anda sözleşmenin birkaç başlığı ile müzakere yürütülüyor. Erdoğan, meclisteki çoğunluğu ile, şu anda reform sürcini hızlandırması gerektiği de vurgulanıyor. Kürt sorunun ağırlığı, önemi sizce raporda yerini buluyuyor mu? Evet, Türkiye'deki iç süreç var, kültürel haklar ve yönetimin desantralizasyonu, yerel yönetimlere daha fazla yetki verilmesi noktalarına dikkat çekiliyor. Kürtlerin kendilerini yönetmesi, kültürel haklar konusunda bir gerileme, duraksama yaşandığını belirtebilirim. Erdoğan Kürt sorununun politik bir sorun olduğunu söyleyen ilk politikacılardan. Türkiye Kürt sorununa açık olmalı, politik bir sorun olduğunu belirtmek gerek, sonra ise gerekli tedbirlerin geliştirilmesinde ikircikli davrandı. Erdoğan'ın ikircikliğini ise, Kuzey Irak ve PKK ile bağlantılı. Erdoğan üzerinde, Kürt topluluğunun hakları için reformlarda hızlı gitmemesi için baskı olduğunu düşünüyorum. Milliyetçilerin, ordununun baskısı var diyebilirim. Kuzey Irak ile ilgili, askeri meselelerle ilgili, orada olup bitenin, Türkiye'de var olması gereken politik süreç üzerine olumsuz baskı yaptığını düşünüyorum. Kürtler ile Türkler arasında yaratılacak olumlu ilişkiyi de engelliyor. Kürtlerin büyük bir çoğunluğunun ise barış içinde yaşamak istediğini düşünüyorum. Her zaman asker kontrolü altında ya da Türk ordusunun yarı işgali halinde yaşamak istediklerini düşünmüyorum. Avrupa Birliği cephesinde, Kürt sorununun çözümü konusunda sizce bir proje var mı? Bir konferans organize ediyorsunuz? Biz bir konferans organize etmeyi planlıyoruz. Türkiye'den insanların gelmesini, çok geniş bir tartışma platformu düşünüyoruz. Politik çözüm gerekli, politik çözüm olmadan, bölgede sürekli problemler yaşanacak. Türk hükümetinin Kürt bölgesi ile ilişki halinde somut öneriler yapması, bu bölgeye yeni bir hayat vermesi gerekiyor. Bunun tek yöntemi de politik diyalogtur. Bir Kürt topluluğu olduğunu kabul etmesi yapması gereken öncelikli iş ve bu topluluğun kendi işlerini kendi bölgesinde yönetebilecek durumda olduğunu anlaması gerekiyor. Bu gelecek, gelecekte şiddet olmamalı. Biz de Ankara ya da Diyarbakır'da böylesi bir süreci destekleyenlere desteğimizi sunarız. Şiddetin önüne de ancak bu şekilde geçebiliriz. BRÜKSEL - ANF

DTP Genel Başkan adayı Demirtaş:  'Keşke ölselerdi' sözü insanlığın bittiği noktadır! NTV/ANKARA - DTP 2. Olağanüstü Kongresi açılış konuşmasını, aynı zamanda genel başkanvekili olan ve genel başkanlık seçimine tek aday olarak giren Nurettin Demirtaş yaptı. Demirtaş konuşmasında, kaçırılan askerlerin DTP’li milletvekillerince teslim alınmasına yönelik hükümetten gelen eleştirilere sert tepki gösterdi. Başbakan Tayyip Erdoğan’ı partilerini hedef göstererek ırkçı saldırıları körüklemekle suçlayan Demirtaş, “Kürtler için demokratik özerklik taleplerini” yineledi. Demirtaş, Adalet Bakanı Mehmet Ali Şahin’in kaçırılan askerlerle ilgili sözlerini de hatırlatarak, “Keşke ölselerdi diyen zihniyet insanlığın bittiği son noktadır” dedi. Eşbaşkanvekili Sema Irmak da, “tek vatan, tek bayrak, tek dil” anlayışının terkedilmesi gerektiğini savundu; “Teklik yerine çokluk politikası esas alınmalı. Bunun çözümü de demokratik cumhuriyet çerçevesinde demokratik özerklik” dedi. Kongrede daha sonra divan başkanlığına seçilen Nursel Aydoğan ise, AK Parti’nin sınırötesi operasyon yapılmayacağı vaadiyle metropollerde parti tabanlarının oyunu aldığını, ancak operasyon girişimleri ile bu oylara ihanet ettiğini savundu.

'PKK, İran örgütü haline dönüşecek' SADIK GÜLEÇ ERBİL -SABAH-Türkiye'nin Irak yönetiminden istediği PKK'lıların listesinde PKK'dan ayrıldıktan sonra Süleymaniye yakınlarındaki Köysancak'da oturan Osman Öcalan ilk sıralarda yer alıyor. Eski ABD Ankara Büyükelçisi Marc Grossman da Kürt bölgesel yönetiminin PKK'lıları Türkiye'ye teslim etmesini ve ilk sıraya da Osman Öcalan'ı koymasını istemişti. SABAH Kuzey Irak'ın Erbil kentinde Osman Öcalan ile görüştü. Öcalan önemli ifşaatlarda bulundu. İşte Öcalan'a sorular ve yanıtları: * K. Irak, Türkiye için tehdit mi? Eğer birkaç yıl daha istikrar içinde yaşayabilirse komşu devletlere kafa tutabilecek askeri, siyasi ve ekonomik güce ulaşır. Türkiye bundan dolayı federal Kürt yönetimini birinci derecede tehlike olarak görüyor. Onu baskı altına almak, zayıflatmak, birinci hedefidir. ABD buna müsaade etmiyor. Türkiye açısından bu konuda bir başarı söz konusu değil. * PKK, Türkiye'yi K. Irak'a çekiyor? PKK Türkiye'yi buraya çekmek ister mi? Evet isteyebilir. Ama burada PKK'yı da aşan güçler var. Her şeyden önce İran, Türkiye'yi yanlış yönlendiriyor. Araplar, Türkiye'yi yanlış yönlendiriyor. Ayrıca bölgede İsrail'i yadsımamak gerekir. Irak'ta şu anda bir Kürt-İran ittifakı var. Iraklı Şiiler İran'ın bir kolu gibiler. Bu bir Kürt-Şii ittifakıdır. Bu ittifakının gelişmesinden korkan güçler de var. Federal Kürt yönetimi ile İran arasındaki ilişkiler bir çok gücün hoşuna gitmiyor. Bunların başında da İsrail geliyor. * PJAK olayı nedir? PJAK, 2003 yılının eylül ya da ekim aylarında kuruldu. Son bir yıldır da İran ile savaş halinde. Bu üç yıllık süre içinde İran'ın Kürt bölgesinde PKK'ya katılımlar çok yoğunlaştı. PKK'nın yüzde 40'ı Türkiye kökenlidir. Yüzde 20'si Suriye Kürtlerinden geliyor. Bana göre yüzde 30'u İran Kürtlerinden geliyor. Son durumda ise İran'dan gelen katılımlar Türkiye'yi geçiyor. Dolayısıyla PKK'nın hızla Türkiyelilikten çıkıp İranlılaştığını söyleyebiliriz. Bu PKK'nın taktiğini ve stratejisini etkileyecektir. Bir de İran, Türkiye kadar dış destek alan bir ülke değil. İran ordusu, Türk ordusu kadar örgütlü değil. PKK, Türkiye'de alamadığı sonuçları İran'da alabilir. PKK'nın İran kolu PJAK, diğer İran Kürt örgütlerini sollamıştır. PJAK. ABD ve İsrail, Türkiye'yi Kuzey Irak'da sıkıştırıp İran'a sürmek istiyorlar. Orada bir İran-PKK savaşı yaratmak istiyorlar. Bana göre ABD görüntüsü altında PJAK'a İsrail yardım ediyor. * Türkiye, ABD'den istediğini aldı mı? Türkiye'nin isteği kapsamlı ve uzun süreli bir operasyondu. Operasyonun bir boyutu PKK'yı imhayı amaçlarken diğer boyutu federal Kürt yönetimini baskı altına almak, onu sınırlandırmaktı. Ama ABD buna müsaade etmedi. PKK boyutunu yarı yarıya karşıladı. Belirli alanlara nokta operasyonu düzenlemek, yani PKK'ya darbe vurmak açısından bir başarı söz konusu. Ancak bu tür saldırılar PKK'ya ağır darbeler vurmaz. Geniş kapsamlı bir kara harekâtı yapılmadan sonuç alınamaz. Çünkü PKK'nın üslendiği alanlar son derece kritik bir coğrafyaya sahip. Türkiye şu anda 250 bine yakın bir gücü PKK'ya karşı savaştırıyor. PKK'ya karşı 250 bin kişi gerekmiyor. Biraz profesyonel 25 bin kişilik profesyonel bir güç yeterlidir. * Eski ABD Ankara Büyükelçisi Marc Grossman, K. Irak yönetiminin başta siz olmak üzere PKK'lıları teslim etmesini istedi Osman Öcalan PKK içinde sivil siyaseti savunuyor. Dağdan inmiştir. Benim durumum herkes tarafından dakika dakika izleniyor. Şimdi bir PKK'lı "Osman Öcalan bile tutunamadı" demez mi? Belki Türkiye bilmez ama PKK'nın tüm militanları benim görüşlerimi bilir. Osman Öcalan bile tutunamıyor, o zaman 'niye dağdan inelim' der. * Kendiniz için bir tehlike var mı? Ben çözüm yolundayım. DTP içinde de iki çizgi var. Birisi Ahmet Türk'ün başını çektiği muhafazakâr çizgi. Diğeri ise Aysel Tuğluk'un çizgisi. Aysel Tuğluk solcu-Alevi bir çizgide. PKK'nın yönetimindeki Duran Kalkan, Mustafa Karasu, Cemil Bayık da solcu-Alevi çizgidedirler. Türkiye bu ayrımlara dikkat etmiyor. İkide bir Ahmet Türk'e sen 'PKK'lısın' diye zorluyorlar. * PKK'ya af işe yarar mı? PKK'nın bitmesi bir affa ve sınırlı siyasi hakların Kürtlere tanınmasına kalmıştır. Zor bir olay değildir. Kürtler buna razıdır. Çok fazla şey verilmeden bu sorun çözülebilir. Sınırlı kültürel haklar, bir de yerel yönetimlere daha fazla haklar tanınması.

FKB hükümeti şuana kadar 20 yabancı petrol şirketiyle anlaşma imzalamış bulunmaktadır...

FKB HÜKÜMETİNDEN YEDİ YENİ PETROL ANLAŞMASI DAHA ... PNA-Federal Kürdistan Bölge(FKB) hükümeti, FKB’ de bu yaz kabul edilen yeni petrol yasasına dayanarak çeşitli yabancı şirketlerle petrol arama ve üretimine yönelik 7 yeni petrol anlaşmasını imzaladı. FKB hükümetinin resmi internet sitesi ‘’KRG’’nin geçtiği haberde anlaşmalar çerçevesinde elde edilecek petrol gelirlerinin FKB petrol yasasının öngördüğü şekilde paylaşılacağı belirtildi. Konu ile ilgili ayrıntılı bilginin yer almadığı habere göre böylece FKB hükümeti şuana kadar 20 yabancı petrol şirketiyle anlaşma imzalamış bulunmaktadır.

KÜRDİSTAN BÖLGE BAŞKANLIĞI: ‘’ 140.MADDENİN UYGULANMASININ ERTELENMESİNE YÖNELİK HİÇBİR GİRİŞİM KABUL EDİLEMEZ...’’ PNA-İran İslam Cumhuriyeti dışişleri bakanı Manuçehr Mutteki’nin ,Kerkük ve diğer koparılmış bölgelerle ilgili Irak anayasında yer alan 140. maddenin uygulamasının ertelenmesi yönündeki açıklamasının ardından Kürdistan Bölge başkanlığı bir beyanname yayınlayarak Mutteki’nin bu açıklamasına sert tepki gösterdi. Mutteki’nin ‘’ 140.maddenin uygulanması iki yıl sonrasına ertelensin ‘’ yönündeki açıklamasının Irak’ın içişlerine açık bir şekilde müdahalede bulunma anlamına geldiği belirtilen beyannamede ‘’140.maddenin uygulanmasının ertelenmesine yönelik hiçbir girişim ve açıklamanın kabul edilemez olduğu ’’ açıklandı. Bu tür açıklamaların bölgede sorunların çözümünden ziyade daha çok kargaşaya yönelik olduğu açıklanan beyannamede ‘’Federal Kürdistan Bölge Başkanlığı olarak bütün kesimlere Irak halkının iradesine saygı göstermesi çağrısında bulunuyoruz’’ denildi. Irak’ın Iraklılara bırakılmasının gerektiğinin altı çizilen beyannamede ‘’dış güçlerden artık Irak’ın içişlerine müdahalede bulunmalarından derhal vazgeçmelerini istiyoruz’’ denildi.