KURDCE MUZIK SOYLEDIKLERI GEREKCESIYLE KURD COCUKLARA TURK ADALETI SORUSTURMASI

milliyet-Diyarbakır Yenişehir Belediyesi Çocuk Korosu’nun, ABD’de bir festivalde Kürtçe marş okuduğu iddiasıyla Diyarbakır Cumhuriyet Başsavcılığınca açılan soruşturma kapsamında 8 çocuk ifade vermek için Cumhuriyet Başsavcılığına geldi. Diyarbakır Cumhuriyet Başsavcılığınca 3 Ekim 2007 tarihinde ABD’de düzenlenen Dünya Müzik Festivali’ne katılan ve Kürtçe marş okudukları iddiasıyla açılan soruşturma kapsamında Diyarbakır Cumhuriyet Başsavcılığına gelen 8 çocuktan 4’ünün ifadesi alınacak, 4’ünün de kimlik tespiti yapılacak. Çocuklardan 4’ünün 15 yaşın altında olması nedeniyle kimlik tespitinin yapılacağı, 4’ünün de 15 yaşın üzerinde olması nedeniyle ifadelerinin alınacağı bildirildi. Valilik İçişleri Bakanlığının talebi üzerine Yenişehir Belediyesine gönderdiği yazıda, koronun ABD’de herhangi bir bir müzik festivaline katılıp katılmadığını sormuş ve koronun ABD’de katıldığı bir müzik festivalinde, "Kuzey Irak yönetiminin milli marş olarak kabul ettiği marşı seslendirilip seslendirilmediğinin yazı ile bildirilmesi" istenmişti. Belediye de korunun, 23 Eylül-10 Ekim 2007 tarihleri arasında, ABD’nin California eyaletinin San Francisco şehrinde düzenlenen "Uluslar arası Kültürel ve Sanatsal Müzik Festivali"ne katılmış ve çerçevesinde 8 dilde çeşitli müzik eserlerini seslendirdiğini belirtmişti.

'Kürt planı' Londra'da ısıtılıyor

Türk Genelkurmay Başkanı Org. Yaşar Büyükanıt 20 Ocak'ta İngiltere'ye gidiyor. İngiltere Genelkurmay Başkanı Richard Dannat'la görüşecek olan Büyükanıt'ın Londra ziyareti Türk Silahlı Kuvvetleri'nin (TSK) PKK'ye karşı Güney Kürdistan'a düzenlediği hava operasyonunun ardından gerçekleşecek olması nedeniyle dikkat çekiyor. Çünkü sınırötesi operasyon için Kara Kuvvetleri Komutanı Org. İlker Başbuğ'un kasım sonlarındaki İngiltere ziyaretinin hemen ardından düğmeye basılmıştı. Bu açıdan 2008'i PKK'yi tasfiye etme yılı ilan eden Ankara'nın İngiltere'yle bu süreçte geliştireceği askeri-diplomatik ilişki, Kürt sorununda izlenecek politikalar açısından önem taşıyor. Büyükanıt'ın gezisi son birkaç ay içerisinde Ankara'nın üst düzeyde gerçekleştirdiği üçüncü ziyaret olma özelliği taşıyor. İlk ziyareti Başbakan Recep Tayyip Erdoğan 22 Ekim'de yaptı. Erdoğan, Meclis'in sınırötesi operasyon için hükümete yetki veren başbakanlık tezkeresini onaylamasının hemen ardından Londra'ya gitti. Erdoğan'ın çantasında her ne kadar Kıbrıs ve Türkiye-AB ilişkileri gibi konular bulunsa da ana gündem PKK ve Kerkük'tü. Erdoğan, İngiltere Başbakanı Gordon Brown'la, baş başa yaptığı görüşmenin ardından 23 Ekim'de Türkiye-İngiltere Stratejik Belgesi'ni imzaladı. Erdoğan kendisiyle eşzamanlı olarak İngiltere'de bulunan İsrail Başbakanı Ehud Olmert'le de görüştü. ABD-İngiltere-İsrail ekseni Başbakan Erdoğan, İngiltere'yle stratejik işbirliği belgesini imzaladıktan sonra 5 Kasım'da Washington'a geçerek, ABD Başkanı George W. Bush'la görüştü ve PKK'ye yönelik sınırötesi operasyon için vize aldı. Erdoğan'ın 'İstediğimizi aldık' sözleriyle Washington'dan ayrılması aslında kısa bir süre önce İngiltere'yle imzaladığı anlaşmanın önemi konusunda da ip uçları veriyor. Söz konusu anlaşma 1 Mart tezkeresi krizi nedeniyle ilişkilerde yaşanan kırılmanın ardından Türkiye'nin, yeniden ABD-İngiltere-İsrail eksenine oturtulması açısından önem taşıyor. Benzer bir stratejik işbirliği anlaşması da 2006'da ABD'yle imzalanmış ve 'ortak çıkarlar' belirlenmişti. Başbuğ onay almaya gitti 5 Kasım ABD görüşmesinin ardından İngiltere yolunu tutan bu kez asker cephesiydi. PKK'ye yönelik tasfiye planının ayrıntılandırılmasının ardından Kara Kuvvetleri Komutanı Org. İlker Başbuğ, 2007 Kasım sonlarında Londra'ya geçti. İngiltere Silahlı Kuvvetleri'nin A Protokolü'yle ağırladığı Başbuğ, 5 gün süren Londra ziyaretinde Ortadoğu'dan sorumlu Dışişleri Bakan Yardımcısı Kim Howells, Savunma Bakanı ve Genelkurmay Başkanı Richard Dannat'la görüştü. Görüşmenin gündemini PKK ve Kerkük konuları oluşturdu. Başbuğ'un ziyaretinin en önemli ayağını ise, ABD'yle 5 Kasım'da yapılan görüşme ve varılan anlaşma konusunda İngiltere'nin resmi olarak bilgilendirilmesi oluşturuyor. PKK konusunda Ankara'nın atacağı adımlar açısından en son onay merkezinin Londra olduğu yine bu ziyaretle açığa çıktı. Başbuğ'un Londra dönüşünden kısa bir süre sonra hükümet sınırötesi operasyon için Genelkurmay'a direktif verdi ve düğmeye basıldı. ABD ve İngiltere'den aldığı vizeyle harekete geçen TSK, 16 Aralık'ta sivillerin zarar gördüğü ilk hava operasyonunu gerçekleştirdi. Türkiye'nin sınırötesi operasyonuna Washington ve Londra'dan gelen mesajlar 'Türkiye'nin kendini savunmasını son derece haklı görüyoruz' şeklinde oldu. Verilen sözler gizleniyor Sınırötesi operasyonun yankıları sürerken bu kez Londra merkezli The Economist Dergisi, 'Erdoğan ile Bush'un anlaştığını' ileri sürdü. ABD'nin sınırötesi operasyon konusunda Türkiye'ye olan desteğini değerlendiren Economist, bunun karşılığında Başbakan Erdoğan'ın da Bush'a 'Güney Kürdistan Federe Yönetimi'nin tanınması ve PKK için daha liberal bir af yasası' sözü verdiği iddiasını gündeme getirdi. Economist'in bu iddiasını, Kara Kuvvetleri Komutanı Org. Başbuğ'un 5 Kasım anlaşması ve Türkiye'nin atacağı adımlar hakkında Londra'yı resmi olarak bilgilendirdiği İngiltere ziyareti sonrası gündeme getirmesi dikkat çekti. Kürt tarafının da değerlendirmelerini belli ölçüde teyit eden Economist'in bu tezi Ankara'da diplomatik rahatsızlık yarattı. Başbakan Erdoğan, ABD'ye herhangi bir konuda söz ve taviz verilmediği savunmasını yapmak zorunda kaldı. Ancak, özellikle af ve Güney Kürdistan boyutunda yaşanan tartışmalar, Erdoğan'ın bazı sözler verdiğine işaret ediyor. PKK'yi dağdan indirme merkezli olarak yürütülen 'pişmanlık' ve 'eve dönüş' yasalarına dönük tartışmalar 5 Kasım sonrası gündeme geldi. Güney Kürdistan yönetimine yönelik sert mesajlar da yine aynı süreçte yumuşatıldı. Bu arada hava harek�tının hemen ardından medyada yoğun bir biçimde 'ABD desteği' işlendi ve '1 Mart krizinin ardından ilişkiler rayına girdi' yorumları yapıldı. Böylece Türkiye'deki 'anti-Amerikancılık' da yavaş yavaş yerini 'sempatiye' bırakmaya başladı. Başkomutan ABD'ye gidiyor Türkiye'de bu gelişmeler yaşanırken Ankara'nın üst düzeyde gerçekleştireceği iki ziyaret dikkat çekiyor. Bunlardan ilkini, Cumhurbaşkanı Abdullah Gül'ün 9 Ocak'ta ABD'ye yapacağı ziyaret oluşturuyor. Gül Cumhurbaşkanı seçilmesinin ardından ilk kez ABD'ye gidiyor. Sınırötesi operasyona verdiği destekten dolayı ABD'ye memnuniyetini dile getirmesi beklenen Gül'ün aynı zamanda Türkiye-ABD stratejik ortaklığına da vurgu yapacağı belirtiliyor. Yeni yıl mesajında 2008 yılını 'PKK'yi tasfiye yılı' olarak ilan eden Gül, ABD Başkanı Bush'tan PKK konusundaki desteklerinin sürmesini isteyecek. Gül'ün vereceği bir başka mesaj ise, Irak'ın 'istikrarı'nın korunması noktasında ABD'yle birlikte hareket etme sözü oluşturuyor. Asker federasyona razı Türkiye'nin üst düzeyde gerçekleştireceği ikinci önemli ziyaretin durağı ise yine İngiltere. Genelkurmay Başkanı Org. Yaşar Büyükanıt, 20 Ocak'ta İngiltere'ye gidecek. Büyükanıt, İngiltere'nin Ortadoğu'dan sorumlu Dışişleri Bakan Yardımcısı Kim Howells, Savunma Bakanı ve Genelkurmay Başkanı Richard Dannat'la görüşecek. Büyükanıt'ın İngiltere ziyaretinin PKK'nin tasfiyesine dönük planın askeri ve siyasi alanda devreye konulduğu bir sürece denk gelmesi dikkat çekiyor. Aynı zamanda Kuzey İrlanda'nın bağımsızlığı için mücadele eden İRA'nın silahsızlandırılması konusundaki deneyimi nedeniyle İngiltere Türkiye açısından ayrı bir önem taşıyor. Ziyarette PKK'nin tasfiyesinin yanı sıra bununla bağlantılı olarak Irak'taki durum ve Kerkük'ün statüsünün de gündeme geleceği belirtiliyor. Ziyaretin en önemli diplomatik boyutunu İngiltere'nin Ortadoğu ve Kürt politikasına Türkiye'nin yakınlaştırılması oluşturuyor. Askeri kanattan gelen mesajlar bu yakınlaşmanın ipuçlarını veriyor. Genelkurmay Başkanı Org. Yaşar Büyükanıt, Genelkurmay Stratejik Araştırmalar ve Etüd Merkezi (SAREM) tarafından 11 Aralık'ta düzenlenen konferansta, 'Kerkük'ün dışında kalacağı modern bir federasyon olabilir' demişti. 'Kürt devleti Kuzey'e ihraç edilecek' Londra merkezli yürüyen sessiz diplomasi trafiği bir süreden bu yana Kürt Halk Önderi Abdullah Öcalan'ın da gündemindeydi. Kürt politikasının Londra merkezli yürütüldüğünü belirten Öcalan, İngiltere siyasetinin AKP içinde de etkin olduğunun altını çizerek, Türkiye'ye şu uyarılarda bulunmuştu: 'PKK'nin tasfiye edilmesi durumunda ABD-İngiltere çizgisinin desteklediği 'ulus-devletçik' devreye girecek, ki Güney'de geliştirilen budur. Bunu Kuzey'e ihraç etmek istiyorlar. İngiltere'nin planına göre, Türkiye, İran ve Suriye'ye Irak Kürdistanı'nda bir Kürt devlet kurulacak, sizler buna destek vermelisiniz, ama sizin Kürtleriniz de size. Onlara ne yaparsanız biz karışmayız, istediğiniz gibi vurabilirsiniz denilmiş.' Öcalan'ın dile getirdiği 'İçinizdeki Kürtleri istediğiniz gibi vurabilirsiniz' politikasını geçtiğimiz günlerde Genelkurmay Başkanı Büyükanıt da kendi ağzıyla itiraf etti. Büyükanıt 11 Aralık'taki açıklamasında PKK'yi işaret ederek, aynen şu ifadeleri kullanmıştı: 'Her şeyden önce içimize bakmak lazım. İçimizdekini ortadan kaldırmadan sadece dış destek, dış destek demeye çok fazla hakkımız yok.' Kılavuzu Güreş olanın... Bütün bunlar birlikte değerlendirildiğinde Büyükanıt'ın İngiltere ziyaretiyle birlikte TSK'nin PKK'yi tasfiye planı kapsamında içerdeki operasyonları daha da tırmandıracağı belirtiliyor. Bu açıdan Büyükanıt'ın İngiltere ziyareti dönemin Genelkurmay Başkanı Doğan Güreş'in Londra'yla bir dönem yürüttüğü askeri ilişkilerle de benzerlik taşıyor. 8'inci Cumhurbaşkanı Turgut Özal 1993'te PKK'yi dağdan indirmeye dönük af da dahil kapsamlı bir sivil açılım geliştirmeyi planlarken dönemin Genelkurmay Başkanı Doğan Güreş ise, İngiltere'ye gitti ve uzun bir süre orda kaldı. Güreş döndükten sonra savaşın şiddetini arttıran '93 alan konsepti'ni devreye koydu. Özal'ın kuşkulu ölümüyle süreç tıkandı. ENGİN ASLAN