Türk: Kimi kimin vatanından kovuyorsun!

ahmetturk03112008 Diyarbakır'da sona eren Türkiye'nin en uzun oturma eyleminde açıklamalarda bulunan DTP Eşbaşkanı Ahmet Türk, Türk Başbakanı Recep Tayyip Erdoğan'ın 'ırkçı' söylemleri için 'Kimi kimin vatanından kovuyorsun' dedi. Türk, Türk, Erdoğan'ın kimin başbakanı olduğunun iyice anlaşıldığını kaydetti.
Türk, oturma eyleminde yaptığı konuşmada AKP'nin savaş politikasında ısrar etmesinin halk tarafından asla kabul görmeyeceğini hep birlikte haykırmış olmanın onurunu yaşadıklarını belirterek, 'Son olarak Sayın Öcalan'a karşı fiziki saldırı ile adeta barutun fitili ateşlenmek istenmiştir. Yaşananlara karşı Kürt halkı 2 haftadan bu yana demokratik tepkisini gösteriyor. Şimdi buradan soruyoruz, eğer İmralı'da yaşanan yalan ise bunu söylemek için 15 gün beklediniz? Neden insanların sokaklarda ölümleri yaşaması ve işkencelerden geçirildiğini izlerken bir açıklama yapma gereği hissetmediniz?' dedi. Türk, Başbakan Erdoğan'ın Hakkari'de yaptığı konuşmayı da sert bir dille eleştirerek, 'Erdoğan'ın tekçi ve ırkçı yaklaşımını ret edenleri ülkeyi terk etmeye davet etmesi tam bir aymazlık örneğidir' dedi.erdogan Ya sev ya terk et
Tüm olanlardan AKP sorumludur
Dün İstanbul, Hakkari, Yüksekova önceki gün de Van ve Iğdır'da yapılan eylemlere sert bir şekilde müdahale edilmesini kınayan Türk, 'Kendi demokratik hakları olarak açıklama yapılmasına dahi izin verilmeden müdahaleye maruz kalan halkımızı selamlıyor, müdahale esnasında işkenceye uğrayan yurttaşlara geçmiş olsun dileklerimizi iletiyoruz. Sokak işkencesini rutin bir uygulama haline getiren AKP'yi bütün bu olanlardan sorumlu tuttuğumuzu bir kez daha belirtmek istiyoruz.' 1999 sonrası Türkiye'de gelişen kısmı barış ortamını değerlendirmeyen hükümetlerin ve özellikle AKP Hükümeti'nin ülkeyi nasıl bir felaketin eşiğine getirdiğine tanıklık ettiklerini ifade eden Türk, 'PKK'nin ilan ettiği ateşkeslere operasyonlarla cevap verildiği süreçlerde hem kendimiz hem de aydınlar hükümeti uyardık' diye konuştu.
Erdoğan diyalog ve uzlaşı kültürüne kapalı
Çözüm için koşulların olgunlaştığını ve fırsatın kaçırılmaması gerektiği yönündeki açıklamalara ve çağırılara AKP'nin kulak tıkadığını belirten Türk, Türkiye'nin bu duruma gelmesinin sorumlusunun AKP olduğunu söyledi. Ülkenin içinde bulunduğu tabloyu 3 yıl önceden tahmin etmek için kâhin olmaya gerek olmadığını kaydeden Türk, 'Hükümet önemli fırsatları elinin tersi ile tepmiştir. Yangına körükle giderek, bugünkü tablonun ortaya çıkmasına neden olmuştur. Diyalog ve uzlaşı kültürüne kapalı olan Erdoğan'ın bu tavrı ağır bir fatura olarak halkın karşısına çıkmıştır. Son yıllarda Kürtlere karşı sürdürülen baskı politikaları, linç girişimleri, askeri operasyonlar, tezkere, tutuklama ve işkence furyaları halkı canından bezdirmiştir' dedi.
Şantaj ve tehdit uygulamaları
'Son olarak Sayın Öcalan'a karşı fiziki saldırı ile adeta barutun fitili ateşlenmek istenmiştir' diyen Türk, 'Yaşananlara karşı Kürt halkı 2 haftadan bu yana demokratik tepkisini gösteriyor. Meydan ve sokaklarda demokratik tepkilerini gösteriyor. Halkımız bu eylem ve etkinlik sürecinde, özellikle bir talebini ortaya çıkarıyor. İmralı Cezaevi'nde yapılan kötü muamele ve hakaretin hukuk çerçevesinde hesabının sorulmasıdır. Ancak halkın bu uygulamalara karşı itirazları görmezden gelinmiş, demokratik siyasete şans tanınmadığı gibi, sokak eylemlerine acımasız ve ölümlere yol açacak müdahaleler yapılmıştır. Hükümetin olaya ciddiyetsiz yaklaşımı Kürtleri sokağa dökmüştür. Yapılan bu müdahaleler sonucunda bir yurttaş polis kurşunu ile yaşamını yitirmiş, yüzlercesi yaralanmış ve tutuklamalar yaşanmıştır. Bu müdahale sırasında onlarca iş yeri ve araç zarar görmüştür. Bu süreçte Başbakan, ısrarla partimizi suçlamaktan geri durmamıştır. İmralı sistemi üzerinde toplumu görme oradaki politikaları şantaj ve tehdit unsuru haline getirme uygulamaları bu hükümet ile başlamıştır' şeklinde konuştu.
Halkın gözünün içine baka baka yalan söylüyor
Türk şunları söyledi: 'Şimdi buradan soruyoruz, eğer İmralı'da yaşanan yalan ise bunu söylemek için 15 gün beklediniz? Neden insanların sokaklarda ölümleri yaşaması ve işkencelerden geçirildiğini izlerken bir açıklama yapma gereği hissetmediniz? Eğer yalan ise, buyurun bağımsız bir heyet veya Meclis İnsan Hakları Komisyonu'nu İmralı Cezaevi'ne gönderin, Gerçekleri öğrenelim. Ama biz artık biliyoruz ki, bu ülkede halkının gözünün içine baka baka kamuoyuna yalan söyleyen bir Başbakan vardır. Bundan kimse kuşku duymasın Başbakan aynı zamanda halkı kışkırtmaya devam etmeyi de siyasi bir taktik olarak görmektedir. Bir yandan halkı kışkırtacak provokatif açıklamalar yapmakta, diğer yandan ortaya çıkan görüntülerle partimizi suçlamaktadır. Bunu kabul etmek mümkün değildir. Oysa önceki dönemlerde, 'kadın da olsa çocuk da olsa gereğini yapacağız' diyerek, çocukların sokak ortasında ölmesine ve 'son terörist kalana kadar operasyonlar devam edecek', savaşı derinleştirerek Kürtlere yönelik linç girişimi ile insanların evlerinin ateşe verilmesini 'duyarlı vatandaşların tepkisidir' diyenin kendisi değilmiş gibi hâlâ partimizi suçlaması sayın Başbakanın büyük bir çelişkisidir.'
AKP, DTP nedeniyle kapatılmadı
Erdoğan'ın DTP'nin ateşkes çağrılarına barış ve demokratik çözüm için projeler ortaya koyan yaklaşımını görmemesini eleştiren Türk, DTP'nin yükselişinin AKP'nin kabusu haline dönüştüğünü söyledi. Devletin ve ordunun AKP'ye biçtiği rolün Kürtleri denetim altına alma görevi olduğuna dikkat çeken Türk, 'AKP de bu nedenle kapatılmadı. Sayın Başbakan şimdi Kürtlerin desteğini kaybettiğini görüp paniklemeye başlamıştır. Kürtlerin denetim altında tutması varlık yokluk gerekçesidir. Ancak şimdiden Sayın Başbakan'a geçmiş olsun diyelim. Tercihinizi çözümden yana koyarak, halkın desteğini almak yerine statükocu güçleri arkanıza alarak güçleneceğinizi sandınız ancak yanıldınız' dedi.
AKP isterse savaşı bir günde durdurabilir
Türk, DTP olarak kimden gelirse gelsin barış ve demokrasi lehine çıkan her söze büyük önem verdiklerini kaydederek, 'Hak ve özgürlük mücadelesinin silahla değil kalemle yürütülmesi' sözüne anlam biçiyoruz. Ama aynı zamanda bu çağrıların ne kadar boş olduğunu biliyoruz. Bu konuda herkeste büyük bir güvensizlik duygusu hakimdir. Silahları susturacak güç hükümetin yetkisindedir. Yasal ve anayasal düzenleme görevi DTP'de değil hükümettedir. AKP isterse bu savaşı bir günde durdurabilir. Askeri operasyonlar olmazsa silah kullanmam diyen PKK'ye karşı operasyon ısrarı zaten savaşın derinleşmesinden başka bir şey değildir' diye kaydetti.
Kimi kimin vatanından kovuyor
'Şiddette ısrar eden AKP'dir' diyen Türk, Erdoğan'ın ırkçı bir sloganı Hakkari'de sarf etmekten çekinmeyerek, 'ya sev ya terk et' gibi cümlelerin tam anlamı ile pervasızlık örneği olduğunu belirtti. Türk konuşmasına şöyle devam etti: 'Bu ülkede ve elbette ki bayrak, bu değerleri birlikte yaratan Türk ve Kürt ve diğer kesinlerin ortak değeridir. Kimsenin tekelinde değildir. Ancak Erdoğan'ın tekçi ve ırkçı yaklaşımını ret edenleri ülkeyi terk etmeye davet etmesi tam bir aymazlık örneğidir. Bu vatan hepimizin ortak vatanı değil mi? Kim kimi kimin vatanından kovuyor? Başbakan tahrik etmeye ve halkın değerlerine hakaret etmeye devam ediyor' dedi.
Kimlerin başbakanı olduğu iyice anlaşıldı
Erdoğan ismi geçince sık sık yuhalamalarla sözü kesilen Türk, ABD'den icazetli bir Başbakanın bir halkı kendi vatanından kovma çağrısının traji komik bir durum olduğunu belirtti. 'Öcalan' ve 'Öcalan'a uzanan eller kırılsın' sloganları nedeniyle konuşmasına ara vermek zorunda kalan Türk, 'Kimlerin Başbakanı olduğu iyice anlaşılmıştır. Halkımıza yönelik ayrımcı politikayı ve bölünme ve ayrılığı derinleştirmeye çalışan uluslararası sermayenin himayesinde olduğu ortaya çıkmıştır. Erdoğan'ı bayrağa ve diğer ortak bir değerlere saygısızlığı olmayan halkımıza sarf ettiği ırkçı sözlerini düzeltmeye davet ediyoruz. Bizleri tahrikle suçlayanlar öncelikle kendi eylem ve söylemlerine bir baksınlar' diye konuştu.
Demokratik Özerklik projesi tartışılmalı
Bu yöntemlerden derhal vazgeçilmesini isteyen Türk, Kürt sorununun demokratik çözümü için adım atılmasını istedi. Çözüm önerilerini de sunan Türk şunları söyledi: 'Toplumdaki hassasiyetlerin dikkate alınarak, İmralı sistemine son verilmesi gerekiyor. İmralı'da evrensel hukukun gerekleri acilen yerine getirilmelidir. İmralı sistemi bir tehdit ve şantaj olarak kullanılmamalıdır. Tam tersine çözüm için diyalog kapısı olarak görülmelidir. Yeni bir demokratik bir Anayasa ihtiyacı ortaya çıkmıştır. Sivil bir anayasaya kavuşturulmalıdır. Vatandaşların etnik kimliği ile özdeşleştiği Anayasa yerine anayasal bir vatandaşlık tanımı içinde, çok kültürlülüğü tanıyan bir tanım yapılmalıdır. Vatandaşların kendi anadillerinde yayın ve eğitim yapma yönünde engeller yeni Anayasa ile kaldırılmalıdır. Demokratik Özerklik Projesi tartışmaya açılmalıdır. Türkiye için en uygun çözüm modeli ile ortak yaklaşım geliştirilmelidir. Cumhuriyet tarihinin en büyük sorununu için ortaya koyduğumuz çözüm projesi dikkate alınsın. Bu proje tüm kesimlerle tartışılsın. Halkımız barış ve demokrasi için atılacak her türlü adımı büyük bir destek ile karşılayacağına kimsenin şüphesi olmasın.'
Hodri meydan
Türkiye halkına da seslenen Türk, en büyük amaçlarının kardeşliği sağlamak ve pekiştirmek olduğunu söyledi. Bunun dışında partilerine yapılan hiçbir yakıştırmayı kabul etmediklerini ifade eden Türk, bu söylemlerin halkları karış karşıya getirme dışında hiçbir işe yaramadığını ifade etti. Türk, 'Siyaset çözüm üretme sanatıdır. Halkımızın bizlere verdiği görev çözümü tartışmak ve barışı sağlamaktır. Bunun için diyaloga ve somut adımlara ihtiyaç vardır. Bu somut adımlardan ilki, İmralı konusunda yapılacak soruşturma ve tatmin edici açıklamadır. Bütün bir sürece barışçıl bir döneme evriltme görevi Sayın Başbakandadır. Diyalog çağrılarımıza bugüne kadar ret cevabı veren Başbakanın kendisidir. Öyle 'hodri meydan' demekle bu sorunlar kendiliğinden çözülmez. Buyurun bu halkın iradesine saygı gösterdiğinizi gösterin. Bir araya gelerek sorunu tartışalım. Barış ve demokrasiden yanaysanız, biz de barış adına 'Hodri meydan' diyoruz' dedi.
DTP Grup Başkan Vekili Selahattin Demirtaş, Diyarbakır Büyükşehir Belediye Başkanı Osman Baydemir ve DTP milletvekillerinin de bulunduğu platformda yapılan açıklamanın ardından, oturma eylemi sona erdi. Kitle DTP'lileri Öcalan lehine atılan sloganlarla uğurladı.ANF

Yüksekova'da polis aracı çocuğu ezdi

İşte Yüksekova'da polisin aracıyla ezdiği ve sonrasında kaçtığı görüntüler..

İşte Yüksekova'da polisin aracıyla ezdiği ve sonrasında kaçtığı görüntüler..

yuksekovapanzer021108

Erdoğan Türkeş’ten de beter!

erdogan Ya sev ya terk et ANF HAKKARİ / Hakkari’de karşılaştığı protestolar karşısında sinirlenen Başbakan Tayyip Erdoğan, 80 yıldır dayatılan imha ve inkar politikasını hatırlatarak, Kürtlere ‘’ya sev ya terk et’’ dedi.
Van ve Yüksekova’dan sonra Hakkari’ye geçen Erdoğan, partisinin merkez ilçe kongresinde yaptığı konuşmada ‘’Bayrağa karşı çıkan gitsin. Biz tek millet dedik. Tek bayrak dedik. Tek vatan dedik. Tek devlet dedik. Buna kim karşı çıkabilir? Buna karşı çıkanın bu ülkede yeri yok" dedi.
Erdoğan, Diyarbakır, Dersim, Van, Yüksekova ve Hakkari’de karşılaştığı protestolardan dolayı DTP’lilere yönelik ırkçı konuşmalar yaptı.5833912
TEK MİLLET, TEK BAYRAK!
Erdoğan AKP Hakkari Merkez İlçe Kongresinde yaptığı konuşmada, kendisini protesto eden halk ve DTP’yi etnik milliyetçilikle suçlayıp AKP'nin ise birlik-beraberlik siyaseti yaptığını anlattı.
Kürt sorununu görmezden gelen Erdoğan, hak talep eden Kürtlere "Biz tek millet dedik. Tek bayrak dedik. Tek vatan dedik. Tek devlet dedik. Buna kim karşı çıkabilir? Buna karşı çıkanın bu ülkede yeri yok. Buyursun istediği yere gitsin. Dünyanın neresine gidersen git her ülke böyledir" dedi.
Kendisini protesto eden yüzbinlerin taleplerini duymazdan gelen Erdoğan, Diyarbakır’da olduğu gibi yine sokak temizliği siyasetine sığındı. DTP belediyelerini iş yapmamakla suçlayan Erdoğan ‘’Sokaklarına, caddelerini bakıyorum yine aynı yine pislik içinde, yine böyle. Yol diye bir şey adeta yok’’ diye konuştu.
‘Tek vatan, tek millet, tek bayrak, tek devlet’ söylemi ile Kürtlerin etnik kimliklerini yok sayan Erdoğan DTP’yi ise etnik milliyetçilik yapmakla suçladı. 
ETNİK AYRIMCILIK
Erdoğan ‘’Bunların bu ülkenin ne topraklarına saygısı var, ne de buralarda yaşayan vatandaşıma saygısı var. Yok. Ve bunlar benim Kürt kökenli vatandaşlarımı istismar ediyorlar. Bunlar kimlik siyaseti yapıyorlar, kimlik siyaseti yapmak suretiyle, etnik ayrımcılık yapmak suretiyle buradan oy toplamayı hedefliyorlar’’ dedi.
Uluslararası insan hakları örgütleri ile AB raporlarına da konu olan, son yıllarda hızla artan insan hakları ihllalerini de görmezden gelen Erdoğan, insan hakları ihlallerinde en küçük bir tavizi bile kabul etmedikleri iddiasında bulundu.
ŞEMDİNLİ'YE DÜKKAN YAPTIK
PKK’yi kast ederek Hakkari’nin ilerlemesinden, kalkınmasından rahatsızlık duyduklarını söyleyen Erdoğan, Van’da dün kapanan kepenler, onbinlerce insanın protesto gösterisi ile 50 üzerinde insanın gözaltına alınmasını inkar ederek söyle konuştu: ‘’Dün Van'da da yaptılar ama Van'da on binlerce insan Ferit Melen Bulvarı'nda toplandı. Dükkan kapatamadılar, kepenkleri indiremediler. Ne yaptılar, gittiler lastik yaktılar.’’
Konuşmasında Erdoğan, ‘’Şemdinli’de bombalar patladı, orada dükkanlar yakıldı. Suyunu hallettik, dükkanları hallettik’’ diye konuştu.


Erdoğan faşistlere taş çıkardı: Ya sev ya terk et!bozkurt
Yüksekova'daki açılışın ardından Hakkari'ye geçen Başbakan Tayyip Erdoğan, MHP'den bir adım daha ileri gitti. 'Biz tek millet dedik. Tek bayrak dedik. Tek vatan dedik. Tek devlet dedik. Buna kim karşı çıkabilir? Buna karşı çıkanın bu ülkede yeri yok. Buyursun istediği yere gitsin' diyen Erdoğan, DTP'li bölge belediyelerinin Kürt kökenli vatandaşları istismar ettiklerini, kimlik siyaseti yaparak, oy toplamayı hedeflediklerini iddia etti.
Erdoğan, AKP'nin Hakkari Merkez İlçe Kongresi'nde yaptığı konuşmada, bölge belediyelerini suçlayarak, şu iddialarda bulundu: 'Bunların bu ülkenin ne topraklarına saygısı var, ne de buralarda yaşayan vatandaşıma saygısı var. Yok. Ve bunlar benim Kürt kökenli vatandaşlarımı istismar ediyorlar. Bunlar kimlik siyaseti yapıyorlar, kimlik siyaseti yapmak suretiyle, etnik ayrımcılık yapmak suretiyle buradan oy toplamayı hedefliyorlar. Çekirge bir atlar, iki atlar üçüncüde işi biter. Bunlar da fazla atlayamayacaklar. Her geçen gün eriyecekler ve benim milletim bunlara gereken dersi er veya geç verecek. Şu anda geldikleri noktanın çok daha gerisine gidecekler.'
'Biz tek millet dedik. Tek bayrak dedik. Tek vatan dedik. Tek devlet dedik. Buna kim karşı çıkabilir? Buna karşı çıkanın bu ülkede yeri yok. Buyursun istediği yere gitsin. Dünyanın neresine gidersen git her ülke böyledir' diyen Erdoğan, tarih boyunca birlik ve beraberlik içinde yaşadıklarını savundu.
HAKKARİ (DİHA)