Avusturalya'da Kürt radyosu: SBS

Avusturalya'da 23 yıldır Kürtçe yayın yapan bir radyo SBS RadyosuTürkiye’de milyonlarca insanın anadili olan Kürtçe dilindeki yayın tartışmaları süredursun, dünyanın öbür ucundaki Avustralya’da 22 yıldır Kürtçe yayın yapan bir radyo var: SBS Radyo. Avustralya Devlet Radyosu SBS’in açılımı, ‘Special Broadcasting Services’. Türkçesi, ‘Özel Yayın Servisi’ olan radyo, aralarında Kürtçe ve Türkçe’nin de bulunduğu tam 68 dilde yayın yapıyor. SBS Radyo, 1975 yılında yayın hayatına başlar. Kürtçe Bölümü, 1985 yılında çok dilde yayın yapan Radyo SBS’in departmanları arasında yerini alır. Bağımsız yayın politikası güden radyo, haftada bir gün zengin bir yayın akışı içerisinde Avustralya, dünya ve yeryüzüne dağılan Kürtler hakkında haber ve toplum-yaşam programları yayınlıyor. Kürt müziği ve kültürel içerikli yayınlarla zenginleştirilen SBS Kürtçe Bölümü, dünyanın dört bir yanına dağılmış sanatçı, yazar-çizer-gazeteci, siyasetçi ve değişik katmanlardan Kürt ileri gelenleriyle röportajlar yaparak yayın profilini canlı tutma çabası içerisinde. ‘SBS! Radyo bi kurdî! Dema we şad be guhdarên hêja, hêvîdar im naveroka bernameyê bo we balkêş be!..’ (SBS! Kürtçe Radyo! Mutlu vakitler değerli dinleyiciler, programın gönlünüze göre olmasını umuyorum!..) diyerek programa başlıyor Şahînê Bekirê Soreklî yıllardır. Şahînê Bekirê Soreklî, SBS Radyonun Kürtçe bölüm sorumlusu. Kurulduğu yıl radyoda işe başlayan Soreklî o gün bugündür radyoya emek veren isim. Suriye’nin kuzeyindeki Kürt bölgesinin bir köyünde dünyaya gelen radyo programcısı, son adından da (Sorekli-Sewrekli-Siwerekli) anlaşılacağı gibi Urfa Siverek’ten sınırın Suriye tarafına göç eden bir aileye mensup. 1968 yılından beri Avustralya Sydney’de yaşamını sürdürmekte. Uzun dönemler bir eğitimci olarak çalışmakta olan Soreklî, Kürtçe ve İngilizce’nin yanı sıra, Almanca, Arapça ve Türkçe de bilmektedir. Meyade Xelîl Kurdî ise yayın sorumlusunun yardımcısı. Soreklî, Kürtçe ile haşır neşir olan Kürtler arasında hatırı sayılır bir edebiyatçı aynı zamanda. Şiir, roman ve öykü yazan Soreklî’nin Stockholm, Diyarbakır ve İstanbul’daki Kürt yayınevlerinden çıkan kitapları azımsanmayacak okur kitlesine sahip. ‘Çirokên hejdeh salan’ (18 yılın öyküleri) -Doz Yayınları, 2005 İstanbul- ve ‘Pisîk jî xewnan dibînin’ (Kediler de rüya görür) –Lîs Yayınları, 2004 Diyarbakır- yazarın Türkiye’de çıkan kitaplarından ikisi. Konumuz radyo ve sözü uzatmadan Şahînê Bekirê Soreklî’ye veriyoruz: ‘SBS Kürtçe yayını, her cumartesi Doğu Avustralya saati ile 22.00-23.00 arası Sydney, Melbourne ve çevresinden rahatlıkla dinlenebiliyor. Yayın saatimiz kısıtlı, ancak biz her zaman bu bir saatlik zaman dilimini ‘nasıl zenginleştirebiliriz?’ in telaşı içerisinde olduk. Teknoloji sayesinde, radyomuz sitesindeki linki kullanarak dünyanın her tarafından dinlenebiliyoruz.’ Radyonun bağımsız bir yayın politikasına sahip olduğunu girişte belirtmiştim. Soreklî’den ayrıntısını istiyorum: ‘SBS Radyo, bağımsız bir yayın organı. Bütün masrafları Avustralya Hükümeti tarafından ödenmesine rağmen, özerk bir yönetim anlayışına sahip. SBS’in en temel amaçlarından birisi, çok kültürlülük (multiculturism) felsefesine sahip olmasıdır. SBS TV, farklı dillerden film, haber ve değişik konularda görsel yayınlar yapar. SBS Radyo da 68 dilde aynı tarzdaki yayınları radyo frekansları vasıtasıyla dinleyicisine sunar. SBS Radyo, bir Haber Merkezine sahip. Haberler genelde Avustralya’nın sayılı ajanslarından ve dünyanın en büyük haber ajanslarından olan AFP, AP, Rauters ve AAP kaynaklı olarak dinleyiciye aktarılıyor. Yerinde ve zamanında bildirilmesi koşuluyla Kürtçe haber kaynaklarından da yararlandığını öğreniyorum. Halen Radyonun Almanya, Paris, İstanbul, Tahran ve Kürdistan Federal Bölgesi Başkenti Hewlêr (Erbil) kaynaklı haber kaynaklarıyla, gazeteciliğin etik ilkelerinden ödün vermeden bir yayın anlayışı izlenmektedir: ‘Bize gelen haberlerin propagandadan uzak olmasına özen gösteriyoruz. Kaynağın güvenli olması, olmazsa olmazlarımızdandır. Programlarımızın, gazetecilik prensîplerine göre yansız, objektif ve profesyonel olması gerekmektedir.’ diyor Şahînê Bekirê Soreklî. Kürtçe Bölümü programları genelde kültürel, sanatsal, edebî olup; çoğu zaman kadın, çocuk ve gençlik ağırlıklı programlarla da sorunlara parmak basmaktadır. Avustralya’da 7-8 bin Kürdün yaşadığını varsayarsak, böylesi yayınların dünyanın bir ucundaki bu halk için ne derece önemli olduğunu varın siz düşünün. Bir halk ki, bir zamanlar ‘Kürtçe Islık’ çaldı diye, işkence görüp, para cezalarına çarptırıldı. Dünyanın sayılı prestijli radyolarından sayılan, Türkiye coğrafyasına ise fazla ‘tanıdık’ olmayan radyo, son günlerde görsel ve yazılı basınımızın gündemine ‘sayın’ kelimesiyle girmiş durumda. Recep Tayyip Erdogan, 14 Ocak 2000 yılında SBS Radyonun Türkçe bölümünde bir programa katılmış ve sorulan bir soru üzerine verdiği cevapta ‘Sayın Öcalan’ hitabını kullanmıştı. Koparılan yaygara devam ediyor!.. Radyo SBS’e www.radio.sbs.com.au adresinden ulaşabilirsiniz. Elektronik posta atmak isterseniz eğer: kurdish.program@sbs.com.au. rojnameger@hotmail.com

Gates ve Bush Büyükanıt’ın havasını aldı…

 Gönderen: rizgarionline Tarih: 29.02.2008 Saat: 19:51 Rizgarî Online/haber-yorum/Türk Genelkurmay Başkanı, dün ABD savunma Bakanı Robert Gates ile görüşmesinden sonra yaptığı açıklamada; çekilme konusunda herhangi bir tarih vermeyerek,''Süre konusunda bilgi verdim. Anlayışla karşılandı'' diyerek, Türk ordusunun hemen çıkmayacağını ima ederken, bugün Türk ordusunun ricatından saatler sonra yaptığı açıklamada, "Bu karar operasyonun hedeflerine ulaşması nedeniyle verilmiştir" dedi. Doğan Haber Ajansı'na özel açıklama yapan Orgeneral Büyükanıt, şu açıklamada bulundu:"Operasyonun bitiş şekliyle ilgili çeşitli spekülasyonlar yapılıyor. Çekilme emri tamamen askeri gerekçelerle verilmiştir. Bu karar operasyonun hedeflerine ulaşması nedeniyle verilmiştir. Hiçbir makamın hiçbir etkisi, iması olmamıştır. Herhangi bir baskı söz konusu değildir. Özellikle ABD Savunma Bakanı Sayın Gates'in gelmesiyle aynı döneme rastlaması tamamen bir tesadüftür. Çünkü bu karar çok daha önceden verilmiştir. ABD Savunma Türkiye'ye ayak bastığında, çekilmenin bir kısmı zaten icra edilmiş bulunmaktaydı." Bazı Kürd siyasi gözlemcilere göre ise, “Türk ordusunun geri çekilmesi, Yaşar Büyükanıt’ın açıkladığının tersine, Federal Kürdistan yönetiminin tepkisi ve Türk ordusunun provokatif, işgalci niyetinin açığa çıkması sonucu, ABD’nin kesin ve kararlı tavır koymasıyla gerçekleşmiştir. Büyükanıt, dün yaptığı açıklamada, hiç de başarıdan, amaçlarının gerçekleştiğinden bahsetmezken, dünden bugüne hangi başarı ve hedeflerine ulaştılar ki, 24 saatte geri çekilmek durumunda kaldılar? Kaldiki hükümet yetkilileri de çekilmenin hemen olmayacağını teyit etmişlerdi." RO/Ömer Kaçar

Bush’un ilk kez Kürdistan telafuzu Türklere bir yanıt mı?

Gönderen: rizgarionline Tarih: 29.02.2008 Saat: 09:30 Rizgarî Online/ ABD savunma Bakanının ardından ABD Başkanı George Bush’un “TSK’nın sınır ötesi operasyonun“ en kısa sürede sona ermesi “ni istemesi ve ilk kez Kürdistan ve “özel kuvvetler“den sözetmesi, Türk Genelkurmayı'na ve hükümetine bir cevap mı? ABD Başkanı George Bush, “PKK’nın Kuzey Irak’ı masum insanları öldürmek için bir sığınak olarak kullanmasının hiç kimsenin yararına olmadığını, PKK’nın, Türklerin, Amerikalıların ve Iraklıların ortak düşmanı olduğunu, ancak TSK’nın sınır ötesi operasyonun en kısa sürede sona ermesi gerektiğini” söyledi. Bush, Beyaz Saray’da düzenlediği basın toplantısında bir soru üzerine şunları söyledi: Birincisi Türkler, Amerikalılar ve Iraklılar, ki buna Iraklı Kürtler de dahil, PKK’yı ortak düşman olarak paylaşıyor. İkincisi, birilerinin masum insanları öldürme isteği için bir yeri sığınak olarak kullanması kimsenin yararına değil.” Bush, daha sonra soruyu soran gazeteciye yönelerek şunları söyledi: “Bahsettiğinizin dışında Kuzey Irak’ta, Kürdistan’da özel kuvvetler mevcudiyeti var. Dolayısıyla bir süredir devam eden bir mevcudiyet var. Üçüncü olarak, operasyonun sınırlı ve geçici olması gerektiğini söyleyen Savunma Bakanı Robert Gates ile aynı fikirdeyim. Başka bir deyişle bu uzun süreli olmamalı. Türkler, çabuk hareket etmeli, hedeflerine ulaşmalı ve çıkmalı.” Bir gazetecinin “Ne kadar çabuk” sorusuna Bush, “Mümkün olduğu kadar çabuk” diye yanıt verdi. Bush, aynı gazetecinin “Günler mi, haftalar mı” diye sorması üzerine de yine “Mümkün olduğu kadar çabuk” yanıtını verdi. Öte yandan Uluslararası ve Stratejik Araştırmalar Merkezi ve Uluslararası Cumhuriyetçi Enstitüsü tarafından dün düzenlenen toplantıda Türk-Amerikan ilişkilerinde gelinen nokta ele alındı. Türk Başbakanı Recep Tayyip Erdoğan’ın 5 Kasım’daki Washington ziyaretinden sonra Amerika’nın Türkiye’ye"terörle mücadelede" istihbarat sağlamasıyla, ilişkilerin düzelme seyrine girdiği yorumu yapılıyor. Uluslararası ve Stratejik Araştırmalar Merkezi ve Uluslararası Cumhuriyetçi Enstitüsü adlı düşünce kuruluşları tarafından düzenlenen toplantıya,çeşitli Türk Partilerinin Milletvekilleri ve Connecticut Milletvekili Christopher Shays katıldı. 5 Kasım Bush – Erdoğan görüşmesini bir dönüm noktası olarak niteleyen AKP Milletvekili Egemen Bağış, Türkiye’yle Amerika arasında olgun bir ilişki bulunduğunu söyledi. Bağış Türk - Amerikan ilişkilerinin verimli olduğunu ve ortak çıkarlara dayandığını belirtti. Yeni bir kamuoyu yoklamasına değinen Bağış, 6 ay önce Türk halkının yüzde 85’inin Amerika’ya karşı bir tutum içinde olduğunu; ancak şu anda „Amerika hakkında olumlu görüş bildirenlerin oranının yüzde 56 olduğunu kaydetti. Irak Savaşının bir dönüm noktası olduğunu söyleyen Serter, nedenlerden birinin de ‘Ermeni soykırımı iddiası tasarılarının gündeme gelmesi olduğunu“ belirtti. Toplantıda söz alan Amerika Temsilciler Meclisi Üyesi Connecticut Milletvekili Christopher Shays, ‘Amerikalılar, Türkiye’nin "sınır ötesinde teröristlerle mücadele etme hakkı yoktur diyemez" şeklinde konuştu. Shays, “Biz terörle mücadele etmek için sadece sınırımızı değil, Atlas Okyanusunu aştık. Onun için Türkiye sınır ötesinde terörle mücadele edemez deme hakkımız yok. Türkiye, Irak hükümeti ve dolayısıyla Amerika’nın soruna çözüm bulmasını istemekte de haklıdır” dedi. Shays, "Irak’ta da milliyetçi eğilimler“ bulunduğunu, Türkiye’nin "sınır ötesi harekatıyla" daha büyük bir soruna yol açmamaya özen göstermesi, sadece hedefi doğrultusunda ilerlemesi gerektiğini söyledi. Türk milletvekilleri farklı konulara dikkat çekti ancak Türkiye’nin "sınır ötesi operasyonu“nun hedefe ulaşıldığı zaman tamamlanacağı konusunda görüş birliği ifade etti. RO/Cemil Süphan

Türkiye'nin Kuzey Irak'a askeri harekâtı PKK'nın varlık nedenini ortadan kaldırmayacak.

MAZİN HAMMAD-Katar gazetesi Al Watan, 26 Şubat 2008 Türkiye'nin Kuzey Irak'ta PKK'ya yönelik yürüttüğü harekât gelişi güzel bir av operasyonundan ibaret değil. Zira ileri teknoloji kullanılıyor ve ABD'nin verdiği istihbarata dayanılarak nokta hedeflere yoğunlaşılıyor. Bu operasyon birçok tehlike ve çözümsüzlük içeriyor. Türkler, Kuzey Irak Kürt Bölgesel Yönetimi'nin, PKK'nın izinin sürüleceğine dair sözüne güvenmiyor. Erbil'in, örgütün beş binden fazla savaşçısının konuşlandığı dağlara düzenli biçimde taşınan gıda ve ilaçları görmezden geldiğine dair şüphe söz konusu. Benzer biçimde, Erbil de Türklerin niyetine güvenmiyor ve halkına, Türk güçleri müdahalede daha ileri giderse veya savaş uçakları PKK'nın destek yollarını kesmek için yıktıkları beş köprü gibi sivil yerleri hedef almayı sürdürürse, 30 bin peşmergenin Kuzey Irak'ı savunmaya hazır olduğunu ifade ediyor. Irak Dışişleri Bakanı Zebari'nin gerginliğin tırmanışının bölgenin istikrarını sarsacağı yönünde uyarıda bulunduğu bir sırada, bir PKK komutanı "Türkler bizi yıkmak istiyorsa, gençlerimiz Türk kentlerini oturulamaz hale getirmeli" diyor. Türkiye bu tür tehditlerin gölgesinde operasyonu hızlandırmalı. Erbil'in de, PKK üzerindeki gizli nüfuzunu, örgütü müzakere masasına gidip çatışma sürecini sona erdirmeye başlaması yönünde ikna etmek için kullanması uygun düşer. Bu çekişme Iraklı Kürtleri Irak savaşındaki en önemli ortağı sayan ABD için büyük baş ağrısı yaratırken, PKK'yı Kürtlerin ulusal kurtuluşu için çalışan direnişçi bir hareket olarak gören Kürt sokaklarında öfke ve sıkıntıya yol açıyor. Bu tür çelişkiler ABD Savunma Bakanı Gates'i, Ankara'dan işgaline en kısa sürede son vermesini istemeye sevk etti. Gates askeri operasyonun PKK'yla sorunları çözmeyeceğine dikkat çekti; Kürtlerin örgüte destek vermesine nokta koymak için, Türkiye'deki Kürt azınlığın sorunlarının çözülmesi gereğinin altını çizdi. Türkiye Kürtleri küçük bir azınlık değil, nüfusun dörtte birini oluşturuyorlar. Bağımsızlık talebinden vazgeçen PKK'nın hedefiyse, özerk yönetim. Türkiye'nin 25. askeri operasyonuna rağmen, Ankara'nın işgaline temkinli yaklaşan uluslararası toplum nezdinde, Türkiye Kürtlerinin siyasete daha geniş katılımına ve Ankara'nın endişelerini sona erdirecek tarihi bir anlaşmaya ihtiyaç duyduğuna dair artan bir anlayış var. (Katar gazetesi Vatan, 26 Şubat 2008) radikal

 Economist dergisindeki başyazıda "Türkiye'nin PKK'yı ezmek istemesi anlaşılabilir. Ama bunun yerinde bir hareket olup olmadığı başka bir mesele." dedi. Economist'ten operasyon yorumu BBC-Operasyon bir haftayı geride bıraktı Economist dergisinde konuyla ilgili olarak kaleme alınan başyazıda şöyle deniyor: "Farklı farklı Kürtler var. PKK, geçmişteki bazı kötü alışkanlıkları ve inançlarını terketmiş olsa da genel olarak kötü kısmı. Hala Türkiye'nin güneydoğusunda Türk askerlerini öldürüyorlar. Sıklıkla bu tür katliamların suçunu kendisinden ayrılan gruplara atsalar da, hala sivilleri havaya uçuruyorlar." "Türkiye'nin PKK'yı ezmek istemesi anlaşılabilir. Ama bunun yerinde bir hareket olup olmadığı başka bir mesele. Başbakanları Recep Tayyip Erdoğan türban konusunda Laikler ve İslamcılar arasında bir tartışmaya girmiş durumda." "Laik generallerin bu konudaki suskunluğunu, PKK'ya saldırmaları için serbest bırakarak ödüllendirmek istemiş olabilir." 'Türkiye PKK'yı yok edemeyecek' Economist'in başyazısında, Erdoğan'ın son dönemdeki şahin tavrına karşın, beş yıl önce başbakan olmasından bu yana 'Kürtlerle iyi geçindiği' ve istikrarlı bir şekilde haklarını geliştirerek, birçoğunu kendisine oy vermeye ikna ettiği belirtiliyor. Kürtler'in desteğini almak için PKK'ya darbe indirmenin çok da iyi bir yol olmadığı görüşüne de yer verilen yazı şöyle devam ediyor; "Amerikan yardımıyla bile Türk generalleri PKK'yı yok edemeyecek. Erdoğan şimdi geriye çekilmeli ve Kürt vatandaşlarıyla uzlaşmalı. Türkiye, uzun vadede de 15 yıldır özerkliklerini sağlamlaştıran ve duraklamalara karşın Türk komşularıyla ekonomik bağlarını güçlendiren Kuzey Irak'taki Kürtlere karşı tavrını değiştirmeli." "Aynı zamanda, Iraklı Kürtler de Türkler'e bağımsız sayılabilecek Kürdistan'ı Türkiye'ye doğru genişletme niyetleri olmadığı ve PKK'yı teşvik etmeyecekleri yönünde güvenceler vermeli." "En iyi senaryo, Türk güçlerinin PKK'yı bir iki hafta yumrukladıktan sonra gururunu tatmin etmesi, zaman içinde de Kürtler'i siyasi araçlarla hoşnut hoşnut etmesi." Peşmerge ile çatışma ihtimali Economist'in konuyla ilgili haber-yorum makalesinde de Türkiye'nin harekatı, peşmerge güçleriyle çatışma çıkması ihtimali açısından, bölgenin geneli için en kaygı verici gelişmelerden biri olarak tanımlanıyor: "Amerikalı bir askeri yetkili, Kasım ayından bu yana Türkiye'yle Kore savaşından bu yana en yakın askeri işbirliğinin yapıldığını söyledi. Ama bu operasyonun başarılı olup olamayacağı başka bir konu." "Türkler, Zaho'nun kuzeyinden Kandil Dağları'na kadar olan bölgedeki 100 kilometreye yayılmış 400 PKK savaşçısını etkisiz hale getirmeleri gerektiğini söylüyor. Hepsinin ötesinde de PKK'nın bahardaki saldırı dalgasını durdurmak istiyorlar." "PKK'nın lojistiği kesilmiş, cephanesi azalmış, moralleri düşmüş olabilir. Ancak gerillaları nakavt etmeleri pek de olası değil."

Karayılan'dan HPG gerillalarına kutlama mesajı

KCK Yürütme Konseyi Başkanı Murat Karayılan HPG gerillalarının Türk ordusunu bozguna uğrattığını belirterek, işgal harekatına karşı büyük direniş gösteren 'Zap-Zagros güçlerinin komuta ve savaşçı yapısını' kutladı. Halk Savunma Merkezi ve HPG Ana Karargah Komutanlığı'na başlıklı mesajında Karayılan, 'Özellikle yüksek bir yetenekle helikopteri düşüren birim ile Salı'yı Çarşamba'ya bağlayan gece Şikefta Birindara civarı ve Şirin Tepesi'ne yapılan harekatlara katılan tüm arkadaşları kutluyor, başarıların devamını diliyoruz' dedi. KCK Yürütme Konseyi Başkanı Murat Karayılan, Türk ordusunun Güney Kürdistan'a yönelik işgal harekatına karşı karşı direnen gerilla güçlerini ve TSK'ya ait kobra helikopteri düşüren gerilla birimini kutladı. Türk ordusu bozguna uğradı Karayılan mesajında, 21 şubat tarihinde başlayan saldırılar karşısında gerillanın Türk ordusunu bozguna uğrattığını belirterek 'Türk ordusunun yüksek teknoloji ve on binlerce gücüyle mevsim koşulları ve değişik olanaklardan yararlanarak sonuç almak amacıyla 21 Şubat 2008 tarihinde alanınıza yönelik geliştirmiş olduğu saldırı karşısında göstermiş olduğunuz başarılı direniş ile düşmanı bozguna uğratmanızdan dolayı, tüm hareketimiz ve hareketimizin yönetimi adına sizleri kutluyor, başarılarınızın devamını diliyor, bundan sonrada daha yüksek düzeyde başarılarınızın devamını bekliyoruz' dedi. Kürdistan gerillası önemli bir düzeyi yakaladı Karayılan, uluslararası güçlerin desteğine ve sahip olduğu muazzam olanaklara rağmen Türk ordusunun ilerleyememesi ve planladığı gibi amacına ulaşamamasının hareketleri açısından büyük bir başarı olduğunu söyledi. Karayılan, gerillanın gösterdiği savaş kabiliyeti ve taktik duruşun önemli bir düzey olduğunu belirterek şöyle dedi: 'Bu aynı zamanda Apocu militan savaşçının taşıdığı cesaret, irade ve savaş yeteneğinin herkes tarafından görülmesi için çarpıcı bir örnek olmuştur. Özellikle Apocu militan ve komuta yapısının savaş performansı açısından ulaşmış olduğu düzeyin açığa çıkarılması bakımından önemli sonuçları içermektedir. Çiya Reş, Şikefta Birindara, Şemka, Xerekol ve Basya Vadisi'nde sergilenen taktik duruş ve savaş kabiliyeti ile Kürdistan özgürlük gerillasında önemli bir düzeyin yakalanmış olduğu görülmektedir. Yüksek savaş teknolojisini alt eden, güç yoğunluğunu anlamsızlaştıran, özgüce dayanan, insan zekası ve yeteneği ile yaratıcılığın gelişerek başarıyı sağladığı bir kez daha ispatlanmıştır. Kürdistan gerillası en ileri teknoloji ve en yüksek değerin insan gerçeği olduğunu bir kez daha herkese göstermiştir. Bu anlamda meşru savunma stratejisi temelinde bugün Kürdistan'da gelişen direniş, 21. yy gerillasının yenilmezliğinin açığa çıkarılması açısından da bu 8 günlük direniş önemli bir veri olmaktadır. Fakat bilinmelidir ki bu, henüz bir başlangıçtır.' Savaş yeteneği geliştirmemiz lazım Karayılan, özellikle 2008 yılı boyunca hareketlerine ve halka karşı geliştirilecek olan imha konseptinin tümüyle boşa çıkarılması görevinin tüm yakıcılığıyla kendilerini beklediğini belirtti. Gerillanın 8 gün boyunca gösterdiği direnişte ortaya çıkan başarı performansının önemli olduğuna dikkat çeken Karayılan, ''Zira direniş süreci boyunca ortaya çıkan hata ve yetmezliklerin çok iyi bir biçimde analiz edilerek açığa çıkarılması ve giderilmesi için yoğunlaşmak, hatta gereken düzeltmeleri hemen yapmak büyük bir görev durumundadır. Ortaya çıkan sonuç elbette ki önemlidir. Çünkü savaşın bundan sonraki aşamalarının kazanılması için önemli bir moral ve inisiyatif avantajını yaratmıştır. Bununla birlikte bu pratik savaş süreci içerisinde açığa çıkan ve önceden bilinen komuta ve yapıdaki yetmezlikleri gidermek üzere, -bu sonuçlardan da yararlanarak- daha hızlı ve daha kesin sonuç alıcı yöntemlerle savaş yeteneğimizi derinleştirmemiz gerekmektedir' dedi. 'Gerilla yenilmezliğini gösterdi' KCK Yürütme Konseyi Başkanı Murat Karayılan mesajı şöyle: 'Hiç kuşkusuz ki tarih gaddar, zalim sömürgeci güçlere karşı sınırlı olanaklarla gelişen Apocu gerillanın yenilmezliğini not edecektir. Özgücüne dayanarak savunma savaşını geliştiren hareketimiz, halkımızın onurlu, haysiyetli ve karakter sahibi bir halk olduğunu herkese gösterecektir. Halkımızı iradesizleştirmek isteyen, Önderliğimizi zehirleyerek yok etmek isteyen güçlere karşı, gerilla mücadelesinde daha ileri bir düzeyi yakalamamız gerektiğini bilmeliyiz. Bunun için ortaya çıkan başarıdan da güç alarak bilinen yetersizlerimizi aşma çabası içinde olmamız suretiyle daha yetkin ve daha gelişkin başarılara koşmakla mükellef olduğumuz hiçbir zaman unutulmamalıdır. Önder Apo'nun ve kahraman şehitlerin iyi bir yoldaşı olabilmek için daha güçlü başarılara yürümede, daha yüksek sorumluluk, fedakârlık ve yaratıcılık gerektiğini biliyoruz. Bu temelde bu başarılı pratiğe dayanarak yüksek bir moral ve kararlılıkla Apocu gerillanın yenilmezliğini bir kez daha bütün dünyaya gösterilmesi için ve pratikte başarılı bir düzeyin yakalanması için daha fazla derinleşeceğinize ve daha ileri başarılar sağlayacağınıza inanıyor, bu temelde hepinizi bir kez daha selamlıyor, saygılar sunuyorum.' Gündem

HPG, Türk ordusunun geri çekildiğini doğruladı

Peşmerge kaynaklarına dayandırılan 'TSK birlikleri geri çekiliyor' haberi HPG kaynakları tarafından doğrulandı. Dengê Mezopotamya Radyosu'na sınır ötesi harekâta ilişkin bilgi veren HPG Basın Sözcüsü Özgür Gabar, Türk ordusunun geri çekmeye başladığını aktardı. Zap Bölgesi'ndeki operasyona ilişkin bilgi veren Gabar, bu bölgeden çekilmek isteyen Türk ordusunun, HPG tarafından kuşatıldığı, bu nedenle de, bu bölgedeki geri çekilmeyi durdurduğunu söyledi. Federal Kürdistan Bölgesi Başkanı Mesut Barzani'nin danışmanlarından Sefin Dizai de, sadece Zap Bölgesi'nde geri çekilme olduğunu belirtti. Reuters, Türk ordusuna dayandırdığı haberinde, tam anlamıyla bir geri çekilme olmadığını aktardı. DUHOK (DİHA)