HEM KURDLER HEMDE EZIDILER... TURK ARAP VE FARSLARDANDA COK UZAKTA YASAMIYORLAR USTELIK! 73. YAZIDI KATLIAMINI ONLEMEKTE KURDLER  GERCEKTEN COK MU GEC KALDILAR? ISTE KEREMXAN'IN Kurdistan-Post sitesine gonderdigi anlamli mektup.... Degerli gazeteci Hasan Bildirici ! Aslinda tam bir haftadir size Shengal olaylari ile olarak bir eMail gönderip görüslerinizi yazmanizi rica edecektim. Ama dogrusu birazda Hasan Bildirici capinda yürekli bir gazetecinin bu son yüzyilin en büyük Êzîdî katliamina sessiz kalmayacagi beklentisi icerisinde sözü edilen eMail´i göndermedim. Sayin Bildirici! Tarihin her döneminde azinliklarin kiyimdan gecirildigini ikimizde biliyoruz. Ve kiyimdan gecirilen halk kesimlerinin tarih sahnesinden silinmelerinin zor vakaalar olmadigini yine ikimiz cok iyi biliyoruz. Bunun örnekleri cok. Simdiye kadar Êzîdîlere yapilan katliam sayisin 72 ve son yapilaninda 73 üncü oldugu gerceginden hareket edilirse bu mazlum kesimin ne eziyetler cektigi, hangi cenderelerden gectigi, nasil ihanetlere ugradigi ve özellikle kendilerini kardes olarak lanse edenler tarafindan nasil gammazlandigi büyüklerimiz tarafindan bize sürekli anlatildi. Êzîdî kesim yasadigi bütün ülkelerde hem inanc bazinda, hemde milli menshe bazinda cifte baskiya maruz kaldi. Buna ek olarak da kardes diye tabir edilenlerin hismina ugradi ve o meshur kardeslik fiiliyatta hic yasanmadi. O cografyanin asli ve esas sahipleri olan Êzîdîler hep talan, yikim, jenosid ve sürgünlerle yüzyüze yasadi. Sayin Bildirici! Kürdistandaki inancsal azinliklara reva görülen ve sürekli de kardesler tarafindan uygulanan zulüm cenderesi bugünde Irakta, shengalde gündemdedir. Orada yapilanlarin Araplarin, Farslarin ve Türklerin hanesine yazilmasi sadece günü kurtarmada bir islev görecektir. Ama esasinda sonuc itibariyla olaylarin seyrini engellemeyecek ve müstakbel katliamlarin önüne set cekmeyecektir. Dersimde ve daha baska yerlerde Alevilere yapilanlar, Ermenilere ve Süryanilere tarihte yapilanlar hep Osmanliyahavale edildi ve onlarin isbirlikcilerine dokunulmadi. Onlarin rolü üzerinde durulmadi. Shengalde ayni trajedi yasaniyor ve hesap yine baskalarina cikarilmaya calisiliyor. Sayin Bildirici! Bakiniz son yillarda Güney Kürdistanda Êzîdîlere, shebeklere, Feylî Kürdlerine yapilan zulüm korkunc boyutlar almaya basladi. Hewlerde, Xaneqînde, Süleymaniyede, Diyalada, Shexanda, Duhokda, Zaxoda ve Kürdistanin daha bircok yerlesim biriminde sözü edilen azinliklara yapilanlar siradan, tesadüfi degildir. Lütfen artik bu görülmelidir.Yapilanlar katliam boyutuna vardirilmissa isin ciddiyeti iyi anlasilmalidir. Bu zorbaliklar teshir edilmeli, sorumlulari bulunmali ve cezalandirilmalidir. Azinliklarin, mazlum kesimlerin yasamlari cogunlugun istikbaline cok ucuzca bir sekilde feda ediliyor. Iste bunun önüne gecilmelidir. Son jenosid olayinin belirgin sebeblerinin basinda 140. Madde ile Êzîdîlerin Kürdistan yönetimiyle olan baglantilarina dikkat cekildigi unutulmamalidir. Durum bu iken Kürd yönetiminin Êzîdîleri böyle yalniz ve savunmasiz birakilmasi nasil yorumlanmalidir. Sayin Bildirici! Aydinlar halklarin vicdanidir. Kürd aydinlar, yazarlar, siyasetciler bilcümle cok bilenler takimi sagir sultanlari oynamaktadir. Shengal yasanmamis gibi hareket ediliyor ve bir cümle dahi yazilmadi simdiye kadar. Salih Kevirbirî ve irili ufakli bir iki genel yazi haric surada burada, kücük ve büyük diye tabir edilen hich bir kalem yazma lütfunda bulunmadi. Yani kürd aydinlar ve siyasiler istiflerini bozmamaktadir. Büyük olasilikla büyük ve önemli ilskileri zedelememek icin yazmiyorlardir. Ama cok enteresandir Hz. Muhammedle ilgili karikatür sorunuyla baglantili olarak Diyarbakirda, Batmanda, Agrida, Vanda ve daha bircok kürd ilinde yüzbinlerin katilimiyla protestolarin düzenlendigini unutmadik. Tekbir Allah û Ekber nidalariyla yürüyenler, Allahin bayragini yükseltenlerin yeni Halebce olan Shengal olaylarini protesto etmemeleri ilginctir degilmi? Iste tüm bunlari yazin sayin Bildirici. Ezilenlerin vicdani rahatlasin yazilanizla. Teselli bulsun biraz da olsa yürekleri. Ölen bebekler, parcalanan yaslilar, kadinlar mezarlarinda azicik da olsa rahat uyuyabilsin. Bu yaziyi sansürzüz yayinlamaniz dilegiyle saygilarimi ve sevgilerimi iletiyorum. Bavê Keremxan 21. Agustos 2007 Almanya Not: Size Êzîdîler adina gönderilen ve sahsinizi yaralayan yazi icin bir Êzdî olarak özür diliyorum. bave-keremxan@hotmail.de

KCK İran’ı son kez uyardı!

ANF/ Kurdistan-Post BEHDİNAN (22.08.2007)-KCK Yürütme Konseyi Başkanlığı, İran’ın sınır hattındaki Kürt yerleşim yerlerine saldırılarına sert tepki göstererek, ‘’İran devleti eğer bu siyasetinden vazgeçmez ve saldırılarını durdurmaz ise, Kürdistan Özgürlük Hareketinin de İran’a karşı yeni bir karara gideceği bilinmelidir’’ diye uyardı. KCK yaptığı açıklamada, bu saldırıların 15 Ağustos’un yıldönümüne denk geldiğine dikkat çekerek, ‘’Kürdistan halkının özgürlük mücadelesinde önemli bir yeri olan 15 Ağustos’un yıldönümünde egemen güçler, Kürdistan özgürlük davasına karşı yeni bir saldırı dalgasını başlatmış bulunmaktadır. Kürdistan üzerinde egemen devletler kendi aralarındaki anti-Kürt ittifakını daha ileri düzeye vardırırken, bunu çeşitli ortak ekonomik çıkarlarla pekiştirmektedirler. Bu temelde Kürt halkının kazanımlarına ve onun özgürlük dinamiklerine karşı daha organizeli bir saldırı düzeyine ulaşmışlardır. Devletler gerekli olduğunda açık ordularıyla gerekli olduğunda gizli istihbarat teşkilatlarıyla, Kürt halkı üzerinde terör uygulamaktadırlar. Amaçları Kuzey’de ve Güney’de halkımızın kazanımlarını ortadan kaldırarak Kürdistan üzerindeki inkar-imha siyasetini kalıcılaştırmaktır. Bunun için öncelikli hedefleri hareketimizi darbelemek ve Kerkük, Şengal gibi alanların Kürdistan bölgesine bağlanmasını engellemektir. Bu güçler ittifak halinde hareketimize darbe vurarak Kürt Özgürlük Hareketinin gerilemesini planlarken, aynı zamanda Güney Kürdistan’daki kazanımları da daraltarak ortadan kaldırmayı hedeflemektedirler’’ dedi. ŞENGAL, İRAN VE TÜRK SALDIRILARI TESADÜF DEĞİL ‘15 Ağustos’un yıldönümünde Şengal’de geliştirilen hunharca katliam, Kuzey Kürdistan’da yoğunlaşan imha operasyonları ve İran devletinin Kürt Özgürlük güçlerine karşı geliştirdiği top saldırısı birbiriyle bağlantılı, ortak bir konseptin birer parçaları’’ olduğunu kaydeden KCK, İran’ın saldırılarını şöyle değerlendirdi: ‘’Son üç aydan bu yana Doğu Kürdistan’da var olan sakin durum ve ciddi bir çatışma durumunun yaşanmamasına rağmen İran devletinin birden bire, ‘PJAK güçlerine saldırıyorum’ adı altında PJAK güçlerinin hiç bulunmadığı Güney Kürdistan’ın sınır hatlarını boydan boya bombalaması, bu bölgelerde sivil yaşamı ortadan kaldıran bir tehdit unsuru haline gelmesi ve giderek yoğunlaşan top atışlarıyla birlikte, kara ve hava operasyonları için güç yığınağının başka bir izahı yoktur. Herkes biliyorki, son dönemlerde Doğu Kürdistan’daki Özgürlük Hareketiyle İran güçleri arasında karşılıklı olarak bir çatışma dozajını düşürme söz konusuydu. Buna rağmen İran devletinin en üst düzeyde bir kararlaşmayla Kürdistan halkına karşı bir savaş sürecini başlatmış olması birçok açıdan değerlendirilmesi gereken yeni bir durumdur. Sadece hareketimiz değil, tüm Kürdistan güçleri ve kamuoyu bu yeni durumu görerek, tutum geliştirmek durumundadır. PJAK tamamen bir bahanedir. Onların esas amacı, hareketimizi darbelemek ve Güney Kürdistan’da karışıklık yaratarak Kürt halkının kazanımlarını ortadan kaldırmaktır. Bununla aynı zamanda bölgedeki statükoyu pekiştirmek istemektedirler. Bu sadece İran devletinin bir planı değil, Türk devletiyle ortak planlanmış ve ortak organize edilen Kürt halkına karşı yeni bir imha konseptinin başlangıcıdır.’’ İMHA SİYASETİ ARTIK YAŞAM BULMAYACAK ‘’Günümüzde dört parçada da Kürt halkının yaşadığı gelişme, elde ettiği kazanımlar ve özgürlük mücadelesinin ulaştığı düzey dikkate alındığında 1920’lerden beri Kürdistan üzerinde uygulanan inkar ve imha siyasetinin yaşam bulmasının artık mümkün olmayacağı görülecektir’’ diyen KCK, bu açıdan Kürdistan üzerinde egemenlik sürdüren güçlerin bu inkar zihniyetinden vazgeçerek Kürt halkının barışçıl ve dostane çözüm tutumunu karşılıksız bırakmamalarının herkesin çıkarına olduğunun altını çizdi. DÜŞMANLIK SİYASETİNDEN VAZGEÇİLMELİ Kürt halkının artık eskisi gibi yönetilemeyeceği bilinmesi gerektiğini vurgulayan KCK, ‘’bu devletlerin uyguladıkları yanlış politikadan vazgeçerek sorunun bir terör sorunu olmadığı, şiddetle ortadan kaldırılamayacağı görülerek siyasal çözüm formülleri için doğru bir yaklaşıma ulaşmaları gerekmektedir. Başta PJAK yöneticileri olmak üzere tüm Kürt özgürlük güçleri de yanlışlıklara düşmeden özgüce dayalı bölgesel barışçıl çözümü esas almaları gerekmektedir’’ mesajını verdi. KCK, İran devletinin sivil savunmasız ve yoksul insanlarımıza karşı top atışlarıyla hiçbir sonuç alamayacağını kaydederek, yüzyıllardır bir arada ve çoğu zaman iyi komşuluk ilişkileri içinde beraber yaşamış Kürt halkına karşı düşmanlık siyasetinden vazgeçmesini istedi. KCK, ‘’Doğu Kürdistan’daki halkımızın özgürlük mücadelesiyle yaşadığı sorunlara dayanarak tüm parçalardaki Kürtlere düşmanlık yapma siyasetinin İran devletine ve halklarına da bir şey kazandırmayacağı bilinmelidir. İran devleti eğer bu siyasetinden vazgeçmez ve saldırılarını durdurmaz ise, Kürdistan Özgürlük Hareketinin de İran’a karşı yeni bir karara gideceği bilinmelidir. Bunun da taraflar açısından iyi sonuçlar yaratmayacağı açık ortadadır’’ uyarısını yaptı. ŞER İTTİFAKINA KARŞI KÜRT İTTİFAKI Kürdistan’ın dört parçasında gelişen bu saldırıların bir kez daha Kürt halkının ne kadar birlik ve dayanışmaya muhtaç olduğunu ortaya koyduğuna işaret eden KCK, ‘’Kürt halkının karşıtları ellerindeki bütün olanaklara rağmen, bu kadar birlik ve bütünlük oluştururken, daha az imkanlara sahip halkımızın siyasi güçlerinin yeterli dayanışma ve ortak hareketi geliştirmemeleri kabul edilemez. Bu açıdan biz Kürdistan üzerinde sömürgeci emellerini kalıcılaştırmak isteyen devletlerin saldırılarına karşı tüm yurtsever, demokratik Kürdistani güçlerin birlik ve dayanışma içerisinde mücadeleyi geliştirmeleri ve bu süreçte Kürt özgürlük davasını kazançlı çıkarmaları gerekmektedir. Çok iyi biliyoruzki, bu devletlerin can havliyle birleşip Kürdistan halkına karşı saldırı geliştirmeleri onların güçlülüğünden değil, Kürdistan özgürlük mücadelesi karşısındaki zayıflıklarından kaynaklanmaktadır’’ dedi. KCK açıklamasında ‘’Bir kez daha belirtiyoruz ki, hareketimiz Kürt halkının çıkarlarını savunmada ve özgürlük mücadelesinin başarısı için gerekenleri yapmada hiçbir tereddüt göstermeden rolünü en ileri düzeyde yüksek bir kararlıkla görevlerinin gereğini yerine getirecektir’’ diye uyardı.