- Yaşar KARADOĞAN/ Hişyar Zebari 1979 yılından beri KDP’nin üst düzey yöneticisi. KDP’nin dışilişkilerine uzun süre şekil veren, yöneten bir Kürd politikacısı.Irak Ulusal Kongresi’nin kurucularından ve yürütme kurulu üyesi. Saddam diktasının alaşağı edilmesine yol açan ABD’nin 2003 müdahalesinde Hişyar Zebari’nin yürüttüğü etkili mekik diplomasisinin büyük bir rol oynadığını taraflı tarafsız bütün uzmanlar kabul ediyor.
- Yumuşaklığı,ağırbaşlılığı, gösteriye kaçmayan sade diplomasisi takdir ediliyor.Kendisi Zebari gibi büyük bir aşiretin mensubu. Mesud Barzani’nin küçük dayısı. 2003 yılından beri de Irak federal hükümetinde Kürd ittifakı kontenjanından Dışişleri Bakanlığı görevini yürütüyor.
- Bir süre önce ABD’deydi. Hem Cumhuriyetçilerin lideri McCain ile, hem de Demokratların lideri Obama ile yüzyüze Irak’ın bugününü ve geleceğini, ABD ile Irak arasında henüz sonuçlanmamış güvenlik işbirliği anlaşmasını konuşup tartıştı.
- Kendisini en son 2001 temmuzunda İngiliz Parlamentosu’nda yapılan Anfal ve Halepçe katliamının uluslararası alanda tanınması için düzenlenen toplantıda dinlemiştim. INC lideri Ahmed Çelebi de o gün oradaydı ve Zebari’nin konuşmasını, iddialarını destekleyen bir konuşma yapmıştı.
- Aradan yıllar geçti.Bugün ise (7 temmuz 2008) kendisini Irak Dışişleri Bakanı sıfatıyla dinledim.
Zebari, Irak’ta güvenlik alanında önemli gelişmeler meydana geldiğine inanıyor.
‘Şiddet ve terör olayları azaldı. Irak hükümet görevlilerie skiden güvenlik görevlilerine devlet memuru veya görevlisi olduklarını söylemekten korkarlardı. Artık korkmadan hükümet için çalıştıklarını gösteren kimliklerini gösterebiliyorlar. Şii militanların, Sünni militanların,Mehdi ordusunun ve Sadr militanlarının püskürtülmesi hükümetin mezhep hükümeti olmadığı inancını güçlendiriyor. 2008 yılı bütçesi 70 milyar dolar ve bunu halka hizmette kullanacağız. ABD tankları gitse de mevcut rejim kalacak. Arap ülkeleriyle ilişkiler gelişiyor. Yakın bir zamanda Ürdün Kıralı Bağdat’ı ziyaret edecek. Bu da Bağdat’ı ziyaret eden ilk Arap lider olacak. Türkiye Başabakanı Tayyip Erdoğan da gelecek.’
Irak ile ABD arasında bir süredir devam eden stratejik güvenlik ve işbirliği çerçeve anlaşmasının bu ay sonuna kadar sonlandırılacağı iyimserliğine sahip. ABD ile yapılmaya çalışılan anlaşma konusunda İran, Suriye ve Türkiye’nin taşıdığı kaygı ve endişeleri anladıklarını vurgulayarak şöyle diyor:
‘Bu çerçeve anlaşması ile ilgili görüşmeler 11 mart 2008’de başladı. Bu anlaşmayı 1930 yılındaki Anglo sakson anlaşmasına benzetmek, yeni sömürgeci bir anlaşma olarak nitelemek doğru değil. Bize komşu bütün ülkelerin ABD ile benzer anlaşmaları var. Hatta onlardan bu konuda bu anlaşmalar konusunda yardım istedik ve vermiyorlar. Bizim aynı zamanda Güney Irak’ta, Basra’da bulunan Britanya kuvvetlerinin durumunu legalize edecek bir anlaşmaya da ihtiyacımız var. Biz ABD ile anlaşma yaparken Irak’ın hiç bir yere karşı bir mücadelede üs olarak kullanılmaması görüşünü dile getiriyoruz. Kuşkusuz sonunda ABD Irak’tan çekilecek. ABD’nin Irak politikası konusunda Cumhuriyetçiler ve Demokratlar arasında büyük bir görüş ayrılığı yok. Ama seçimler nedeniyle bir bölünme var. Ben hem Mccain, hem de Obama ile görüştüm. McCain Bush yönetiminin politikasını kopya etmeyecek. Obama da sorumlu davranacaklarını söylüyor,ama bir kaç ay ömrü kalmış Cumhuriyetçilerle anlaşma imzalamak için niye bu kadar acele ettiğimizi merak ediyor.
Bizim imzalamaya çalıştığımız bu anlaşmanın Talabani, Maliki, Mesud Barzani, Sünni lideri Haşimi ile ISKI lideri Abdül Mehdi tarafından imzalandığını da belirtmem gerekiyor.ABD ile anlaşmazlık noktaları arasında ABD’li güçlerin gözaltı yetkisi, özel güvenlik firmalarını içeren konular, Irak hava sahasının kontrolü gibi sorunlar bulunuyor. Ama bunlar üzerinde uzalaşılamayacak noktalar değil.’
Bu yılın sonbaharında yapılması düşünülen,ancak ertelenmesi sözkonusu olan yerel seçimlere Sadr güçleri katılabilecek mi?
Silahlı milisleri olduğu için Sadr cephesinin seçimlere kendi adlarıyla katılamayacağını, büyük bir ihtimalle başka partilerle ittifak yaparak katılacağı görüşünde Zebari.Uluslararası alanda da belirsizliklere yol açan petrol kanunu ve petrol anlaşması imzalama konusunda merkezi hükümetle bölgesel Kürd hükümeti arasında devam eden anlaşmazlık konusunda ise Hişyar Zebari şunları söyledi:
‘Petrol kanunu ile ilgili anlaşmazlıktan dolayı herkes kaybediyor. Şu anda bölgeesel Kürd hükümeti ile merkezi hükümet arasında görüşmeler devam ediyor. Bu noktadaki sorunların çözülmesi için politik bir komisyon kuruldu. Hem Erbil, hem de Bağdat büyük resmi göremiyor.’
Kendisine Türkiye Başbakanı Tayyip Erdoğan’ın ziyaretinin ne zaman gerçekleşeceğini , Erdoğan’ın bu ziyareti sırasında Kürd politik liderliğinden başkan Mesud Barzani ve başbakan Neçirvan Barzani ile görüşüp görüşmeyeceğini sordum.
‘Sayın Erdoğan yakın bir zamanda gelecek. Ne zaman geleceğini bilmiyorum. Bu ziyareti sırasında bölgesel Kürd hükümeti liderliğiyle görüşme olur mu, olmaz mı onu da şimdiden bilecek durumda değilim.’
Türkiye ile Kürd yönetimi arasındaki anlaşmazlıklar konusunda ise Zebari,’ABD ve İngiltere’nin yardımıyla Türkiye ve Erbil arasında başlayan gelişmelerin umut verici olduğunu’ ifade etti.
140. madde ve Kerkük referandumu, De Mıstura’nın infial yaratan raporu konusundaki sorularım hakkında ise Hişyar Zebari şu yorumları yaptı:
‘140. madde Anayasanın bir maddesidir. Yerine getirilmesi gerekiyordu. Buna göre 2007 yılı sonuna kadar Kerkük gibi yerlerin statüsünü belirlemek için referanduma gidilmesi gerekiyordu. Fakat bu bu madde yerine getirilmedi. Kürd yönetimi büyük bir anlayış gösterdi ve referandumun altı ay ertelenmesini kabul etti. Bu konuda BM’den yardım istendi. BM temsilcisi tarafından hazırlanan ikinci rapor sadece Kürdler değil, Türkmenler ve Araplar tarafından da kabul görmedi. Düşünün, benim bölgem olan Akra 1991’den beri Kürd bölgesi içinde ve burayı bile ihtiaflı bölgeler arasına almış. Bu nedenle yeni bir rapor düzenlenmesi istendi BM’den. Ama Kerkük üzerinde yürütülen felakert senaryoları da bu arada tutmadı.’
- Sayın Zebari’den edindiğim izlenim şu:
- Irak’ta daha gidilecek daha çok yol var.
- PKK sorunu Kürdler için bir gordiyom düğümüne dönüşmüş durumda.
- Bütün olumluluklara karşın, tarihi geçmişi nerdeyse yarım yüzyılı bulan Kürdler arasındaki bölünmüşlük halen de çok ciddi bir handikap.
- ABD’nin Irak’a üç beş yıl kalmak için gitmediği de artık daha da iyi anlaşılıyor.
- Kerkük referandumu ertelendi.
- 6 haziran’da yapılması gereken ikincisi de yapılamadı.
- Şimdi de Irak’taki yerel seçimlerin ertelenme ihtimali sözkonusu.
- Kürdler ile Bağdat arasındaki çelişkiler, Şiiler arası rekabet, Şii-Sünni çatışması, Irak’ı karıştıran ‘komşu’ bildik parmaklar..
- Irak’ında, Kürdistan’ın da daha çok kaynayacağını gösteriyor. © Rizgarî Online
0 Yorum:
Post a Comment