Kazakistan'da Kürtler diken üstünde Kazakistan'daki Çimkent'e bağlı Dolebi ilçesinde Kazaklarla Kürtler arasında çıkan kavga bir anda tüm kentte yayıldı. Kürtlere ait işyerlerine saldırı düzenlenirken, 7 Kürt köyü ablukaya alındı. İçişleri Bakanlığı ile görüşen Kürt temsilciler olayların büyümesinden endişe ediyor. Bir anda tüm Kazakistan'da gündem olan olay şöyle gelişti: 28 ekim günü bir Kürt kız çocuğuna yönelik tecavüz girişimine Kürt gençlerinin müdahale etmesiyle olaylar başladı. Kürt gençlerinin saldırganları engellemesi ve saldırganları tartaklamasıyla başlayan olaylar sonraki gün Kazak gençlerinin, bir Kürt gencinin Kazak çocuğa tecavüz girişiminde bulunduğunu iddia etmesi üzerine Kürtlere yönelik linç girişimine dönüştü. Kürtlerin evlerine saldırı Gelişmeler üzerine Çimkent Emniyet Müdürü Xibraulla Doskliyev yaptığı açıklamada, olayın 28 Ekim perşembe günü Çemkent'e bağlı Dolebi ilçesinde Kazak gençlerin Kürtleri suçlamasıyla başladığını belirterek, Mayatos köyünde 40 kişilik bir Kazak grubunun Kürtlere ait iki ev ve bir arabayı yakmasıyla büyüdüğünü ve çevre köylere yayıldığını bildirdi. Polis müdürünün basına verdiği bilgiye göre olayların sakinleşmesi için bölgede Kürt ve Kazak ileri gelenleri ile görüşmeler yapıldı. Olayın büyümesi üzerine Budenovka 2, Pervomayevski de 4, Mixaylovka da 3 olmak üzere Kürtlere ait 9 ev ve 5 araba yakıldı. İsmi öğrenilemeyen bir Kürt ağır şekilde yaralandı. Dün ise Çimkent'tin merkez pazarında bir Kürdü tartakladıktan sonra arabasının yakıldığı belirtildi. 7 Kürt köyü ablukaya alındı Görgü tanıkları bazı köylerdeki saldırılar sırasında polisler olay yerinde bulunduğu halde müdahale etmediğini söyledi. Ayrıca yaşanan olaylar üzerine bölgeye 500 polisin takviye edildiği ve 7 Kürt köyünün ise abluka altına alındığını belirtildi. Şimdiye kadar olayla ilgili iki kişinin gözaltına alındığını belirtti. Olaylar geniş bir alana yayılabilir Olaylar hakkında ANF'ye bilgi veren Kürdistan Ulusal Kongresi (KNK) üyesi Nadir Nadirof İçişleri Bakanlığından görüştükleri yetkililerin gelişen olaylardan bir Küt gencini sorumlu tutuklarını belirtti. Nadirof, Bakanlığın olayların kontrol altına aldığını söylediğini bildirdi. Çimkent Kürt Kültürevi sorumlusu Kazim Sadikoviç ise olayların vahim boyutlara ulaştığını, bölgedeki Kürtlerin son derece huzursuz olduğunu belirtti. Sadikoviç olayların tüm ülkede duyulduğunu ve Kürtlere yönelik saldırıların geniş bir alana yayılmasından endişe ettiklerini söyledi. İçişleri Bakanlığı ve medya sorumlu Olaylar hakkında bilgi veren Çimken Kadın Meclisi üyesi Felek Feti, gerginliğin Çimkent'e sıçraması üzerine Kürtlerin Kürt Kültürevi'nde bir araya geldiğini söylerken, polisin de Kültürevi'ni gün boyunca koruma altına aldığını belirti. Fedi, olayları Kazakların başlatmasına rağmen Kürtlere mal edildiğini ifade ederek, tüm Çimken eyaletinde Kürtlere yönelik bir linç kampanyasına dönüştürüldüğünü kaydetti. Halen devam eden olaylar üzerine Kazakistan Devleti İçişleri Bakanlığı bölgeye iki müsteşar gönderdi. Kürtlerden ise Almaata'da yaşayan Nadir Nadirof bölgeye giderek olaylar hakkında bilgi aldı. Olayların yayılmasında Kazak İçişleri Bakanlığı ve medyanın rol oynadığı kaydediliyor. Zira Kazak basınında olaylarda kişiler yerine Kürtleri hedef alan açıklamalar yapılmasının Türkiye'de yaşanan gelişmelerle bağlantılı olduğu sanılıyor. Konu hakkında bir değerlendirme yapan Kubinfo Internet sitesi 'Kazakların efendileri Türklerin etkisine girerek içlerinde yaşayan bir azınlığı linç ettiği' değerlendirmesinde bulundu. 'Türk amcalarımızın emirlerini uyguluyoruz' Kubinfo'nun dün yayınlanan değerlendirmesinde şunlar bulunuyor: 'Çimkent'te meydana gelen bazı rutin olayları İçişleri Bakanlığı görevlileri ve basın Kürtlere yönelik bir linç kampanyasına dönüştürdü. Anlaşılan şu ki biz Kazaklar babamız Türklerin emriyle içimizde yaşayan bir azınlığı linç ediyoruz. Ayrıca olayların Türkiye'de Kürtler ile Türkler arasında gerilimlerin yaşandığı bir dönemde gelişmesi de rastlantı değil. Bu olaylar bize 1989 Kırgızistan'da Türklere yönelik provokasyonlardan ve saldırılardan sonra 80 bin Türkün sürgün edilmesiyle sonuçlanan olayları hatırlatıyor. Bu yüzdende yakında polis ve askerlerimiz Kürtlere yönelik topyekun bir saldırı geliştirirse hiç şaşırmamak gerekir' Kazakistan sınırları içinde 35 bini resmi olmak üzere 180 bin Kürdün yaşadığı tahmin ediliyor. Bunlardan 35 binin kimliklerinde Kürt yazılmasına rağmen diğerleri Kazak ya da İranlı olarak gösteriliyor. Kazakistan son yıllarda özellikle basın üzerinden Kürtlere yönelik bir karalama kampanyası yürütüyordu. Kazakistan devleti daha önceki yıllarda PKK'yi 'terör örgütleri' listesine almış ve Kürt siyasetçi Yusuf Kaplan'ı Türklere teslim etmişti. Kazaklar birkaç ay önce de çıkardığı yeni bir yasayla Kazakistan vatandaşı olan 15 Kürdü PKK'ye katıldıkları iddiasıyla vatandaşlıktan çıkarmıştı.

PAPA 16. BENEDİKT: ‘’IRAK KÜRDİSTANI İLE TÜRKİYE SINIRINDA YAŞANAN GERGİNLİĞİN SONA ERMESİ İÇİN GÖSTERİLEN ÇABALARI DESTEKLİYORUM’’ PNA-Papa 16.Benedikt, ‘’Irak Kürdistan’ı ile Türkiye arasında yaşanan krizin barışçıl bir şekilde sona erdirilmesi çağrısında bulundu. Sınırda yaşanan gerilimin konusundaki endişelerini ve hoşnutsuzluğunu dile getiren Papa 16. Benedikt, ‘’Sorunun barışçıl yollarla çözülerek sona erdirlmesi çağrısında’’ bulundu. Papa 16. Benedikt, Irak Kürdistanı ile Türkiye sıırında yaşanan gerginliğin sona erdirilmesi için çalışan taraflara destek verdiğimi söylemek istiyorum’’ dedi.

Bush, Erdoğan’ın önüne 3 ayrı senaryo koyabilir.

Bush'un üç senaryosu ne? ABD Başkanı Bush'un PKK konusunda daha net bir tavır alması bekleniyor. Bush, görüşmede Erdoğan’ın önüne 3 ayrı senaryo koyabilir. Peki çantada hangi senaryolar var? Turgut Özal’ın Kürtler konusunda danışmanlığı yapmış gazeteci ve yazar Cengiz Çandar Erdoğan ve Bush'uh görüşmesinden çıkacakları değerlendirdi. Çandar’a göre bugünkü toplantıdan üç ayrı senaryo çıkabilir. BUSH’UN ÇANTASINDA ÜÇ SENARYO VAR “Bush, Erdoğan’ın önüne 3 ayrı senaryo koyabilir. İlki Türkiye’nin sınırlı operasyonuna göz kırpar. İkincisi ‘siz karışmayın, biz hallederiz’ der, üçüncüsü ise ‘bir şey yaparsanız yaptırımı ağır olur’u ima eder” 1- ABD, Türkiye’ye kısa süreli ve sınırlı bir alanı kapsayan bir operasyon için yeşil ışık yakabilir ve bunun için lojistik ve istihbarat desteği veririz diyebilir ki, bu en iyi ihtimal. 2- Biz meseleyi halledeceğiz, iki üç ay süre verin, deyip yapacaklarını anlatabilir, tabii kamuoyundan gizli tutulması kaydıyla. Ama ben bu seçeneği zayıf bir ihtimal olarak görüyorum. 3- İtidal tavsiye edebilir, yani bizden izinsiz bir işe kalkarsanız diye, gizli ama anlaşılır mesajlar verebilir. İKİNCİ SEÇENEKTE KAMUOYUNUN TEPKİSİ DURMAZ Kriz yönetimi bu demek zaten. Türkiye’deki öfke hem şehitlerle hem de manipülasyonla büyüyor. Bunu başbakanın sözleri ve medya körüklüyor. O kaynaklar Bush tarafından tatmin edilirse kamuoyu yönlendirilebilir. ÜÇÜNCÜ SEÇENEĞE ERDOĞAN NASIL TEPKİ VERİR? Bu, uyarının sonundaki maliyeti hesaplamaya bağlı. Oradan çıkacak maliyetin hesabı şimdikinden daha ağır ise kriz yönetimi ona göre belirlenir. RİCE SIKBOĞAZ ETMEYİN DEDİ Rice zaten Irak toplantısı için Türkiye’ye gelecekti. PKK meselesini konuşmak için biraz daha erken geldi. “Bu meseleye önem veriyoruz” mesajı vermek istedi. Ama yanında askeri yetkili yoktu. Bu konunun kısa vadeli askeri çözümü yok, bizim başkanı çok sık boğaz etmeyin demek. Kaynak: Akşam