Askerin 'çöp patlayacıları' 2 çocuğun daha hayatını karartı

 akif_kale Böyle sürmemeli

Yüzbinlerce askerin yığıldığı Bölge'de geriye bırakılan, rastgele atılan askeri mühimatlar her geçen yeni hayatları karartıyor. Şimdiye kadar özellikle çok sayıda çocuğun ölümüne ya da yaralanmasına neden olan askeri patlayıcılar son olarak Bingöl'de iki kardeşin hayatını kararttı. Bingöl 49. Motorize Piyade Tümen Komutanlığı yakınlarında aileleriyle pikniğe çıkan Mütalip (15) ve Ferit Kale (13) kardeşler, askeri mühimatın patlaması sonucu yaralandı. Mütalip'in bir eli koptu, bir ayağının ise kesilme ihtimali bulunuyor. Ferit ise, gözlerini kaybetme tehlikesiyle karşı karşıya.

 Yeter efendiler kıymayın

Her yıl onlarca çocuğun ölümüne onlarcasının da sakat kalmasına neden olan askerin 'çöp patlayacıları' 2 çocuğun daha hayatını karartı. Önceki gün Bingöl-Genç karayolu üzerinde bulunan askeri birliğe yakın bir alanda ailesiyle birlikte piknik yapan Mütalip Kale (15) ve Ferit Kale (13) adlı kardeşler odun topladıkları esnada meydana gelen bir patlamayla hayatları karardı. Patlamada eli kopan Mütalip'in bir bacağının da kesilme ihtimali bulunurken, Ferit'in gözlerini kaybetme tehlikesi bulunuyor. Ağır yaralı olarak Fırat Üniversitesi Araştırma Hastanesi'ne kaldırılan Kale kardeşleri tedavileri sürüyor. Öte yandan Siirt'in Pervari ilçesinde de meydana gelen bir patlamada bir çoban ağır yaralandı.bomba_patladi_cocuk_bingol

Bölge illerinde özellikle yaz aylarında askeri birliklerin çevresinde bulunan cisimlerden dolayı onlarca çocuk ya yaşamını yitiriyor yada sakat kalıyor. Bütün bu ölüm ve yaralanmalara rağmen hiç bir önlemin alınmadığı ve patlayıcıların araziye rastgele atılması sonucu yaşanan patlamlara bir yenisi daha eklendi. Çocukların hayatını karartan bu patlamaların son örneği önceki gün Bingöl'de yaşandı. Bingöl- Genç arasında bulunan Şeyh Ahmet 'ziyaret' alanında pikniğe giden KaleAilesi'nin 2 çocuğu meydana gelen patlamada ölümden kurtuldu ancak sakat kalmaktan kurutlamadı. Piknik için gittikleri alanda Mütalip Kale (15) ve Ferit Kale (13) adlı kardeşler odun toplamak için ailesinin bulunduğu yerden uzaklaştı. Çocuklarının yanlarından ayrıldıktan yaklaşık yarım saat sonra bir patlama duyduklarını söyleyen baba Akif Kale, patlamanın bulundukları yere yakın olan Bingöl 49. Motorize Piyade Tümen Komutanlığı'ndan geldiğini tahmin ettiklerini söyledi. Bir süre sonra orada bulunan başka bir çocuğun gelerek, patlamanın olduğu yerde iki çocuğun olduğunu ve yaralandıklarını söylediğini dile getiren Kale, olay yerine gittiklerinde iki çocuğunu da kanlar içinde yerde yattıklarını gördüklerini ifade etti.

Mütalip'in eli koptu, ayağı kesilebilir

çöp patlayacıları Yaşanan patlama sonrası Bingöl Devlet Hastanesi'ne kaldırılan Mütalip ve Ferit kardeşler burada yapılan ilk müdahalelerinin ardından Elazığ Fırat Üniversitesi Araştırma Hastanesi'ne kaldırıldı. Hastanenin Acil Servisi'nde çocuklara ikinci kez müdahale edildi. Patlamanın yaşandığı ilk anda Mütalip'in eli bilekten koptu. Mütalip'in kolunun yanı sıra vücudunun birçok yerinde parçalanma varken, ağır yaralanan bir bacağının da kesilme ihtimalinin de bulunduğu öğrenildi. Ferit'in ise yine vücudunda çok sayıda yaralanma meydana gelirken, gözlerini kaybetme ihtimaliyle karşı karşıya. Sağlık durumları ciddiyetini koruyan çocuklar halen Fırat Araştırma Hastanesi Yoğun Bakım Servisi'nde tutuluyor.

Siirt'te de bir çoban yaralandı

Bingöl'de iki kardeşin yaralandığı patlamadan saatler sonra bir patlama da Siirt'in Pervari ilçesine bağlı Orman bağı köyü kırsalında meydana geldi. Hayvanlarını otlatırken arazide bulduğu bir cismi kurcalayan bir çoban meydana gelen patlaması sonucu ağır yaralandı. 2 6 yaşındaki Abdulgafur Gündüz köy çobanı patlama sonrasında ağır yaralı olarak tedavi altına alındı. BİNGÖL -DİHAdiyarbakirpatlama

Her yıl onlarca çocuk ölüyor

Bölge'de askerlere ait patlayıcılar hayat karartmaya devam ederken, her yıl onlarca çocuğun canına mal olan bu 'çöplük patlayıcılar' konusunda yetkililer her hangi bir şey yapmıyor. En son geçtiğimiz ocak ayında Iğdır'da askeri eğitim alanında buldukları patlayıcının patlamasıyla 2 çocuk hayatını kaybederken, her yıl onlarca çocuk ya ölüyür ya da yaralanıyor. Son olarak Bingöl ve Siirt'te yaşanan bu patlamalar vahameti bir kez daha ortaya çıkarırken, sadece geride bıraktığımız bir yıl içerisinde 6 cocuk bu patlayıcılar yüzünden ölürken, 23 cocuk da ağır yaralanmıştı. Bu yılın ilk 4 ayında ise yine aynı patlayıcılar nedeniyle 4 çocuk daha ömürlerinin baharında yaşamını yitirmiş, 11 cocuk da yaralanmıştı. Ersin Çelik

Göç duruyor : 21 ilin nüfusu yüzde 1.4 azalarak 11 milyon 188’e geriledi.

2000-2007 Dönemi Nüfusta

imagesDeğişim Sıralaması(Bin Kişi)

Erzincan                  317 214        -32,5
Erzurum                  937 785        -16,3
Ardahan                  134 113        -15,7
Bitlis                        389 328        -15,6
Muş                         454 406        -10,6
Malatya                   854 722        -15,4
Tunceli                         94 84        -10,2
Adıyaman                 624 583         -6,6
Elazığ                       570 541            -5
Kars                           325 312       -3,9
Bingöl                        254 252       -0,7
Ağrı                            529 531         0,4
Batman                      457 472         3,4
Hakkari                      237 246         4,2
Ş.Urfa                  1.443 1.523         5,5
Mardin                       705 746         5,8
D.Bakır                 1.363 1.461        7,2
Iğdır                          169 182         7,8
Siirt                          264 292        10,6
Van                          878 980        11,6
Şırnak                       353 416       17,8

21 il 11.346            11.188         -1,4

11em1Göç Kurdistan-Post/Türkiye’nin en çok göç veren bölgeleri Doğu ve Güneydoğu’daki 21 ilin nüfusunda 1990-2000 döneminde 426 bin kişi olan azalma, 2000-2007 döneminde 158 bin kişiye düştü

ANKARA - Doğu ve Güneydoğu Anadolu’nun 1990-2000 döneminde büyük illere doğru yaşadığı yoğun göçün, 2000’den sonra giderek hız kestiği belirlendi. İktisatçı Mustafa Sönmez’in, Güneydoğu ve Doğu Anadolu’nun demografik yapısına ilişkin çalışmasına göre, Türkiye’nin en çok göç veren bölgelerindeki 21 ilin nüfusunda 1990-2000 döneminde 426 bin kişi olan azalma, 2000-2007 döneminde 158 bin kişiye düştü.

1984Göç 1990-2000 döneminde söz konusu bölgedeki 21 il, 567 bin dolayında göç almasına karşılık 993 bine yakın göç vermiş, on yılda net olarak 426 bin kişilik göç yaşanmıştı. 2000-2007 döneminde ise 21 ilin nüfusu sadece yüzde 1.4 azalarak 11 milyon 346 binden 11 milyon 188’e geriledi. Böylece toplam nüfustaki azalma 158 bine düştü.

1990-2000 döneminde, net göç hızının yüksekliğinde Doğu’da Ardahan, Kars ve Ağrı’nın, Güneydoğu’da ise Siirt, Adıyaman ve Mardin öne çıkmış; Van, Diyarbakır, Batman, Şanlıurfa da bu dönemde net göç veren iller arasında yer almıştı.

dyb-koykent1

Göç yavaşladı

2000 sonrasında ise Doğu’dan gelen yoğun göç giderek azaldı. 2000 nüfus sayımında 11 milyon 346 bin olarak belirlenen Doğu ve Güneydoğu’daki 21 ilinin toplam nüfusu, 2007 Adrese Dayalı Nüfus Sayımı sonuçlarına göre 11 milyon 188 bin olarak gerçekleşti. Bu iki sayım arasında bölge nüfusu, 21 il toplamında yüzde 1.4 oranında azaldı.

Toplam nüfustaki azalmaya karşılık, bölgedeki bazı illerin nüfusunda ise hızlı artışlar olduğu dikkati çekti.

dyb-koykent1 (2)Anılan dönemde nüfusu en çok artan illerin başında yüzde 17.8’le Şırnak, yüzde 11.6’yla Van, yüzde 10.6’yla Siirt ve yüzde 7.8 ile Iğdır geldi. Nüfusları 1,5 milyon dolayında bulunan illerden Diyarbakır’da 7 yıldaki nüfus artışı yüzde 7.2, Şanlıurfa’da yüzde 5.5 oldu. Ayrıca 1 milyona yaklaşan nüfusuyla Van’daki artışın yüzde 12’ye yaklaşması ve 750 bine yaklaşan nüfusuyla Mardin’de yüzde 6’ya yakın nüfus artışı olması dikkat çekti. Mardin’de yüzde 5.8, Hakkari’de yüzde 4.2, Batman’da yüzde 3.4 ve Ağrı’da yüzde 0.4 nüfus artışı gözlendi.

Buna karşılık, özellikle 1980 sonrası hızla göç veren Erzurum, Erzincan, Ardahan, Malatya, Elazığ gibi illerde nüfus azalması 2000-2007 döneminde de sürdü. Erzincan yüzde 32.5, Erzurum yüzde 16.3, Ardahan yüzde 15.7, Bitlis yüzde 15.6 ve Malatya yüzde 15.4’le nüfusu en hızlı azalış gösteren illerin başında geldi. Bunu yüzde 10.6’yla Muş, yüzde 10.2’yle Tunceli, yüzde 6.6’yla Adıyaman, yüzde 5’le Elazığ ve yüzde 3.9’la Kars izledi. Nüfusu en hızlı azalış gösterenlerin son sırasında da yüzde 0.7’yle Bingöl yer aldı.

fewfeyk11rt2 Göç

'Kürt kimliğine bakış göçleri yavaşlattı'

İktisatçı Mustafa Sönmez, Güneydoğu’da nüfus azalmasının yerini birçok ilde nüfus artışına bırakmış olmasının, yüksek doğurganlığın yanı sıra bölge insanlarının bölge dışına göç etmek yerine, bölgenin kent merkezlerine yerleşme tercihlerine bağlı olabileceğini belirtti. Sönmez, “Bu tercihte, göçülen İstanbul, Marmara, Ege ve Güney illerinde yaşanan barınma ve geçim koşullarının zorluğu kadar, Kürt kimliğine karşı bazı kesimlerce gösterilen hoşgörüsüzlüğün, lince varan mütecaviz tavırların, ‘milliyetçi mahalle baskıları’nın etkisi çok büyük. Bu tacizlerin yanı sıra bölgeden 2000 öncesi göçen nüfusun bölgeye geri dönmesi gibi eğilimler de nüfus artışında etkili olmuş denebilir“ dedi.

 kurtcocuklar Sönmez, 2000’de yüzde 17 olan bölge nüfusunun Türkiye toplamındaki payının, 2007’de yüzde 16’ya yaklaştığı kaydederek, şu değerlendirmeyi yaptı:

“Hemen belirtilmeli ki, bölgede nüfusu artan ve azalan iller tasnif edildiğinde, genel karakteri göç vermek olan bölgede, Güneydoğu’nun nüfusunun azalmayıp arttığı, buna karşılık Kuzeydoğu’nun nüfusunun azalmakta olduğu dikkati çekiyor. Güneydoğu’da hem doğurganlık yüksek hem de göçten vazgeçilmiş ve bölge bir anlamda içine kapanmış. Türkiye genelinde kadınların doğurganlık oranı yüzde 2.53 iken, Doğu Anadolu’da yüzde 3.92, Güneydoğu’da ise 4.92 olarak belirlenmiştir. 2000-2007 döneminde bölgede Güneydoğu’nun nüfus artışı gerçekleştirdiği, Kuzeydoğu’nun ise nüfusunun azaldığı anlaşılmaktadır."

k1jc2 Hızlı kentleşmede Batman ve Elazığ birinci

Sönmez’in, 2000-2007 dönemini kapsayan Güneydoğu ve Doğu Anadolu’daki göçe ilişkin çalışmasında, bölgedeki kentleşme hızına da dikkat çekildi. Buna göre bölgede 2000’de yüzde 55 olan toplam kentli nüfus, 2007’de yüzde 58’e çıktı. Türkiye’nin 2000’de yüzde 65 olan kentleşme oranı, geçen yıl yüzde 70’e yükseldi. 2000-2007 döneminde nüfusu en yüksek illerden Şanlıurfa, Diyarbakır, Malatya ve Erzurum’da kentleşme oranları yüzde 60-63 civarında seyrederken Batman ve Elazığ, yüzde 72’lik kentleşme oranlarıyla Türkiye ortalamasının üstüne çıkan iller oldu. Batman 2000’de yüzde 66’yla bölgede birinci sırada yer alırken, Elazığ yüzde 64’le ikinci sıradaydı. Geçen yıl ise iki il yüzde 72 ile liderliği paylaştı. Bu illeri yüzde 65’le Tunceli, yüzde 64’le Malatya, yüzde 62’yle Erzurum ve Şırnak izledi. Geçen yıl kentleşme oranında en az gelişme kaydeden il ise yüzde 32’yle Ardahan oldu.

Güneydoğu içine kapandı

goc Göç İktisatçı Sönmez, yaptığı değerlendirmede, geçimini ağırlıkla geleneksel tarım ve hayvancılıktan sağlayan bölge nüfusunun, özellikle son yıllarda hem bu faaliyetlere verilen desteklerin azaltılması, hem de yaşanan çatışmaların can ve mal güvenliğini kırsalda daha çok tehdit etmesinin, kırların boşalması ve kentlere yoğun göç yaşanmasıyla sonuçlandığını kaydetti. Sönmez, “Yaşanan onca yoksulluğa, işsizliğe ve çatışma ortamına karşın Güneydoğulular, bölge dışına göçmeyi durdurmuşlar. Bu aslında bir içe kapanma ve Türkiyelileşmek, Türk-Kürt kardeşliğini düşmana inat tesis etmek amacının uzağına düşme eğilimi. Kültürel alış verişin, et ve tırnak olmanın uzağına düşen, ayrıştıran bir eğilim ama acıtan bir gerçek. Bu içe kapanmayı demografik veriler de doğruluyor" dedi.

'Ayrım olmasın, Türkiye hepimizin evi'

yoksulgoc Sönmez, demografik verilerin, Türk-Kürt düşmanlığını besleyenleri cesaretlendirecek gelişmeler yaşandığına dair sinyaller verdiğini kaydederek, konuyu şöyle değerlendirdi:

“Kürtler, göçtükleri Batı illerinden, doğup büyüdükleri yerlere çekilmekte, ya da bütün olumsuz yaşam koşullarına karşın Batı’ya göç niyetlerinden vazgeçmekte, Türkiye’nin gelişmiş bölgelerini tekinsiz, tehlikeli yerler olarak görmeye başlamaktadır. Buna neden, onların vehimleri, abartıları değildir; buna neden son zamanlarda birçok örneği görülen ve resmi makamlarca neredeyse olumlanan faşizan linç girişimleri, Kürt kimliğine karşı tahammülsüzlüktür, kışkırtmalardır.

kadintandir56 İster iş ve aşın peşinde, ister eğitim için, ama isterse keyfini çıkarmak için tüm yurdu, Türk-Kürt, ortak evimiz gibi yaşamalı, tüm odalarını, sofasını, avlusunu, bahçesini kardeşçe paylaşmalı, binlerce yıl gerçekleştirdiğimiz bir arada yaşama kültürümüzü, geleneğimizi, kendi kimliklerimize sevgi ve saygıyı ihmal etmeden, düşmana inat, ama içe kapanmadan, yeniden kaynaşarak, yakınlaşarak, daha güçlü bir duygu ile yaşamayı başarmalıyız." (anka)

kurt turk evlilikleri

ILGILI HABER: Mgk Raporu :Türkleşme oranı en fazla Kürtler'de Kurdistan_Nufus_Dagilimi