Başbakan’a Hedik sorusu : ‘Köylerine geri dönmek isteyenlere gözdağı verilmek mi istendi?’

hedik-heyet-ziyaret7 DTP Amed Milletvekili Tuğluk: Hedik olayı ile köylerine dönmek isteyenlere gözdağı verilmek istendi. Başbakan olarak, ne yapacaksınız?

DTP Amed Milletvekili Aysel Tuğluk, Amed’in Lice İlçesi’ne bağlı Hedik Köyü’nün askerler tarafından taranmasını, ‘köylerine geri dönmek isteyenlere gözdağı verilmek istendi’ şeklinde yorumladı. Tuğluk, Başbakan Recep T. Erdoğan’ın, “Köylerin bir daha boşaltılmayacağına, geri dönenlerin huzur ve güven içinde köylerinde yaşayabileceğine dair başbakanlık düzeyinde kamuoyunu rahatlatıcı sözlü ya da yazılı bir açıklamanız olacak mı?” sorusunu yanıtlamasını istedi.

Tuğluk, Başbakan Erdoğan’ın yanıtlaması isteğiyle verdiği soru önergesinde, 22 Ağustos’ta meydana gelen olayla ilgili olarak yaptıkları incelemede, köyün yarım saat süreyle özel tim mensupları tarafından rastgele, bazen hedef gözetilerek tarandığını, köyün 15 saat boyunca abluka altına alındığını hatırlattı. Son 25 yıldır 3 bin 500 köyün yakıldığını ve zorla boşaltıldığını, 3 milyondan fazla kişinin zorla yerlerinden edildiğini anımsatan Tuğluk, şunları kaydetti: “Vatandaşlarımız büyük şehirlerin varoşlarında yoksulluk, açlık ve sefaletle yaşamak zorunda bırakılmışlardır. Hedik Köyü de 1988 yılında zorla boşaltılmıştı. 2000 yılından sonra görece çatışmaların azalmasıyla birlikte insanlarımız kısmen köylerine geri dönmeye ve ait oldukları yerlerde yaşamaya başlamışlardır. Hedik Köyü sakinleri de 2003 yılının ortalarında geri dönerek hem evlerde hem de çadırlarda kalmaya başlamışlardır.”

‘Olay aydınlatılmalı’

2003 yılında geri dönülen köyün akşam saat 18:00 civarında taranmaya başlandığını kaydeden Tuğluk, askerlerin önce “Yanlışlık oldu, kusura bakmayın!” dediğini, daha sonra köyü ablukaya aldığını belirterek, olayın büyük bir korku ve tedirginliğe neden olduğunu söyledi. Olayın aydınlatılmasını isteyen Tuğluk, şu soruların yanıtlanmasını istedi:

- Çatışmaların yoğunlaşmasıyla birlikte bölgede çalışmalarını yürüten asker, özel tim ve köy korucularının, OHAL dönemini aratmayacak düzeyde vatandaşlarımıza yönelik hukuksuzca davranışlarda bulundukları ve çok ciddi insan hakları ihlallerinin yaşandığı, kimi zaman yaşam hakkı ihlali dâhil olmak üzere baskı ve korku yaratmak amacıyla benzer vakaların arttığını rapor ve belgeleriyle öğrenmekteyiz. Bunun önünü almaya dönük ülkenin Başbakan’ı olarak yasal ve idari bir tedbir alacak mısınız?
- İçinde korucuların, askerlerin ve özel timin bulunduğu kalabalık bir grubun hiçbir uyarı, ikazda bulunmadan rast gele evleri ve orada bulunan çocuklar dahil tüm insanları yarım saat süreyle ateş altında tutmuş olmalarını nasıl değerlendiriyorsunuz? Olay hakkında İçişleri Bakanlığı tarafından bilgilendirildiniz mi?
- Bilgilendirilmişseniz eğer, olayın soruşturulmasına ve sorumluların açığa çıkarılmasına yönelik bir talimatınız olmuş mudur? Bakanlık herhangi bir inceleme de bulunacak mıdır?
- Bölgede özellikle son dönemlerde köylerine dönen ya da dönmek isteyen insanların üzerinde baskıların yoğunlaştığı, geri dönmeye çalışanların üzerindeki baskının arttığı gözlemlenmektedir. Hedik Köyü’ndeki bu son olay da bunu doğrulamaktadır. Bu geçmişte olduğu ve yapıldığı gibi gizli bir konseptin uygulamaları mıdır? Köye dönüşleri engelleme konusunda insanlar üzerinde baskı ve korku yaratılmak mı istenmektedir?
- Değilse, söz konusu bölgede görevli askeri yetkili ve köy korucularının keyfi, fiili ve denetimsiz uygulamaları mı vardır?
- Hedik Köyü’nü silahla tarayan asker ve korucuların olaydan sonra gayri ciddi bir biçimde ifade ettikleri gibi benzer “yanlışlıkların!” olmaması için TC Hükümeti’nin Başbakan’ı olarak ne yapmayı düşünüyorsunuz?
- Köye dönüşleri teşvik etmek ve vatandaşların güvenli biçimde dönüşünü, yerleşmelerini ve yaşamalarını sağlamak için hükümet nezdinde bir çalışmanız var mıdır, olacak mıdır?
- Köylerin bir daha boşaltılmayacağına, geri dönenlerin huzur ve güven içinde köylerinde yaşayabileceğine dair Başbakanlık düzeyinde kamuoyunu rahatlatıcı sözlü ya da yazılı bir açıklamanız olacak mıdır? ANKARA YENİ ÖZGÜR POLİTİKA

Vahşet itirafları:“Özel harekâtçı polis PKK’lı bir kadının ölüsüne tecavüz etti...”

'Faili devlet' yargılansın

‘Botlarımızın içi kan doluyordu’

DERSİM KATLİAMI TANIĞINDAN ÇARPICI AÇIKLAMALAR Çiftçi katliamda yaşadıklarını anlattıktan bir hafta sonra, 3 Ocak 2007 tarihinde yaşamını yitirdi

Emir Türkiye’den geldi

Gazi davası yeniden görülsün

Köy yakanlar devrede

Sivas'ta Ölenler, Yaralananlar, Kurtulanlar...

Bu nasıl insanlık?

Diyarbakir'da 2'si bebek, 7'si çocuk toplam 10 kişinin katledildiği bombalı saldırının failleri korunuyor.

Beytüşşebap Katliamı: Aileler Katliamcıların isimlerini biliyoruz

Yer-gök böyle zulüm görmedi

Bir askerden vahşet itirafları

Bu da havan topu parçası

Facebook'da ırkçı örgütlenmeler

Türk Polisi, veresiye meşrubat vermeyen esnafa saldırdı!

KCK, PKK ve KJB'den 15 Ağustos açıklaması

AKP kan emmeyi sürdürüyor

AKP'den işkence ye büyük tolerans

Vahşete karşı bir direniş ruhu: 14 Temmuz 1982

Küllenmeyen yangın: Sivas Katliamı

1925 KÜRDİSTAN HAREKETİNİ ANMA PANELİNE ENGELLEME

Polis, 12 yaşındaki çocuğun yüzüne sıcak su döktü..“Oğluma bunu yapanlar insan olamaz”

CDK, Kürtlere saldırıları Hitler dönemine benzetti

Leopard 2 savaş tankı Türkiye'ye satıldı. Alman silahlanma raporunu sert bir şekilde eleştiren insan hakları örgütleri, Kürtlerin savaşla tehdit...

Diyarbakır 5 Nolu

Aydın Dere Tarih bizden ne istiyor?

Tarihe Kazınmış Belgeler; Kürt Soykırımları

Kayıp yakınlarını fişlediler : Önce öldür, sonra fişle!

Türkiye terörist ülke mi?

KÜRTLER İN ELİNE TUTUŞTURULMUŞ YENİ TOPİTOP ŞEKERİ YAHUDi DÜŞMANLIĞI

Halepçe, Qamışlo, Beyazıt ve Gazi katliamları protesto edildi

KCK, katliam yıldönümünde Suriye Baas rejimini kınadı

Vahşetin simge kızı 13 yıl sonra konuştu

İşte suç örgütü değil denilen TSK'nin vukuatları

Güçlükonak’ta 11 Kürt Öldürüldü [15 Ocak 1996]

Beytüşşebap Katliamı: Aileler Katliamcıların isimlerini biliyoruz

Beytüşşebap için Ankara’da düğmeye basıldı

'Askerler, hamile kadınların karnını deşiyorlardı'

Şengal Katliamı: 500 ölü, 400 yaralı

En küçük bir ihbarda, ya Evleri ve mallari gasp edildi yada topluca Daragaçlarina çekildiler.Sürgün edildi "şansli" olanlar

Aleviler Oturarak Uyardı

Zorunlu din derslerinin kaldırılmasını isteyen Alevi örgütleri, her pazar kitlesel bir şekilde oturma eylemi yapacaklarını açıkladı.alevi_aciklama

İlgili Başlıklar

» Aleviler eyleme geçiyor

» Genelkurmay Alevileri ‘misyoner’ diye fişlemiş

» Alevilerden zorunlu başvuru

» Aleviler kendilerini tartıştı

» Devlet Alevileri duymuyor

Taksim Tramvay Durağı’nda dün bir araya gelen Alevi Bektaşi Federasyonu, Pir Sultan Kültür Derneği, Koçgir Kültür Derneği ve Özgür Demokratik Alevi Birliği üyeleri konuya ilişkin basın açıklaması yaptı. Açıklamaya, Türkiye Yazarlar Sendikası da destek verdi. Grup adına açıklamayı okuyan Alevi Bektaşi Federasyonu Genel Başkanı Ali Balkız, zorunlu din dersine ilişkin yüzlerce dava ile 2007’de AHİM’de kazanılan bir davanın olduğunu anımsatarak, “AHİM’de kazanılan davayı Başbakan’a ilettik; ancak konuya ilişkin hiçbir cevap alamadık. Bakanlar Komitesi’nde gelecek yanıtı bekliyoruz” dedi.

Yeniden müfredat hazırlanmalı
Zorunlu din dersinin 12 Eylül cuntasının sonucu olduğunu vurgulayan Balkız, “12 Eylül sonuçları nasıl zorunlu din dersi getirilmişse; AKP de bu iklimin yarattığı koşulların sonucudur. Darbecilerin, hak ve özgürlüğü engelleyen zihniyetin de ayrıca yargılanması gerekir. Din dersleri müfredatları yeniden hazırlanmalı. İçeriğinde ise çağdaş ve bilimsel, dinler tarihi, din sosyolojisi, din kültürü konularını olmalıdır. Din derslerine Alevi eğitimciler de katılmalıdır” diye konuştu.
‘Alevilik yok edilmeye çalışılıyor’
Balkız’ın ardından konuşan Pir Sultan Abdal Kültür Derneği Genel Yürütme Kurulu Üyesi Feti Bölükgiray, Aleviliğin sinsi asimilasyon politikalarıyla yok edilmeye çalışıldığını ve Anayasa’nın 2’inci maddesine aykırı bir şekilde din dersi verildiğini belirterek, AKP’nin Alevi inancı üzerinde uyguladığı potansiyel baskıya son vermesi gerektiğini vurguladı. Bölükgiray, son olarak her pazar kitlesel bir şekilde oturma eylemi yaparak ülkenin gündemine zorunlu din dersini getireceklerini söyledi. Grup, açıklamanın ardından 15 dakikalık bir oturma eylemi yaparak, sessizce dağıldı.
MEHMET CEVİZCİ/ DİHA/İSTANBUL YENİ ÖZGÜR POLİTİKA

12 Yasak Sayfa

Hayat ve Roj TV'ye destek

Fransa, İtalya ve Almanya’da Roj TV’ye destek gösterileri

Kürtlerden Vatikan'a ziyaret

Türkiye'yi yöneten 50 kişi içinde Abdullah Öcalan’da var!

Sivas'ta katledilenler Malatya'da Berlin'de anıldı

Aleviler zorunlu din dersine tepkili

MGK RAPORU:Türkleşme oranının en fazla Kürtler'de...

Kürt kurumları ortak platform oluşturdu

Kürd sorununa barışçıl çözüm çağrısı Le Monde'da tam sayfa…

Barış ve Demokrasi Partisi kuruldu

Türkiye'de Soykırım kışkırtıcılığı; Türkler dışındaki etnik yapıların nüfus artışının durdurulması talebi!

"Cemşid Bender’in vefatı Kürtler için büyük kayıptır’’

Kamuoyuna Ankara’daki kriz; Türk devletinin Kürdistan sorunundaki çözümsüzlüğünün bir neticesidir...

“Asimilasyon insanlık suçudur!”

Halepçe, Qamışlo, Beyazıt ve Gazi katliamları protesto edildi

Gazi katliamı 5 bin kişi tarafından protesto edildi

Vahşetin simge kızı 13 yıl sonra konuştu

Alman bakan: Türkiye’nin Kürt politikası asimilasyondur

Aleviler Alman elçiliğine çelenk bıraktı

70 yıllık zifiri karanlığın aydınlatılması, 70 yıldır çiğnenen insanlık onurunun kurtarılması için hatırlatma!

Bu kaosun asıl sebebi Türkiye'nin demokratikleşememesidir(Ropörtaj)

Askerden 'Köyü Boşaltın' Taraması

Burhan Peker adlı köylü: “Ne istiyorlar bizden? Bizden kendilerini sevmemizi istiyorlar. Üzerimize silah sıkarken nasıl onları sevelim?”'Köyü boşaltın' taraması

İlgili Başlıklar

» Taziye köyüne abluka

» Tören Mizizex Köyü’nde
» Köyü askerler taradı

» ‘Köyünüzü yakarız’ tehdidi!
» Kürt köyünde katliam

Amed’in Lice İlçesi’ne bağlı Hedik Köyü’nün korucular ve özel timler tarafından silahla taranması üzerine aralarında insan hakları savunucuları ve DTP’li milletvekillerinin de bulunduğu heyet, iddiaları yerinde inceledi. İnceleme sonucunda uyarı yapılmadan yerleşim yerlerine ateş açıldığı tespit edildi. Lice’ye bağlı Hedik Köyü’nün, 22 Ağustos’ta korucular ve özel timler tarafından silahla tarandığı iddiaları üzerine aralarında milletvekilli ve sivil toplum örgütleri temsilcilerinin bulunduğu bir heyet oluşturuldu. DTP Diyarbakır Milletvekilleri Aysel Tuğuk, DTP Batman Milletvekili Ayla Akat Ata, İHD Diyarbakır Şube Başkanı Av. Muharrem Erbey, DTP Diyarbakır İl Başkanı Necdet Atalay, Diyarbakır Tabipler Odası Başkanı Dr. A. Selçuk Mızraklı, Diyarbakır Barosu’ndan Avukat Rauf Çiçek, MAZLUMDER Diyarbakır Şube Başkanı Nesip Yıldırım ve Lice Belediye Başkanı Şehmus Bayhan’dan oluşan heyet, 30 haneli Hedik Köyü’nde incelemelerde bulundu. Evlerin etrafında onlarca mermi kovanı toplanan köyde can kaybı yaşanmazken; bir köylünün elini sıyıran kurşunla hafif yaralandığı bildirildi. Ayrıca köyün ortasında bulunan bir evin duvarına 3 kurşun isabet ettiği tespit edildi. Köylülerle görüşen heyet üyelerine verilen bilgilerde, 3 saat boyunca köyün tarandığı belirtildi. Tarama esnasında tarlalarda olduklarını belirten köylüler, silah atışları sırasında ellerini kaldırarak yüksek sesle sivil olduklarını belirtmelerine rağmen kendilerine ateş edilmeye devam edildiğini, bunun üzerine çocuklarıyla birlikte evlerine kaçmaya çalıştıklarını ifade etti.
Burhan Peker adlı vatandaş, kendilerine ateş edilmesinin amacının köyün tekrardan boşaltılmak istenmesi olduğunu iddia etti. Birkaç ay içerisinde defalarca köyün etrafındaki ormanlık alanın askerler tarafından ateşe verildiğini belirten Peker, “Ne istiyorlar bizden? Bizden kendilerini sevmemizi istiyorlar. Onlar üzerimize silah sıkarken nasıl onları sevelim?” dedi.
‘Uyarı yapılmadan ateş edildi’
Köylülerle görüşme yapan heyet adına açıklama yapan İHD Diyarbakır Şube Başkanı Erbey, “Asker ve korucuların yerleşim alanı üzerine rast gele ateş etmeye başladıklarına dair bir ön tespit yaptık” dedi. DTP Milletvekili Tuğluk, olaydan dolayı kaygı duyduklarını ifade etti. Devletin kendi vatandaşına kurşun sıkmasının hiç bir hukuk devletinde yaşanamayacağına vurgu yapan Tuğluk, ciddi bir olayla karşı karşıya olduklarını belirtti. Tuğluk’tan sonra konuşan DTP Batman Milletvekili Akat Ata, devletin, vatandaşın yaşam hakkı konusunda objektif sorumluluğu olduğuna dikkat çekti. Akat Ata, “Ancak burada yaşam hakkına bizzat devletin silah vermiş olduğu korucular ve özel timler tarafından kast edildiğini görüyoruz. Öncelik olarak cumhuriyet savcılığı tarafından soruşturulmasını, ilgili takibin yapılmasını ve sorumluların yargılanması için çabamız olacak. Ve İçişleri Bakanlığı’na da bu konuda sorularımız olacak” diye konuştu.
Heyet saatlerce bekletildi
Heyet incelemelerini tamamladıktan sonra köyden ayrılırken yol üzerinde bulunan Abalı Karakolu askerleri tarafından durduruldu. Bir güvenlik görevlisinin ‘Bozkurt’ işareti yaparak heyeti kameraya çekmesine tepki gösteren Akat Ata, kamera çekiminin durdurulmasını istedi. Bunun üzerine heyet ve devlet güçleri arasında tartışma yaşandı. Askeri yetkili basın mensuplarının kasetlerinin kendilerine teslim edilmesi şartıyla heyeti bırakabileceklerini söyledi. Ancak hem heyet hem de basın mensupları bunun hukuki olmadığını ve dolayısıyla kasetleri teslim etmeyeceklerini belirtti. Bunun üzerine, heyet, askeri araç eşliğinde Lice Cumhuriyet Savcılığı’na gönderildi. Cumhuriyet Savcısı görüntülerin bir kopyasını aldı.
LEYLA SÖĞÜT/ DİHA/AMED YENİ ÖZGÜR POLİTİKA

Vahşet itirafları:“Özel harekâtçı polis PKK’lı bir kadının ölüsüne tecavüz etti...”

“Yakalanan PKK’lıyı helikopterden attılar... Özel harekâtçı polis PKK’lı bir kadının ölüsüne tecavüz etti...” Eski Astsubay Çakan isim, tarih ve yer vererek bunları kitabında yazdı ama, dava ona açıldı

Astsubayın dehşet itirafları

Kasım Çakan Taraf Gazetesi Eski Astsubay Kasım Çakan, Doğu ve Güneydoğu’da görev yaptığı sırada şahit olduğu faili meçhul cinayetleri bir kitapta topladı. Çakan’ın kitabının ihbar kabul edilmesini isteyen yayıncısı Mehdi Tanrıkulu, cinayetlerde adı geçen asker ve polislerin yargılanması için suç duyurusunda bulundu. Ancak Çakan ve yayıncısı Tanrıkulu hakkında dava açıldı. images
ASTSUBAYKEN ER OLMAK • Doğu ve Güneydoğu’da astsubay olarak görev yapan Kasım Çakan, ordudan ihraç edildikten kısa bir süre sonra başına gelen olayları ‘Astsubayken Er Olmak’ adlı kitabında topladı. Çakan kitabında anlattığı olayların ihbar kabul edilerek soruşturmasını isterken İstanbul Başsavcılığı, Çakan ve yayıncısı hakkında ‘terör progpagandası yapmak’ suçundan soruşturma başlattı. Çakan ve Tevn Yayınları’nın sahibi Mehdi Tanrıkulu’nun bu suçtan yargılanmasına devam ediliyor.
SUÇ DUYURUSU • Yayıncı Mehdi Tanrıkulu, kitapta yazılanlar hakkında suç duyurusunda bulundu. Tanrıkulu, soruşturma başlatılması halinde çok sayıda faili meçhul cinayetin de aydınlatılabileceği gerekçesiyle İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı’na başvurdu. Tanrıkulu’nun başvurusunda, Çakan’ın kitabında yer alan şu iddialara yer verdi:
turkish_army_police_pkk HELİKOPTERDEN ATTILAR • 1992’nin Temmuz ayında, Kars-Kağızman’daki 7. Mekanize Tugayı 1. Mekanize Taburu 1. Mekanize Bölüğü’nde yeni görevime başladım. 04.04.1993 günü öğle saatlerinde iki Ağrı Dağı arasında, PKK militanları ile tabura ait askerler arasında çıkan çatışmada yaralı olarak ele geçen aslen Malatyalı, İnönü Üniversitesi 2. sınıftan terk, Doğan isimli militan, Erzurum’a götürülmek üzere çatışmanın ertesi günü bir helikopterle askeri yetkililer tarafından alındı. Fakat hem sivil hem askeri kaynaklardan öğrendim; Doğan çözülmediği için Tendürek Dağı’nda helikopterden atılmış, ölmüştü.

asker koy yakma bosaltma goc

CESEDE TECAVÜZ • 7. Mekanize Tugayı 1. Mekanize Taburu’nda görevliydik. 27 mayıs 1994 günü sabah saat 09.20 civarı askeri yol devriyesine PKK tarafından pusu atıldı. Sekiz asker ve bir astsubay hayatını kaybetti. Bir kadın ve bir erkek PKK’lı da hayatını kaybetmiş ve cesetleri de vadide kalmıştı. Ertesi gün çatışma bölgesine özel harekat birlikleri girdi. Arkasından da bizim askeri birlikler. Yanlarına geldiğimizde, özel harekât polisleri iki ölünün başındaydılar. Erkeğin vücudu isabet eden mermilerle parçalanmış; kadınsa kafasından vurulmuştu. Benim tim yanlarına gittiği zaman büyükçe bir taşın arkasında Adanalı polis Ramazan duruyordu. Bizim Bölük Komutanı Yüzbaşı Mehmet Özpolat sordu; ‘ne yapıyorsun’ diye. Polis Ramazan bağırdı; ‘Gelme Ben ölen teröristi hallediyorum’. Yüzbaşı, “Ne demek, aptal olma, ölüye yapılır mı’ dedi. Yüzbaşı, ‘Olamaz, sizler kafayı yemişsiniz, bu kadar aptallık olmaz’ dedi. Kendimi kaybettim. Ramazan’a küfrettim. Ramazan tabancasını çekerek yüzbaşıya hücum etti. Tam o sırada ben tüfeğin emniyetini açarak havaya doğru iki el ateş ettim.
lice_katliami_1993[1] ER HÜSEYİN’İN ÖLÜMÜ • Demirköy 3. Hudut Taburu’nda 18.09.1989 tarihinde göreve başladım. Bu birimde Bölük Komutanı Tuncay Baydur’du. Bölükteki askerlerle futbol oynarken Ağrı Doğubeyazıtlı Hüseyin isimli asker maç esnasında Baydur tarafından dövüldü. Aynı gece Hüseyin firar etti, üç gün sonra da cesedi bulundu. “Şırnak’taki görev yerime ise 1993 yılının Nisan ayı başında ulaştım. 7 temmuz 1993 tarihinde sabah saat 10.00 civarı Kayseri Komando turkish_army_police_pkk_archive Birliği görevden üs alanına döndü. Yanlarında elleri kelepçeli dört köylü vardı. Üs bölgesindeki yer altı sığınaklarında sabaha kadar tutulmuşlardı. 8 temmuz 1993 tarihinde Kayseri Komando Birliği dört köylüyü yanlarına alıp göreve gittiler. 9 temmuzda döndüklerinde genç köylülerden biri yoktu. Diğer üç köylü, bir komando çavuş, iki er, bir asteğmen, hem dövüyor hem getiriyorlardı. Gençlerden birine, diğerinin nerede olduğunu sordum. ‘O teröristlerin yerini söyle’ diye ona yüklendiler. O da ‘bilmiyorum’ dedi. Komando Yüzbaşı Mustafa, ‘açın elini kaçsın’ dedi. ‘O kaçmayınca yirmi mermi sıktılar. Babasının yanında oğlunu kurşuna dizdiler’ dedi. Ertesi sabah geriye kalan diğer üç köylüyü alıp götürdüler ve bir daha geri getirmediler.
Mehdi Tanrıkulu, suç duyurusunda, kitapta isimleri verilen asker ve polislerin ‘birden fazla nitelikli adam öldürme, görevi ihmal, işkence, ölünün maneviyatına hakaret, ordu içerisinde yasadışı silahlı çete kurmak’ suçlarından yargılanma-sını istedi. Tanrıkulu, yapılacak soruşturma ile birçok olayın da aydınlatılabileceğine işaret etti.Kurdistan-Post.org

Şengal katliamı unutulmuyor

Bir Ergenekon cephaneliği daha çıktı

Kerkük üzerinden nüfuz savaşı

'Faili devlet' yargılansın

‘Botlarımızın içi kan doluyordu’

DERSİM KATLİAMI TANIĞINDAN ÇARPICI AÇIKLAMALAR Çiftçi katliamda yaşadıklarını anlattıktan bir hafta sonra, 3 Ocak 2007 tarihinde yaşamını yitirdi

Emir Türkiye’den geldi

Gazi davası yeniden görülsün

Köy yakanlar devrede

Sivas'ta Ölenler, Yaralananlar, Kurtulanlar...

Bu nasıl insanlık?

Diyarbakir'da 2'si bebek, 7'si çocuk toplam 10 kişinin katledildiği bombalı saldırının failleri korunuyor.

Beytüşşebap Katliamı: Aileler Katliamcıların isimlerini biliyoruz

Yer-gök böyle zulüm görmedi

Bir askerden vahşet itirafları

Bu da havan topu parçası

Facebook'da ırkçı örgütlenmeler

Türk Polisi, veresiye meşrubat vermeyen esnafa saldırdı!

KCK, PKK ve KJB'den 15 Ağustos açıklaması

AKP kan emmeyi sürdürüyor

AKP'den işkence ye büyük tolerans

Vahşete karşı bir direniş ruhu: 14 Temmuz 1982

Küllenmeyen yangın: Sivas Katliamı

1925 KÜRDİSTAN HAREKETİNİ ANMA PANELİNE ENGELLEME

Polis, 12 yaşındaki çocuğun yüzüne sıcak su döktü..“Oğluma bunu yapanlar insan olamaz”

BEDIUZZAMAN SAİD’İ KURDÎ: KÜRTLERİN GANDİSİ

CDK, Kürtlere saldırıları Hitler dönemine benzetti

Leopard 2 savaş tankı Türkiye'ye satıldı. Alman silahlanma raporunu sert bir şekilde eleştiren insan hakları örgütleri, Kürtlerin savaşla tehdit...

Diyarbakır 5 Nolu

Aydın Dere Tarih bizden ne istiyor?

Tarihe Kazınmış Belgeler; Kürt Soykırımları

Kayıp yakınlarını fişlediler : Önce öldür, sonra fişle!

Türkiye terörist ülke mi?

KÜRTLER İN ELİNE TUTUŞTURULMUŞ YENİ TOPİTOP ŞEKERİ YAHUDi DÜŞMANLIĞI

Halepçe, Qamışlo, Beyazıt ve Gazi katliamları protesto edildi

KCK, katliam yıldönümünde Suriye Baas rejimini kınadı

Vahşetin simge kızı 13 yıl sonra konuştu

İşte suç örgütü değil denilen TSK'nin vukuatları

Güçlükonak’ta 11 Kürt Öldürüldü [15 Ocak 1996]

Beytüşşebap Katliamı: Aileler Katliamcıların isimlerini biliyoruz

Beytüşşebap için Ankara’da düğmeye basıldı

'Askerler, hamile kadınların karnını deşiyorlardı'

Şengal Katliamı: 500 ölü, 400 yaralı

En küçük bir ihbarda, ya Evleri ve mallari gasp edildi yada topluca Daragaçlarina çekildiler.Sürgün edildi "şansli" olanlar