Katliam dosyası tozlu raflarda

Kontr-gerilla örgütü TİT tarafından Diyarbakır Koşuyolu Parkı'nda geçen yıl düzenlenen ve 2'si bebek, 7'si çocuk toplam 10 kişinin katledildiği bombalı saldırının üzerinden bir yıl geçti. Olay devlet tarafından örtbas edildiği için bir yıldır failler yakalanıp yargı önüne çıkarılmıyor. Diyarbakır Cumhuriyet Savcılığı'nın yürüttüğü soruşturma da diğer faili meçhul dosyalar gibi tozlu raflara kaldırıldı. Mağdur ailelerin tazminat talebini ise, İçişleri Bakanlığı redetti. Katliamın sorumlularının h‰l‰ bulunmamış olmasına tepki gösteren İHD Genel Başkanı Reyhan Yalçındağ, 'Gerçek failin ortaya çıkmadığı durumda devlet objektif olarak zaten sorumludur' derken, hâlâ yakınlarının yasını tutan acılı aileler ise yaşama tutunmaya çalışıyor.

Diyarbakır'ın kara günü:Koşuyolu Katliamı Türk İntikam Tugayı (TİT) adı verilen ve ordunun özel savaş örgütlemesinin 12 Eylül 2006 tarihinde Diyarbakır Koşuyolu Parkı'nda 2'si bebek, 7'si çocuk toplam 10 kişinin katledilmesine neden olan bombalı saldırısının üzerinden geçen bir yıla rağmen faillerin bulunması için hiçbir çaba sarfedilmezken Diyarbakır Cumhuriyet Savcılığı'nın yürüttüğü soruşturma da tozlu raflara kaldırıldı. Mağdur ailelerin tazminat talebi ise İçişleri Bakanlığı tarafından reddedildi. Katliamın sorumlularının h‰l‰ bulunmamış olmasına tepki gösteren İHD Genel Başkanı Reyhan Yalçındağ, 'Gerçek failin ortaya çıkmadığı durumda devlet objektif olarak zaten sorumludur' derken, katliamın acısını üzerlerinden atamayan ve h‰l‰ yakınlarının yasını tutan acılı aileler ise kaybettiklerinin ardından yaşama tutunmaya çalışıyor. Diyarbakır 12 Eylül 2006 akşamı saat 21.15'de büyük bir patlamayla sarsıldı. Termos içerisine yerleştirilmiş bombanın infilak etmesi sonucu kente gelen Abdullah (6 aylık), Nazlıcan (4) ve Nazar Çetinkaya (2) adlı kardeşlerle yine Lice'den gelen Şilan (6 aylık), Zilan (8), Evin (10), Mizgin Demir (12) kardeşler ve anneleri Faide Demir, Hasan Marangoz (14), Rojhilat Aslan (28) öldü. Patlamada 5 yaşındaki Barış Demir, Maide Çetinkaya ve Ali Haydar Kaplan ayağını, Emine Yetişecek ise sol elini kaybetti. Patlamada onlarca kişi de çeşitli yerlerinden yaralandı. Yalçındağ: Devlet sorumludur Katliamın üzerinden bir yıl geçmesine rağmen faillere yönelik başlatılan soruşturmada en ufak bir mesafe katedilmezken konuyu değerlendiren İHD Genel Başkanı Av. Reyhan Yalçındağ, 'Türkiye'de yaşam hakkına yönelik ihlallerde adli, bürokrasi ne kadar etkili ne kadar yeterli bir soruşturma yürütüldüğünün tartışılması gereken bir vaka' dedi. Katliamı kuruculuğunu JİTEM'in kurucusu Ahmet Cem Ersever'in oluşturduğu Türk İntikam Tugayı'nın (TİT) üstlendiğini hatırlatan Yalçındağ, 'İddianın kendisi çok ciddidir araştırmaya muhtaçdır, ama o günden bugüne çok klasik bir yöntem denendi. Birincisi failler yargılanması faillere ulaşım için nasıl bir soruşturma izlendi? Klasik bir soruşturmanın ötesine geçilmedi' dedi. Katliamın bilişim suçları kapsamında da değerlendirilmesi gerektiği belirten Yalçındağ, 'İnternet yoluyla yapılan tehditler saldırılar, bizatihi eylemden sonra üstlenilmesine çok ciddi yaklaşılmıyor. Devletin kendi güvenliği'yle ilgili bir konu olsa çok rahatlıkla bu faillere ulaşırlardı. Hiçbir ciddi soruşturma yapılmadı' diye konuştu. TİT'in tarihinin Ahmet Cem Ersever'e uzandığına dikkat çeken Yalçındağ, 'Ahmet Cem Ersever, itirafçıların verdiği ifadelerde birçok faili meçhul cinayeti örgütlemiş veya adı buna karışmış biridir. Hem TİT'in kurucusu hem de JİTEM'in kurucusudur. Devletin bu iddiaları çürütme, gerçek neyse ortaya çıkarma gibi bir zorunluluğu vardır. Gerçek failin ortaya çıkmadığı durumda devlet objektif durumda zaten sorumludur' dedi. Faillerin bir an önce açığa çıkarılması gerektiğini hatırlatan Yalçındağ, katillerin bulunması için tek bir savcı yerine savcılardan oluşan bir heyetin dosyayı yürütmesi gerektiğini belirtti.  TİT üstlendi, devlet reddetti Patlama ardından barut kokusu ve yüzlerce metre ilerideki binalara kadar sıçrayan kan kokusu bırakırken yüreklerde büyük bir yara açtı. Diyarbakır halkı ayağa kalktı saldırı karşısında. Öfke kenti aştı, Kürt coğrafyasının geneline, hatta ötesine taştı. Olayın üzerinden 24 saat geçmeden TİT imzalı e-mailler haber merkezlerine ulaştığı zaman ise öfke katlanarak daha da büyüdü. TİT adına gönderilen e-maillerde patlamada kullanılan bombanın hazırlanışı ve 'PKK'nın batıda şehit ettiği herbir Türk için Diyarbakır'da 10 Kürdü öldüreceğimize and içeriz' yazılı mesaj gönderildi. Aradan geçen bir yıla rağmen vicdanlardaki yaraya merhem olacak bir adım atılmadı. TİT'in olayı üstlenmesinin ardından 'Hedef saptırılıyor', 'TİT böyle bir eylem yapmaz' diyen devlet yetkililerinin soruşturmayı yürütmekteki isteksizliği pratiklerine de aynen yansıdı. Polis Kolordu'yu değil otellei aradı Koşuyolu Parkı'nda kullanılan bombanın fotoğraflarının yer aldığı 'www.turkintikamtugayi.8m.com' isimli internet sitesi ve haber merkezlerine ulaştırılan e-maille ilgili hiçbir araştırma yapılmadı. Fotoğraflarda yer alan mekanın Diyarbakır 7. Kolordu Komutanlığı'na bağlı bir binanın bodrum katı olduğu iddialarına rağmen, polis beton zeminin bulunabileceği otelleri araştırmakla yetindi. Diyarbakır'dan gönderildiği Telekom'un sitesinden dahi tespit edilen e-maille ilgili bir sonuca ulaşılmaması ise katillerin saklandığını açıkça ortaya koydu. Patlamanın ardından Türkiye'nin birçok yerinden TİT'in eylemini destekleyen ve Kürtlere yönelik tehdit mesajlarının yer aldığı mesajlar gönderildi. Devletin tek yaptığıysa bu mesajları gönderenlere ulaşıp ifadelerini almak oldu. Soruşturmayı yürüten Diyarbakır Cumhuriyet Savcılığı, merkezi İngiltere'de bulunan ve ücretsiz web hizmeti sunan '8m.com' şirketine ulaşarak 'turkintikamtugayi.8m.com' isimli sitenin kimler tarafından kurulduğu yönünde bir araştırmaya dahi girmedi. Failleri ortaya çıkarmakla yükümlü yetkili organlar adeta olayın üstünü ürtmek için tam bir işbirliği içine girdi. Nihayet konuyla ilgili soruşturma Diyarbakır Valiliği, Emniyet Müdürlüğü ve Cumhuriyet Savcılığı arasında kaybolup gitti. Bakanlık tazminat talebinii reddetti Katliamda yaşamını yitiren 10 yurttaşla yaralananlar için İçişleri Bakanlığı aleyhinde 'idarenin sorumluluğu vardır' ilkesi gereğince 350 bin YTL ila 700 bin YTL arasında değişen miktarlarda tazminat başvuruları yapıldı. Ancak İçişleri Bakanlığı tazminat başvurularını reddetti. Ailelerin avukatlığını yürüten İHD'li hukukçular ise bu karara itiraz ederek davayı Bölge İdare Mahkemesi'ne taşıdı. Tazminat talebiyle ilgili dava halen devam ediyor. Binlerce insanın ölümü ve on binlercesinin tutuklanmasıyla günümüze kadar etkisini sürdüren 12 Eylül darbesinin aktörleri vahşet darbesinin 26. yıldönümünde boş durmadılar ve bu kez Koşuyolu Parkı'nda katliam yaptılar  Olayın üzerinden 24 saat geçmeden kendilerine Türk İntikam Tugayı diyen özel savaş güçleri katliamı üstlendi. Ancak bu açıklamaya rağmen, soruşturmayı yürüten yetkililer hedefin saptırıldığını savunarak TİT'i görmezden geldi.  DİYARBAKIR

0 Yorum: