Şırnak'ta HPG'li diye öldürülen sivil 5 gencin fotoları DİHA'ya ulaştırıldı! KEREM ÇELİK / MEHMET CEVİZCİ ŞIRNAK (DİHA) - Şırnak'ta 19 Ocak 2005 tarihinde 16 yaşında bir kız çocuğunun da aralarında bulunduğu 4'ü kadın 5 kişinin öldürülmesi olayını aydınlatan fotoğraflar ortaya çıktı. Fotoğraflarda HPG'li diye öldürülen gençlerin üzerlerinde özel harekat timleri ve korucuların kullandığı askeri yeleklerin bulunması dikkat çekti. Yerel halkın iş sırasında giydiği mavi-gri yırtık şalvarların üzerlerine boğazlı kazak giymiş olan gençlerin ayaklarındaki beyaz spor ayakkabı ve spor botların yanı sıra, kadınların yarı çıplak fotoları ise sivil olduklarını açıkça belgeliyor. İHD Genel Başkanı Reyhan Yalçındağ, konu hakkında o dönem 3 kişilik bir heyet ile olayı araştırdıklarını, hazırladıkları raporda 'yargısız infaz' olduğu yönünde kanaat getirerek, olayın araştırılması için suç duyurusuna bulunduklarını belirtti. Şırnak'ın Kumçatı (Dêrgule) Beldesi'ne bağlı Toptepe (Milga Şanti) Köyü, Cemili Mezrası (Avika Masiya) kırsalında Türk Silahlı Kuvvetleri (TSK) tarafından HPG'li denilerek öldürülen 5 gencin silahsız olduğu ortaya çıktı. DİHA'ya ulaştırılan fotoğraflarda Mardin Kızıltepe nüfusuna kayıtlı Zerga Esen, Zuhal Esen, Siirt Eruh nüfusuna kayıtlı Sibel Sartık, Adana Ceyhan nüfusuna kayıtlı Nergis Özer, Diyarbakır Kulp nüfusuna kayıtlı Hamdullah Çınar'ın sivil olduğu bir subay tarafından çekilen fotoğraflarla belgelendi. HPG'lilerin kullandığı 'Mekap' marka ayakkabılar dışında beyaz spor ayakkabılar ve botlu olan gençlerin, boğazlı kazak, gömlek giymiş olmaları ise dikkat çekti. HPG'lilerin giydiği elbiselerin aksine yerel halkın günlük yaşamda ve işte giydiği mavi ve gri şalvarların elbiseler üzerine çekildiği görülen fotoğraflarda, gençlerin elinde görülen tek uzun namlulu silahın ise paslı olması dikkat çekti. Askerler ve korucuların kullandığı geniş beden bir asker palaskasının genç kızın bedenine bağlı bulunduğu görülen fotoğrafta, şarjör kılıflarının ters takılmış olması ve bir bayanın iç çamaşırları dışında çırılçıplak soyulması elbiselerin değiştirildiğine, o dönem yerel halkın ve ailelerin gençlerin infaz edildiğine dair söylemlerini kanıtlar nitelikte. HPG yargısız infazı açıklamıştı
Öldürülen gençlere ilişkin Kurban Bayramı arifesi olan 19 Ocak'ta Şırnak Valiliği sitesinde PKK/KONGRA-GEL mensubu 4'ü kadın toplam 5 HPG'linin öldürüldüğü yer alırken, o dönem HPG Anakarargah Komutanlığı, öldürülen gençlerin sivil olduğunu açıklamıştı. HPG, Mezopotamya Haber Ajansı'na (MHA) yaptığı açıklamada, "Gerilla olarak yansıtılan 4'ü kadın biri erkek olan bu insanlar, sadece gerilla ile ilişkilenmek ve görüşmek isteyen silahsız, gencecik insanlarımız olmaktadır. Üzerlerinde tek bir çakı bile olmayan bu insanlar sivil oldukları bilindiği halde saldırıya uğramıştır. Kızıltepe'de öldürülen Uğur Kaymaz olayıyla aynı mantığı taşıyan bu olayın yargısız infaz olduğu kesindir" demişti.
Cesetlerde işkence izi Askerlerin ateş açması sonucu hayatlarını kaybettikleri belirtilen 5 kişiden 16 yaşındaki Nergiz Özer'in ve Diyarbakır'da toprağa verilen Hamdullah Çınar'ın cenazelerinde söndürülmüş sigara izleri ve çeşitli yerlerinde yanık ve darp izleri çekilen fotoğraflarla o dönem işkence ihtimalini güçlendirmişti. Tüm çabalara rağmen yetkililerden otopsi ve balistik rapor alamayan aileler, olay tarihinde Şırnak Cumhuriyet Başsavcılığı'na ve İHD'ye başvuruda bulundu. Diyarbakır'da toprağa verilen Hamdullah Çınar'ın cenazesini yıkayan Zeki İdin, öldürülen gencin vücudunun göğüs kafesinde sigara söndürüldüğünü ve belirgin yanık izlerinin olduğunu belirtmişti. Çekilen fotoğraflarda sigara söndürüldüğü açıkça görüldüğünü belirten İdin, şu bilgileri vermişti: "Göğüs kısmında belirgin bir şekilde kendisinin tam olarak 11 adet sigara söndürülmüş olduğunu gördüm. Sol bacağı ve avucunun içinde bıçak izleri vardı. Birçok yerinden kurşun yemiş ve kurşunlar diğer tarafından çıkmıştı. Bu da ateş edenlerin yakın menzilli olduğunu gösteriyor. Fotoğraf yaşananları tam olarak anlatıyor." Anne Sartık: Çocuğum infaz edildi Yaşanan olayı üzerine Kurban Bayramı sabahı İzmir'den kızının teşhisi için Şırnak'a gelen Anne Gülizar Sartık, kızının sivil olduğunu ve işkence gördükten sonra infaz edildiğini açıklayarak, şunları dile getirmişti: "Kızım 15 gündür ortalarda görünmüyordu. Mersin'de bulunan babasının yanına gideceğini söylemişti. Bunun üzerine arama gereksinimi duymadık. Ölümünden 2 gece önce bizim evi kendilerinin asker olduğunu belirten kişiler arayarak, kızımı sordu. Bunun üzerine ben nerede olduğunu bilmediğimi söyledim. Bana 'Şırnak'ta veya Van'da olmasın' diyerek dalga geçtiler. Ertesi gün komşularımız televizyonda kızımın isminin geçtiğini ve öldürüldüğünü söyledi. Ben de teşhis için Şırnak'a geldim. Teşhiste kızımı tanıyamadım. Kızım kilolu biriydi. 15 gün önce gördüğüm kızım ile bana gösterilen kızımın arasında çok büyük fark vardı. Her yeri yara bere içinde ve vücudunda morluklar vardı. Kilolu olan kızımın kemiklerini görebiliyordum. İşkenceden geçtiği kesindir. Otopsi ve balistik raporunu istedik, vermediler. Olayın peşini bırakmayacağız. Savcılığa suç duyurumuzu yaptık, olayı AİHM'e kadar götüreceğiz." Görgü tanıkları: Sivil giyimliydiler! O dönem DİHA kameralarına konuşan görgü tanıkları, Şırnak'ın Kumçatı Beldesi Toptepe Köyü Cemilli mezrası kırsalında hayatını kaybeden gençlerin cenazelerini taşımak ile sorumlu kılanın köylüler, öldürülen gençlerin tamamen sivil olduklarını dile getirmişti. Araçların olay yerine girememesi üzerine askerlerin, Cemilli mezrasından birkaç eşek alarak sahipleri eşliğinde cenazeyi taşıdığını anlatan köylüler, olay hakkında şunları söylemişti: "Öğle saatlerinde bir grup asker mezraya inerek 3 adet eşek istedi. Biz de eşeklerimiz ile birlikte gittik. 5 gerillanın öldürüldüğünü ve bunların cenazelerini taşıyacağımızı söylediler. Bunun üzerine biz de eşeklerimiz ile birlikte kırsal alana çıktık. Olay yerine gittiğimizde her 5 kişi yerinde idi ama gerilla elbisesi giymemişlerdi. Benim eşeğime yüklenen 2 bayanı inceleyebildim. İkisi de bildiğimiz elbiseleri giymişlerdi. Normal görünüyorlardı, gerillayı anımsatacak hiçbir şey yoktu. Aksine renkliydi elbiseleri. 2 kadını ben, diğer 2 kadını arkadaşım, 1 erkeği de ayrı bir eşeğe bindirerek askeri tabura getirdik. Bu bölgede çatışma olmaz. Bu olaya herkes şahit ama kimse askerin korkusundan anlatamaz." İHD raporu: Olay açık bir infaz İHD, Şırnak'ın Kumçatı Beldesi Toptepe Köyü kırsalında 19 Ocak günü 4'ü kadın 5 kişinin güvenlik güçleri tarafından öldürülmesi olayına 25 Ocak 2005 tarihinde yaptıkları araştırma sonucunda hazırladığı raporu İHD Diyarbakır Şubesi'nde 27 Ocak günü açıklamıştı. İHD Genel Başkanı olan Reyhan Yalçındağ, Bölge Temsilcisi Mihdi Perinçek, DTP Diyarbakır Milletvekili Selahattin Demirtaş ve Şube Yöneticisi Mehmet Bozkurt'tan oluşan heyet, yaptıkları açıklamada şunları belirtmişti: "Raporun tespit kısmına göre olay Toptepe Köyü'ne 2 kilometre uzaklıktaki güney kısmında bir dere yatağında, bölgenin askeri birliklere yakınlığı ve birliklerin sayısal çokluğu nedeniyle korunaklı bir yerde gerçekleşti. Maktuller günlük sivil elbiseliydi. Olay öncesi ve sonrasında köyde ev aramaları yapılmadı. Savcılık olay yerine hiç gitmedi. Savcılık hazırlık soruşturmasında etkin rol oynamadı. Dosyada olay yeri tespit tutanağı, ele geçirilen mühimmatlara ilişkin zaptetme tutanağı, fotoğraflar, kamera kayıtları, olay yeri krokisi yok. Delil toplama işlemi zanlı jandarmalar tarafından yapıldı. Maktullerin evlerden ayrılış tarihleri, yaşları dikkate alındığında iddia edilen silahları kullanma yeteneği kazanmaları hayatın olağan akışına uygun değil." Raporda, aydınlatılması gereken noktalar ise şöyle sıralanmıştı: * Silahlı örgüte katılmak üzere ayrı ayrı kentlerden hareket ederek bir araya geldikleri düşünülen maktüller, Şırnak il sınırları içinde nerede bir araya geldiler? * Ele geçirildiği iddia edilen uzun namlulu silah görgü tanıklarının iddia ettiği gibi paslı ve kayışsız mı? * Operasyonda bulunan jandarma görevlilerinin zanlı olma ihtimalleri göz ardı edilerek delil toplama işleminin de onlara yaptırılması ile balistik incelemesi için Adli Tıp Müdürlüğü'ne gönderilmesi gereken silahların Jandarma Kriminal Laboratuarı'na gönderilmesi etkin bir soruşturma yürütülmesini engellemiş midir? * Jandarma görevlilerinin 'Teslim Ol' çağrısında bulunduklarını ispatlayacak emare mevcut mudur? Olay AİHM'e taşındı Konu hakkında bilgi veren İHD Genel Başkanı Reyhan Yalçındağ, yaptıkları incelemelerde olayın "yargısız infaz" olduğuna dair önemli bilgilerin toparlandığını, Şırnak Cumhuriyet Başsavcılığı'na yapılan suç duyurusuna takipsizlik kararı verildiğini belirtti. Olayı ailelerin istemi üzerine Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi'ne (AİHM) götürdüklerini dile getiren Yalçındağ, konu hakkında elde edilen fotoğrafların olayın aydınlatılması yönünde önemli rol oynayacağını kaydetti
0 Yorum:
Post a Comment