• Erdoğan’ın diğer hükümetler gibi GAP’ı seçim propagandasının malzemesi olarak kullandığına vurgu yapan Baydemir, “Üzülerek belirtmek istiyorum ki Sayın Başbakan bölge halkına kabaktan öteye bir şey sunamayacağını, sunmaya niyetinin olmadığını ortaya koydu” dedi. Diyarbakır Büyükşehir Belediye Başkanı Osman Baydemir, Başbakan Recep T. Erdoğan’ın Amed ziyaretinde GAP Eylem Planı’nı açıklarken kendisine yönelttiği eleştirilere yanıt verdi. Kimlik ve kültürel gelişim kadar ekonomik ve sosyal kalkınmaya yönelik yapılacak her türlü çabanın paydaşı olmaya açık olduğunu belirterek sözlerine başlayan Baydemir, ağır sosyo ekonomik sorunlara karşı hükümetten kısa vadeli politik hesaplardan, seçim kaygılarından uzak, uzun vadeli kapsamlı bir bölgesel kalkınma programı beklediklerini söyledi. Baydemir, beklentilerine ilişkin hükümete rapor sunduklarını ve bunu kamuoyu ile paylaştıklarını belirtti.
GAP ile gerçekleşebilecek en iyi senaryo da bölge tarımının bir nebze olsun iyileştirilmesi sağlanabilir. “Üzülerek belirtmek istiyorum ki Sayın Başbakan yapmış olduğu açıklamayla, bölge halkına kabaktan öteye bir şey sunamayacağını, sunmaya niyetinin olmadığını ortaya koydu” dedi. Sorunun ekonomik boyutuna ilişkin 1976 yılından beri hazırlanan GAP’ın ısıtılıp önlerine konulduğuna vurgu yapan Baydemir, “GAP ile gerçekleşebilecek en iyi senaryo da bölge tarımının bir nebze olsun iyileştirilmesi sağlanabilir. Yoksa GAP projesi ile bölgenin kalkınacağını söylemek, sosyo ekonomik veriler açısından bölgenin Türkiye ortalamasını yakalayacağını söylemek, insanlarımızla alay etmek demektir. Akılla, bilimle alay etmek demektir” şeklinde konuştu. 6 yıldır bekliyoruz Fırsatı kaçırdınız’ Baydemir, Erdoğan’a seslenerek şunları kaydetti: “Açıkça söylemek istiyorum Sayın Başbakan. Fırsatı kaçırdınız. Bu halk sizlere güvendi, sorunlarının çözümü için fırsat sundu. Ben de güvendim, belki çözebilirler dedim. 6 yıldır bekliyoruz. Ama ne yazık ki yanıldık. Fırsatı değerlendiremediniz. Şimdi de ucuz seçim hesaplarıyla halkımızı kandıracağınızı sanıyorsunuz. Ama kuşkunuz olmasın ki, bu halk artık kanmayacaktır. AKP’nin ampulü Diyarbakır Surları’na çarpmıştır ve tuzla buz olmuştur.” ‘AKP’nin şefkat elini en iyi oğulları askerde olan, dağda olan analarımız biliyor Erdoğan’ın kendi dönemlerinde devletin şefkat elinin bölge halkına uzandığını söylediğini hatırlatan Baydemir, buna ilişkin AKP Hükümeti döneminde yaşanan ihlallere değinerek şunları belirtti: “Diyarbakır halkı, bölge halkı olarak biz bu şefkat elini çok iyi biliyoruz. Bu şefkat elini en iyi oğulları askerde olan, dağda olan analarımız biliyor. Her gün bu şefkat eliyle gençlerimiz ölüyor, ülkenin dört tarafına cenazeler geliyor. Bu şefkat eliyle çocuk da olsa, kadın da olsa gereğinin yapılması için emir veriliyor. 3 yaşındaki, 5 yaşındaki, 7 yaşındaki, 12 yaşındaki çocuklarımız, 70’lik dedelerimiz öldürülüyor. Devletin şefkat eliyle, demokratik siyasi yöntemlerle taleplerini dile getiren halkımıza karşı, sokak ortasında çocuklarımızın kolları kırılıyor, polis coplarıyla analarımızın kafaları parçalanıyor. Diyarbakır halkı, Van halkı, Hakkari halkı, Batman halkı bu şefkat elini çok iyi biliyor. Bu şefkat elinin açtığı yaraların hala iyileşmediğini Sayın Başbakan’a hatırlatmak istiyoruz. Evet Sayın Başbakan, hiç kuşkunuz olmasın, biz bu şefkat elini çok iyi biliyoruz. 80 yıldır bu şefkat eliyle yönetiliyoruz.” “TCK 215, 216, 217, 220, 288 ve 314. maddeleri bölgemizde konuşan, yazan, çizen herkesi susturma, sindirme aracı olarak kullanılmaya devam ediyor Erdoğan’ın kendi dönemlerinde demokratikleşme, ifade özgürlüğü, kültürel haklar alanında büyük adımlarının atıldığı, Terörle Mücadele Yasası’nın (TMY) 8. maddesinin kaldırıldığını ve TRT bünyesinde bölge dilleriyle yayın yapan bir kanaldan söz ettiğini hatırlatan Baydemir, “TCK 215, 216, 217, 220, 288 ve 314. maddeleri bölgemizde konuşan, yazan, çizen herkesi susturma, sindirme aracı olarak kullanılmaya devam ediyor. Kürt meselesi ile ilgili yaptığımız her açıklama, söylediğimiz her söz soruşturma konusu yapılmakta, haklarımızda davalar açılmaktadır” diye konuştu. Erdoğan Kürtçe eğitim talebine tahammül bile edemiyor 4 Ağustos 2006 tarihinden bu yana TMK 7/2’den dolayı 13 gazete hakkında 32 kapatma kararı alındığını, Kürtçe’yi kullandıkları için seçilmiş belediye başkanlarının görevden alındığını, belediye meclisinin feshedildiğini, yazdıkları tebrik kartlarından, Kürtçe broşürlerden dolayı yargılandıklarını hatırlatan Baydemir, “Bu davaların tamamına izin veren hükümetin bir parçası olan İçişleri Bakanlığı’dır. Sayın Başbakan Kürtçe eğitim talebine tahammül bile edemiyor. Bu talebi dile getirdikleri için STK temsilcilerine hakaret ediyor, kendi vekillerini azarlıyor. Sayın Başbakan, 45 dakika yayın hakkıyla, çocuk programlarını engelleyerek, Kürtçe’yi koruyamazsınız. İnsanlık suçu olan asimilasyonun önüne geçemezsiniz” diye kaydetti. ‘Bölge yoksullukta kaçıncı sırada?’ Baydemir, Erdoğan’ın Türkiye’nin dünyanın en büyük 17. Avrupa’nın da 6. büyük ekonomisine sahip olduğu yönündeki sözlerine ilişkin de, “Peki Sayın Başbakan, bölge halkı içinde bulunduğu yoksulluk ve yoksunlukla, BM insani gelişme sıralamasına göre kaçıncı sırada? Bunu niye insanlarımızla paylaşmıyorsunuz?” diye sordu. Baydemir, bölge nüfusunun yarısından fazlasının yoksulluk sınırının altında yaşadığına dikkat çekti. “2002-2006 AKP döneminde bölgenin 21 ilinde teşvik görmüş yatırımlar toplam yatırımların yüzde 4,4’ünü bulmakta ve tek başına Bursa’ya verilen teşvikler bu oranın üstünde yer almaktadır. ‘Öteki’ muamelesi görüyoruz’ Erdoğan’ın teşviklerden, Kürt illerine yaptıkları önceliklerden söz ettiğini hatırlatan Baydemir, buna ilişkin de resmi verilerden rakamlar vererek şunları söyledi: “2002-2006 AKP döneminde bölgenin 21 ilinde teşvik görmüş yatırımlar toplam yatırımların yüzde 4,4’ünü bulmakta ve tek başına Bursa’ya verilen teşvikler bu oranın üstünde yer almaktadır. Sayın Başbakan hangi öncelikten bahsetmektedir. Kamu harcamalarından, nüfus başına hep Türkiye ortalamalarının çok altında pay alan bölge, mahalli idare harcamalarında da ‘öteki’ muamelesi görmektedir. Doğu ve Güneydoğu Anadolu bölgeleri,Marmara Bölgesi’nin yarısı Nüfusun yüzde 16’sını oluşturmasına karşın, bölgenin merkezi bütçeden mahalli idarelere ayırdığı pay yüzde 8,5’te kalmaktadır. Marmara Bölgesi’ne 33,9 milyar YTL kamu yatırımı yapılırken, Doğu ve Güneydoğu Anadolu bölgelerinin tamamına Marmara Bölgesi’nin neredeyse yarısı tutarındadır.” Bu paket kabak tadı veriyor. 30 yıldır ısıtılıp ısıtılıp önümüze konan bu yemek artık yenmiyor, yemeyeceğiz” Baydemir, 2008 bütçesinde Güneydoğu ile ilgili özel bir ödenek olmamasına rağmen, kamu yatırımları demetinde zaten var olan ve önceden programlanmış GAP yatırımlarının, şimdi yeni yatırım hamlesiymiş gibi takdim edilmeye çalışıldığına dikkat çekti. Baydemir, “Tekrar söylemek istiyorum. Bu paket kabak tadı veriyor. 30 yıldır ısıtılıp ısıtılıp önümüze konan bu yemek artık yenmiyor, yemeyeceğiz” şeklinde konuştu. GAP bölge için değil, daha çok batıdaki gelişmiş bölgelerin enerji ihtiyaçları için dizayn edildi Baydemir, “GAP sihirli değneği”nin aslında bölge için değil, daha çok batıdaki gelişmiş bölgelerin enerji ihtiyaçları için dizayn edildiğinin yeterince ortaya çıktığına vurgu yaparak, “Bölgenin hidroelektrik ve diğer enerji kaynakları kullanılarak da üretilen Türkiye toplam elektrik enerjisinden 2006’da bölgenin 21 ilinin payı yüzde 6,8 olarak belirlendi. İzmir ilinin tek başına tükettiği oran yüzde 9,5’tir. 2006’da Türkiye ortalaması olarak belirlenen kişi başına 202 kilovat saat elektrik kullanımı, bölgenin 21 ili için ortalama 78 kilovat saattir. Türkiye ortalaması bölge ortalamasının yaklaşık 2,5 katıdır” şeklinde konuştu. Erdoğan bizimle alay ediyor’ “Veriler bu kadar açıkken, Sayın Başbakan bizlere yapacağı barajların bölge ekonomisine katkısından bahsediyor, yurttaşlarımızla alay ediyor” diyen Baydemir, enerji yatırımlarının istihdam yaratıcı özelliğe sahip olmadığını ve bölge halkının refah düzeyine herhangi bir katkı sunmadığını, katkıdan öteye tarihi ve kültürel değerlerini yok ettiğini söyledi.Erdoğan’ın Hasankeyf’in sular altında bırakılmasıyla ilgili olarak ‘suistimal edildiği’ yönündeki sözlerine ilişkin de Baydemir, “Suistimal değil, koruma çabasıdır, karşı çıkmaya davam edeceğiz” dedi. Kalkınma Ajansı’nın kurulması için dört yıldır çaba sarf ediyoruz, Erdoğan kurulamayacağını ilan etti. “Kalkınma Ajansı Diyarbakır’da kurulmuyor” diyerek Erdoğan’ın bölgede üç ilde kalkınma ajansı kurulacağı yönündeki sözlerine gönderme yapan Baydemir, “Biz dört yıldır Kalkınma Ajansı’nın Diyarbakır’da kurulması için çaba sarf ediyoruz. Başbakan Diyarbakır’da Kalkınma Ajansı’nın kurulmayacağını ilan etti. Kalkınma Ajansı olmadan Diyarbakır’ı nasıl cazibe merkezi haline getireceksiniz. Bizimle alay mı ediyorsunuz? Kimseyi bilmiyorum ama artık ben kanmayacağım. Bu proje bir kez daha seçim propagandasına dönüşmüştür” diye konuştu. Neden katılmadı Baydemir, Erdoğan’ın ziyareti kapsamında yaptığı toplantıya katılmaması yönündeki açıklamalarına ilişkin, “Orada olmak isterdim. Tıpkı Ağustos 2005’te olduğu gibi. Ama bir siyasi partinin seçim propaganda çalışmasına başka bir partinin seçilmiş bir siyasetçisi olarak neden katılayım” dedi. HİKMET ERDEN/ DİHA/AMED YENİ ÖZGÜR POLİTİKA

İRAN YÖNETİMİ, RMMK BAŞKANI KEBUDUND'İ GİZLİCE YARGILADI...

PNA-Kürdistan İnsan Hakları Örgütü (RMMK)nden yapılan açıklamada, başkanları Muhammed Sıdik Kebudund'ın İran İslami İnkilap mahkemesi tarafından gizlice yargılandığı belirtildi. Yargılamanın başkent Tahran'da gerçekleştirildiği belirtilen açıklamada '' yargılamanın gizlice yapıldığından dolayı herhangi detaylı bir bilgiye sahip olmadıkları '' ifadesi yer aldı. Açıklamada ayrıca, İran mahkemesinin yargılama konusuna ilişkin gizliliğin korunması için herhangi bir bilginin şu aşamada basına sızdırılmaması noktasında kesin emir çıkartıldığı da kaydedildi. İRAN’DA BİR KÜRT VATANDAŞ’A İDAM CEZASI… PNA-İran’da Kürt kökenli bir vatandaşın idama mahkum edildiği bildirildi. İran Devlet Ajansı İRNA’nın haberine göre, Yargı Erki Sözcüsü Ali Rıza Cemşidi, Ferzad Kemanger adlı İran vatandaşının, çeşitli suçlardan idama mahkum edildiğini söyledi. Kemanger’in, karıştığı eylemler nedeniyle "rejime karşı savaş açanlardan" sayıldığını ifade eden Cemşidi, Kemanger’in suç ortakları Ali Heyderyan ve Ferhad Vekili’ninse 10’ar yıl hapis cezasına çarptırıldıklarını bildirdi. Haklarındaki kararlara itiraz eden 3 kişinin de temyize başvurduklarını ve dosyaların şu anda İran Yargıtayı’nda incelendiğini ifade eden Cemşidi, mahkumiyet kararının ne zaman verildiğine ilişkin açıklama yapmadı. Batılı insan hakları örgütleri, 33 yaşındaki Ferzad Kemanger’in adil bir biçimde yargılanmadığını ve işkence gördüğünü ifade ederek, idam cezasının kaldırılmasını istediler.

Uluslararası Af Örgütü:"TÜRKİYE'DE ŞİDDET ARTTI"

PNA-Yeni yıllık raporunu yayımlayan Uluslararası Af Örgütü (UAF), Türkiye'de ''Siyasi belirsizliğin ve ordunun müdahalelerinin yoğunlaştığı ortamda, milliyetçi duygular ve şiddetin de artış gösterdiğine'' dikkat çekti.  UAF raporunda, ifade özgürlüğü kısıtlamalarına ve suçların cezasız kalmasına vurgu yapıldı. Örgüt raporunda, Türk Ceza Kanunu'nun 301'inci maddesinden yargılananlarda artış olduğu belirtildi. Raporda Hrant Dink cinayetiyle ilgili olarak, "Güvenlik güçlerinin sorumluluğu tam olarak araştırılmadı" denildi Malatya'daki Zirve Yayınevi cinayetine yer verilen raporda, "Türk Silahlı Kuvvetleri ile PKK arasındaki çatışmaların artması, insan hakları ihlallerine yol açtı" denildi. Raporda, güvenlik güçlerinin orantısız güç kullanımı, Nijeryalı Festus Okey'in gözaltında hayatını kaybetmesi ve 1 Mayıs'ta sadece İstanbul'da 800 kişinin gözaltına alınması konularına değinildi. " Suçların cezasız kalması" başlığı altında da Mardin Kızıltepe'de Ahmet Kaymaz ve oğlu Uğur Kaymaz'ın öldürülmesi davasında yargılanan 4 polisin beraat etmesine ve Şemdinli davasının tahliyeyle sonuçlanmasına da yer verildi.