‘Sakarya’da DTP’lilere linç Madımak’ı andırıyor’

ANF-ANKARA (28.04.2008)- DTP Urfa Milletvekili İbrahim Binici, Sakarya’da bir düğün salonunda düzenlenen şenliğe yönelik ülkücü saldırısını “Olay Madımak oteli olayını andırıyor” sözleriyle değerlendirdi. DTP’li İbrahim Binici Sakarya’da DTP’nin gençlik gecesinin yapıldığı düğün salonunun, ellerinde Türk bayrakları olan yaklaşık 100 kişilik bir grup tarafından basılması ve bir kişinin yaşamını yitirmesine sert tepki gösterdi. Olaylar sırasında gençlik gecesinin yapıldığı salonda bulunan Binici, DTP’lilerin müzik şöleni için toplandığını, salonda slogan bile atılmadığını belirtirken saldırandan vali ve emniyet müdürlüğünü suçladı. Binici şöyle dedi: “Beş buçuk saat boyunca adeta ablukaya alındık. Uzun süre ambulans bile getirilmedi. Beş buçuk saat boyunca devlet diye bir olgu göremedim. Ne vali ne emniyet müdürü olaylar boyunca görevini yaptı. O salondaki insanların sağduyusu sayesinde olayları ucuz atlattık. Çok daha büyük kayıplar yaşanabilirdi. Salondakiler dağıldıktan sonra bile bütün araçlara polisin gözü önünde saldırılar yapıldı. Bu ülkede birliği, beraberliği isteyen güçler boşa çıkarılıyor. Türk-Kürt savaşını isteyen güçler ise yazdıkları senaryoyu oynuyor.’’ Binici, 2 bin kişinin olduğu bir salonun bu şekilde ablukaya alınması, linç edilmek istenmesi ve sonrasında yaşanan olayların Madımak otelinde yaşanan olayları andırdığına dikkat çekti.. ‘’Ne vali ki ona devletin değil AKP’nin valisi demek daha doğru olur. Ne de emniyet müdürü olayların önlenmesi için bir şey yapmadı. Vali de emniyet müdürü de komplonun bir parçası gibi davrandı’’ diyen Binici olaylardan Başbakan Recep Tayip Erdoğan’ın sorumlu olduğunu belirtti. Dün gece yaşanan olayların yanısıra Sakarya çarşı merkezinde bulunan DTP binasının da taşlandığını söyleyen Binici, yaşanan olaylar nedeniyle halkta huzursuzluk olduğunu kaydetti.

Nurettin Demirtaş serbest bırakıldı

ANF-ANKARA (28.04.2008)- Sahte çürük raporu aldığı iddiasıyla yargılanan DTP Genel Başkanı Nurettin Demirtaş serbest bırakıldı. ANF'ye bilgi veren Demirtaş'ın avukatı Faruk Duran, Hava Kuvvetleri Komutanlığı Askeri Mahkemesi'nin Demirtaş'ın tahliyesine karar verdiğini söyledi. Hava Kuvvetleri Komutanlığı Askeri Mahkemesi, aralarında DTP Genel Başkanı Nurettin Demirtaş’ın da aralarında bulunduğu “askerlikten kurtulmak için hile yapmak” suçundan yargılanan 52 kişinin tahliyelerine karar verdi. Avukat Duran Demirtaş'ın kaldığı Sincan L Tipi Cezaevi'ne götürülerek buradaki işlemlerin ardından tahliyesinin gerçekleşeceği kaydetti.

THE DAILY STAR: PKK askeri olarak yok edilemez

Hiwa Osman -THE DAILY STAR Türk ordusunun Irak Kürdistanı'na PKK'yı bölgeden söküp atmak için düzenlediği son harekât ve harekâtın sona eriş şekli, meseleye askeri çözüm bulunamayacağını gösterdi. Türkiye geçmişte, Iraklı Kürtler ve ABD'nin desteğiyle olsun veya olmasın, 25 benzer denemede bulundu ve hiçbiri işe yaramadı. Açık veya gizli ateşkesin söz konusu olabildiği pek az dönemdeyse bazı sonuçlar alındı. Fakat ateşkes pratik kazanımlara dönüştürülemedi veya müteakip adımlarla desteklenmedi. Bu defa bir fırsat doğmakta ve heba edilmemeli. Irak Kürtleri PKK meselesinin, çok ihtiyaç duydukları Türkiye gibi bir komşuyla ilişkileri zedeleyen rahatsız edici bir faktör olduğuna giderek çok daha fazla ikna oluyor. PKK harekâtla yok edilemez Irak için Türkiye gerçekten de mühim. Kürdistan bölgesi için Türkiye dış dünyaya ulaşmayı sağlayan yegâne ülke. Amerikan birlikleri günün birinde gidecek; Türkiye'yse kalacak. Aynı şekilde günün birinde PKK varlığı sona erecek, fakat Iraklı Kürtler kalacak. 1990'ların başından beri Irak Kürtleri Türkiye'nin aşılmaması gereken kırmızı bir çizgisi olduğunu anlamış durumda. Artık ABD'nin, Süleymaniyeli bir Kürt'ün Türkiye'nin askeri harekâtından hemen önce New York Times'a söylediği gibi, 'iki eşli bir adama benzemediğini' de biliyorlar. Zira o sözün söylenmesinden sonra yaşanan gelişmeler ve ABD'nin işbirliğinin boyutu bunun yanlışlığını kanıtladı. ABD'nin iki müttefiki var: Uzun maziye sahip müttefiki Türk ve yeni yeni oluşmaya başlayanıysa Iraklı. Iraklı Kürtler, Iraklı müttefikin bir parçası. Fakat PKK'ya karşı askeri bir harekât onlar için bir seçenek değil. Daha önceki PKK'yla çatışma tecrübesi, bunun böyle olduğunu açıkça ortaya koyuyor. 1990'ların ortasından bu yana PKK'ya yönelik ortak ve tek taraflı birçok operasyon düzenlendi. Sonuç acı hatıralardan ve çok sayıda can kaybından ibaret kaldı. Şimdi, birkaç bir kayıp verdikten sonra, Iraklı Kürtler aynı askeri ve siyasi hatayı tekrarlamak istemiyor. Türkiye'nin son askeri harekâtının başarısızlığı ve apar topar çekilmesinden sonra yerel bir Peşmerge komutanı, "Bu kadar belleksiz olmalarına şaşırıyorum" diyor ve ekliyordu: "PKK'nın bulunduğu bölgenin ne kadar çetin olduğunu unutmuşlar. 25 kere daha deneyebilirler. Bu dağlarda bütün yakalayabilecekleri kekliklerden ibaret." PKK, başa çıkılması imkânsız bir bölgede. Artık oraya Kürdistan'ın Tora Bora'sı deniyor. Kürtlerin PKK'yı buradan söküp atmak için yapacağı bir operasyon olsa olsa örgütü güçlendirir ve popülaritelerinin azaldığı, Türkiye'ye yönelik saldırıları sona erdirmeleri çağrılarının yükseldiği bir dönemde pek çok yandaş toplamalarına yol açar. Bizzat PKK da bu ikilemden bir çıkış yol arıyor. Iraklı Kürt kamuoyunun, bölgedeki PKK varlığına giderek daha az hoşgörüyle baktığını hissediyorlar. Bu kez Irak Kürdistanı'nda tek bir PKK'ya destek gösterisi bile düzenlenmedi. Ayrıca örgüt, Türkiye'yi güç kullanarak değiştiremeyeceği gerçeğiyle yüzleşmeye başladı. Bu yüzden de taleplerini asgariye çekerek Türkiye Kürtlerine kültürel, demokratik ve siyasi haklar verilmesini ister hale geldi. Türkiye'nin Kürt sorununa yönelik tutumu, PKK'nın askeri yollardan ortadan kaldırılmasını isteyen radikallerle, meseleye siyasi olarak yaklaşılmasını isteyen ılımlılar arasında gidip geliyor. Türkiye'deki Kürtlerin nefes aldığı kültürel, siyasi ve demokratik alanı genişletmek, PKK'ya sınırın iki tarafında da kepenk indirtecektir. Irak Kürtleri bunun için bedel ödemek istemiyor. Ne de Türkiye'nin bu meselede yaşadığı iç bölünmede bir taraf olmak istiyor. Fakat yukarıda ifade edildiği türden siyasi bir adım atılması, Iraklı Kürtlerin de hayatlarını kolaylaştıracak. Sınırın her iki tarafındaki kamuoyunu, PKK'nın daha da dışlanması yönünde seferber edebilmesini mümkün kılacak. Türkiye'nin PKK sorununu bitirmenin en iyi yolunun siyasi bir eylem hattı olduğunu kabul etmesi için 25 harekât daha düzenlemesi gerekmiyor. İpleri ele alma sırası ılımlılarda Şu anki şartlar, hiçbir tarafı zor durumda bırakmayacak bir çözüm bulunabilmesine uygun olgunlukta. Bunun anahtarı da Ankara'yla Erbil arasında doğrudan görüşmeler başlatmak. ABD Başkan Yardımcısı Cheney'nin geçen ay Ankara ve Erbil'e düzenlediği ziyaretlerde Washington adına verdiği mesaj da buydu. Öncesinde Irak Devlet Başkanı Talabani'nin Ankara'ya yaptığı ziyaret buzları kıran ve Irak-Türkiye ilişkilerinde yeni bir dönemin katalizörü olan nitelikteydi. Bugün bir çözüme her zamankinden çok ihtiyaç var. Durumun kızışıp kötüye gitmesi halinde kaybedecek çok şeyleri olduğunun bütün taraflar farkında. Bütün taraflarda radikaller ve ılımlılar var. Radikaller kendi haklarını kullandı ve başarısız oldu. Belki de artık ipleri eline alma sırası ılımlara gelmiştir. (Lübnan'da İngilizce yayımlanan gazete, Irak Devlet Başkanı Celal Talabani'nin eski medya danışmanı, 25 Nisan 2008) radikal

ARAP AŞİRETLERDEN 140.MADDENİN UYGULANMASI İSTEĞİ. 28-Apr-08 [14:43]

PNA-Selahaddin Vilayeti Vali Yardımcısı ve bazı aşiretler, Kerkük ve Kürdistan Bölgesi'nden koparılan bölgelerin çözümünü öngören Irak Daimi Anayasasının 140.maddesinin uygulanmasını istedi. 140.Maddeyi Uygulama Yüksek Komisyonu Kerkük Bürosu Müdürü Kake Reş Sadık, Selahaddin Vali Yardımcısı Kasım Berzenci ve Selahadin vilayetinin önde gelen isimlerini, Lehib ve Şemer aşiretlerinin reislerini kabul etti. Görüşmede, vali yardımcısı Berzenci ve Lehib ile Şemer aşiret reisleri, 140.maddeyi uygulama komisyonunun bazı maddelerinin uygulanmasını istediler. 140.maddede belirtilen ziraat anlaşmaların ve çiftçilerin tanzim edilmesi, Kürt bölgelerine yerleştirilen Arapların eski yerlerine dönmeleri konusunda tazminatlarının verilmesinde acele edilmesinin gereği vurgulandı. Görüşmede, ayrıca, 140.maddenin sadece bir taraf yada etnik grubu içine almadığı, bunun önceki rejimin yaptığı hataların bir çözümü olduğu belirtildi.

ALMANYA'DAN SONRA HIRVATİSTAN DA KÜRDİSTAN BÖLGESİNDE TEMSİLCİLİK AÇMA İSTEĞİNİ İLETTİ...

28-Apr-08 [18:24] PNA-Kürdistan bölge hükümeti dışişleri bürosu sorumlusu Felah Mustafa, Hırvatistan ülkesinden üstdüzey bir heyeti kabul etti.Hırvatistanlı heyet , ülkesinin Kürdistan bölgesinin yeniden yapılandırılması noktasında her türlü desteği vermeye hazır olduğunu dile getirdi. Hırvatistan'ın Irak büyükelçisi Perko Vokas başkanlığındaki üstdüzey heyet, Kürdistan bölgesindeki istikrar ve büyük gelişmelere dikkat çekerek Hırvatistan'ın Kürdistan bölgesi ile her alanda ilişki kurmak istediğini dile getirdi. Şimdiye kadar bir çok Hırvatistanlı şirketinin Kürdistan bölgesinde faaliyet yürütme konusunda hazır durumda olduğunu belirten heyet , bu konuda ilişkilerin geliştirilmesi için ülkesinin Kürdistan bölgesinde bir temsilcilik açması istediğini vurguladı. Dışişleri bürosu sorumlusu Mustafa da , Kürdistan bölge hükümeti siyasetinin dış dünyaya açık olduğunu belirterek, dış ülkelerin bölgede atmak istediği özellikle siyasi ve ekonomi açısından olumlu sonuçlar doğuracak adımları memnuniyetle karşılayacaklarını söyledi.