Rüzgar daha ziyade Kürdlerin aleyhine esiyor

Monique Mas*/El Maliki hükümeti dün, başlıca Sünni partisi Uzlaşma Cephesi'nin takviye edilmesi sözünü verdi. Bakanları, geçen cumartesi günü kabul edilen Baas partisinin eski üyeleriyle ilgili "uzlaşı" yasasının oylanmasının gecikmesini ve Kerkük kentinin özerk Kürdistan'a yeniden bağlanması düşüncesini protesto etmek için Ağustos 2007'de istifa etmişlerdi. Geçen pazar günü eski başbakan Iyad Allavi, Salah el-Mutlak'ın Ulusal Diyalog Cephesi Sünnilerinin ve aynı zamanda imam Mukteda Sadr'ın radikal Şiilerinin ortak listesinden laik milletvekilleri tarafından kabul edilen siyasi bir platformdan yeni bir açıklama geldi. "Ulusal menfaat ve Irak'ın birliği" şeklinde dile getirilen hedefle herkes, Kürdlerin petrol ve toprak konularındaki hak iddialarına muhalefet ediyor. 14 Ocak'ta, Uzlaşma Cephesi Başkanı ve aynı zamanda Kürd Celal Talabani başkanlığındaki Irak'ın Devlet Başkanı Yardımcısı da olan Sünni Tarık el Haşimi "Cephe, Hükümete dönmeye hazır" şeklinde açıklamada bulunuyordu. Bu açıklamayla Sünniler, geçen yıl istifalarının ardından bu oluşumun bulunmadığı hükümete çok mezheplilik imajını yeniden kazandırabileceklerdi.Yeni bir "ulusal birlik" kabinesi yakın bir zamanda ufukta belirecek gibi görünüyor. El Haşimi'nin açıklaması, ortak Sünni-Şii-Laik platformun açıklamasından sonra geldi. El Maliki için Sünni Takviyesi Dün, güçlü Sünni lider Tarık el Haşimi, el Maliki'yi destekleyen Irak İslam Yüksek Konseyi Başkanı Şii lider Abdülaziz Hekim ile ortak bir basın toplantısı düzenlemişti. El Haşimi, "eşi görülmemiş bir siyasi durgunluktan" şikayet ederken, Hekim "gelecek günlerde ve aylarda ilerlemelerden" söz etti. Rakip ittifakları gündeme getiren bir siyasi krize eşlik etmeyeceklerini hiçbir şey garanti etmiyor. El Haşimi'den gelen Sünni destek, Irak İslam Yüksek Konseyi ve Nuri el Maliki tarafından yönetilen Dava partisinin Bağdat'ta güçlü olan Şii erki tarafından hoş karşılandı. Bu, şu ana kadar başta dengeleyici pozisyondaki Kürd Devlet Başkanı Celal Talabani olmak üzere müttefikleri olan Kürdlerin hırslarından bunalan Başbakanın imparatorluğunu sağlamlaştırmaya yetmiyordu. Kürdistan özerk yönetimi başkanı Mesud Barzani, Kerkük üzerinde egemenlik talep ediyor ve merkezi Hükümetin düşüncesine aykırı olarak yabancı şirketlerle petrol anlaşmalarını artırıyor. Barzani ayrıca, Kanadalı firmalarla bir rafinerinin inşası ve bir başkasının tamamlanması konularını da görüşmekte. Irak'ın bölünmesi fikrini kışkırtan bu ekonomik bağımsızlık gösterileri, birbirine bağlanmakta olan doğaya aykırı ittifakları oldukça geniş ölçüde açıklıyor. Örnek İçin Kerkük Allavi-Mutlak-Sadr platformuna imza atanlar, "zenginliklerin adil bir şekilde paylaştırılmasını ve üniter bir Irak'ın egemenliğinin ve bağımsızlığının yeniden sağlanmasını" istedikleri güvencesini veriyorlar. "Kerkük için ulusal bir siyasi anlaşmaya vararak bir ulusal birlik örneği gerçekleştirmek" istiyorlar. Ancak aynı zamanda, "Irak topraklarının işgaline son vermek amacıyla, güvenlik güçlerinin yetki bazında yeniden oluşturulması, yasayı uygulatacak ve vatanı koruyacak şekilde yeniden inşasını" da istiyorlar. Öte yandan, Hükümet bünyesindeki kutsal ittifaka geri döneceğini açıklayan Tarik el Haşimi, "bazı talepleri ele almak ve bu taleplerle ilgili olarak gerçekleştirilen icraatları dinlemek üzere" Başbakan Nuri el Maliki ile bir araya geleceğini belirtti. Irak Meclisi cumartesi günü, 2003'te ABD işgalinin ardından kamu hizmetinden atılan binlerce üst düzey Baas Partisi mensubunun işlerine dönmesine imkan veren bir yasayı kabul etti. Uzlaşı adına, yeni yasa bugün, "Baas'ın karar mekanizmasının suç işlemeyen mensuplarına emeklilik maaşı hakkı ve diğerlerine de idari görevler ve adalet, savunma ve petrol gibi hassas alanlar dışında Irak yönetiminin bazı birimlerinde yeniden göreve başlama imkanı" veriyor. Eski Baasçılar Şüpheyle Yaklaşıyorlar Yasadan yararlanacak olanlar sonuçları konusunda şüpheliler ve Baas partisi kurbanlarının, farklı Şii şahsiyetlerin talep ettikleri gibi, "tazminat almak için özel mahkemelere başvurabileceklerini bilmekten endişe duyuyorlar. Ancak zaman, Şiiler ile Sünniler arasında hesap zamanı değil. El Haşimi, "Esneğiz" diyor. Rüzgar daha ziyade Kürdlerin aleyhine esiyor. Topraklarının nispeten güvenlikli hale gelmesi yönünde Washington'dan destek gören Mesud Barzani'nin özerk Kürdistanı hiç şüphesiz manevra alanını abarttı, bunu da geçmişin acımasız dönüşünü unutarak yaptı. *Fransa'da yayın yapan Radio France Internationale'in (RFI) 15 Ocak 2008 tarihli internet sayfası Hazırlayan: Kaya Vural rizgari

Kürtlere hakaret etmeyin-Murat Üstün

Başbakan olmuş ama adam olamamış, kendini bilmezin biri; Benim ülkemde Kürtler, bakan oluyor, başbakan oluyor, daha ne olsun diyor! Hem de sırıtarak, ciddiyetsiz, sıradan bir tavırla. O zat önce şunu bilmeli; Benim ülkem dediği yer onun ülkesi değildir. Bu bir. O zat aslını inkar eden bir haramzadedir bu iki. O zat değil ülke yönetmek, deve bile güdemeyecek bir kişiliğe sahiptir.Bu üç. O zat cahillerin en önde gidenidir. Bu dört. O zat tan Kürtler hiç birşey istemiyor.Bu beş O zat kim oluyor da, Kürtler daha ne istiyor diyor. O zat ve benzerleri şunu iyi bilsin; Kürtler, O zat ve benzerleri gibi aslını inkar etmek istemiyor. Kürtler, O zat ve benzerleri gibi soysuz yaşamak istemiyor. Kürtler, O zat ve benzerleri gibi kişiliksiz yaşamak istemiyor. Kürtler ,O zat ve benzerleri gibi onursuz yaşamak istemiyor. Ve Kürtler O zat tan hiç bir şey istemiyor. Bu zatın, Benim Kürt kökenli vatandaşlarım, demesini, Bir Kürt olarak ben kendime hakaret sayıyorum,rahatsız oluyorum,huzursuz oluyorum. Kürt`lerden söz etmeye, Kürtleri ağzına almaya hakkı da yetkisi de yoktur. Rüzgarın sürüklediği köksüz kenger misali, nerden geldikleri belli olmayan bu serseri sürüsünün elebaşlarının; Kürtler daha ne istiyor demeleri, Kürtlere hakaret değilse nedir!? Kürdistan`ı bombalayarak, Kürtleri açlığa yoksulluğa, sürgüne mahkum ederek, ondan sonra sadaka dağıtır gibi kömür ,makarna dağıtması Kürtler`e hakaret değil de nedir? Kürtler in artık bu yalanlara,sahtekarlıklara, din cambazlarına, kanma vakti çoktan geçmiştir. Kürtler bunların ipliğini pazara çıkaracaktır,bunların sahtekar,ikiyüzlü, insanlık düşmanları olduklarını dünya ya gösterecektir. O zatlar artık şunu iyi bilsinler; Kürtler, aslını inkar eden onusuz bir başbakan olmak istemiyor. Kürtler, aslını inkar eden onursuz bir bakan olmak istemiyor. Kürtler aslını inkar eden onursuz bir milletvekili olmak istemiyor. Kürtler, ben Kürdüm demekten utanan bir emniyet müdürü olmak istemiyor. Medeniyetler toplantısına giden TC`nin medeniyetsizi TC `nin yüzsüzü, Anadolu ve Kürdistan daki uygarlıkları yok etmeyi, katletmeyi nasıl anlatıyor acaba? Dünya yı aptal, kendilerini uyanık sanan bu akıl fukaraları,yaptıkları katliamları nasıl izah ediyorlar acaba? Medeniyetsizler ,Bayraklarını kanla yapan psikopatlar, cahiller, caniler, katiller, Bunlarla gurur duyan aptallar. Kürtler artık ne yaptıklarını iyi biliyorlar.Kürtler artık kimlerden ne isteyeceklerini iyi biliyorlar.Kürtler artık kimlere güvenip güvenmeyeceklerini de iyi biliyorlar. Kürtler artık dünya siyasetinin rüzgarını arkasına almıştır, buna engel olmanız mümkün değildir. İnsan haklarından yana, barıştan ,demokrasiden yana hiç bir ülke 50 milyon Kürdü görmezlikten gelemez, 50 milyon Kürdü yok sayamaz. Bunu kafanıza iyice sokun. murat.nesimi@hotmail.com

ALBRİGHT: ‘’IRAK 3 FEDERAL BÖLGEYE AYRILMALI: KÜRT, Şİİ VE SÜNNİ’’

  18-Jan-08 [11:31] PNA-ABD’nin eski Dışişleri Bakanı Madeleine Albright, ‘’Irak’ın Kürt, Sünni ve Şii olmak üzere 3 federal bölgeye ayrılması, Bağdat’ın herkese açık bir şehir olması çağrısında bulundu. ‘’Memo To The President Elect: How to Restore America's Reputation and Leadership’’ adlı kitabında Irak’ın durumuna değinen Albright, ‘’Irak için en iyi yol resmi olmayan bir bölünme yada kuzeyin Kürtler, orta ve batının Sünniler ve güneyin de Şiiler’in olmalı’’ şeklinde yazdı. Albright kitabında, ABD’nin yeni başkanına Irak’ın tek parça olarak kalabilmesi için Irak’taki federal bölgeler arasında ortak bir ilişki ağı geliştirmesi tavsiyesinde bulunuyor. Albright kitabının bir diğer bölümünde, Kürt liderlere Irak çerçevesinde kalmaları ve bağımsızlık ilan etmemeleri çağrısında bulunuyor. Irak savaşıyla beraber ülkede Şii-Sünni arasında krizin arttığını yazan Albright, ‘’Bununla beraber İran’ın bü ülke üzerindeki etkisinin arttığını ve de Türkiye ile Kürt arasında krizin de arttığını’’ yazdı.

Yaşar Büyükanıt için tutuklama istemi

 Rizgarî Online/ Londra: İngilizce yayın yapan Kürd internet sitesi Kurdishaspect, 20 Ocak günü İngiltere genelkurmay başkanıyla görüşmek üzere ingiltere’ye gelecek olan Türk genelkurmay başkanı Yaşar Büyükanıt’ın tutuklanması için, bir imza kampanyası başlattı. Yaşar Büyükanıt’ın Kürdlere karşı savaş suçları işlediği belirtilen ve İngiliz İçişleri Bakanı’na hitaben kaleme alınan bildiri metninde, Yaşar Büyükanıt’ın gerek Diyarbakır’da 7.Kolordu komutanlığı yaptığı dönemde, gerekse genelkurmay başkanlığı yürüttüğü şu dönemde Kürdlere karşı işlenen savaş suçlarından dolayı, tutuklanması talep ediliyor. Kurdishaspect, Büyükanıt’ın tutuklanması için somut iki suçun olduğunu belirtiyor. Buna göre, 21 Eylül 2007’de Diyarbakır’daki 7.kolordu komutanlığı sınırları içerisinde bulunan toplu bir mezarda insanlara ait kemik ve cesetlerin bulunması ile Kasım 2005’te meydana gelen Şemdinli komplosunun Kürd halkı tarafından ortaya çıkarılmasının ardından savcı tarafından Yaşar Büyükanıt hakkında sanık olarak dava açılması Büyükanıt’ın Londra’da tutuklanması için, dayanak oluşturuyor. Kürd sitesi Kürd halkına karşı yürütülen devlet terörünün sorumlusu olan Yaşar Büyükanıt’ın gözaltına alınıp tutuklanması için, ingiltere’ye yapacağı ziyaretin bir fırsat olduğunu öne sürüyor. Site tarafından okuyucular tarafından imzalanıp İngiliz İçişleri Bakanı Jacqui Smith’e gönderilmesi istenen mektubun ingilizce tam metni şöyle: ‘Dear UK Home Secretary, Jacqui Smith, The General of the Chief of Staff of the Turkish Armed Forces, General Yasar Buyukanit is to visit London on the 20th Jan 2008. General Buyukanit has committed serious and grave human rights abuses in Turkey against the Kurdish people during his time as commander of the 7th Turkish Army and during his time as General of the Chief of Staff. There are so many cases that need further investigation, but there is sufficient evidence in two of the cases to justify an immediate arrest under international human rights law. The first case is in regards to the large amount of bones and human remains found in a mass grave in the grounds of the military prison facility based in the notorious HQ of the Turkish 7th Army on 21st Sept 2007. General Buyukanit was the commander of 7th Army during the late nineties when many disappearances and killings by ‘unknown persons’ took place. He will certainly know where these human remains have come from. The second case involves General Buyukanit being accused by a Turkish prosecutor of setting up rouge and secret militias to carry out killings and assassinations of Kurdish targets in the South East of Turkey. These accusations came to light after a bombing of a Kurdish bookshop in the Kurdish town of Semdinli 9th Nov 2005. One man was killed in the attack. As the bombers made their getaway a crowd gathered around their car and captured them. In the car investigators found a cache of weapons, maps of the area and a list of further names of prominent Kurdish people listed for assassination. General Buyukanit when responding to this attack, called one of the bombers who were caught red handed a ‘good chap’. The man served under General Buyukanit. In any other country these serious crimes would have been investigated and the men responsible would be behind bars but these crimes remain unsolved and covered up. The man who has been leading and directing these acts of ‘state terrorism’ against the Kurdish people, General Yasar Buyukanit is visiting London on 20th Jan 2008. This is a chance to detain, question and charge him with crimes against humanity. The UK authorities cannot just ignore and excuse such serious and systematic human rights abuses. By doing so the UK will be condoning and supporting ‘state terror’. Please take action to arrest General Buyukanit. Yours sincerely,’ Mektubu imzalayanların şu e-mail adreslerine göndermeleri isteniyor: smithjj@parliament.uk public.enquiries@homeoffice.gsi.gov.uk