TSK'ye ait olduğu belirtilen Eylem Planı'nda öncelikli hedef Kürtler oldu.

Son derece 'rahatsız edici'

genelkurmay_eylem_plani

Kapatma davası da dahil DTP'ye yönelik uygulamalar, Kürtlerin hedef alındığı açıklamalar, Bölge'de geliştirilen 'rahatsız edici' uygulamalar bunu kanıtlıyor
EYLEM PLANI DEŞİFRE EDİLDİ
Türk Silahlı Kuvvetleri'ne ait olduğu belirtilen Eylem Planı deşifre edildi. Planın öncelikli hedefleri arasında Kürtler yer alıyor. Yargıdan liselere kadar birçok kesimin TSK'nin 'çizgisine' göre biçimlendirilmesinin, buna göre TSK'nin siyasette ve sivil hayatta etkinliğinin artırılmasının hedeflendiği planda, temel amaç, 'kamuoyunun TSK çizgisine getirmek' olduğu belirtiliyor.
DTP 'TERÖRİST' İLAN EDİLDİ
Planla ilgili ortaya konulan belgeler, özellikle Kürtlere yönelik uygulamaların belgesi niteliğini taşıyor. Planda 'terörist' olarak nitelendirilen DTP ile ilişkiler ve Bölge'de PKK'ye desteği azaltmak için stratejiler belirleniyor. Planın yürürlüğe girmesiyle Türkiye'nin ağırlıklı gündemini sınırötesi operasyon ve DTP'ye karşı başlatılan siyasi linç kampanyası oluşturdu.
AKP PLANI DESTEKLİYOR
Başbakan Erdoğan'ın DTP'yi hedef alan açıklamaları ve sınırötesi operasyonla ortaya çıkan Kürt sorunundaki tutumu, planın AKP destekli olduğunu ortaya koyuyor. Büyükanıt, ilk olarak, DTP'nin 'terörist' ilan edildiği plana uygun açıklamalarda bulundu. Daha sonra Erdoğan da sık sık 'PKK'ye terörist demeden görüşmem' diyerek, bu plandaki yerini ortaya koydu.
'RAHATSIZ EDİCİ' UYGULAMALAR
Planda, 'Bölge halkını terörle mücadele bağlamında 'rahatsız' edecek ve teröre yardım ettikleri sürece bu rahatsızlıkların devam edeceği mesajını verecek faaliyetler icra edilecektir. Desteğin bedelsiz kalmayacağı, sıklıkla yapılacak aramalar, operasyonlar vb faaliyetler ile hissettirilecek. Sınıra yakın bölgelerde yaşayanlara ise ağır silah ateşleri icra edilerek aynı mesaj verilecektir' deniliyor.
SİVİLLER HEDEF ALINDI
Belirtilen çerçevede sınır hattında tampon bölge ilan edildi, yüzbinlerce asker yığıldı, misket ve napalm kullanıldı, köyler kuşatmaya alındı, siviller yerlerinden edildi ve öldürüldü, ambargolar ve sıkı yol kontrolleri uygulandı, operasyonlar aralıksız bir şekilde sürdürüldü, 'kelle avcılığı' dayatıldı, 'Utanç Duvarı' örülmeye çalışıldı. Sınırötesi operasyonlarla siviller hedef alındı.

siddetinsorumlusuakpito AKP destekli 'planın' hedefi Kürtler
Taraf Gazetesi'nin deşifre ettiği Türk Silahlı Kuvvetleri'nin, siyasete ve sivil hayata müdahale etmek için devreye koyduğu 'Eylem Planı'nın öncelikli hedefini Kürtler oluşturuyor. DTP'ye yönelik başlatılan linç kampanyası ve açılan kapatma davasının aynı plan kapsamında olduğu ortaya çıktı. Başbakan Erdoğan'ın DTP'yi hedef alması, planın AKP destekli olduğunu ortaya koyuyor.
Planın yürürlüğe girdiği Eylül 2007'de Türkiye'nin ağırlıklı gündemini PKK'ye yönelik sınırötesi operasyon ve DTP'ye karşı başlatılan siyasi linç kampanyası oluşturuyordu. Başbakan Erdoğan'ın DTP'yi hedef alan sözleri dikkate alındığında Genelkurmay'ın 'eylem planı'nın hükümet destekli olduğu ortaya çıkıyor. Genelkurmay'ın 'eylem planı'nın PKK ve Kürt siyasal hareketine karşı olduğunu ileri sürerek hükümetin destek ve onayını aldığı anlaşılıyor. 'Kamuoyunu TSK'nin 'hassasiyet gösterdiği konularda' yönlendirmek ve harekete geçirmek' olan 'Bilgi Destek Faaliyeti Eylem Planı'nda DTP'ye karşı geliştirilecek faaliyetler, şöyle sıralandı: 'DTP'nin muhtelif yer, zaman ve vesilelerle kamuoyuna hiç çekinmeden yansıttığı söylem ve davranışları nedeniyle TSK tarafından terörist olarak görüldüğü ve herhangi bir şekilde muhatap alınmayacağı üst düzey bir basın toplantısı, basın bildirisi veya bilimsel nitelikli bir toplantıda yapılacak uygun bir konuşma ile Türk ve dünya kamuoyuna açıkça ilan edilecektir. DTP'nin Kandil ve AB arasında dtp-kongresi-17 sıkışmasına yol açacak şekilde terör yanlısı tutumları gözler önüne serilecektir. Genelkurmay Başkanı'nın sadece PKK konusunda yapacağı bir basın toplantısında gerekçeleri detaylı olarak izah edilmeyi müteakip DTP'nin TSK tarafından terörist olarak görüldüğünün ilan edilmesi; PKK terörünü irdeleyen bir bilimsel faaliyette (seminer, sempozyum vb.) Genelkurmay Başkanı veya Kara Kuvvetleri Komutanı'nın yapacağı konuşma içinde kamuoyuna söz konusu tavrın ilan edilmesi. TSK'yı hedef alan gruplar içinde bazı kişileri desteklemek, siyasi ve etnik gruplarda ayrışmayı destekleyip, birliği bozmak.'
Büyükanıt düğmeye bastı
Bu plan için Genelkurmay Başkanı Org. Yaşar Büyükanıt, 1 Ekim 2007'de Harp Akademileri'nin açılışında yaptığı 'Ankara'da terör örgütüne 'terör örgütü' demeyenler, kardeşlerimiz diyenler var. Bu çok ciddi bir sorun ve Türkiye bu soruna hukuk içinde çözüm bulmalı' konuşmasıyla düğmeye basıldı. Büyükanıt'ın bu sözlerinin ardından DTP Genel Merkezi'ne silahlı saldırı düzenlendi. Bir süre sonra ikinci KURtLERE SALDIRI bir silahlı saldırı daha gerçekleşti. Bu arada dokunulmazlıklarına rağmen DTP milletvekillerinin yargılanmasına başlandı, Meclis Başkanı Toptan da, 'DTP'lilerin yargılanması anayasa gereğidir. Kürsü dokunulmazlığının da kırmızı çizgileri var. Herkes buna göre davranmalı' diyerek, bu sürece destek verdi. Genelkurmay'ın ve yargının DTP'ye yönelik geliştirmeye çalıştığı kuşatmaya Başbakan Erdoğan ve hükümet de destek verdi. 'Ben PKK'ye terörist demeyenlerle el sıkışmam' diyerek, DTP'nin diyalog çağrılarına kapıları kapatan Erdoğan, 'Eğer durumları Anayasa'ya ters ise gereği yapılır' diyerek, DTP'yi tehdit etti. Sınırötesi operasyon tezkeresine karşı çıkan DTP'yi Erdoğan şu sözlerle hedef aldı: 'Terörle arasına mesafe koymayanlar terörle mücadeleden zarar görür.'
Kapatma davası planın ürünü
Büyükanıt, 12 Kasım 2007'de DTP'yi, 'Ayağımı frenden kaldırsam infial olacak. O partinin adını ağzıma almak istemiyorum' sözleriyle hedef almaya devam etti. Bu sözlerin ardından DTP üçüncü kez silahlı saldırıya uğradı. Esir askerlerin teslim alınmasının ardından Başbakan Yardımcısı Cemil Çiçek, 'Kimlerin terörle iç içe olduğu açıkça görünüyor' diyerek DTP'yi hedef gösterdi. Çiçek'in sözlerinin ardından DTP Grup Başkanvekili Fatma Kurtulan saldırıların hedefi tsk  akp medya hedef kurtalan haline getirildi. Ardından savcılık da askerleri alan DTP'li üç vekil hakkında soruşturma başlattı. Eski Yargıtay Cumhuriyet Başsavcısı Sabih Kanadoğlu da 'DTP şimdiye kadar yüz kez kapatılmalıydı' dedi. Bu atmosferde 16 Kasım 2007'de Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı DTP hakkında kapatma davası açtı. Daha sonra DTP eski Eşbaşkanı Nurettin Demirtaş tutuklandı. Genelkurmay Başkanı Büyükanıt, Aralık 2007'de bir sempozyumda yaptığı konuşmada, 'PKK legalleşti. PKK Meclis'te' diyerek, DTP'yi terörize etmeye çalıştı. Bu kuşatma altında DTP'li vekillerin tamamının dokunulmazlığının kaldırılması istemiyle fezlekeler peş peşe Meclis'e gönderildi. Özellikle CHP ve MHP de DTP'ye karşı linç kampanyasına muhalefet kanadından destek vererek, Genelkurmay'ın eylem planının aktif unsurları haline geldi. Son dönemlerde kamuoyunda artarak sürdürülen 'DTP içerisinde şahin-güvercin ayrımı' tartışmaları bu plan ekseninde geliştirildi.
DTP'den tepki
'Destek Faaliyetleri Eylem Planı'na DTP tepki gösterdi. Planın öncelikle DTP üzerinde uygulandığına dikkat çeken DTP, planla birlikte yapılan hava ve kara operasyonlarının niyetinin açığa çıktığını söyledi. DTP açıklamasında, Genelkurmayın plana ilişkin yaptığı 'yalanlama' açıklamasının dilinin 'kabul' olduğunu söyledi. DTP söz konusu plana karşı herkesi tavır almaya çağırdı.
taraf_gazetesi-asker_sapkasi Kürtleri 'rahatsız edici' uygulamalar
Taraf Gazetesi tarafından dün gündeme getirilen Genelkurmay'ın Türkiye'yi biçimlendirme planı, önemli tartışmaları beraberinde getirdi. Eylem Plan'nda temel amacın 'kamuoyunu TSK çizgisine getirmek' olduğu belirtilirken, ortaya konulan belgeler özellikle Kürtlere yönelik uygulamaların belgesi niteliğini taşıyor.
Eylem Planı'nda Kürt sorunu ve DTP ile ilgili öneri ve uygulamalar da yer alıyor. Planda 'Terörist' olarak nitelendirilen DTP ile ilişkiler ve Bölge'de PKK'ye desteği azaltmak için stratejiler belirleniyor: 'Irak'ın kuzeyindeki desteği kesmek için Bölge halkını terörle mücadele bağlamında 'rahatsız' edecek ve teröre yardım ettikleri sürece bu rahatsızlıkların devam edeceği mesajını verecek faaliyetler icra edilecektir. Teröre sağlanan desteğin bedelsiz kalmayacağı, sıklıkla yapılacak aramalar, operasyonlar v.b faaliyetler ile Bölge halkına hissettirilecek. Irak'ın kuzey bölgesinde Türkiye sınırına yakın bölgelerde yaşayan Irak halkına ise ağır silah ateşleri icra edilerek aynı mesaj verilecektir. Bu şekilde PKK'ye desteklerinin sürmesi halinde bu rahatsızlıkların artarak devam edeceği duygusu hakim kılınacaktır. İşlem Makamı Kara Kuvvetleri Komutanlığı, Koordine makamı Genelkurmay Harekat Başkanlığı'dır.'
Paralellikler
Yayınlanan bildiriler ve yapılan açıklamalarla orduya ait olduğu belirtilen Eylem Planı arasında paralellikler de ortaya çıkıyor.
Genelkurmay Başkanı Yaşar Büyükanıt, 12 Nisan 2007'de basın toplantısı düzenledi. Toplantıda sarf edilen sözler belgeyle birlikte okunduğunda dikkat çekiyor. Sınırötesi operasyonun gerekliliğini vurgulayan ve bunun için izin isteyen Büyükanıt, Bölge'deki gelişmeleri  kaygı verici bulduğunu söyledi. Büyükanıt, PKK'ye karşı 5 hususu dile getirdi: Askere karşı güven duyulması, psikolojik hareket kurallarının uygulanması, PKK'nin destek alanlarının kesilmesi, Kürt sorununun çözüleceği konusunda PKK'nin ümitli olmasını sağlayan unsurların yok edilmesi ve TSK'nın yasal yetkilerinin artırılması.
mongol27 Nisan 2007'de yayınlanan bildiride yer alan ''Ne Mutlu Türküm Diyene' demeyenler her zaman düşmandır ve düşman kalacaktır' cümlesiyle özellikle Kürtlerin hedef alındığı görüldü.
Genelkurmay 7 Haziran 2007'de yayınladığı bildiride ise, 'Terörle mücadelede kararlı oldukları' vurgulanarak, 'Türk Milletinin kitlesel karşı koyma refleksini göstermesi' istendi. Bu da Kürtlere karşı linç saldırılarının ve gösterilerinin yaygınlaştırılmasını beraberinde getirdi.
Büyükanıt, 27 Haziran 2007'de sivilleri hedef gösteren bir açıklama yaptı. Büyükanıt, 'Terörde başarıya ulaşmaya engel olan en önemli faktör işbirlikçilerdir. Bir köyün muhtarı, bir köyün imamı köyde yaşıyor, gidip patlayıcı yerleştiriyorsa terörle nasıl mücadele edeceksiniz? Teröre vurulacak en önemli darbelerden bir tanesi bu işbirlikçilerin mümkün olduğu kadar tesirsiz hale getirilmesidir' dedi.
'Kim terörist Kara Kuvvetleri Komutanı İlker Başbuğ, 26 Eylül 2007'de, ''Kim terörist?' sorusuna kolay ve net olarak cevap vermek değişen şartlar çerçevesinde gerçekten zordur' şeklindeki sözleriyle katliamların olabileceğini ima etmişti.
'Rahatsız edici' eylemler
Kürtlere yönelik geliştirilen bazı uygulamalar, belgenin önemini bir kez daha ortaya koyuyor.
Erdoğan, Gül, Büyükanıt ve Başbuğ'un katıldığı 12 Haziran 2007'deki 'güvenlik zirvesi'nde tampon bölgenin oluşturulması kararı alındı. Bu kapsamda Şırnak, Hakkari, Siirt başta olmak üzere sınır hattı askeri bölge ilan edildi. Tampon bölge kararından sonra hak ihlalleri ve baskılar artmaya başladı. Tampon bölgeyle insansızlaştırma kararı alındı. İnsansızlaştırma politikası kapsamında tampon bölgede, yüzbinlerce asker yığıldı, misket ve napalm gibi kimyasal silahlar kullanıldı, köyler kuşatmaya alındı, siviller yerlerinden edildi ve öldürüldü, ambargolar ve sıkı yol kontrolleri uygulandı, askeri operasyonlar aralıksız bir şekilde sürdürüldü, 'kelle avcılığı' dayatıldı, 'Utanç Duvarı' örülmeye çalışıldı.
Özellikle sınırın öbür yanında bulunanlara karşı top atışları ve hava-kara saldırıları düzenli olarak yapılırken, sınırın içinde de sivillerin 'rahatsız edilerek' yerlerinden edilmesi için, devreye konulan uygulamalarla birlikte, katliamlar da gerçekleştirildi. Örneğin 29 Eylül tsk Beytüşşebap'ta 12 sivil 2007'de Beytüşşebap'ta 12 sivil öldürüldü. Katliamlar, ısrarla PKK'nin üstüne yığılırken, öte yandan 12 Ekim 2007'de Uludere'ye bağlı Yekmal köyü Jandarma Karakolu'nun köye yaptığı saldırı ve benzeri uygulamalarla köylüler sindirilerek yerlerinden edilmeye çalışıldı.
Askerin Eylem Planı kapsamında ortaya çıkan önemli bir husus da sınırötesi operasyonlar oldu. Sınırötesi operasyon kapsamında sınırın öbür hattında sürekli olarak siviller hedef alındı. Genelkurmay ve AKP, ısrarla 'sivillerin hedef alınmadığını' savunurken, gerçekler tam tersini gösterdi. 16 Aralık 2007'deki ilk hava saldırısında çok sayıda sivil yerleşim yeri hedef alınırken, 2 sivil yaşamını yitirmiş, binlerce kişi göç etmek zorunda kalmıştı. Hava saldırılarında köyler ve siviller hedef olurken, 21 Şubat'taki kara operasyonunda, 200 kadar köyün hedef alındığı duyurulmuştu.
Öte yandan Genelkurmay Başkanlığı ''Bilgi Destek Planı'' hazırlandığı iddialarını yalanlarken, Taraf Gazetesi belgenin doğru olduğunda ısrar etti. Genelkurmay, 'Kayıtlarda Komuta Katı tarafından onaylanmış böyle taraf bir resmi evrak veya plan bulunmamaktadır' dedi. HABER MERKEZİ


Genelkurmay: PKK'yi benden öğrenin
Genelkurmay'ın Kürtleri hedef alan 'Eylem planı' nın açığa çıkmasının ardından Genelkurmay Başkanlığı Askeri Mahkemesi PKK'ye ve sınırötesi operasyonlara ilişkin yayın yasağı getirdi. Adının geçtiği pek çok olayda 'yürütülen bir soruşturma' gerekçesi ile basına sansür getirebilen Genelkurmaylık kendileri dışında basın ve yayın organlarına verilenler dışında PKK üyelerine ait anlık istihbarat görüntüleri ve sınırötesi harekata ilişkin bilgiler içeren her türlü belge ve dijital kayıtların yayımına 'yayın yasağı' konulmasına karar verdi. Genelkurmay Başkanlığı Askeri Savcılığı, 'şüphelilerce kasten veya taksirle dışarıya sızdırıldığı araştırılmakta olan 'gizli' nitelikteki anlık istihbarat görüntüleri' nedeniyle 'devlet sırlarına karşı suçlar' kapsamındaki bir soruşturmayı gerekçe gösterdi. Askeri Savcılığın başvurusunu inceleyen mahkeme, Genelkurmay Başkanlığı Askeri Savcılığı'nca sürdürülen soruşturmanın ''devletin güvenliğine ait belgelere ilişkin' olduğuna hükmetti. Mahkeme, ayrıca 'Genelkurmay Başkanlığınca basın ve yayın organlarına verilenler hariç olmak üzere soruşturma kapsamındaki PKK üyelerinin anlık istihbarat görüntüleri ve Irak'ın kuzeyinde icra edilen harekata ilişkin gizli nitelikteki bilgileri içeren her türlü belge ve dijital kayıtların yayımlanmasını yasaklayarak tüm yazılı ve görsel basın ve medya kuruluşlarının bu konudaki bilgi edinme, yayma, eleştirme, yorumlama faaliyetlerini kısıtladı. ANKARA