Bakan'ın bitmeyen yalanları

İçişnewroz2008cuneytleri Bakanı Beşir Atalay, belgeli, bilinen birçok olaya ilişkin gerçekdışı beyanatlarda bulunmaya devam ediyor. Son olarak kameralar önünde polislerce kolu kırılan Ertuş'un durumunu inkar etti

AKP hükümetinin gerçekleri gizleme ve tersyüz etme gayretleri bitmiyor. İçişleri Bakanlığı'nın bu konudaki çabaları ise, bu kadar da olmaz dedirtecek türden. Askerlerin Bölge'de ormanları ateşe verdiği herkesçe bilinmesine ve askerlerce kabul edilmesine rağmen 'PKK patlayıcılarından kaynaklanıyor' diyen, 7 yaşındaki çocuk ismi Welat olduğu için Türkiye'ye alınmazken 'Türkiye vatandaşı değildi' yanıtını veren, insan hakları kuruluşlarına yüze yakın şikayet bulunmasına rağmen 'ajanlık dayatması'nı inkar eden, Van'daki 8 Mart ve Newroz kutlamalarındaki şiddeti savunan, HADEP'li Serdar Tanış ve Ebubekir Deniz'in askerlerce kaybedilmesini aklamaya çalışan İçişleri Bakanı Beşir Atalay'ın son marifeti, Hakkari'de 14 yaşındaki Cüneyt Ertuş'un kolunun kameraların önünde polislerce kırılmasını inkar etmek oldu.turk_polis_kol_kirdi
DTP Milletvekili Hamit Geylani'nin Hakkari'deki Newroz olayları sırasında iki kişinin yaşamını yitirmesi, bir çocuğun sağ gözünü kaybetmesi ve Ertuş'un kolunun kırılmasına ilişkin verdiği soru önergesine yanıt veren Atalay, diğer olaylarla ilgili soruşturmanın açıldığını belirtirken, Ertuş'un durumunu ise inkar etti. Atalay, devamla şunu söyledi: 'Hakkari Sulh Ceza Mahkemesi tarafından hakkında tutuklama kararı verilen Cüneyt Ertuş isimli şahsın alınan doktor raporlarında vücudunda yeni bir tıbbi lezyona, darp ve cebir izine rastlanılmadığı belirtilmiştir. Ayrıca soruşturma aşamasında kendisinin veya avukatının herhangi bir şikayeti olmamıştır.' Ancak Bitlis Cezaevi'nde 21 gün tutuklu kalan Ertuş'un ailesi ve avukatları olayın hemen ardından doktor raporlarıyla işkenceyi belgeleyerek polisler hakkında suç duyurusunda bulunmuş, savcılık polisleri korumak amacıyla 'takipsizlik' kararı vermişti. Van Ağır Ceza Mahkemesi'ne yapılan itiraz da bu kararı değiştirmeyince Ertuş Ailesi, soruşturmanın engellendiği ve adil yargılama yapılmadığı gerekçesiyle AİHM'e başvurmuştu.
Orman yangınları
DTP Milletvekili Aysel Tuğluk'un Bölge'de çıkan yangınlara ilişkin verdiği soru önergesini yanıtlayan Atalay, yangınların operasyonlar nedeniyle çıkmadığını, top atışlarının yangına sebebiyet vermediğini, ama PKK tarafından yerleştirilen patlayıcıların yangınlara sebep olduğunu, PKK'lilerin 'kaçmalarını kolaylaştırmak için' yangın çıkardığını ileri sürmüştü. Oysa, askerlerin bilinçli yangınları başlattığı ve müdahale eden yurttaşları ise 'güvenlik gerekçesi' ile engellediği defalarca belgelenmişti. welatkimlik3
Welat'ın sınırdışı edilmesi
Türkiye'ye alınmayan 7 yaşındaki Welat Dağ'a ilişkin önergeyi yanıtlayan Atalay, Welat Dağ'ın vizesiz ve Türkiye vatandaşı olmadığı gerekçesiyle Türkiye'ye alınmadığını belirtmiş, Welat'ın kardeşleri olan Birhat ve Esmanur'un nasıl Türkiye'ye alındığını ise açıklamamıştı. Welat Dağ, 'Welat ismi Türkiye'de yasak' denilerek Almanya'ya geri gönderilmişti.
'Ajanlık' teklifleri
Atalay, DTP Milletvekili Akın Birdal'ın 'ajanlık' ile ilgili soru önergesine verdiği cevapta; herhangi bir güvenlik biriminde bunun söz konusunu olmadığını iddia etmişti. Ancak son birkaç yıl içerisinde cumhuriyet savcılıklarına ya da İnsan Hakları Derneği'nin çeşitli şubelerine yaklaşık yüz kişi 'kendisine ajanlık teklif edildiği' gerekçesiyle başvuruda bulundu. 
8 Mart olayları
Van Erciş'te 8 Mart Dünya Kadınlar Günü şöleninin ardından gerçekleştirilen yürüyüşe yapılan müdahalede darp edilenlere ilişkin önergeyi yanıtlayan Atalay, gözaltına alınan şahıslara kötü muamelede bulunulmadığını öne sürmüştü. Olay günü çekilen fotoğraflar, Pınar Avcı ve Abdurrahman Güler'in olay sonrasında hastaneden aldıkları rapor ve anlatımları Atalay'ın iddialarını yalanlıyordu.serdar tanis ebubekir deniz
Tanış ve Deniz kaybedildi
25 Ocak 2001'de askerlerce gözaltına alındıktan sonra kendilerinden haber alınamayan HADEP yöneticileri Serdar Tanış ve Ebubekir Deniz hakkındaki önergeye Atalay, olayda herhangi bir jandarma personelinin kusur, ihmal ve sorumluluğunun bulunmadığı yanıtını vermişti. Oysa Tanış ve Deniz'in karakola çağrıldıkları ve bir daha kendilerinden haber alınmadığı, Ergenekon dosyasında bile Tanış ve Deniz'in dönemin Şırnak Komutanı Levent Ersöz tarafından kaybedildikleri belgelenmişti. İSTANBUL www.gundemonline.org