AKP hükümeti Bölge illerinde ekonomik kalkınmayı başaracaklarını ileri süredursun, Bölge'ye ayrılan kaynaklardan aslan payı asker ve polise gidiyor
Başbakan Tayyip Erdoğan'ın propagandasının esasını oluşturan 'Bölge illeri ekonomik teşviklerle kalkındırılacak' sözlerinin gerçeği yansıtmadığı bir kez daha ortaya çıktı. Konuya ilişkin istatistikler kaynakların Bölge halkından ziyade asker ve polise aktarıldığını bütün çıplaklığıyla gözler önüne seriyor. Örneğin, sadece Hakkari'deki 2006 bütçesinin yüzde 43'ü asker ve polise verildi. Öte yandan Heron uçakları ve askeri teçhizata yatırımlar sürüyor.
Bütçeden aslan payı asker ve polise
Başbakan Tayyip Erdoğan'ın Bölge illerine yaptığı gezilerde sürekli olarak vurguladığı 'Bölge illeri ekonomik teşviklerle kalkındırılacak' gibi sözleri havada kaldı. Konuya ilişkin istatistikler kaynakların Bölge halkından ziyade asker ve polise aktarıldığını bütün çıplaklığıyla gözler önüne seriyor.
İktisatçıların ve Devlet Planlama Teşkilatı (DPT) raporlarına göre gelişmişlikte son sıralarda yer alan Bölge illeri yatırımlar için ayrılan bütçe paylarından da yararlanamadı. İstatistikler Bölgeye yapılan yatırımların asker ve polise yapıldığı gerçeğini bir kez daha ortaya çıkardı. Verilere göre, 2006 yılında Türkiye'de asker ve polis için ayrılan bütçe payı yüzde 13 iken, 21 bölge ilinde toplam yüzde 29 oldu. Resmi rakamlara göre, sadece Hakkari'de 2006'da yapılan bütçe harcamalarının yüzde 43'ü asker ve polise yapıldı. DPT'nin 'İllerin Sosyoekonomik Gelişmişlik Sıralaması' çalışmasında, Bölgenin 21 ilinden 17'sinin, Türkiye'nin 81 ilinin en alt 20'lik diliminde yer aldığını gösteriyor.
Buna göre, 2002-2006 döneminde iki Bölgeye yapılan yatırımların, Türkiye toplamındaki payı yüzde 4.44 civarında gerçekleşti. Aynı dönemde yatırımlardan İstanbul tek başına yüzde 25 dolayında pay alırken, Kocaeli, Bursa, Tekirdağ gibi iller teşvikli yatırımların toplandığı illerin başında geliyor. Öyle ki, 21 ilin toplam teşvikli yatırımları, aynı dönemde Bursa'nın tek başına aldığı yatırımların altında kalıyor. İki Bölgedeki 18 milyon nüfus için ayrılan teşvik yatırımlarının payı ise sadece yüze 4,5'te kaldı.
Yeşil Kart patlaması
Yoksulluğun göstergelerinden Yeşil Kart'ı kullanan nüfusun 8 milyon 633 bin dolayında olduğu, bunun yüzde 41'inin, Bölgedeki 21 ilde yaşadığı görülüyor. Birçok alanda geri bırakılan Bölge, gelişmişliğin önemli göstergelerinin başında gelen otomotiv sektöründe de yine geri planda. Türkiye genelinde her 1000 kişiye 70 özel otomobil düşerken, bu oran 21 bölge ilinde 20'de kalıyor. 2001 yılında Türkiye'de kişi başına gelir ortalaması 2 bin 146 dolar iken, Ağrı'da 568 dolardı. İki Bölgenin en zengini görülen Elazığ'da bile ancak bin 704 dolarda kaldığı belirlendi.
Kaynağın değişmeyen adresi
Verilere göre, Türkiye bütçesinden bu 21 ile aktarılmış gibi görünen kaynaklar, sivil nüfusun iş ve aş beklentilerinden çok, bölgedeki asker-polis harcamalarında kullanıldığını gösteriyor. İktisatçı Mustafa Sönmez'in hazırladığı 'Doğu-Güneydoğu'da Yoksullaşma ve Çözüm: Barış' raporunda; 2006 bütçesinden iki Bölgeye yapılan harcamaların yüzde 18'inin 'kamu düzeni ve güvenlik', yüzde 11'inin 'savunma' olmak üzere toplam yüzde 29'unun 'asker-polis harcaması' olduğu ortaya konuyor.
Raporda ayrıca, bu oranın Türkiye ortalamasında yüzde 13 düzeyinde bulunduğu kaydediliyor. Rapordaki önemli ayrıntılarından biri ise 2006'da Türkiye'de asker ve polis için ayrılan bütçe payı yüzde 13 iken, bölge ilerinde bu payın yüzde 29 seviyesinde olması. İllerin bütçe harcamaları için ayrılan bu paydan, yüzde 64'lük bölümle en çok nemalanan il Tunceli olurken, Diyarbakır'da yüzde 30, Hakkari'de yüzde 43'ünün asker-polis harcamalarına yapıldığı anlaşılıyor.
Maliye Bakanlığı verileri
Maliye Bakanlığı'nın verilerine göre ise, Şırnak, Hakkari gibi illerde güvenlik için ayrılan kaynaklar, yatırımların 30 katını buluyor. Hakkari'de yapılan savunma ve güvenlik harcaması 20 bin YTL olurken, ekonomik amaçlı harcama yalnızca 995 YTL. Öte yandan Bölge illeri teşvikten de yararlanamıyor. Denizli'de 495 teşvikli yatırım çekerken, bu ilin 4-5 katı büyüklüğündeki Diyarbakır'a giden teşvikli yatırım sayısı sadece 101'de kaldı.
UNICEF'in 'Bölgelerin Gelişim Raporu'na göreyse Türkiye'de okuma-yazma bilmeyen kadınların oranı yüzde 25 iken, bölge illerinde bu oran yüzde 55, Bölgede okullaşma oranı da aynı gerilikte, 21 ildeki üniversite mezunu sayısı ülke ortalamasının onda biri kadar.
DTP'li belediyelere para yok
Bölge illeri, mahalli idare harcamalarından aldıkları paylar itibariyle de, 81 il sıralamasının yine en dibinde görünüyor. Kişi başına mahalli idare harcamasının Türkiye genelinde 429 YTL olduğu 2006'da, bölge illerinden sadece Dersim, bu ortalamanın üstünde kaldı. Geri kalan 20 ilin kişi başına yerel yönetim harcamasının 250 YTL'nin altında gerçekleştiği kaydedildi. Bu oranın düşüklüğünü görmek için Rize'de 1763, Kocaeli'de 1063 olarak kaydedildiğini belirtmek gerekir.
AKP'nin 'Belediyeler arasında ayrım yapmıyoruz' söylemlerini de rakamlar yalanlıyor.
Örneğin, Diyarbakır Belediyesi'nin AB ülkelerinden sağladığı 15 milyon Euro'luk kredi ve hibenin kullanılması engellenirken, 2 bin kişilik istihdam hedefi olan Diyar AŞ, İçişleri Bakanlığı tarafından lağvedildi. Bu illerde yerel yönetimlerin düşük bütçelerle belediyecilik yapmaya çalışmaları, hızla kentleşen kentli nüfusu artan bu bölgede, yurttaşlara yeterli hizmetin götürülememesi ve çok sağlıksız kent koşullarına terk edilmesi sonucunu doğuruyor.
GAP'taki durum
Yine yapılan onlarca araştırma gösteriyor ki, GAP büyük köylü yığınlarının yaşamında hiçbir iyileştirme yapmadı. Sadece sınırlı sayıdaki büyük mülk sahiplerini kalkındırdı. GAP bölgesinde araştırma yapan Şevket Ökten'in ortaya koyduğu sonuçlara göre, hiç toprağı olmayan aile oranı yüzde 59. Ökten, 50 dönümden daha az toprağı olanların yüzde 67 civarında olduğunu belirtirken, kiracı ve yarıcı olanların oranının yüzde 47,8 olduğunu bildiriyor. Ökten'in araştırmalarına göre, 51-100 dönüm arası toprağı olanlar yüzde 27, 101-200 dönüm arasındakiler yüzde 3,1, 200 dönümden büyük toprağı olanların yüzde 2,5 olduğu saptanıyor. GAP'ın köylünün yaşam seviyesini yükseltmediğine dikkat çekilen açıklamada, projenin Kürt köylülerini değil, bir avuç toprak ağasını kalkındırdığına işaret ediliyor.
ANKARA / DİHA
>AKP'nin umudu Heronlar
Halka büyük hakaret
Kürtleri 'aç bir toplum' olarak gören AKP, yerel seçimler öncesinde devletin imkanlarını kullanarak makarna dağıtmayı sürdürüyor
AKP yaklaşan yerel seçimlere, yine bildik propaganda yöntemleriyle hazırlanıyor. Kürt sorununu bir açlık ve ekonomi sorunu olarak ele alan AKP, Bölge illerinde makarna, kömür, paspas dağıtarak halk üzerinde etkili olmak istiyor. Diyarbakır'da valilikten geldiğini belirterek, eşyaları dağıtanların AKP propagandası yaptıklarını söyleyen yurttaşlar, dilencilik kültürünü geliştiren bu uygulamanın rencide edici olduğunu vurguluyor.
Dilencilik kültürü geliştiriliyor
İktidara geldiği günden bu yana Kürt sorununu ekonomik sorun olarak gören ve bu şekilde lanse etmeye çalışan AKP, Bölge'de makarna, et, kömür, ayakkabılık, paspas dağıtarak hak üzerinde etkili olmaya çalışıyor. Diyarbakır'da valilikten geldiğini belirterek, eşyaları dağıtanların AKP propagandası yaptıklarını belirten yurttaşlar, dilencilik kültürünü geliştiren bu uygulamanın halkı rencide ettiğini vurguladılar.
İktidara geldiği 2002 yılından bu yana Bölge'de yürüttüğü 'kaşıkla verip kepçeyle alma' politikasıyla oy toplamak için başvurduğu yollardan biri olan gıda maddeleri ve zücaciye eşyasının dağıtılmasına hız veren AKP, yaklaşan yerel seçimler öncesi yeni taktiklere başvuruyor. İzlediği Kürt karşıtı politikayla Bölge'de ciddi kan kaybına uğrayan AKP, gıda maddelerinin yanısıra dayanıklı ev eşyalarını da dağıtmaya başladı. Operasyonlarla çatışmaların yoğunlaştırıldığı Bölge'de dağıtılan gıda maddeleri ve zücaciye eşyasının, 'Bölge halkıyla dalga geçmek' olarak değerlendiren yurttaşlar, istihdam ve kalkınmaya dayalı yatırımların bilerek yapılmamasına dikkat çektiler. AKP'nin Kürtleri, sadece açlığını ve boğazını düşünen insanlar olarak gördüğünü belirten Ahmet Naşa, AKP'nin politikasının artık kendilerini rencide ettiğini ve onurlarının kırıldığını dile getirdi. Naşa, yapılan yardımların yaklaşan yerel seçimlerin ön hazırlığı olduğunu ama artık AKP'nin bu yolla bir şeyler elde edemeyeceğini söyledi. Naşa, 'Valilikten geldiklerini söylediler ama biz hemen anladık, bu yardımların da AKP oyunu olduğunu. Çünkü seçimler yaklaştı. Bizi rencide ediyorlar, onurumuzla oynuyorlar. Biliyorlar halkın ne durum da olduğunu adeta bizimle dalga geçiyorlar. İhtiyacımız olduğu halde biz yine de almadık' dedi. Fatma Naşa da, mahallelerini ev ev dolaşarak yapacakları yardımları seçme hakkı tanıyan AKP'nin bu yol ile kendisini halka affettirmeye çalıştığını ifade etti. Naşa, 'Bize de geldiler, beyaz eşya yardımları yapacaklarını söylediler. Fırınınız yoksa size getirelim dediler. İsmimi yazdıracaktım ilk önce ama sonra valilikten geldiklerini söylediler. Ben de vazgeçtim. Birkaç gençti gelenler. Komşularım kendilerini yazdılar, bir tek ben yazdırmadım. Anladım, AKP'nin bir oyunu olduğunu, bizi kandırmaya çalışıyorlar' dedi. AKP'nin halktan aldığı tepkiyi yumuşatmak için kıyma, makarna servis ettiğini belirten Emrullah Eker ise, tepkiden çekindiği için de çalışmaları valilik yoluyla yürüttüğünü ileri sürdü. Eker, 'Geçen gün 2-3 kişi geldi evimize. Her eve gittiklerini ve yardım edeceklerini söylediler. Kömür, beyaz eşya, gıda yardımı yapacağız, dediler ama istemedik. Valilikten geldiklerini söylediler, fakat söyledikleriyle kimin için çalıştıkları belliydi' diye konuştu. Geçen hafta 3 kişinin evine gelerek, yardım olarak ne istediklerini sorduğunu kaydeden Zarife Elefroz ise 'Yardımlar kimden geliyor diye sorduğumda 'Valilik, camii imamları, iyi insanlar ve Allah severlerden geliyor' cevabını verdiler. Bende o zaman o iyi insanlar, valilik ve cami imamlarına söyleyin, önce ölümün durdurulması için çalışsınlar. AKP, önce aç bırakıyor sonra kendine muhtaç ettiriyor' şeklinde konuştu. DİYARBAKIR / DİHA
0 Yorum:
Post a Comment