Nerede savaş orada Almanya Türkiye, 5 Kasım'daki Erdoğan-Bush görüşmesinde çıkan 'anlık istihbarat' ve 'üçlü askeri mekanizma' kararıyla birlikte adım adım bölgesel bir savaşa sürükleniyor. Kürtlere yönelik imha konseptini devreye koyan AKP hükümeti ve ordunun, savaş hazırlığı yeni değil. 21 Ekim'de Hakkari'nin Yüksekova ilçesine bağlı Oramar bölgesinde çıkan çatışmada yaşanan asker kayıplarını gerekçe gösterip, Güney Kürdistan'a yönelik sınırötesi operasyon rotasına giren Türkiye'nin yeni silahlar aldığı ortaya çıktı. Kürtlere yönelik 'kitle imha silahları' kullanmakla birçok kez gündeme gelen Türkiye'nin, son bir yıl içinde ABD ve Rusya'dan sonra silah satışında dünyanın üçüncü ülkesi olan Almanya'dan 48 adet Leopard 2 tankı aldığı belirlendi. 1990'lı yıllarda Kürtlere karşı kullanıldığı için Almanya tarafından Türkiye'ye satışı durdurulan Alman tanklarının, Kürtlere yönelik saldırıların arttığı bir dönemde tekrar satılması dikkat çekiyor. Türkiye sadece Alman tanklarıyla değil, geçmişte yine Almanya'da üretilen ve 'kitle imha silahı' olarak bilinen 'kargo mermisi'ni kullanmakla da gündeme gelmişti. Kürtlere karşı insanlık suçu işlemekten kaçınmayan Türkiye, son olarak geçtiğimiz ağustos ayında Güney Kürdistan sınır hattında sivillerin yaşamına mal olan misket bombası kullandığı fotoğraflarla belgelenmişti. Bölge'de başlatılan askeri operasyonlar aralıksız sürerken, Türkiye'nin Almanya'dan yeni silahlar aldığı ortaya çıktı. Merkezi Stockholm'da bulunan Uluslararası Barış ve Stratejik Araştırmalar Enstitüsü'nün (SIPRI) 2006 Yılı Silahlanma Raporu'na göre, Kürtlere karşı kullanıldığı için Türkiye'ye satışı yasaklanan 48 adet Leopard 2 savaş tankı Türkiye'ye satıldı. Alman silahlanma raporunu sert bir şekilde eleştiren insan hakları örgütleri, Kürtlerin savaşla tehdit edildiği bir dönemde, Alman hükümetinin Ankara'ya Leopard tanklarını vermesinin Türk-Kürt çatışmasının kızışmasına hizmet edeceği uyarısında bulunuyor. Uluslararası Af Örgütü ve Oxfam Deutschland sivil kuruluşları yaptıkları açıklamalarda, Alman hükümetinin Türkiye'yi silahlandırmaktan vazgeçmesini istedi. Her iki açıklamada da, çatışmaların yaşandığı bölgelere silah satan Almanya'nın insan hakları ihlali yaptığına dikkat çekilerek, tankların Kürtlere karşı kullanılmasından da endişe ediliyor. Ankara'ya verilen Leopard 2 tanklarının Türk ordusunun olası bir sınırötesi operasyonda kullanılmasından da endişelenen sivil toplum örgütleri, silah satışının durdurulmasını istiyor. Alman tanklarının Bölge'de kullanıldığı belgelenmesine rağmen 'İki ülke arasındaki anlaşmanın ihlal edildiğine dair deliller bulunması halinde durumu gözden geçireceğiz' açıklaması yapan Alman Savunma Bakanlığı, hala sözünde durmuyor. Yasak ama... Almanya, 'NATO Anlaşması' çerçevesinde 1960'lı yıllardan bu yana Türkiye'nin silah ihtiyacını gideriyor. 1990'lı yılların başında Leopard tanklarının eski modellerini satan Almanya, düzenli olarak silah, muühimmat ve yedek askeri parçaları Türkiye'ye veriyor. Ancak Almanya'nın ihracat yasaları ise 'çatışmaların yaşandığı kriz bölgelerine silahların satılmasını ve onaylanmasını' açık bir şekilde yasaklıyor. Nitekim Türkiye'ye tank satışı yüzünden 1999 yılının son aylarında Sosyal Demokrat Parti (SPD) ile Yeşiller Partisi koalisyonu kopma tehlikesi yaşadı. Ancak Kasım 2005'te Türkiye'nin Almanya'dan 298 adet Leopard 2 tipi tank aldığı açıklanıyor. Dönemin Almanya Savunma Bakanlığı Sözcüsü de, tank satışını doğruluyor. Aynı zaman da Schroeder hükümetinin, Türkiye'nin AB üyeliğine destek vermesinin altında Leopard tanklarının satışı yattığı yorumları yapılıyor. Türkiye başı çekiyor Yine 2006 yılı silah raporuna göre, Almanya'nın geçtiğimiz yıl 4 milyar 200 milyon euro değerinde, dünyanın birçok kriz bölgesine, aralarında ağır silahların da bulunduğu, askeri mühimmat sattığı da görünüyor. Ayrıca raporda, 2005 yılına oranla Almanya'nın silah satışlarının yüzde 16 civarında gerilediği belirleniyor. Ancak bu durumun gelişmekte olan ve Avrupa ülkelerine yapılan silah satışlarının gerilemesine bağlanırken, savaşların yaşandığı kriz bölgelerine ise yoğun satış devam ediyor. Türkiye, Pakistan, Sudan, İsrail, Hindistan, Tayland, Çin, Güney Kore, Filipinler, Rusya, ABD, Hollanda, Belçika, Yunanistan, Letonya ve Güney Afrika, Almanya'dan silah alan ülkelerin başında geliyor. Hindistan ve Pakistan'a, Almanya'nın 250 milyon değerinde savaş araç ve malzemelerini sattığı da raporda yer alıyor. Silah satışlarıyla bölgesel savaşları tırmandıran Almanya, İsrail ve İslam ülkeleri arasında savaşın kızışmasını da körüklüyor. Leopard 2'nin 'marifet'leri Krauss-Maffei Wegmann şirketi tarafından üretilen Leopard 2, Alman yapımı ana muharebe tankı olarak biliniyor. 1970'lerde geliştirilmeye başlanan tank, 1979'da Alman ordusunun bünyesine katılmış ve Leopard (şimdiki adı Leopard 1) tankları ile değiştirilmiştir. Leopard 2A4 ve Leopard 2A5 tiplerinden oluşan tank, elektronik atış düzeneğine, lazer hedefleyicilerine, tamamen sabitlenmiş topa ve termal kameraya sahip. 1500 beygir gücünde saatte 70 km hız yapan tank, 4 metre dalış yapabiliyor, 1 metre yüksekliğindeki duvarları aşabiliyor. Almanya, Leopard 2 tanklarının daha modern A6 jenerasyonu nedeniyle elindeki eski tankları kademeli olarak Türkiye'ye aktarıyor. Zap'ta 'kargo mermisi' kullanıldı Türkiye, Kürtlere karşı büyük imha operasyonlarının yapıldığı 1990'lı yıllarda da Almanya'dan 'kitle imha silahları' satın almıştı. 20 Mart 1995'te Güney Kürdistan'a yönelik en büyük sınırötesi operasyon sayılan Çelik Operasyonu sırasında Türkiye'nin Zap'ta bulunan PKK kamplarına yönelik 'kargo mermisi' olarak nitelendirilen Alman yapımı M 483 tipi 155 mm'lik geliştirilmiş ağır topçu mermilerini kullandığı belirlenmişti. PKK kamplarının yanı sıra sivil yerleşim yerlerine yönelik kullanılan bombalar, yarattığı ciddi tahribatlar nedeniyle büyük tepki toplamıştı. Avrupa ve NATO için, Almanya'da Hitler tarafından 1939'da kurulan bir silah fabrikasında üretilen ve 'Kitle imha aracı' olarak nitelendirilen bu mermilerden 18 bin adedi Ocak 1993'te Türkiye'ye teslim edildi. Hem insan hem de sığınak, mağara, kamp ve hatta şehirlerin imhası için etkili bir silah olan mermiler, düştüğü yerde patlayabilen 88 bombacığı taşıyor ve atıldığı zaman hedefe yakın bir yerde her biri 20 cm kalınlığında çelik bloğu delebilen parçalara ayrılıyor. Öte yandan mermilerin Türkiye'ye maliyeti ise oldukça fazla olmuştu. Her bir merminin maliyeti 5 bin mark, toplam 18 bin merminin maliyeti ise 450 milyar Türk Lirası'na denk gelmişti. Aynı şekilde 'iç harekatta kullanılmak üzere' Almanya'dan alınan bombalar 1990'lı yıllar boyunca Bölge illerinde düzenlenen operasyonlarda sık sık kullanıldı. PANZERİN SÜRÜKLEDİĞİ ÜLKE! 16 Ekim 1992 tarihinde Özgür Gündem Gazetesi tarafından 'İnsanlık sürükleniyor' başlığıyla manşete çıkarılan haber, Cizre'de çatışmada öldüğü iddia edilen bir sivilin Almanya'da üretimi yapılan BTR 60 tipi panzerle yerlerde sürüklenmesini ele alıyordu. Haber üzerine Almanya Türkiye'yle ilişkilerini askıya almıştı. Türkiye ilişkilerin düzelmesi için Almanya'ya, 'Panzerler iç çatışmalarda kullanılmayacak' taahhüdünde bulunmuştu. VAHŞET, İNSANLIK YAKILIYOR! Söz konusu panzerler, yıllar sonra yine gündeme geldi ve Türkiye'nin taahhüdünü yerine getirmediği bir kez daha ortaya çıktı. Diyarbakır, Batman ve Kızıltepe'de 27 Mart-1 Nisan 2005 tarihleri arasında 14 kişinin ölümüyle sonuçlanan gösterilerde kullanılan panzerler, Beşiri'de yine sahneye çıkmıştı. 25 Ağustos 2005'te 7 HPG'linin öldürüldükten sonra yakıldığını belgeleyen fotoğraflarda BTR 60 tipi panzer ve 'akrep' olarak tabir edilen askeri araç, HPG'lileri iplerle yerlerde sürüklüyor. Güney'e misket bombası atıldı Uluslararası kuralları bile hiçe sayarak Kürtlere karşı kitle imha silahları kullanmaktan geri durmayan Türkiye'nin, son yıllarda dünya kamuoyu tarafından insanlık suçu sayılarak kullanımının tamamen yasaklanması istenen misket bombaları kullandığı da belgelenmişti. Sınırötesi operasyona odaklanan Türkiye, Alman tanklarının yanı sıra Güney Kürdistan'a yönelik saldırılarda birçok kez misket bombası kullandığı da ortaya çıkmıştı. Hem KCK hem de Güney Kürdistan yetkilileri, Türkiye'nin temmuz ayında 2, ağustos ayında ise bir kez misket bombası kullandığını ve bombardımanın yapıldığı bölgede patlamamış çok sayıda misket bombasının bulunduğunu duyurmuştu. Son olarak Türkiye'nin 9 Eylül'de Güney Kürdistan'ın Zaxo kenti kırsalına yönelik misket bombalarıyla bombaladığı duyurulmuştu. Bu bombardımanda biri çocuk 4 kişi yaralanmıştı. Misket bombası kullanan Türkiye'nin amacı, sınırı sivil yerleşimlerden arındırarak 'girilmez bölgeler' yaratmayı hedeflediği belirtiliyor. Ramazan Pekgöz

0 Yorum: