AP Sosyalist Grubu: Kürt sorununda adım atılmalı Avrupa Parlamentosu Sosyalist Grup Başkan Yardımcısı Jan-Marinus Wiersma, Ankara'nın Kürt sorunu konusunda adım atması gerektiğini belirterek, 'Politik çözüm gerekli, bu olmadan bölgede sürekli problemler yaşanacak' dedi. Milliyetçilerin ve ordununun Kürt meselesi konusunda baskıcı bir politikaya sahip olduğunu vurgulayan Wiersam İlerleme Raporunu ve Kürt sorunu konusunda sorularımızı yanıtladı. İlerleme raporu açıklandı siz Ankara'nın durumunu nasıl görüyorsunuz? Avrupa Komisyonu'nun, gerçekçi bir rapor hazırladığını belirtebilirim. Raporda, bu yıl, ya da geçen yıl Türkiye'de reform sürecinde çok gelişme yaşanmadığına dikkat çekiliyor. Komisyon, yeni Türk hükümetini, reformları devam ettirmesi konusunda cesaretlendiriyor. TCK'daki 301. maddenin değişmesi, ifade özgürlüğünün garanti altına alınması, ayrıca Kürt sorunu konusunda da ciddi eleştiriler raporda yer alıyor. Kürtlerin kültürel hakları konusunda da gerileme, yavaşlama olduğu da belirtiliyor. Bu nokta Arvupa Parlamentosu'nda iki hafta önce oylanan raporda da belirtiliyordu. Biz de şimdiye kadar birkaç kez reform sürecinin hızlı olması gerektiğininin altını çizmiştik. Kıbrıs konusunda bir çözüm halen bulunamaması ciddi bir şekilde raporda yer alıyor. Kıbrıs konusunda şu anda bir tıkanma yaşanıyor. Türkiye ile üyelik müzakerelerinde de gerileme olduğu vurgulanıyor raporda, çünkü şu anda sözleşmenin birkaç başlığı ile müzakere yürütülüyor. Erdoğan, meclisteki çoğunluğu ile, şu anda reform sürcini hızlandırması gerektiği de vurgulanıyor. Kürt sorunun ağırlığı, önemi sizce raporda yerini buluyuyor mu? Evet, Türkiye'deki iç süreç var, kültürel haklar ve yönetimin desantralizasyonu, yerel yönetimlere daha fazla yetki verilmesi noktalarına dikkat çekiliyor. Kürtlerin kendilerini yönetmesi, kültürel haklar konusunda bir gerileme, duraksama yaşandığını belirtebilirim. Erdoğan Kürt sorununun politik bir sorun olduğunu söyleyen ilk politikacılardan. Türkiye Kürt sorununa açık olmalı, politik bir sorun olduğunu belirtmek gerek, sonra ise gerekli tedbirlerin geliştirilmesinde ikircikli davrandı. Erdoğan'ın ikircikliğini ise, Kuzey Irak ve PKK ile bağlantılı. Erdoğan üzerinde, Kürt topluluğunun hakları için reformlarda hızlı gitmemesi için baskı olduğunu düşünüyorum. Milliyetçilerin, ordununun baskısı var diyebilirim. Kuzey Irak ile ilgili, askeri meselelerle ilgili, orada olup bitenin, Türkiye'de var olması gereken politik süreç üzerine olumsuz baskı yaptığını düşünüyorum. Kürtler ile Türkler arasında yaratılacak olumlu ilişkiyi de engelliyor. Kürtlerin büyük bir çoğunluğunun ise barış içinde yaşamak istediğini düşünüyorum. Her zaman asker kontrolü altında ya da Türk ordusunun yarı işgali halinde yaşamak istediklerini düşünmüyorum. Avrupa Birliği cephesinde, Kürt sorununun çözümü konusunda sizce bir proje var mı? Bir konferans organize ediyorsunuz? Biz bir konferans organize etmeyi planlıyoruz. Türkiye'den insanların gelmesini, çok geniş bir tartışma platformu düşünüyoruz. Politik çözüm gerekli, politik çözüm olmadan, bölgede sürekli problemler yaşanacak. Türk hükümetinin Kürt bölgesi ile ilişki halinde somut öneriler yapması, bu bölgeye yeni bir hayat vermesi gerekiyor. Bunun tek yöntemi de politik diyalogtur. Bir Kürt topluluğu olduğunu kabul etmesi yapması gereken öncelikli iş ve bu topluluğun kendi işlerini kendi bölgesinde yönetebilecek durumda olduğunu anlaması gerekiyor. Bu gelecek, gelecekte şiddet olmamalı. Biz de Ankara ya da Diyarbakır'da böylesi bir süreci destekleyenlere desteğimizi sunarız. Şiddetin önüne de ancak bu şekilde geçebiliriz. BRÜKSEL - ANF
Subscribe to:
Post Comments (Atom)
0 Yorum:
Post a Comment