Pazartesi, 09 Haziran 2008 Kürdistan Stratejik Araştırmalar Merkezi SERBEST REZAN-CELİL DEMİRALP -KERKÜK-

Ekim ayında Kerkük'te yapılması beklenen seçimler öncesi Kürtlere karşı Türkmen, Araplar ve Sadr Cephesi ittifak arayışına girdi. Bu ittifakın gerçekleşmesi halinde Kürtler seçimleri kaybedecek ve Kerkük'teki etkisi azalacak.
Kerkük'te yerel seçim çalışmaları hız kazandı. Kentin görünüşüne bakıldığında seçim havası yok. Savaştan çıkmış bir harabeyi andırıyor. Güvenlik tedbirleri yetersiz, sokaklar kirli, çöpler dağılmış ve duvarlarda seçim afişleri yok. Ancak bu görüntünün arkasında seçim oyunları, komplolar ve hazırlıklar büyük hız kazanmış durumda. Tam bir seçim alarmı verilmiş.
ARAP-TÜRKMEN-SADR İTTİFAKI-Seçimler beş eyalette yapılıyor: Bağdat, Tikrit, Diyala, Musul ve Kerkük. Kerkük'te seçime katılan her partinin 25 milyon (22 bin dolar civarı) dinar vermesi gerekiyor. Eğer bu partiler kent meclisine girecek oy çoğunluğuna sahip olurlarsa parası geri dönecek. Eğer meclise girmek için yeterli oyu almazsa para iadesi mümkün olmayacak. Seçime bireysel olarak katılanlar ise 5 milyon dinar veriyor.
Bir yandan Kürtler, diğer tarafta Araplar, Türkmenler ve Muktada Es Sadr yanlıları. Alınan bilgilere göre KDP ve YNK seçimlere ittifak halinde gitmeye hazırlanırken, diğer Kürt partilerini de bu ittifakta yer almaya zorluyor.
Kürtler seçimler kazanmak için kendi aralarında cephe oluştururken, buna karşı Türkmenler, Araplar (Sünni -Şii) ve Sadr cephesi seçime ortak cephe halinde gitme çalışmaları yürütüyor. Irak genelinde Şiiler ve Sünniler arasındaki çelişkiler her alanda kendisini açığa vurmasına rağmen, Kerkük'te birleşme çabaları dikkat çekiyor.
TALABANİ ÖNERİLERİ KABUL ETMİŞTİ-Türkmenler Kerkük'te dört alanda ayrı ayrı tarihlerde seçimlerin yapılmasını istiyor. Kürtler bu talebi reddederek tek seferde seçimlerin olmasından yana. Arap, Türkmen ve Sadr cephesi Kerkük'ün fiili olarak Kürtlerin elinden alınması için ittifaka gidiyor.
Türkiye geçtiğimiz aylarda Türkmen Cephesi üzerinden Kerkük için bazı taleplerde bulunmuştu. Türkmenler ve Irak Devlet Başkanı Celal Talabani arasında yapılan toplantıda Talabani bu önerileri kabul etmişti. Türkmenler taleplerin kabul edilmemesi halinde seçimleri boykot edecekleri tehdidinde bulunmuştu. Alınan karara göre Kerkük Meclisi'nde Kürtlere yüzde 32, Türkmenlere yüzde 32, Araplara yüzde 32 ve Asuri-Keldanilere ise yüzde 4 oranında yer verilecek.
Bu durumda Arap-Türkmen-Sadr ittifakı olursa temsilin yüzde 64'üne sahip olacak ve Kürtler kaybedecek. Yine bu olasılık gerçekleşirse, Kürtlerin Valilikteki etkisi de azalacak. 
MUSUL TÜRK KONSOLOSLUĞU'NDAN ULTİMATOM! -Adını vermek istemeyen bir kaynaktan alınan bilgilere göre Türkiye Musul Konsolosluğu seçimler için 15 gün önce Türkmen Cephesi'ne ultimatom verdi. Türkmen Cephesi'nin bütçesini karşılayan Türkiye, buna karşılık olarak Fethullah Gülen'in Kerkük'teki Şifa Hastanesi ve Türkmenlerin Türkmeneli Televizyonu'nun denetimini istedi. Bununla birlikte Musul Türk Konsolosluğu mevcut durumda sadece Kerkük içinde üyelerin yer aldığı Kerkük Meclisi'ne kent çevresindeki Türkmenlerin katılımı da talep etti.
Verilen talimat doğrultusunda seçimler öncesi Türkmen Cephesi'nin kongreye gitmesi ve bu talepleri kongrede kabul etmesi istendi. Bunun için de yedi kişilik bir kongre hazırlık komitesi oluşturuldu.
Öte yandan Kerkük'e girişlerde yeni bir uygulama göze çarpıyor. Bağdat ve Musul'dan Kerkük'e giriş yapanlardan kefil isteniyor. Bu uygulama daha önce yoktu. Güney Kürdistan'ın da diğer yerlerinde uygulanmıyor.
HALKA EV YARDIMI YAPAN ESRARENGİZ DERNEK -Ayrıca son zamanlarda Kerkük'te Solidarite (Dayanışma) isimli bir dernek halka yardım dağıtıyor. Kimlerin desteklediği bilinmiyor. Her aileye 10 milyon dinar veren kurum, iki yıl içinde ev sahibi olmalarını istiyor. Evi olmayanlara ev için yardım edilirken, evi olanların da evlerini onarmalarına yardımcı olunuyor. Yapılan yardım karşılığında herhangi bir belge imzalatılmıyor. Bu nedenle iki yıl sonra ne olacağı bilinmiyor.




Kürt İnsan Hakları Projesi (KHRP) Türkiye'nin Güney Kürdistan'a yönelik olarak gerçekleştirdiği bombardımanların yasadışı olduğunu belirterek, bu saldırılardan zarara uğrayanların zararlarının tazmin edilmesi için Avrupa İnsan Hakları Mahkemesine başvurdu. KHRP Ekim ve Aralık aylarında Türkiye'nin gerçekleştirdiği hava saldırısı sırasında evlerini kaybeden Müslüman ve Keldani köylüler adına yaptığı başvuruda bombalı saldırılarda evlerin yıkıldığı ve sivillerin hayatını kaybettiği belirtildi.
İngiliz The Guardian gazetesine konuyla ilgili bir açıklamada bulunan KHRP direktörü Kerim Yıldız, Türk ordusunun topçu ateşi ve hava saldırılarında bölge halkından ölen ya da yaralananlar olduğunu belirtti.
Türkiye Genç İşadamları Konfederasyonu'nun (TÜGİK) hazırladığı 'Güneydoğu Raporu'nda 2002-2006 döneminde Bölge'ye yapılan yatırımların, Türkiye toplamındaki payının yüzde 4.4 olduğu, Türkiye genelinde, ilköğrenimde 25 öğrenciye 1 öğretmen düşerken, Bölge'deki 21 ilde bu ortalamanın 32 öğrenciye 1 öğretmen olduğu belirtildi. Rapora göre 2007 kentleşme oranı Türkiye genelinde yüzde 70,5 iken, Bölge'nin 21 ilinin ortalamasının yüzde 58 olduğuna dikkat çekildi. Raporda, sağlık kuruluşlarında Kürtçe konuşan hemşireler, hasta bakıcıların istihdam edilmesi gerektiği de belirtildi.
21 ilinin Türkiye milli geliri içindeki payı 1970'lerden başlayıp 1980'lerde hızlanan bir süreçle hızla geriledi. Bölge illeri 1965'te Türkiye toplamında yüzde 10,5'a yakın pay sahibi iken bu pay 10 yıl sonra önce 9,5'a düşmüş, 1987'de yüzde 7,7'ye, 2001'de de yüzde 7,2'ye gerilemiştir. Türkiye, AB'ye katılmanın önemli koşullarından birisi olan bölgeler arası farklılıkları kabul edilebilir düzeye indirmek zorunda.
Eğitim: Türkiye genelinde, ilköğrenimde 25 öğrenciye 1 öğretmen düşerken Doğu ve Güneydoğu'nun 21 ilinde bu ortalama 32 öğrenciye 1 öğretmen şeklindedir. 100 bin kişiye düşen uzman hekim sayısı Türkiye geneli için 37 iken Bölge için 26'dır. Pratisyen hekim, diş hekimi, eczacı açısından da Bölge Türkiye ortalamalarının gerisindedir. Özellikle hastaların dertlerini kendi dillerinde anlatmaları ve doktoru anlamaları gereklidir. Bu nedenle sağlık kuruluşlarında, Kürtçe konuşan hemşireler, hasta bakıcılar istihdam edilebilir. Kamu yatırımlarının altyapı, sağlık ve eğitim alanlarında yoğunlaşması, üretkenlik düzeyini olduğu kadar yaşam kalitesini de iyileştirecek; emeğin vasfını artıracaktır.
Devletin 'tahrik unsuru' diyerek hedef gösterdiği Kürtlere yönelik saldıralara bir yenisi eklendi. Muğla'nın Bodrum ilçesinde özel bir klinikte çalışan Diyar Oymak, aynı klinikte çalışan ambulans şoförü E.K'nin 'Nerelisin?' sorusuna 'Diyarbakırlıyım' yanıtını verince, E.K. tarafından bıçaklandı. Oymak tedavi altına alınırken, savcılığa çıkarılan ambulans şoförü K., kefaletle serbest bırakıldı.
KANDİL (08.06.2008)- Doğu Kürdistan'da PJAK gerillalarıyla İran devlet güçleri arasında çatışmalar giderek şiddetleniyor. HRK gerillalarının son aylarda gerçekleştirdiği eylemlerde çok sayıda Devrim Muhafızı öldürülürken, geçen hafta başkent Tahran'da HRK'nin eylemi İran, Irak ve Federe Kürdistan'da geniş yankı yaptı. Sınırda askeri hareketliliğini arttıran İran'ın 1975 Cezayir anlaşmasından sonraki sınırlara kadar, Güney Kürdistan'ı yeniden işgal etmeyi planladığı ileri sürülüyor.
NİSAN AYINDA PLANLAR YAPILDI Nisan ayında İran saldırılarına ara verdi. Ancak bu kez yeni saldırıların planlarını yaptığı ay oldu. Türkiye ile Ankara'da beş gün süren güvenlik işbirliği toplantısı yapıldı. Bu toplantıda Türkiye ile İran arasında PKK ve PJAK'a ortak yönelim kararları alındı. Nitekim 1 Mayıs gecesi İran hava sahası kullanılarak Türk savaş uçakları tarafından PJAK merkezi hedeflendi. Bu saldırıda dört gazeteci yaşamını yitirdi. PJAK yaptığı bu saldırıdan bazı devletleri ve bölgesel güçleri sorumlu tuttu. Bu saldırının hemen ardından İran topçuları 12 Mayıs'ta yeniden Kandil'i bombalamaya başladı. Bu saldırıda ise sınırdaki köyler ile yayla yerleri vuruldu. PJAK yetkilileri aynı günlerde yaptıkları bir açıklamada, İran'ın Kandil'i insansızlaştırılmak istediğine dikkat çekti. 22 Mayıs günü 7 PJAK gerillasının Soma Bradost mıntıkasında bir komployla yaşamlarını yitirmesi bardağı taşıran son damla oldu. HRK gerillaları olaydan üç gün sonra harekete geçti.
HRK HAREKETE GEÇİYOR Kürt tarafının tüm uyarılarına rağmen İran saldırılarına son vermeyince, HRK 25 Mayıs'tan 31 Mayıs'a kadar başkent Tahran dahil birçok kent ve kasabada onlarca misilleme eylemi yaptı. Bu eylemlerde yüze yakın İran askeri öldü. Sinê ve Piranşehir'de karakollar basıldı. Piranşehir'deki karakol tümden imha edildi. İran resmi haber ajansı da bu eylemleri doğruladı ve 46 kaybının olduğunu duyurdu.



