DTP: ÇİZMEYİ AŞACAĞIZ Kürtlere 'terörist' diyerek savaş açan Başbakan Tayyip Erdoğan'a Kürtlerden tepki yağdı. 22 Temmuz seçimlerinden sonra Kürtlerin inkarı üzerine politika üretmeye devam eden Erdoğan'ın son olarak Kürtlerin iradesi olan Diyarbakır Büyükşehir Belediye Başkanı Osman Baydemir'i hedef tahtasına oturtmasına sert tepki geldi. DTP Meclis Grup Başkanvekili Selahattin Demirtaş, Erdoğan'ın Diyarbakır üzerinde kirli bir siyaset yürüttüğünü söyledi. AKP'nin Kürtleri yoksullaştırarak satın almaya çalıştığını kaydeden Demirtaş, Erdoğan'ın 'Belediyeyi değil halkı muhatap alacağız' şeklindeki sözlerine şu yanıtı verdi: 'Halkın temsilcilerini muhatap almıyorsan halkı muhatap almıyorsun demektir. Senin inandırıcılığın nerde kaldı? Kaldı ki halkı muhatap aldığını söylüyorsun. Madem halkı muhatap alıyorsun, insanlarımız bu savaşın durmasını istiyor, o zaman cesaretin varsa bu taleplere de yanıt ver.' Diyarbakır'ın AKP'ye hak ettiği yanıtı vereceğine dikkat çeken Demirtaş, 'Bizim çizmeyi aştığımızı söylüyorlar. Biz, Van'ı, Ağrı'yı, Siirt'i ve Bingöl'ü de istiyoruz. O yüzden çizmeyi aşmaya devam edeceğiz' dedi. Baydemir'in sözlerine destek çıkan DTP Diyarbakır Milletvekili Akın Birdal ve Gültan Kışanak ise, 'Belediye Başkanımız bir meydan okumuştur. Desteklenmelidir' dedi. 33 sivil toplum örgütünün oluşturduğu Diyarbakır Demokrasi Platformu da, 'Erdoğan ayrımcılık yapmıyorsa bunu ispatlasın' açıklamasında bulundu. Bu arada Diyarbakır Cumhuriyet Başsavcılığı, AKP'nin Bölge politikalarını eleştiren Baydemir hakkında inceleme başlattı. DTP: Erdoğan kirli politika yapıyor Kürtleri 'terörist' ilan ederek, DTP'nin ve Kürtlerin yoğun tepkisini çeken Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ın, Diyarbakır Büyükşehir Belediye Başkanı Osman Baydemir'le ilgili sözleri de sert karşılık buldu. DTP Meclis Grup Başkanvekili, Diyarbakır Milletvekili Selahattin Demirtaş, Baydemir'i hedef haline getiren Erdoğan'ın Diyarbakır üzerinde kirli bir politika yaptığını söyledi. 33 sivil toplum örgütünün oluşturduğu Diyarbakır Demokrasi Platformu da, Baydemir'in hükümetin Bölge'ye ayrımcılık yaptığı eleştirilerinin doğru olduğunu açıklayarak, Baydemir'e destek verdi. DTP Diyarbakır milletvekilleri Gültan Kışanak ile Akın Birdal da, AKP'nin Bölge'ye karşı ayrımcılık yaptığını belirtti. DTP Meclis Grup Başkanvekili, Demirtaş, gazetemize yaptığı açıklamada, Erdoğan'a sert yanıt verdi. AKP'nin genel seçimlerde yoksullaştırdığı halkı satın almaya çalıştığını vurgulayan Demirtaş, 'Başbakan'ın önümüzdeki yerel seçimlerde de aynı politikayı izleyeceği görülüyor. Başbakan'ın 'Diyarbakır'ı da istiyoruz' sözü tepki toplamazken, DTP'nin 'biz vermeyiz' demesi tepkiyle karşılanıyor. AKP büyük medyanın da desteğini alarak Diyarbakır üzerinde kirli bir politika izleyecek ve DTP'nin kalesini düşürmeye çalışacak. Bu nedenle Belediye Başkanımız Sayın Baydemir'in çıkışı yerindedir' diye konuştu. Baydemir'in 'savaş' kelimesini mecazi anlamda kullandığını ifade eden Demirtaş, Erdoğan'ın 'Belediyeyi değil halkı muhatap alacağız' şeklindeki sözlerine ise, şu karşılığı verdi: 'Halkın temsilcilerini muhatap almıyorsan, halkı muhatap almıyorsun demektir. Halkı muhatap aldığını söylüyorsun, ama bu halkın hangi talebini gerçekleştirdin? İnsanlarımız bu savaşın durmasını istiyor, o zaman cesaretin varsa bu taleplere de yanıt ver.' Demirtaş, 'Bizim çizmeyi aştığımızı söylüyorlar. Biz, Van'ı, Ağrı'yı, Siirt'i ve Bingöl'ü de istiyoruz. O yüzden çizmeyi aşmaya devam edeceğiz' dedi. DTP Diyarbakır Milletvekili Akın Birdal da, Baydemir'e destek vererek, 'Belediye Başkanımız bir meydan okumuştur. Desteklenmelidir. AKP Bölge belediyelerine adil davranmıyor' dedi. DTP Diyarbakır Milletvekili Gültan Kışanak da hükümetin sadece Diyarbakır'a değil tüm Bölge'ye yönelik ayrımcı tutum izlediğini vurgulayarak, 'Hükümet programları üzerinde düşüncelerimizi açıklarken, Bölge'ye ayrımcı bir yaklaşım olduğunu ortaya koyduk. Ayrımcılık sadece Diyarbakır ile sınırlı değil. Batı ve Doğu arasında ciddi farklar var' dedi. 'Erdoğan MGK'nin etkisinde' Erdoğan'ın sözleri Diyarbakır'da da tepkiye neden oldu. Diyarbakır Demokrasi Platformu Dönem Sözcüsü ve İHD Diyarbakır Şube Başkanı Ali Akıncı, 'Başbakan, DTP'li bir belediye ile uğraşacağına, öncelikle 2005 Ağustos'un da Diyarbakır'da sarf ettiği sözlerinin arkasında durmalı' dedi. Başbakan'ın DTP'ye 'PKK'yi terör örgütü ilan edin' dediğine dikkat çeken Akıncı, 'Başbakan'ın ayakları yere basmıyor' dedi. Belediye Başkanı Baydemir'e destek veren Akıncı, belediyeye gelen kredilerin engellendiğini söyledi. Hükümetin apaçık ayrımcılık yaptığını ifade eden Akıncı, 'Hükümetin Bölge'ye ayrımcı yaklaştığı çok aşikardır' dedi. Başbakan Erdoğan'ı ayrımcılık yapmadığını ispata çağıran Akıncı, şöyle devam etti: 'Bugün Diyarbakır Organize Sanayii Bölgesi'nde bulunan 20'ye yakın atölye ve küçük işletmelerde 275 kişi ancak istihdam edilebilirken, Bolu'nun Düzce ilçesindeki iki fabrikada 5 bin kişi çalışıyor. Bu ayrımcılığın açık göstergesidir' dedi. Ayrımcılığın salt belediyeye yönelik olmadığını da vurgulayan Akıncı, 'Karayolları ve diğer müdürlüklere ayırdıkları pay, altyapı hizmetleri, istihdam yaratma konusunda ayırdıkları pay nedir? Hükümet bunu açıklasın. DTP'li Belediyeler bu kentte başarılı işlerini yapmışlardır. Kentin altyapısından tutalım da tarihi Diyarbakır Surları'nın diplerinin temizlenmesine kadar. Hükümet, MGK'nin etkisi altındadır' diye konuştu. Öte yandan AKP, CHP ve MHP ise Baydemir'in açıklamalarına tepki gösterdi. Erdoğan ayrımcılık yapmadığını iddia etti Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, AKP hükümetini Bölge halkına karşı ayrımcılık yapmakla eleştiren Diyarbakır Büyükşehir Belediye Başkanı Osman Baydemir hakkında soruşturma talimatı vermediğini iddia ederken, Diyarbakır Cumhuriyet Başsavcılığı Baydemir hakkında inceleme başlattı. DTP ve Kürtlere karşı inkarcı tutumunu dün AKP Meclis Grup toplantısında da sürdürdü. Erdoğan partisinin grup toplantısında, Baydemir'in AKP hükümetinin Diyarbakır'a savaş açtığı şeklindeki açıklamalarına, 'Belediye muhatabımız değil. Muhatabımız halk' şeklinde yanıt verdi. Erdoğan, Bölge'ye 5.5 katrilyon lira yardım yaptıklarını iddia etti. Başbakan Erdoğan, gazetecilerin 'Baydemir hakkında bir soruşturma başlatılacak mı?' şeklindeki sorunusu da, 'Ben bir talimat vermiş değilim' dedi. 'İçişleri Bakanlığı'nın bu konuda başlattığı bir inceleme var mı?' sorusuyu ise Erdoğan, 'Olabilir' diye yanıtladı. Bu arada Diyarbakır Cumhuriyet Başsavcılığı Baydemir'in sözleriyle ilgili inceleme başlatıldı. İncelemenin ardından Baydemir hakkında dava açılıp açılmayacağına karar verilecek. ANKARA / DİYARBAKIR
Etiketler: kurdistan, turkey terror
Gönderen: rizgarionline Tarih: 05.09.2007 Saat: 07:38 Katkıda Bulundu rizgarionline Rizgarî Online/ABD Dışişleri Bakan Yardımcısı, "Müttefiklerimiz şirketlerinin İran'da petrol ve gaz yatırımlarını desteklememeli. 20 milyon dolardan fazla yatırım yapan şirkete yaptırım uygularız" dedi. ABD Dışişleri Bakan Yardımcısı Nicholas Burns, Türkiye'nin İran ile imzaladığı doğalgaz anlaşmasıyla ilgili olarak, "Amerikan hükümetinin politikası, ülkelerin, kendi şirketlerini, İran'da petrol ve gaz yatırımlarına katılma yönünde desteklememesidir" dedi. Sabah gazetesinin belirttigine göre Radio Free Europe ve Radio Liberty'nin sorularını yanıtlayan Burns'e, Türkiye'nin kısa süre önce İran ile imzaladığı doğalgaz anlaşmasıyla ilgili tutumu soruldu. Burns, Amerikan hükümetinin politikasını açıklarken, bu tür yaklaşımların, İran hükümetine karışık mesaj verdiğini kaydetti ve bu konudaki Amerikan tutumunu, Avrupa, Ortadoğu ve Asya'daki bütün dostlarına açıkça ifade ettiklerini belirtti. Avrupa ve Ortadoğu'da, doğalgaz konusunda işbirliği yapılabilecek başka ülkeler olduğunu ifade eden Burns, Türkmenistan ile Kazakistan'ı bunların arasında saydı ve ''İran, dünyada doğalgaz üreten tek ülke değil'' dedi. Amerikan kongresinin bu konuyu yoğun biçimde ele aldığını belirten Burns, İran Yaptırımlar Kanunu'na göre, İran'ın petrol ve gaz sektörüne 20 milyon dolardan fazla yatırım yapan herhangi bir şirkete Amerikan yaptırımı uygulanacağına işaret etti. Burns, ayrıca şu anda ABD Senato ve Temsilciler Meclisi'nde, İran'a yaptırımların güçlendirilmesi yönünde bir hareket bulunduğunu kaydetti. Diplomasinin başarıya ulaşmasını garanti etmeleri gerektiğini belirten Burns, sözlerini şöyle sürdürdü: "Eğer dünyadaki diğer ülkeler, İran'ın nükleer probleminin çözülmesinde diplomasinin işlemesini istiyorlarsa, bu zorlu, dişli bir diplomasi olmak zorunda. Avrupa'da ve Asya'daki bazı müttefiklerimizde, diplomatik çabayı artırmak için bu gücü görmeliyiz. Bu ülkeler, kendi şirketlerine, İran ile her zamanki gibi iş yapmamaları yönünde tavsiyede bulunacaklarına söz vermelidir.''
Yeni Şafak-İbrahim Karagül/Türkiye-Irak sınırına, daha doğrusu Türkiye ile Kuzey Irak arasına yüzlerce kilometre uzunluğunda duvar örülecek, Türkiye Kuzey Irak kaynaklı olarak algıladığı güvenlik tehdidini duvarla engellemeyi deneyecek desek her halde şaşkınlıkla karşılanır. O zaman, şaşkınlığı gidermek için bazı bilgiler aktaralım. Birkaç haftadır İran ordusu Kuzey Irak'ı yoğun olarak bombalıyor. PKK'nın İran uzantısı PJAK mevzilerini vuruyor. Çatışmalar yaşanıyor, sınır köyleri boşaltılıyor. Bağdat ve K. Irak'lı kaynaklara göre, İran saldırılarına paralel biçimde Türkiye de Kuzey Irak'ın bazı bölgelerini bombalıyor. Türkiye ile ilgili iddialar o kadar ileri gitti ki, K. Irak yönetimi Türkiye'nin kimyasal silah kullandığını iddia etti. Aynı iddia DTP temsilcileri tarafından da dile getirildi. Hem iddiayı gündeme getirenler, hem de bu ağır iddia hakkında soruşturma başlatıldı. ABD Başkanı George Bush'un gizlice Bağdat'a gidişinde, Bağdat yönetimi ve Kürt siyasi temsilciler Türkiye'yi ve İran'ı Bush'a şikayet etti. Bölgedeki güvenlik karmaşası ve askeri operasyonlara ilişkin en son iddia İran'ın K. Irak'la arasındaki sınır bölgesine duvar örme kararı alması oldu. PJAK sızmalarını önlemek, sınır güvenliğini sağlamak için Hacıumran bölgesindeki sınıra 5 metre yüksekliğinde, 2.5 metre genişliğinde dört kilometrelik duvar örülecekmiş ve çalışmalar başlatılmış. K. Irak otoriteleri, duvar inşasının ve duvarla birlikte oluşturulacak tampon bölge uygulamasının engellenmesini istiyor. İran'dan sonra Türkiye'nin “duvar projesi” uygulamaya geçer mi? Bu mümkün. Çünkü Türkiye'nin üzerinde çalıştığı proje, öyle dört kilometrelik bir şey değil. Çok daha büyük, pahalı, kapsamlı bir proje. Şöyle: Kara Kuvvetleri ile Hava Kuvvetleri'nin ortak çalışması. Öneri Hava Kuvvetleri'nden gelmiş. Bütün sınır boylu boyunca bildiğimiz anlamda duvardan oluşmayacak. Duvar yapılamayan yerlere elektronik ve termal duvar kurulacak. Bütün duvar boyunca normal ve ultraviole kameralar yerleştirilecek. Sıkı bir denetim başlayacak. Deneme panelleri Hava Kuvvetleri Komutanlığı'nın Ankara'daki lojistik dairesinde üretiliyor ve denemeler yapıldı. Hava Kuvvetleri'nin uçak hangarları için ürettiği sağlam bloklar şimdi Türkiye-Kuzey Irak sınırı için hazırlanıyor. Projenin toplam maliyetinin 2.3 milyar dolar olduğu belirtiliyor. Berlin Duvar'ı yıkıldığında, yeni bir dünya ilan edilmişti. Soğuk Savaş döneminin silaha ve güce dayalı korkulu yılları sona ermişti. Adalet, özgürlük, refah öne çıkacaktı. Karşıt kamplar ve ulusal sınırlar arasındaki kalın duvarlar olmayacaktı. Tam tersi oldu. Savaşlar daha da arttı, kaba güç kullanımı ve işgaller daha da yaygınlaştı. Yeni bir sömürge dalgası başladı. Etnik çözülmeler, mezhep eksenli ayrışmalar tırmandı. Bütün olumsuzlukların en sert sonuçlar gösterdiği yer hep yaşadığımız coğrafya oldu. Berlin Duvarı'ndan sonra İsrail'in Filistin topraklarını çalmak için inşa ettiği 670 kilometrelik Utanç Duvarı'yla şehirlerin, ülkelerin, milletlerin, ailelerin bölünmesine hız verildi. Suudi Arabistan, Irak sınırı boyunca, içinde karakollar ve gözlemevleri de bulunan 900 kilometrelik duvar inşa etme kararı aldı. Ben buna “Şii-Sünni Duvarı” dedim, onlar “Güvenlik Duvarı” dedi. Altı yılda tamamlanacak proje için 12 milyar dolar harcanacak. Irak'taki ABD işgal yönetimi, Bağdat'ı ikiye bölen, Şiilerle Sünnileri birbirinden ayıran duvar inşasına başladı. 5 kilometre uzunluğunda, 3.6 metre yüksekliğinde bir duvarla Bağdat parçalara ayrılacaktı. Bunun adı da “Güvenlik Duvarı” oldu. Afganistan/İran arasında, Lübnan topraklarında, Ürdün/Irak sınırında, Irak'ın orta yerinde yeni duvarlar örülecek. 21. yüzyılda, dünyada sınırlar kalkarken, ülkeler yakınlaşırken, bölgesel birlikler artarken bizim coğrafyamızda ülkelerin, bölgelerin, şehirlerin, komşuların, ailelerin arasına kalın duvarlar inşa edilmesi, “birlikte yaşama” adına ne varsa yok edilmesi, yüzyıllardır birlikte yaşayanların yabancılaştırılması, birbirine boğazlatılması kader mi?
Etiketler: iran, kurdistan, turkey terror
ANF BRÜKSEL (05.09.2007)- İran’ın 15 Ağustos’tan bu yana Güney Kürdistan ve Medya Savunma alanlarına yönelik topcu ateşi sürerken, Kürdistan Özgür Yaşam Partisi (PJAK) Başkanı Abdurrehman Hacı Ehmedi, Kürdistan Federe Bölgesi Başkanı Mesud Barzani ve Başbakan Neçirvan Barzani'ye bir mektup gönderdi. Hacı Ehmedi, mektubunda PJAK'ı gerekçe göstererek, İran ordusunun 16 Ağustos'ta başlattığı saldırılarında sivil halkın göç etmek zorunda kaldığını belirtti. Hacı Ehmedi, bombardımanın asıl amacının da Güney Kürdistan'ı çevreleyen bir tampon bölge oluşturmak olduğunu kaydetti. Bombardımana PJAK'ın gerekçe gösterilmesinin doğru olmadığını ve Güney Kürdistan için de tehdit olmadıklarını belirten Hacı Ehmedi, ulusal çıkarlar ve Güney Kürdistan'daki kazanımları korumak için her türlü fedekarlığı yapacaklarını vurguladı. Ortadoğu'da demokratik çözüm istediklerini belirten Hacı Ehmedi, bunun Güney Kürdistan'ın güvencesi olduğunu kaydetti. Hacı Ehmedi mektubunda İran’ın saldırılarına son vermesi için Kürt hükümetinin daha fazla girişimde bulunmasını istedi.
www.ozgurgundem.net Başbakan Tayyip Erdoğan, Kürt sorununa yönelik inkarcı tutumunu sürdürüyor. 60'ıncı hükümetin programının ele alındığı Meclis Genel Kurulu'nda dün konuşan Erdoğan, DTP Grup Başkanı Ahmet Türk'ün farklı kimliklerin kendini demokratik tarzda ifade etmesi ve bunun hükümet programında yer alması gerektiği yönündeki eleştirilerine, 'Tek bayrak, tek millet, tek vatan ve tek devlet' şeklindeki faşizan tutumuyla karşılık verdi. DTP'yi etkisizleştirmek amacıyla, 'PKK'yi 'terör örgütü' ilan et' polemiğini yaratan Erdoğan, Kürtlerin iradesini kabul etmediğini bir kez daha ortaya koydu. DTP'yi 'terör örgütü' ilan eden Erdoğan, 'Bu ülkede bölücü teröre destek veren terör örgütünü de terör örgütü olarak ilan ediyorum. Bunu AB üyesi ülkeler, Amerika yapıyor, şurası, burası yapıyor da benim ülkemde bu kutlu çatı altında olanlar niye yapmıyor? Onlar da yapsın' diye konuştu. Erdoğan'a yanıt veren DTP Grup Başkanı Ahmet Türk ise, etnisiteye karşı olduğunu söyleyen Başbakan'ın, kendi yurttaşının farklı kimliğini, farklı kültürünü adete saklayan, inkar eden bir mantıkla konuştuğunu vurguladı. Erdoğan'ın PKK'ye 'terör örgütü deyin' şeklindeki açıklamasına tepki gösteren Türk, 'Her gün, herkes, buna benzer kınamaları ortaya koyuyor. Demekle bitiyor mu? Bitmiyor. Oysa biz pozitif bir katkı sunmak istiyoruz' diye konuştu.