DTP Eşbaşkanı Ayna, 'Olayların sonuna kadar üzerine gidilmeli. Tutumumuz net: Ne Ergenekon, ne AKP, ne de darbe' dedi.
Ergenekon Şemdinli'den başlar
DTP Eş Başkanı Emine Ayna, 'Hukuksuzluk Kürtlere yapılıyorsa serbesttir' mantığı aşılmadığı sürece Türkiye'nin demokratikleşemeyeceğini, hiçbir çete ve darbe davasının, demokrasi davası haline gelemeyeceğini ifade etti. Ayna, 'Operasyonları durdurarak gerçek bir demokratikleşmeyi Kürt coğrafyasından başlatalım' çağrısında bulundu.
DTP Eş Başkanı Emine Ayna partisinin meclis grup toplantısında Ergenekon soruşturması, temizeller operasyonu tartışmaları ve Bölge'de sürmekte olan operasyonları değerlendirdi. İddianamenin tamamlanmasıyla birlikte Ergenekon soruşturmasında yeni bir döneme girildiğini ifade eden Ayna, DTP ve kamuoyunun beklentisinin şeffaf bir yargılamanın yapılması, devlet içi hukuk dışı örgütlenmelerin bütün boyutlarıyla açığa çıkartılması yönünde olduğunu söyledi. Karanlıkların aydınlığa çıkartılması için DTP olarak bu sürecin takipçisi olacaklarını ifade eden Ayna, baroları, insan hakları örgütlerini ve mağdurları da faili meçhul cinayetlerin de kapsamı içerisine alınması için yargılama sürecine müdahil olmaya çağırdı.
Ergenekon!un AKP Hükümeti'ni ortadan kaldırmakla suçlandığına dikkat çeken Ayna, 'Demokratik rejimlerde halkın iradesiyle seçilen bir hükümeti ancak yine o halkın iradesi düşürür, düşürmelidir. Yine halkın oylarını almış bir partiyi sistem değil halk kapatmalı. Demokratik rejimin, demokratik düzenin gereği budur' diye konuştu. Konuşmasında Şemdinli davasıyla Ergenekon arasında bağlantı kuran Ayna şöyle konuştu: 'Şemdinli davasında sanıklar devletin birliğini ve bütünlüğünü bozmakla suçlanıyordu. Sonra 'iyi çocuklar' peş peşe serbest bırakıldı. O zaman da Sayın Başbakan 'nereye kadar gidilmesi gerekiyorsa gidilecek!' demişti; gidildiği yer suçlananların serbest bırakılması, iddianameyi hazırlayan savcının görevden alınması oldu. İşte güvensizliğimiz tam da budur. 'Hukuksuzluk Kürtlere yapılıyorsa serbesttir' mantığı aşılmadığı sürece Türkiye demokratikleşemez, hiçbir çete ve darbe davası demokrasi davası haline gelemez.'
Ergenekon'un izi Şemdinli'de Şemdinli iddianamesinde bombalı eylemin amaçlarından birinin 'bölgedeki güvenlik kaosunun siyasî otorite üzerinde baskı unsuru olarak kullanılmasının yolunun açılması' olarak ifade edildiğini aktaran Ayna, 'Bu tespitler bugün yaşananların habercisidir. Bu gün Ergenekon çetesinin hükümeti kuşatacağı o dönem ortaya çıkmıştı ve plan adım adım işletildi. İşte hükümet bunu göremedi. Cumhurbaşkanlığı gibi ince hesaplarla uzlaşmaya gitti, olayın üzerini örttü. Ve görüldü ki, vatanı kurtarma operasyonları yürütenler bu gün ülkeyi AKP'den kurtarmaya çalışıyor. Hükümet sustu sustu, sıra kendisine geldi. Bu yüzden Ergenekon'un akıbetinin de Şemdinli gibi olmasını istemiyoruz' şeklinde konuştu.
Ne AKP ne de Ergenekon
DTP'nin Ergenekon konusundaki tavrının açık ve net olduğunu vurgulayan Ayna, 'DTP tarafsız' eleştirilerine şöyle yanıt verdi 'Biz olayların sonuna kadar üzerine gidilmesi ve bütün boyutlarıyla açığa çıkartılması gerektiği görüşündeyiz. Ergenekon örgütünün eylemlerinin sadece Hükümete dönük boyutlarıyla ele alınmaması gerektiğini, Doğu ve Güneydoğu'daki karanlık eylemlerin de, faili meçhul cinayetlerin de soruşturma sürecine dahil edilmesi gerektiğini söylüyoruz. Burada eleştirdiğimiz nokta hükümetin olayları ve eylemleri kendisiyle başlatıp, kendisiyle sonlandırma tutumudur. Bizim durduğumuz nokta gayet açıktır. 'Ne AKP, ne Ergenekon, ne de darbe' diyoruz.' Başbakan Erdoğan'ın 'temizeller operasyonu' sözünü değerlendiren Ayna, İtalya'yı örnek göstererek 'Türkiye'deki bir temizeller operasyonu değildir. Hükümetin temizeller operasyonundan anladığı sadece kendisine yönelen, iktidarını zorlayan örgütlenmeleri tasfiye etmektir. Hükümete göre AKP'yi iktidardan düşürmeye dönük planlar boşa çıkarılırsa bu bir temizeller operasyonudur.'
Çeteyi Kürt savaşı büyütmedi mi?
'Yıllardır Kürtlere, Türkiye'nin aydınlarına karşı işlenen suçları nereye oturtacaksınız?' diye soran Ayna şöyle devam etti: 'Ergenekon çetesini Güneydoğu'daki savaş büyütüp bu günlere getirmedi mi? Tutuklananlardan tuğgeneral Veli Küçük'ün adı Susurluk Raporu'nda JİTEM'in kurucusu olarak geçiyor. Meclis'in kurduğu Susurluk Komisyonu'na bile gelmeyi reddetmiş ve ifade vermemiştir. Küçük'ün kurucusu olduğu JİTEM Bölge'de faili meçhul cinayetleri gerçekleştiren örgüt değil mi? Vedat Aydınlar, Musa Anterler, Mehmet Sincarlar, Muhsin Melikler, sendikacı Zübeyir Akkoçlar, Ramazan Bilgeler, Necat Aydınlar, İkram Mihyazlar ve daha yüzlercesi bu güçlerce katledilmedi mi? Kapatılan DEP ve Özgür Ülke Gazetesi'nin binaları bu güçlerce bombalanmadı mı? Veli Küçük'ün Kocaeli İl Jandarma Komutanı olduğu dönemde bölgede Sapanca-Hendek-Düzce üçgeninde Kürt işadamları Behçet Cantürk, Enis Karaduman, Hacı Karay ve Savaş Buldan faili meçhul cinayete kurban gitmedi mi? Ankara'da Avukat Medet Serhat aynı güçlerce katledilmedi mi? Diyarbakır Milletvekilimiz Akın Birdal'a, 1996'da suikast düzenleyen devlet içi bir örgütlenme olan TİT değil miydi? HADEP'li Serdar Tanış ve İlçe yöneticisi Ebubekir Deniz, emekli Tuğgeneral Levent Ersöz'ün görev yaptığı dönemde kaybedilmedi mi? Başbakana sormak istiyoruz: Temizeller operasyonu için bu kadar karanlık cinayet yeterli değil mi? Fırat'ın Doğusu'ndaki bu Ergenekon'la ne zaman yüzleşeceksiniz?'
Gün yüzleşme günüdür
Başbakan Erdoğan'ın 2005'te Diyarbakır'da yaptığı 'Büyük devlet, hatalarıyla yüzleşebilen bir devlettir. Geçmişte idari ve siyasi hatalar yapılmıştır, bunlar yok sayılamaz' açıklamasını anımsatan Ayna, 'İşte bu gün yüzleşme günüdür. Tarih önünde verdiğiniz sözleri yerine getirme günüdür' dedi. 'Ergenekon davasını Türkiye'nin çetelerden temizleneceği gerçek bir demokrasi davasına dönüştürelim' çağrısında bulunan Ayna, aksi taktirde toplumun bir kez daha hayal kırıklığı yaşayacağını söyledi.
Bölge'deki Ergenekon AKP'dirBölgedeki operasyonlara da değinen Ayna, Ergenekon operasyonunun Bölge'deki yansımasının askeri operasyonlar olduğunu söyledi. Hükümetin kan siyaseti güttüğünü ifade eden Ayna, 'Batı'da Ergenekon'a karşı mücadele veriyor gözüken Hükümetin kendisi Bölge'de tam anlamıyla Ergenekon'a bürünüyor. Özellikle Kürtlere karşı işkence, gözaltı, tutuklama, tehdit, baskı ve yasaklamalar geçmişi aratmıyor. Halkımız artık Ergenekon'dan da AKP'den de bıkmış durumdadır. İşte Ergenekon'un gerçek bir demokrasi davası olmadığını Bölge'de sürmekte olan savaştan yola çıkarak söylüyoruz. Gerçek bir demokratikleşme Kürt sorununun sivil, demokratik barışçıl çözümünden geçer. O yüzden diyoruz ki, gelin yol yakınken, daha fazla insan ölmeden bu kanı durduralım ve gerçek bir demokratikleşmeyi Kürt coğrafyasından başlatalım' diye konuştu. ALTERNATİF