Amed'de bir araya gelen özgür basın çalışanları baskıları, kapatılan ve yasaklanan yayınları zincire vurarak protesto ederken, İzmir'de ise gazeteciler, kamera ile fotoğraf makinelerini yere bıraktı.
Türkiye'de Kürt basın yayın kurumlarına yönelik baskılar doruğa ulaşırken, son olarak Türkiye'nin ilk günlük Kürtçe gazetesi Azadiya Welat'a bir aylık kapatma cezası verildi. Kapatma kararına karşı Azadiya Welat Gazetesi, Diyarbakır Adliye binası önünde basın açıklaması yaptı. Açıklamaya Azadiya Welat Genel Yayın Yönetmeni Tayip Temel, Kürt Yazarlar Derneği Başkanı İrfan Babaoğlu, DİHA Diyarbakır Temsilcisi Kadri Kaya, Gün TV, DİHA ile Özgür Halk ve Heviya Jine, Özgürleşen Yurtsever Gençlik dergileri, Fırat Dağıtım temsilcileri katıldı. Kürt basını üzerindeki baskıların protesto edildiği açıklamada, yasaklanan yayınlar zincire bağlanarak baskılara dikkat çekildi.
'Hani Kürtçe serbestti', 'Türkiye'nin utancı', 'Şerma Tirkiye', 'Nıkarin me bêdeng bikin' yazılı Arapça, Kürtçe, İngilizce ve Türkçe dövizlerin taşındığı açıklamada sık sık 'Özgür basın susturulamaz', 'Baskılar bizi yıldıramaz' sloganları atıldı.
Azadiya Welat karara itiraz edecek
Açıklama öncesinde kısa bir konuşma yapan Azadiya Welat Gazetesi avukatı Servet Özen, kapatmaların haksızlık olduğunu vurguladı. Özen, kapatmanın hukuki olmadığını ifade ederek, Diyarbakır Nöbetçi Ağır Ceza Mahkemesi aracılığı ile İstanbul 12. Ağır Ceza Mahkemesi'ne itiraz başvurusunda bulunacaklarını söyledi. Özen'den sonra Azadiya Welat Yazı İşleri Müdürü Emine Demir, Kürtçe açıklama yaptı. Azadiya Welat'ın diğer tüm gazeteler gibi yasalardan aldığı haklarla yayın yaptığını söyleyen Demir, 'Kapatmanın gerekçesi diğer tüm gazetelerden farklı olarak Kürtçe yazması ve gerçekleri yazmasıdır. Gazetemiz 5 Ekim günlü 754. sayısında da yine ülkede ve ülke dışında meydana gelen olayları bu hak ve özgürlük çerçevesinde okuyucularına duyurma dışında hiçbir şey yapmamıştır' dedi.
Basın özgürlüğünü savunanlara çağrı
Kapatılma kararında 'Terörle Mücedele Yasası'nın 6. ve 7. maddeleri uyarınca metinlerde 'örgüt bildirileri ve açıklamalarına yer vermek' ve 'örgüt propagandası yapmak' gibi gerekçeler gösterildiğini belirten Demir, 'Oysa Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi'nin 10. maddesinde bulunan ve AİHM'in yerleşik kararlarında dile getirildiği üzere bir görüş çok etkileyici ve incitici olup egemen görüşü sarssa bile şiddet içermediği sürece ifade özgürlüğü içerisinde kalır. Bu yüzden İstanbul 12. Ağır Ceza Mahkemesi'nin 7 Ekim tarihinde Azadiya Welat Gazetesi hakkında verdiği kapatma kararı uluslararası hukuka aykırıdır. Bu yüzden verilen kapatma kararının derhal kaldırılması gerekir' diye konuştu. Demir, Türkiye'de Kürtçe yayın yapan Azadiya Welat gazetesinin kapatılması ile on binlerce okur kitlesinin kendi anadilinde haber alma özgürlüğüne darbe vurulması anlamı taşıdığını vurguladı. Bütün baskılara rağmen Kürtlerin kendi anadili ile haber alma özgürlüğünün savunuculuğunu yapmaya devam edeceklerini kaydeden Demir, tüm demokrat, insan haklarına inan, basın özgürlüğünün savunucusu olan çevreleri destek olmaya çağırdı.
İzmir'de sosyalist basın, baskılar kınadı
İzmir'de bulunan muhalif basın çalışanları da yayın organlarına karşı artan baskıları protesto ederek, gazete kapatmalara son verilmesini istedi. Konak Kemeraltı girişinde bir araya gelen Atılım, Gündem, Azadiya Welat, Alınteri, İşçi-Köylü, Kızılbayrak, Mücadele Birliği ve Demokrat Radyo çalışanları, 'basın üzerindeki baskıları sona erdirin' çağrısı yaparak, kapatılan gazetelerin açılmasını istedi.
Kamera ve fotoğraf makinalarını yere bırakarak eylem yapan basın emekçileri, 'Sansüre karşı mücadele', 'TMY 6. madde ve RTÜK kilit vuruyor' yazan dövizler taşıdı. 'Özgür basın susturulamaz', 'Sansüre karşı mücadele' şeklinde slogan atan basın çalışanları, baskı altında tutulan gazeteleri taşıdı. Atılım Gazetesi çalışanı Görgü Demirpençe, halkın doğru ve gerçek haber alma özgürlüğünün her defasında siyasi iktidarlar tarafından engellendiğini vurgulayarak, özgür basına yönelik kapatma ve sansür uygulamalarının son dönemlerde daha da sıklaştığını belirtti. Ağustos 2006'dan Ekim 2008 tarihine kadar yasal dayanaktan yoksun gerekçelerle toplam 39 defa çeşitli gazetelerin kapatıldığını hatırlatan Demirpençe, alınan tüm sansür ve yasaklamaların siyasi içerikli olduğunu ifade etti. Sürdürülen sansüre ve kapatmalara rağmen halka doğru bilgi ulaştırmak için çalışmalarını sürdüreceklerini açıklayan Demirpençe, 'Başta Türkiye Gazeteciler Cemiyeti ve Basın Konseyi olmak üzere; tüm basın kuruluşlarını sansürcü ve yasakçı anlayışa karşı göreve çağırıyoruz' diye konuştu. DİHA
►Ilgili Haberler
- Batman halkı Türk basınını boykot ediyor
Yedincigün Gazetesi'ne de bir aylık kapatma cezası - Azadiya Welat'ın da yayını bir ay durduruldu
- ATILIM GAZETESİ DE KAPATILDI!
- Aktütün saldırısını ABD basını böyle yorumladı
- Gerçek gazetesi de kapatıldı
- Sözkonusu Kürtler olunca Türkiye ve medya sansürü meşru görüyor!
- 70 yıllık Cumhuriyetin şahidi, sanığı, mahkumu ve davacısı: Apê Musa
- Özgür basına 35. kapatma cezası
- Basından duyarlılık çağrısı
- Türk Basını, söz konusu Kürt basını olunca sansüre ortak
- Amerika'da yaşayan Fethullah Gülen çizgisindeki Zaman gazetesi Alevi ve Kürtleri fişlemeye devam ediyor!
- Habere ESMER bir bakış : Esmer Bilgi
- Kürt medyasına 30 kez kapatma cezası verildi
- Bu utanç hepinize yeter
- Musa Anter'in katili koruculuk yapıyor!
- Gelecek 23 Eylül'de bayilerde
- Başbuğ AKP ve'mehmetçik basın' ile mutabık
- İlk mülteci gazetesi, Rojeva Nu
- Dedesi öldürüldü o yargılanıyor
- Kürt Kültür Festivali engellenmeye çalışılıyor
- Devletten basına 'Kürt terimleri' genelgesi
- “Özgür Gündem 8 aylık bir yayın döneminde 8 şehit vermiş bir gazetedir.”
- AKP medyasının yeni dönem görevi