Başbakan Neçirvan Barzani, Türkiye’nin hava saldırısını kınadı Rizgarî Online/ Kürdistan Bölge Hükümeti (KRG) Başbakanı Neçirvan Barzani; kadın, yaşlı ve çocuklarında aralarında bulunduğu onlarca sivil vatandaşın şehit ve yaralanmasıyla sonuçlanan Türk hava saldırısından duyulan rahatsızlığı dile getirdi. “Bu tür düşmanca saldırılar sadece Irak’ın egemenliğinin ihlali değil aynı zamanda uluslar arası hukukunda çiğnenmesidir” diyen Başbakan, Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi ve ülkelerin bu saldırıyı kınaması gerektiğini belirtti. Ülkenin hava sahasının kontrolünden sorumlu olan Amerika Birleşik Devletleri’nin (ABD) hava saldırısından sorumlu olduğunu kaydeden Barzani, Amerikan’ın saldırıların durdurulması için siyasi bir takınması gerektiğini vurguladı. KTV
Barzani, Amerikan’ın saldırıların durdurulması için siyasi bir takınması gerektiğini vurguladı.
Kurdians: Monday, December 17, 2007Türkiye'nin orantısız askeri güç kullanımından kaçınması, insan haklarına ve hukukun üstünlüğüne saygı göstermesi gerekir
Kurdians: Monday, December 17, 2007Nagy: Türkiye orantısız güç kullanmaktan kaçınmalı... Rizgarî Online/AB Komisyonu'nun genişlemeden sorumlu üyesi Olli Rehn'in sözcüsü Krisztina Nagy, Günlük olağan basın toplantısında Türk ordusunun Federe Kürdistan bölgesine karşı gerçekleştirdiği saldırı ile ilgili olarak kendisine yöneltilen bir soruya verdiği yanıtta, gelişmeleri basından takip ettiklerini belirterek, ''Türkiye'nin vatandaşlarını koruma ihtiyacını anlıyoruz. Ancak Türkiye'nin orantısız askeri güç kullanımından kaçınması, insan haklarına ve hukukun üstünlüğüne saygı göstermesi gerekir” dedi. Sözcü Nagy ayrıca, Türkiye’yi sorunu diyalogla çözmeye teşvik etmeyi sürdüreceklerini de kaydetti. Almanya: Operasyonu dikkatle ve endişeyle izliyoruz Öte yandan Almanya Dışişleri Bakanlığının bir sözcüsü de Berlin'de yaptığı açıklamada, operasyonu dikkatle ve endişeyle izlediklerini belirterek, birçok vesileyle “Türkiye'nin terör saldırılarına karşı kendini savunmaya hakkı olduğunu” söylediklerini hatırlatarak, şunları kaydetti: "Kuzey Irak topraklarından düzenlenen saldırılarda çok sayıda Türk askeri öldürüldü ve zarar gördü. Aynı zamanda her zaman şunu söyledik, burada bir kez daha tekrarlamak istiyorum; Tüm tarafların aldıkları önlemlerde ölçülü davranmalarını ümit ediyoruz. Tarafların, bölgedeki durumun daha da istikrarsız hale getirilmemesinde çıkarı var." RO/Zilan Dersim
Dünya saldırıyı konuşuyor (ANKA) TSK'nin Kuzey Irak'ta gerçekleştiği operasyon tüm dünyada yankılandı. Yabancı medya, 'Şimdiye kadar en agresif saldırı', 'Irak savaşında yeni cephe korkularını canlandırdı', 'Amerika'nın yardımı ve onayı ile gerçekleşti' gibi ifadeler kullandılar. -NYT: 'OPERASYON, AMERİKA'NIN ONAYLADIĞI ÇABANIN PARÇASI' New York Times gazetesi, 'Türk askerleri, Pazar günü şafaktan önce, Amerika'nın onayladığı, Kürt gerillasını zayıflatmaya yönelik bir çabanın parçası olarak Kuzey Irak'ta gizlenen Kürt militanlarını bombaladığını söyledi' diye yazdı. -WP: 'IRAK SAVAŞINDA YENİ CEPHE KORKULARI CANLANDIRDI' Washington Post gazetesi, operasyonun 'Irak savaşında yeni bir büyük cephe açılması korkularını canlandırdığı'nı belirtti. Türk ordusunun operasyonun ABD tarafından onaylandığını söylediğini ancak bunun ABD tarafınca yalanlandığını kaydetti. -LA TİMES: 'ŞİMDİYE KADAR EN AGRESİF SALDIRI' Los Angeles Times de, 'Saldırı, şimdiye kadar Kürt asilerine karşı gerçekleştirilen en agresif saldırı. Köylüler sivillerin vurulduğunu söylüyorlar' diye yazdı. -TELEGRAF: 'SON YILLARIN EN BÜYÜK SALDIRISI' İngiliz The Daily Telegraph ise, 'Türkiye, Kürdistan İşçi Partililerin (PKK)işgal ettiğini öne sürdüğü Kuzey Irak'taki mevzilere son yılların en büyük saldırısını düzenledi' ifadesini kullandı. -TİMES: 'TÜRKİYE KÜRT ASİLERİNİN ÜSLERİNİ BOMBALADI' İngiliz The Times de 'Türkiye, Kürt asilerinin üslerini bombaladı' başlıklı haberinde 'Genelkumay Başkanı Orgeneral Büyükanıt'ın, operasyonun gerçekleşmesi için ABD'nin Kuzey Irak'taki hava sahasını açtığını söylediğini' kaydetti. -FİGARO: 'ABD'NİN YARDIMI VE ONAYI İLE GERÇEKLEŞTİ' Fransız Le Figaro da, 'Ankara Pazar günü ABD'nin yardımı ve onayı ile PKK'nın faaliyet gösterdiği bir bölgedeki köyleri hedef aldı ve yedi kişiyi öldürdü' iddiasında bulundu. -LE MONDE:'TÜRKİYE OPERASYONLARIN SÜRDÜRÜLECEĞİNİ AÇIKLADI' Fransız Le Monde de 'Türkiye, hava operasyonlarının sürdürüleceğini açıkladı' başlığı ile verdiği haberde Ankara'nın sınır bölgesinde on binlerce asker yığdığını da yazdı -EL PAİS: 'ŞİMDİYE KADAR EN BÜYÜR OPERASYON' İspanya'nın en büyük gazetesi El Pais de 'Operasyon, Türk Silahlı Kuvvetlerinin, Ankara, ABD ve AB tarafından terörist olarak adlandırılan PKK'nın savaşçılarının barındığı Kuzey Irak'a karşı şimdiye kadar düzenledikleri en büyük operasyondur' yorumunu yaptı. -ABC: 'OPERASYONUN ETKİNLİĞİNE İLİŞKİN TEREDDÜTLER SÜRÜYOR' İspanyol ABC gazetesi de, 'Türk ordusunun Kuzey Irak'ta çok geniş bir hava operasyonu yaptığı doğrulandı' ifadesini kullandı. Buna karşın gazete, 'Operasyonun etkinliğine ve boyutuna ilişkin tereddütlerin sürdüğünü' de belirtti. -EL CEZİRE: 'TÜRKİYE, ABD'NİN OPERASYONU DESTEKLEDİĞİNİ SÖYLEDİ' Katar'dan yayın yapan El Cezire televizyonu da, Türkiye'nin ABD'nin operasyona destek verdiğini belirterek 200 ailenin evlerini terk ettiği ve en az on evin zarar gördüğünü öne sürdü. -AMERİKA'NIN SESİ: 'OPERASYONLAR SÜRECEK' Amerika'nın Sesi Radyosu da, Türk Silahlı Kuvvetlerinin Irak'ın kuzeyine geniş kapsamlı bir operasyon gerçekleştirdiğini, Genelkurmay Başkanlığı'nın da 'askeri ihtiyaca göre' bölgedeki operasyonların 'kararlılıkla' sürdürüleceğini duyurduğunu belirtti. -DW: 'BÜYÜK ÇAPLI HAREKAT' Alman yayın kuruluşu Deutsche Welle ise, 'Türk Silahlı Kuvvetleri, PKK'nın Kandil Dağı'ndaki mevzilerine büyük çaplı hava harekatı düzenledi' dedi. DW, Türk hükümetinin 'Gereken neyse o yapılmaktadır' açıklamasını da aktardı. (ANKA)
Görünen o ki Amerikalılar, Iraklı Kürtler ve Türkler, Türkiye ve Irak'taki PKK'nın askeri ve siyasi olarak hedef alınmasında anlaştı.
Kurdians: Monday, December 17, 2007Türkiye Kurdistan'la görüşmek zorunda Bush-Erdoğan görüşmesi sonrası, ABD, Türkiye ve Iraklı Kürtler PKK'ya karşı birlikte hareket etme konusunda anlaşmış görünüyor. Fakat Türkiye örgute abluka dayatabilmek için önce Irak'taki Kürt gerçeğini kabul etmeli HOŞENK OSE PKK'nın kuruluşundan bu yana Türk otoriteleriyle mücadelesinin, ABD ve Türkiye'yle askeri, siyasi ve ekonomik koalisyon içinde bulunan birçok NATO ülkesi için sorun teşkil ettiği sır değildi. PKK, 'Büyük Kürdistan'ın tarihi haritasında yer alan bölge ülkelerinin 'Kürt dosyası'nı ele alış biçimine yoğunlaşmayı hâlâ reddeden Kuzey Irak Bölgesel Kürt Yönetimi için de tehlike oluşturdu. PKK 1990'lardan bu yana Kürtler arasındaki en büyük güç oldu. Suriyeli Arap aydın Abdurrezzak Ayd'e göre PKK, aşiret-aile kimliğine dayanmayan halkçı bir lider çıkarabilen, eleştiriyi veya diyaloğu reddeden kapalı bir kimlik değil, vatandaşlığın modern anlamını üretebilen tek partiydi. Osmanlı dönemindeki Kürt, Arap ve Fars isyanlarının veya modern Cumhuriyet döneminde PKK'nınki dışında meydana gelen Kürt ayaklanmalarının ömrü birkaç yılı geçmez. PKK, Öcalan'ın ABD, İsrail, bazı Avrupa ve bölge devletlerinin yanı sıra bazı Kürt güçlerinin de katıldığı uluslararası bir komployla 1999'da tutuklanması sonrasında bile Türk siyasetçileri endişelendiriyor ve sıkıntıya sokuyor. Kürt liderler ekonomiyi düşündü ABD'nin örgütle savaşında Türkiye'ye verdiği bütün hizmetler sonrasında Ankara (Türk silahlarının yüzde 80'i Amerikan malı, Türkiye'ye askeri hibeler şeklinde 10 milyar dolar verildi ve Öcalan Ankara'ya teslim edildi), 2003'teki Irak savaşında kuzey cephesinin topraklarından açılmasını reddederek Washington'ı yalnız bıraktı. Bu durum ilişkilerde durgunluk yarattı ve Amerika'nın, Türkiye'nin genel olarak Kuzey Irak'taki Kürt deneyimine ve özelde de sınırdaki PKK varlığına yönelik endişelerini göz ardı etmesine yol açtı. ABD'nin Irak Kürdistanı'na yönelik Türk işgalini engellemesi arka planında, ilişkilerdeki çatlak büyüyor gibi görünüyordu. Fakat 6 Kasım'da gerçekleşen Bush-Erdoğan görüşmesi sonrası veriler, yeni gelişmeler yaşandığını gözler önüne serdi. Öncelikle, ABD müttefiki Türkiye'yi, PKK'yı tek başına nihai olarak tasfiye etmesinin imkânsız olduğuna, örgütün ancak Türkiye, Kuzey Irak Bölgesel Kürt Yönetimi ve Avrupa'nın ablukayı birlikte artırmasıyla ortadan kaldırılabileceğine, korunduğu bölgelere askeri operasyonlar yöneltilebileceğine ve Türkiye'deki Kürt sorunundan böylece uzaklaştırılabileceğine ikna etti. Dolayısıyla, PKK'ya abluka dayatmak için Irak Kürdistanı'ndaki Kürt gerçeğini kabul etmekten ve bölgeden yardım istemekten kaçış yok. Irak Kürdistanı'nı hedef alan her plan başarısızlıkla sonuçlanacak. İkincisi, görünen o ki Irak Kürdistanı'ndaki Kürt liderler açısından ilişkileri doğallaştırma konusu baskın geldi. Kürt-Kürt savaşına dönmeyi ve PKK'yla Türklerin isteği doğrultusunda çatışmaya girmeyi reddeden bütün açıklamaların, Türkiye'nin Irak Kürtlerinin kurduğu oluşumu tanımasını ve Kuzey Irak'la Türkiye arasındaki ekonomik ilişkilerin korunmasını amaçlayan milliyetçi söylemlerden ibaret olduğu açıkça görüldü. PKK Iraklı Kürtlerin çıkarlarının 'kurbanlık koyun'u oldu. Parlamento seçimlerine katılan Irak partisi Kürdistan Demokratik Çözüm Partisi'nin yasaklanmasıyla bu yeni durumun işaretleri görülmeye başladı. Bunun yanı sıra Kürt Bölgesel Yönetimi PKK'ya yönelik ablukayı daraltma amaçlı başka önlemler aldı. Kandil Dağı'nın sınır bölgelerine binlerce peşmerge yerleştirildi ve Kandil'e giden yollar kapatıldı. Görünen o ki Amerikalılar, Iraklı Kürtler ve Türkler, Türkiye ve Irak'taki PKK'nın askeri ve siyasi olarak hedef alınmasında anlaştı. Senaryo PKK'ya ve Türkiye'deki siyasi türevlerine alternatif bir siyasi durum yaratmak amacıyla, Türkiye meclisinde 21 milletvekili bulunan DTP'nin kapatılmasını, bazı Iraklı Kürtlerin nüfuzundan yararlanılmasını öngörüyor. Zira AKP'nin bazı Kürt kökenli milletvekillerinin Irak'taki Kürt liderlerle ilişkileri var. Paris'teki Kürt Enstitüsü Başkanı Kendal Nezal söylentilere göre, bazı milletvekilleriyle PKK'ya karşı olan ve Irak Kürdistan Demokrat Parti için çalışan Türkiyeli Kürtler arasında PKK'ya direnen bir Kürt siyasi oluşumu kurma amaçlı görüşmeler yapıldığını ortaya çıkardı. Bu oluşumun Türkiye meclisinde bir ağırlığı olacak ve kendisini Türkiye ve dünya kamuoyuna, Türkiye'deki Kürt halkının temsilcisi olarak sunabilecek. Ardından da PKK'nın Türkiye'deki Kürt sorununa olası çözümden uzaklaştırılması işlemi tamamlanacak. Bu senaryonun Türkiye açısından, Irak'taki Kürt gerçeğinin ve Türkiye'deki Kürt haklarının tanınması gibi bir maliyeti olacağı açık. Kürt, Türk ve Amerikalı taraflara yöneltilen soru şu: Acaba İsrail Filistin Kurtuluş Örgütü'nü Filistin sorununun çözümünden uzaklaştırmada başarılı oldu mu? İrlanda IRA'yı ve siyasi kanadını, İspanya da ETA'yı barış görüşmelerinden uzaklaştırabildi mi? (Londra'da Arapça yayımlanan Hayat gazetesi, 3 Aralık 2007) radikal
Sivilin ‘kırk yıl’ verdiğini askerin bıraktığı bir hukuk devleti biliyor musunuz?
Kurdians: Monday, December 17, 2007Önce Şemdinli, sonra Kandil... Mehmet Altan Star Önce hukuk bombalandı. Nerede? Şemdinli davasında. Ne oldu? Şemdinli davasında tutuklu bulunan astsubaylar Ali Kaya ve Özcan İldeniz ile PKK itirafçısı Veysel Ateş ilk duruşmada tahliye edildi. Ayrıca... Dün de silahları teslim edildi ve Batı’ya tayinleri çıktı. Askeri mahkemenin ilk duruşmada tahliye ettiği sanıklara... Van’daki sivil mahkeme ne ceza vermişti? 39 yıl, beş ay, on gün... Hukuk güya aynı hukuk... Ama karar çok farklı. Nasıl oluyor? Sivilin ‘kırk yıl’ verdiğini askerin bıraktığı bir hukuk devleti biliyor musunuz? Aynı okullarda, aynı hocalardan, aynı hukuku okumuyorlar mı? Bu nasıl bir uygulamadır? Galiba en uygun cevap şu: Bu, hukuku kanırtan bir uygulamadır. *** Süreci hatırlayın: Olayı soruşturan Savcı Ferhat Sarıkaya, iddianamesinde dönemin Kara Kuvvetleri Komutanı Orgeneral Yaşar Büyükanıt’a yer verince, Genelkurmay çok sert tepki gösterdi. Adalet Bakanlığı’nın görevlendirdiği iki müfettiş Sarıkaya hakkında ‘CMK’ya göre iddianamede bulunmaması gereken hususlara yer vermek’ suçlamasında bulundu, HSYK da görevden aldı. Van Başsavcılığı hakkında inceleme başlatıldı. Davada, bombalamanın iki askerle bir itirafçıdan oluşan ‘çetenin işi’ olduğuna karar veren Van 3. Ağır Ceza Mahkemesi, sanık astsubaylar Ali Kaya ve Özcan İldeniz’i ‘çete kurmak, adam öldürmek, adam öldürmeye teşebbüs ve yaralama’ suçlarından 39 yıl 5 ay 10’ar gün hapse mahkûm etti. Yargıtay 1. Ceza Dairesi, görevsizlik kararı verdi. Dosya, terör, örgüt ve devletin birliğini bozmaya yönelik eylem davalarına bakan 9. Daire’ye gönderildi. Kararı eksik soruşturma gerekçesiyle bozan 9. Daire, sanıkların eylemini ‘terörle mücadele görevleri kapsamında’ gördü ve yargılamanın askeri mahkemede yapılmasını istedi. Van 3. Ağır Ceza Mahkemesi, davayı askeri mahkemeye göndermeyince hákim hakkında inceleme başlatıldı. Atama kararnameleri sonucu yenilenen mahkeme heyeti, dosyayı askeri mahkemeye gönderdi. Eğer eski yazılara dönüp bakarsanız, benim o zaman ‘Elveda Şemdinli’ diye yazdığımı görürsünüz. Keşke... Bir gün de şu ülke, ‘pazusu güçlüden’ yana değil de, hukuktan yana tavır alsa da bizleri şaşırtsa. *** Ama bunun için öncelikle ‘çift başlı yargıdan’ vazgeçmek gerekiyor. Gelişmiş hiçbir ülkede, kitap evine bomba atan, keşif yapan savcıyı tarayan ve halk tarafından suçüstü yakalanan sanık ‘askeri mahkemede’ yargılanmaz. Geçerli olan doğal hukuk, doğal yargıçtır. Askeri mahkeme ya yoktur... Ya da varsa, sadece askeri disiplin suçuna bakar. Sicil amirinin hákim olduğu mahkeme olur mu? Olursa ne olur? ‘Bomba atan bırakılacaaak, bırak’ olur. *** Dün sabah... Bu gelişmelere hukuk çevrelerinin tepkilerini okurken, Kandil’in bombalandığını öğrendim. Hukuku bombalayan... Hukukun üstünlüğünü yok sayan... Asker, sivil ayrımı yapan... Çağdaş bir devlet yerine, İttihat ve Terakki üslubu sürdüren bir toplum, huzura erer mi? Nereyi bombalarsa bombalasın huzura eremez. *** Şemdinli davası ışığında... Kim buranın demokratik açılım yapacağına, Kürt sorununu çözeceğine inanır Allah aşkına? Hukuk yok ise... Gözümüzle gördüğümüze ‘yalandır’ deniyorsa... Ne demokrasi olur, ne demokratikleşme. On yıl sonra da ‘bunun bir hata’ olduğunu duyarız ama iç içten çoktan geçmiş olur... Bu arada biz bombalar dururuz.
Zebari: Türkiye sivilleri vurdu BBC'nin sorularını yanıtlayan Irak Dışişleri Bakanı Hoşyar Zebari ise, "Türkiye, yanlış istihbaratla hareket etti, siviller hedef alındı" dedi. "Hükümetin talimatı üzerine Türk Büyükelçisi'ni Dışişleri Bakanlığı'na çağırıp Iraklı sivillerin ve köylerin bombalanması nedeniyle protesto notası verdik. Hava saldırıları bazı köylerde büyük zarara yol açtı. Bir kadın öldü, dört kişi yaralandı. Bir hastane ve bazı küçük köprüler yıkıldı. Bunlar tamamen sivil hedeflerdi. PKK hedefleri değildi. Yanlış istihbarat sonucu böyle olduğu anlaşılıyor. Türk Büyükelçisi'ne Irak Hükümeti için bunun kabul edilemez olduğunu bildirdik. Kaldı ki, sivil ölümlerin önüne geçilmesi için bu tür bir eylemin önceden Irak hükümeti ya da uluslararası güçle koordine edilmesi konusunda anlayış birliği vardı." Irak Dışişleri Bakanı Zebari, Türkiye Genelkurmay Başkanı Orgeneral Yaşar Büyükanıt'ın "Amerika, Kuzey Irak hava sahasını açarak harekata onay vermiştir" yolundaki sözlerinin hatırlatılması üzerine de şöyle konuştu: "Öğrendiğimiz kadarıyla Türkler, herakattan çok kısa bir süre önce bilgi vermişler. Biz, hedef alınan köylerin ve sivillerin PKK'yla ilgisi olmadığını söylüyoruz. Irak'ın egemenliği ve toprak bütünlüğüne yönelik herhangi bir ihlali onaylamıyoruz. Hükümetimle, çokuluslu güç, Amerikalılar arasında böyle bir anlayış birliği vardı. Ama malesef böyle talihsiz bir olay oldu. Umarım bu sonuncusudur ve tekrarlanmaz. Aksi halde, bu gerilimin artmasına, havanın bozulmasına neden olur."