Diyarbakır’da askerler slogan atarak yürüdü NTV/DİYARBAKIR - Atatürk’ün Diyarbakır’a gelişinin 70. yıl dönümü nedeniyle Diyarbakır Garı’nda düzenlenen törende, Atatürk’ün Diyarbakır’a trenle gelişi temsili olarak canlandırıldı. Diyarbakır Valisi Hüseyin Avni Mutlu, törende yaptığı konuşmada, Atatürk’ün 15 Kasım 1937’de Diyarbakır’da halk tarafından büyük coşku ve sevgi gösterileriyle karşılandığını belirterek, “Diyarbakırlılar eşsiz devlet adamını ağırlamaktan büyük onur duymuştur. Her geçen gün Diyarbakır çağdaş uygarlık seviyesini yakalamak için çabalıyor, Atatürk’ün gösterdiği yolda emin adımlarla yürüyor” dedi. Folklor gösterisinin ardından, kortej yürüyüşe geçti. Vali Mutlu, 2. Taktik Hava Kuvvet Komutanlığı Kurmay Başkanı Tuğgeneral Ayhan Gümüş, 16. Mekanize Tugay Komutanı Tuğgeneral Birol Erdem’in ardından öğrencilerin yanı sıra askeri bando eşliğinde tören kıtası da yürüdü. İstasyon ve Ekinciler caddelerinden geçerek Anıt Park’a kadar süren yürüyüş sırasında marşlar okuyan askerler “Tek Bayrak, Tek Devlet, Tek Millet, Tek Dil”, “Bayrak İnmez, Vatan Bölünmez”, “Şehitler Ölmez, Vatan Bölünmez” ve “Ne Mutlu Türküm Diyene” sloganları da attılar. Evlerinin balkonlarına çıkan çok sayıda vatandaş, askerleri alkışladı.

UNUTAMAM KI DIYARBAKIR ZINDANLARINI! İrfan Babaoğlu (47, yazar, cezaevinde 20 yıl kaldı) "1980'in kasım ayında Siverek'te gözaltına alındım. 40 güne yakın gözaltında kaldım. Yapılan yargılamalardan sonra idam cezası aldım. 1991'de çıkarılan bir yasayla cezam 20 yıla düştü ve 2000 yılında tahliye oldum. . Tutuklandığımda 21 yaşındaydım, çıktığımda 42 yaşıma ulaşmıştım. Cezaevine gittiğimiz dönem işkencelerin henüz sistematik hale geldiği bir dönemdi. O günlerin hiçbirini unutmadım. Dışkı yediriyorlardı, gururumuzu incitecek, insanı hiçleştirecek her şeyi yapıyorlardı. O dönemde birçok arkadaşımız aklını yitirdi. Yüzbaşı Esat Oktay Yıldıran, koğuşa geldiğinde, 'Bildiğinizi, gördüğünüzü, yaptığınızı burada kusacaksınız,' diyordu. Sadece onu suçlamak yeterli değil, bir bütün olarak o dönemin yargılanması gerekir." 'Diyarbakır'ın 12 Eylül'ü bambaşkaydı'Av. Mustafa Özer "Avukatlığa 1980'de başladım. Mesaisinin tümünü sıkıyönetim mahkemelerinde geçiren üç-beş avukattan biriydim. Hem yargı kurumu hem bizler, hukukçuluk oynuyorduk. Diyarbakır Cezaevi'nde meydana gelen vahşete birebir tanıklık yaptım. Yargılamaları canlı olarak izledim. İçeride yaşayanlar insandı ve o vahşette onları yalnız bırakmamak gerekiyordu. Müvekkillerimden DDKD sanığı Necmettin Büyükkaya'nın 'Önümüzdeki mahkeme gelmeyebilirim, beni işkencede öldürecekler,' sözleri hâlâ kulağımda. Necmettin sonraki mahkemeye gerçekten gelemedi, haklı çıktı, öldürüldü. Diyarbakır başlı başına bir 12 Eylül yaşadı, bunun analiz edilmesi gerekiyor." Fare Yadirdiler - Sakine Arat Bir anne ne yaşar? Bir kuş yuvada yavrusuna dokunduğun zaman ne yapar? Çırpınır, ben de çırpındım. Gece gündüz kolordu kapılarında süründük, dilekçeler verdik. Çocuklarımın her ikisi de işkencedeydi. Tacettin 1979'da yakalandı, 1982'de çıktı ve gitti. Cemal zaten çıkamadı. En küçükleri askerde bile işkence gördü, o da dağa gitti. Sabahtan akşama kadar bekliyorduk, toplam iki cümle kurmadan, görüşü bitiriyorlardı. Günler sonra oğlumu ilk gördüğümde sanki yarıya bölünmüştü. Mahkemeye iki kişiyi ellerinden ve ayaklarından zincirle bağlayarak götürüyorlardı. O halde arabaya binmelerini istiyorlardı. Biri biraz daha az zıpladığında devrilip düşüyorlardı ve bu yüzden bile dayak yiyorlardı. Bir gün 80 yaşındaki bir kadın torununu görmeye gelmişti, Türkçe bilmiyordu. Bir saat uğraştım ve ona Türkçe 'Mehmet oğlum nasılsın' demeyi öğrettim. Ama kadın locaya gittiğinde unuttu ve Kürtçe konuştu. Mehmet'i orada dövmeye başladılar, yaşlı kadını da karga tulumba kapıya fırlattılar. Çocuklarımıza tuzlu, deterjanlı, fareli yemekler yediriyorlardı. Orada kalan bütün tutuklulara fare yedirildi. Ama yeminliyim, ağlamıyorum, oğluma söz verdim. İçim ağlıyor ama gözlerim ağlamıyor. Barış istiyorum, diye Ankara savcısı bana bir ay ceza verdi. Ben teröriste benziyor muyum? Size soruyorum, ben yaşıyor muyum? Bu halk yaşamıyor, her gün ölüyor, dışından görünmese de her gün içinden ölüyor. Tek suçumuz Kürtçe konuşmak mı? Bizi Akdeniz'de yıkasalar bile dilimizi unutamayız. Bunu değiştirmek isteyen varsa o gelsin bir gün Kürt olsun, ben 10 gün Türk olmaya razıyım. Bunu bana neden yaptılar, bu acıyı yüreğime neden koydular?" http://www.diyarbakirzindani.com/

Şahin, “Cezaevlerinde 36 bin 65 hükümlü, 52 bin 545 de tutuklu bulunmaktadır” dedi.

Şahin: Cezaevlerinde 52 bin 545 tutuklu var ANKARA (15.11.2007)-Türkiye Adalet Bakanı Mehmet Ali Şahin, şu anda cezaevlerinde 52 bin 545 tutuklu bulunduğunu açıkladı. Bu gün Türk Meclisi Genel Kurulu'nda, Ceza İnfaz Kurumları ve Tutukevleri İzleme Kurulları Kanunu'nda değişiklik öngören yasa tasarısı görüşüldü. Görüşme sırasında milletvekillerinin sorularını yanıtlayan Şahin, “Cezaevlerinde 36 bin 65 hükümlü, 52 bin 545 de tutuklu bulunmaktadır” dedi. “Tutukluluk süresi, aldığı cezadan daha uzun olan mahkumların sayısına ilişkin şu anda elimizde bir istatistik yok” diyen Şahin, “Ancak en kısa zamanda bu soruya yazılı olarak cevap vereceğim” şeklinde konuştu. ANF NEWS AGENCY

Mersin’de 'Kürtlerden alışveriş yapmayın' bildirisi ANF/MERSİN (15.11.2007)- Mersin’in Akdeniz ve Yenişehir beldelerinde kimliği belirsiz kişi ya da kişilerce dağıtılan bildirilerde Kürt esnaflardan alış veriş yapılmaması istendi. Akdeniz ve Yenişehir'de bir haftadan bu yana dağıtılan ve üzerinde Türk Bayrağı amblemi bulunan bildirilerde “Lütfen duyarlı olunuz. Mahallenizde kurulan semt pazarında harcamış olduğunuz paralar PKK terör örgütüne yardım olarak gidiyor. Hain birer kurşun olarak bize dönüyor” ifadesi yer aldı. Beldede bulunan semt pazarı esnafı, bir haftadan bu yana ev ve işyerlerine dağıtılan bildiriler nedeniyle kaygılı olduklarını dile getirdi.

ABD'ye giden Diyarbakır Çocuk Korusuna soruşturma ANF-İçişleri Bakanlığı Amerika’da düzenlenen müzik festivaline katılan Diyarbakır'ın Yenişehir Belediyesi Koma Denge Zaroken Amede (Diyarbakır Çocuklarının Sesi) korosu hakkında inceleme başlattı. Diyarbakırlı çocuklar ABD'nin San Francisco kentinde 3-7 Ekim tarihleri arasında düzenlenen Dünya Müzik Festivali'nde, Türkçe, Kürtçe, Ermenice, Süryanice, İbranice, İngilizce, Almanca ve Rusça olmak üzere 8 dilde şarkılarını seslendirmişlerdi. Festivalde Kürtçe marş okuduğu iddia edilen Yenişehir Belediyesi Çocuk Korusu hakkında, İçişleri Bakanlığı tarafından inceleme başlatıldı. İçişleri Bakanlığı tarafından Diyarbakır Valiliği'ne gönderilen yazıda, çocuk korosunun ABD'de Kürdistan bayrakları altında şarkı söyleyip söylemediğinin araştırılması istendi. Dünya Müzik Festivali’ne katılan San Diago, 5 Ekim’de Losangales ve 7 Ekim’de San Fransisco’da konserler veren Koma Denge Zaroken Amede korosu büyük beğeni toplamıştı. Festival Komitesi tarafından çağırılan Koma Denge Zaroken Amede (Diyarbakır Çocuklarının Sesi) grubu 15 çocuktan oluşuyor. Daha önce Sur Belediyesi’nde çalışmalarını yürüten grup, belediye başkanının görevden alınması üzerine çalışmalarına Yenişehir Belediyesi Gençlik Çalışma Grubu altında devam etmeye başladı. Koronun hocası Duygu Bayar, daha önce 13 yaşında öldürülen Uğur Kaymaz için yaptığı ağıtla adını duyurmuştu.

"Bu ne yaman celiski anne"

KURDIANS:AGLATILANLARLA GULENLERIN SAVASI Konu 14 Kasım 2007, Çarşamba MEHMET KAMIŞ Yorumlar/Fethullah Gülen Hocaefendi'nin Güneydoğu vizyonu basligi altinda ki dusunceler... Ben burada bir noktaya dikkat cekmek istiyorum gerek Gulenin, gerek Zamanin ve gerek asil kendi saygisiz bu yazarin kisaca bu insanlarin dusuncelerini hic mi hic tasvib etmem.. Zaten simdi bu konudaki dusunclerimi bu blogta paylasmamin sabebide budur bu grubun riyakarliklari Fethullah Gulen'in hakkinda bir cok iddia ortalarda geziyor... Bu iddialarin cogu dinci(Islamo-Fasist) cenahtan. Bunlarin iddiasi Gulen, devletin elemanidir, ki bencede bu sekildedir... Burada devletin elemani olmak ayip yada gunah degildir hatta irkci ve asimilasyoncuda olsa... Fakat Gulen musluman mahallesinde salyongoz satiyorsa o cemaatlere hak vermemezlik mumkun degildir. Bunu yetmis milyon bilirki devlet islam karsitidir... Fakat cemaatleri ve benide burasi tedirgin ediyor devlet islam karsitiysa Gulen nasil olurda bu kadar devletci olur? Eger bu kismi anlamadiysaniz ben daha sonra acarim yorum ekleyebilirsiniz... Bu idiami belge ve internet linkleriylede ispatlayabilirim. Ikinci gorus ise basta laiklerin ve tabiki Kurd ve Kurdistana tahammulu olmayan Turk irkcilarinindir. Bunlar bir suru yayinla hatta cd dagitimiyla ve sanal ortamda Gulen hakkinda iddialarda bulunuyorlar. Iddialarinin temelini Gulen'in Islama ve muslumanlara zarar vermesi seklinde izah ediyorlar... Ne Islamao Fasistler nede Anti Islamci laik cevreler ve nede Turkculer'in ne dusundugu acikcasi biz Kurdleri ilgilendirmiyor bilgi otesinde. Fakat Gulen bizi cok ilgilendiriyor... Neden cunku Gulen hizmetinde sayisiz Kürt asilli insan kullaniliyor. Nicin Allah rizasi icin... Cunku Allah Rizasi  Gulenlerin rizasindan geciyor...O yuzden bu Gulenlere her zaman dikkat etmek gerekiyor. Bilindigi gibi Gulen'in fikirleri internette herkul isimli bir sitede yayinlaniyor bir kac yildir.. Ben, o sitede Gulen'in Kurdlerle ilgili fikirlerini arastirdigimda bayagi zorlandim arama motoru yada sayfanin yogunlugu yuzunden... Sonuc: Gulen'e gore  Kuzey Kurdistandaki sorunun sebebi siyasi, kulturel ve tarihi gercekler degil sadece ekonomik sorun! Ama Gulen ve Gulenlere gore Turkiye,Turk,Turkculuk, Turkce okullari misyonerligi, Turkiyedeki muslumanlari etkisizlestirmek cok onemli... Biliyorum burada bu dusuncelerime daha simdiden sinirlene yada kufreden insanlar cikacaktir fakat google caginda bunlari arastirmak sizinde elinizde arastirin! Zaman gazetesi arsivlerini Gulen hakkindaki haberleri ve gulenlerin Kurdler hakkindaki fikirlerini arastirin.. Devam ediyorum, yani bu musluman kerdesimize(?) gore Kurdlerin bir vatan,adalet,egitim,ozgurluk,varolma,esitlik... sorunu yok! Yine Kurd sorunlarindan olan daha dogrusu saydigim bu sorunlarin kacinilmaz sonucu olan sadece ekonomik sorunlari var yani as ve is sorunu... Gulen cok emin ekonomik sorunu cozun geriye "hic bir sey kalmaz" Acaba? Geriye Gulen ayari ve zihniyetinde demokrasi, esitlik, bagimsizlik, vicdan, hak ve adalet bilincinden yoksun dort isgalci ulke kalmis olmayacak mi? Ve bu isgalci ulkelerin hatta kardeslerimizin(!) yuzbinlerce Kurd cesedini cignedigi bir Enfal Katliami, Halepcesi,(Kuzey Irak degil Guney Kurdistan) Dersim(Tunceli) Agri,Zilan,Yada Osmanlidaki zalim Abdulhamitin Dogu Muslumanlarini gocertmesi (Kuzey Kurdistan-Turkiye) ve Mahabatlari(Dogu Kurdistan-Iran)  ve Suriyeleri olmayacak mi? One onemlisi Gulenler olmayacak mi as ve is sorunu cozuldugunde? Gulenler Kurd tarihi ozerinde tahrifat yapmayacakmi?(Bu konuda blogspotumda haber var sanmistim fakat linkmis Fathullah Gulen'in Risale Carpitmalarini yakinda tekrar haber olarak verecegim ki Kurd Gencligi bu sekil utanmazlari riyakarlari tanisin bilsin diye..)   Nereden cattik bu ugursuzlara diye sorarsaniz gecen bir haber yayinlandi...  "Terörle sonuna kadar kararlı şekilde mücadele edilmeli ama bu yetmez" diyen CHP lideri Baykal, Kuzey Irak’la ilişkilerin geliştirilmesi için şu önerileri gündeme getirdi: Bölgeye yönelik Kürtçe de dahil radyo, TV yayını yapalım. Kürt ve Arap gençlerini üniversitelerimizde eğitelim. Bölgeye su verelim, ticareti geliştirelim..." Burada Terorle mucadelenin yani Kurd ve Kurdistanla mucadelenin olmasi gereken yol haritasini ciziyor Baykal! Ne var radyo tv ile nasil bugunlerde Kurdlere karsi yalan, iftira, asigalama, tehditlerle, linc cagrilari yapilmiyorsa o isteniyor! Ornek batinin Turk Medyasini satin alarak onu yonlendirmeye calismasi gibi! Kurd ve Arap genclerini okullarimizda okutalim demek ise Kurdistan kurulacaksada biz yonetelim amaci var... Bolgeye su verelim bosuna akmasin diyor Baykal  ve ekliyor ticareti gelistirelim yani suyu silah gibi kullanmak ve ekonomik bagimlilikla Kurd ve Kurdistani isgalden beter edelim demek istiyor. Ozetlersek Baykal, sadece askeri yontemlerle degil siyasi,ekonomik ve cografik buyun unsurlarla zaten kismen isgal ettikleri Kurdistan'i etkisizlestirmek istiyor. Gulenlerin yazarlarindan(!) Kamis'ta bu konu ile ilgili! Bu Kamis'in gecmis yazilarini eger ikna olmadiysaniz Zaman'in diger yazrlarini okuyarak gulenler hakkinda bir fikir sahibi olabilirsiniz. Turk-islaminin Lideri Gulen'in muridi Kamis'tan satir aralari: -Ardından devletin partisi CHP'nin Genel Başkanı Deniz Baykal da yepyeni bir Kürt açılımı yaptı. Kuzey Irak'taki öğrencilerin Türkiye'de okutulması dâhil birçok projeyi gündeme getirdi. Bütün bu süreçlerden de anlaşılacağı gibi Güneydoğu'nun kangrene dönüşmesinde Türkiye Cumhuriyeti Devleti'nin çok tarihî hatalarının olduğu muhakkak... -Zaman içinde özellikle Emevi zulmünden kaçan ehl-i beytten, sahabe neslinden pek çok aile bu bölgeye göç etti. Hâlâ kullanılan Seydaoğlu, Ensarî, Geylânî gibi soyadları da bunun bir göstergesi. Siirt'in köklü aileleri arasında Hazreti Ömer soyundan gelen Ömerîleri, Halid bin Velid soyundan gelen Halidîleri saymak mümkün. Peygamber duasına mazhar olmuş Ammar bin Yasir ailesi gibi pek çok sahabe evladı halen bölgede hayatını sürdürüyor. -Daha sonraki dönemlerde bu manevî önderler özellikle milli şef ve askeri darbeler döneminde gördükleri baskılar nedeniyle kenara çekilmek zorunda kaldılar. Bölge insanı kendilerine insana saygıyı, tevekkülü, hakkı, adaleti öğretecek rehberlerden mahrum kaldı. Yakın zamana kadar Boğaziçi gibi ODTÜ gibi üniversiteler ya da çağdaş kolejler açılamayan bölgede maddi eğitimden mahrum kalan gençler manevi eğitim de göremeyince tamamen boşlukta kaldılar. Toplumun temellerini tutacak bir çimento kalmayınca terör başladı. -Bugün teröre bulaşan Güneydoğu gençlerinin en büyük sorunu inançsızlık. Hatırlayacaksınız yakın zamanda terör örgütü mensupları arasında yapılan bir ankette bu tespiti doğrulayan sonuçlar çıkmıştı. Fethullah Gülen Hocaefendi geçen yıl Kurban Bayramı'nda yakınlarına, dostlarına, nazının geçtiklerine, internet aracılığıyla kurbanlarını Güneydoğu'ya göndermeleri tavsiyesinde bulunmuştu. Bu tavsiye ile yüz binlerce kurban Güneydoğu'daki ihtiyaç sahiplerine ulaştırıldı. Amerika, Fransa, Almanya, bazı AB üyeleri, Barzani, Talabani, PKK hepsi de Kürtlerin sırtından politika yapıp onları alabildiğince kullanmanın hesaplarını yaparken sadece bir kesim karşılıksız emek harcıyor. Oraya okullar açıyor, yardımlar ulaştırıyor, o karmakarışık coğrafyada her kesimin üzerinde uzlaştığı güven adası halinde duruyor. Baykal'ın son açıklamaları ve askerlerin özeleştirileri ışığında bazı önyargılardan sıyrılmamız gerektiğine inanıyorum. Bölgedeki cehaletle savaş kazanılmadan -daha doğrusu kalpler kazanılmadan- Kürt sorununun tamamen çözüme kavuşması pek mümkün görünmüyor çünkü... 1- Kurd ve Kurdistan'i savunmak Ilahi degildir denmek isteniyor.. 2- Kurdlere bagimsizligi gectik esitligin "e'sinden" bile bahsedilmiyor... 3- Turk Devletinin katlettigi 30.000 cogu gencecik Kurd'ten, yakarak yikarak, yasaklayarak bosalttigi binlerce yerlesim biriminden goc etmek zorunda biraktirdigi  milyonlardan insan gibi sonuclari olan irkci statukoya birde islam kardesligi mantigi altinda Gulenvari riyakarliklarin statukosunu ongoruyor... 4-Kurtler edepsizlestiler diyor.. Kurdler inancsizlastilar diyor... Kendilerinin Ortadogu gibi universitelerde "irkci" degil "cagdas" olduklarini one suryor... 5-Cehalet sizinde anlayacaginiz gibi Kurd ve Kurdistan istegi ve azmi oluyor... Kalbimizi, tahammul etmedikleri bagimsizlik,esitlik, ekonomik- politik cikarlarimiz yerine gulen vaizin belkide cogu Kurd'ten topladigi "kurbanlarla" Turk statukosunun" ve zulmunun devamini saglamak amaciyla kazanmak istiyor! Kurbanlara fitlesecegiz "ister begenin ister begenmeyin" Fakat burada uzatiyorum ama gercek asil biz Kurd ve Kurdistan'i bu riyakarlara kurban edecegiz! 6-Bolgedeki cehaleti biliyorsunuz gece gunduz Kurdlere tehdit ve hakaret yagdiran azgin Turkler cok onemsiyor pasalar, medya sahipleri, politikacilar ve bunun icinde "haydi kizlar okula" gibi ilk bakista cok hos gelecek kampanyalar duzenliyorlar... Fakat bunun asimilasyon(yoketmek) oldugunu yani kurtcenin yok edilmesi boylece Kurd ve Kurdistani yoketmek oldugunu herkes biliyor... Ustelik pis emellerine ulasmis gibilerde. 7-" Amerika, Fransa, Almanya, bazı AB üyeleri, Barzani, Talabani, PKK hepsi de Kürtlerin sırtından politika yapıp onları alabildiğince kullanmanın hesaplarını yaparken" cumlesine ne demek lazim.. Behey densiz'le baslayan ala-turka tarzda seslenirsek simdi Amerika Kurdlerle muttefik olurken cildiran siz degilmisiniz? Zamanda, ABD ve Israil Kurdistani "kendi cikarlari dogrultusunda olsa bile" gundemine aldiginda "simdi yandik", Abd ve Israil bizim muttefikimizdir Asiret Reislerinin degil" diye cildiran kuduran siz degilmiydiniz? Barzani ile Kurdler zengin olacak diye odu kopan hazimsiz fesatlar! Siz10.000 dolarlik gelire sahipken tabiki Kurdler 300 dolarlarda surunurken yarin cok kisa zamanda 6.000 dolari gececek Guney Kurdistana hucum edecek! Size genclerini kurban etmeyecek, sizin kurbanliklarinizada kalmayacak. Avrupa onlara ekonomik siyasi her turlu ozgurlugu veriyor ama siz ve sizin zihniyetinizdeki vaizler bunu yarin "ruz-i mahserdeki" gorusme animiza kadar asla anlamayacak! VE GULENIN SAMIMIYETSIZ YAZARLARI BUGUN IKI YORUM YAZMIS ADETA KURDLERLE DALGA GECER GIBI LUTFEN KONU ILE ILGILI OKUYUN: Kuzey Irak'taki Türk okulları Fethullah Gülen Hocaefendi'nin Güneydoğu vizyonu