ABD'li General: PKK'ya karşı hiçbir şey yapmayı planlamıyoruz
ABD önderliğindeki koalisyon güçlerinin Kuzey Irak'taki ABD'li Komutanı Tümgeneral Benjamin Mixon, PKK'ya karşı "hiçbir şey yapmayı planlamadıklarını" söyledi. Irak'tan video konferans yoluyla Washington'daki gazetecilerin sorularını yanıtlayan Tümgeneral Mixon, PKK'ya karşı harekete geçme talimatı almadıklarını belirtti ve terör örgütüne karşı ne yapmayı planladıkları sorusuna "Kesinlikle hiçbir şey" diye yanıt verdi. Mixon, gazetecilerin Türkiye'nin sınır ötesi operasyon düzenlemesini engellemek için Amerikan güçlerinin yapabileceği bir şey olup olmadığı yönündeki sorusunu da, "Bunun için bana talep gelmedi veya sorumluluk verilmedi" şeklinde yanıtladı. Mixon, "Şunu size çok açıkça söyleyeyim: (Kuzey Irak'taki) üç vilayet Kürt bölgesel hükümetinin kontrolünde. Onların da, hepinizin bildiği gibi peşmerge olarak anılan bir güvenlik gücü var. Vilayetlerinin güvenliğini sağlamak onların sorumluluğunda" diye konuştu. BARZANİ: PEŞMERGEYİ KANDİL'E GÖNDERMEYİZ
Kürt Bölgesel Yönetimi Başkanı Mesut Barzani, PKK’nin kendi kontrollerinin dışındaki bölgelerde barındığını savunarak “Biz PKK’nin çıkarılması konusunda Peşmerge’nin zor olan bölgelere gönderilmeyeceğine dair düşüncemizi Amerikalılara açık bir şekilde illetik. Bu bölgeler kontrol altına alınamayan bölgelerdir" dedi. Mesut Barzani, CNN International ile yaptığı söyleşide Amerikalı yetkililerin, Kürt Yönetiminin PKK’ya karşı önlem almadığını düşündüklerine ilişkin bir soru üzerine “Ben bunu tümüyle reddediyorum" karşılığını verdi. Barzani şöyle devam etti: "PKK kontrolümüzün dışındaki bölgelerde barınıyor. Dohuk, Süleymaniye ve Erbil gibi şehirlerinde ve hatta köylerinde bile yoktur. Hiçbir karargahları bizim olduğumuz yerlerde değil. Biz PKK’nin çıkarılması konusunda Peşmerge’nin zor olan bölgelere gönderilmeyeceğine dair düşüncemizi Amerikalılara açık bir şekilde illetik. Bu bölgeler kontrol altına alınamayan bölgelerdir." Barzani, PKK’yı “ terörist bir örgüt" olarak görmediğini vurgulayarak “Ama eğer Türkiye, sorunların çözümü konusunda bir barış yolu önerirse ve PKK bunu reddederse PKK’yi terörist bir örgüt olarak tanıyacağım. Ancak şimdi değil" dedi. Kürtlerin de teröre kurban verdiklerini belirten Barzani, "Demokrasi ve barışın içinde olduğu bir hayat istiyorlar" dedi. Peyamner Haber Ajansına göre, Barzani, geçen 20 yıllık süre içerisinde askeri yollarla sonuca ulaşılamayacağını gördüklerini belirterek “Onlar bizi savaşın içine çekmek konusunda mecbur bırakmaya çalışıyorlar. Biz sorunun askeri yollarla çözülmesinden yana değiliz. PKK ile Türkiye arasında taraf olmak istemiyoruz. PKK yada Türkiye barış yoluyla sorunun çözülmesi için bir öneride bulunurlarsa bütün kolaylığı sağlarız ve buna destek oluruz" diye konuştu. (ANKA)
Leyla Zana, Abdullah Öcalan’dan Kürt lideri diye söz ederek, “Ben Türkiye’ye onu affedin diyeceğim ama zaten o bunu kabul etmez. 9 yıl adaya aldınız halktan kopardınız. Eğer o halkı ile bir araya gelip özgürce siyaset yaptıktan sonra o zaman da Kürtler silaha sarılırsa, onlara karşı ilk mücadaleyi ben veririm'' dedi. Leyla Zana, Türkiye’nin Irak’tan iadesini istediği PKK elebaşları için ise, “Haysiyetli ve şerefli hiç bir Kürt, kardeşlerini zindanda çürütmek için teslim etmez'' diye konuştu.
Diyarbakır’da Demokratik Toplum Partisi (DTP) tarafından düzenlenen ‘Demokratik Toplum Kongresi’ne, DTP Milletvekilleri, Belediye başkanları, il başkanları, sivil toplum temsilcilerinden oluşan yaklaşık 500 kişi katıldı. Anayasa hazırlıkları ve Olağanüstü Kongre için bir ön tartışma zemini yaratacak olan kongereye gelen partililer ve delegeler, bina girişinde tek tek arandı. Divanın oluşturulmasından sonra toplantının açılış konuşmasını kapatılan DEP eski Milletvekili Leyla Zana yaptı. Kürtçe konuşan ve konuşması Türkçe’ye tercüme edilmeyen Leyla Zana, daha önce Türkiye Büyük Millet Meclisi ve Avrupa Parlamentosunda kürsüye çıktığını ancak ilk defa bu toplantıda kürsüye çıkarken dizlerinin titrediğini belirterek şöyle dedi:
1999’DA KÜRTLERİN LİDERİ TÜRKİYE’YE TESLİM EDİLDİ
“Tarihe baktığımızda böyle onurlu bir halka dünyada ender rastlanır. İyi ki bu milletin bir parçasıyım. İnanıyorum ki geçen yüzyıl Kürt halkı çok şey kaybetti. İnanıyorum ki gelecekte ve içinde bulunduğumuz yüzyılda birlik olduklarında bir çok şeyi başaracaklardır. Kürt halkı özgürleşmeden Ortadoğu’daki hiç bir halk demokrasisini kuramaz. Empati kurmadığınızda bütün Kürtleri kaybedersiniz. Bugün herkes söylemlerini savaş üzerine kuruyor. Dünyaya, Türkiye’ye bölgeye, kadın ve gençliğe sesleniyorum. 1999’da bütün Kürtlerin beyninde ve yüreklerinde siyasi bir deprem oldu. O süreci yaşayanlar, evlerinde gözyaşı döktüler. Bütün dünyanın işbirliğiyle Kürtlerin lideri (Abdullah Öcalan) Türkiye’ye teslim edildi. Ve bir şartla verilmişti, Kürt sorununun çözülmesi şartıyla verilmişti. Şimdi bütün ülkelere sesleniyorum. Kürt sorununun çözülmesi için hiç bir adım atıldı mı? Birkaç belediye başkanı var, şimdi de bunlara göz dikmişler görüyorum. Eğer Kütler, özgür olarak dilini konuşamıyorsa, demek ki sorun vardır ve derindir.''
ZANA KUZEY IRAKLI KÜRT LİDERLERE SESLENDİ
Leyla Zana, Türkiye’nin kendilerinden iadelerini istediği Kuzey Irak’taki PKK liderleri için bölgedeki Kürt liderlere seslenerek, “Bugün Iraklı Kürtlerden kardeşlerini teslim etmelerini istiyorlar. Haysiyetli ve şerefli hiç bir Kürt, kardeşlerini zindanda çürütmek için teslim etmez. Buna razı olmaz. Dünyaya sesleniyorum, Kürtlere ne yapıldı ki, şimdi bütün Kürtlerden ne istiyorlar?'' diye konuştu.
DÜNYA SELAHADDİN EYYUBİ’NİN ÖCÜNÜ MÜ ALMAK İSTİYOR
Kürtler’in tarihte kendilerinden ne istendiyse verdiklerini ve bunun Selahaddin Eyyubi’den bugüne kadar devam ettiğini söyleyen Zana, “Kürtler iki yol seçti. Birincisi ne istendiyse verdiler, diğer yol ise başkaldırı olmuştur. Üçüncü yol vardır, tarihten bugüne kadar ne verdilerse verdiler, artık verecek birşey kalmadı. Bazen düşünüyorum acaba dünya Selahattin Eyyubi’nin öcünü mü almak istiyor?'' dedi. Türkiye’ye seslenmek istediğini söyleyen Leyla Zana şöyle dedi:
BİZ TERÖRİST VE SAVAŞÇI DEĞİLİZ
“Artık verecekleriniz var. Kore’de, Kıbrıs’ta. 2. Dünya savaşında Kürtler Türklerle omuz omuzaydı. Kürt sorununa samimi yaklaşılmalı. Kürtler ayrılıkcı değildir, biz terörist ve savaşçı değiliz. Biz talancı bir zihniyete sahip değiliz. Bu konuşmam anladığım kadarıyla tarihi bir konuşmadır. Ben savaş sesini istemiyorum. Aslında kimse savaş istemiyor. Savaşanlar bile hiç bir yol bırakmadınız diyorlar. Acaba siz bir yol bıraktınız mı? 1999 yılında Türkiye bu sorunun çözülmesi için adım atmak istedi ancak ABD’nin terörle mücadele konseptine uygun olarak terörle mücade diye çözüm için adım atmaktan vazgeçti. İnternet yoluyla artık bütün dünya avucumuzun içinde. Kürtlerde bu teknolojiden nasibini alıyor, artık kimse kimseyi kandıramaz.''
AYRILMAK İSTEMİYORUZ, SINIRLARIN BİR ANLAMI KALMADI
Leyla Zana, Kürt kadınlarının evletlarını kaybettiğini, ama hiç bir zaman savaş sesleri çıkarmadığını da ifade ederek, “Kürt kadını ‘Benim çocuğum gitti başkasının evladı gitmesin’ diye hep seslendi. Hiç kimse artık Kürtleri kandıramaz, her yola başvuruldu ama bir yola başvurulmadı. O da Kürt’e dönerek ‘ne istiyorsun’ diye çağırmadı. Bu sorunun çözümü için ABD, İngiltere ve Suriye’ye gitmeye gerek yok. Hiç kimsenin kafasında bölünme ve parçalanma fikri yok. Artık yeni bir sayfa açmak istiyoruz. Kongrede bir tek ayrılıkçı ifade yoktur. Bunlar görülmelidir. Ölümden korkmuyoruz, ama ölümün soğuk yüzünü biliyoruz. Biz yaşamak ve yaşatmak için var olmalıyız. Bilimsel baktığımızda halklar arasında sınırların anlamı kalmadı. Biz de sınırsız bir yaşam istiyoruz, kimliğimizle yaşamak istiyoruz. Bu da dildir. Dünyanın hiç bir yerinde ekmek parasıyla kimse gidip ana dilini öğrenmemiştir.Bu da yüzyılın ayıbıdır'' diye konuştu.
APO’YU AFFEDİN
Federasyon ve ayrılmak gibi bir taleplerinin olmadığını yineleyen Zana, bütün yetkilerin Ankara’ya verilmesini eleştirerek, “Bütün yetkiler Ankara’ya verilmiş. Belediye başkanları gibi Valileri de halk seçse kötü mü olur? Devlet de adayını koysun, halk da adayını koysun, hangisi seçilirse ona hürmet ederiz. Federasyon ve ayrılmak istemiyoruz. Sınırların kalktığı bu dünyada sınırsız yaşamak istiyoruz. Artık kimse Kürtleri cahil görmesin'' dedi. Kürt kimliğine Anayasal güvence isteyen Leyla Zana, Abdullah Öcalan’a da özgürlük isteyerek konuşmasını şöyle tamamladı: “Anayasada Kürt kimliği tanınmalı, Kürtlerin kendi diliyle eğitim yapmaları ve kültürel hakları güvence altına alınmalıdır. Türkiye’ye onu belki affedin diyeceğim, ama zaten o bunu kabul etmez. Onu halktan koparmayacaksın, 9 yıl adaya aldınız halktan kopardınız. Halkın yanına getireceksin, burada siyaset yapsa kötü mü olur? Bunu yaptıktan sonra Kürtler silaha sarılırsa söz veriyorum en başta onlarla ben mücadele edeceğim. Kürtler birbirlerine sahip çıksın, halk da onlara sahip çıkar. Kim savaşıyorsa barış onlarla olur. Ben Kürtler biraraya gelirse bu mücadelede varım. Ama şahıslar kendi kendilerine oynarsa ben kılımı bile kıpardatmam.'' Leyla Zana konuşmasını, 1997 yılında Ulucanlar Cezaevinde bulunduğu sırada kendisine gönderilen İranlı şair Resul Rıza’nın ‘Elimden gelse’şiiri ile bitirdi. Şiiri okuyan Zana’nın duygulandığı gözlendi. Toplantı daha sonra basına kapalı olarak devam etti.
Kurdistan'da amaç Kürdleri rahatsız etmek
Irak Dışişleri Bakanı Hoşyar Zebari, Amerikan Newsweek dergisine verdiği mülakatta ;
Gerginlik sıcak tutulmak isteniyor.
Hakkari saldırısının faili meçhul.
PKK'ya Türk istihbaratı sızdı.
Kurdistan'da amaç Kürdleri rahatsız etmek.
Türkiye ile gerginliği canlı tutmak isteyenler bulunduğunu,
Hakkari'ye saldıranların da kim olduğunu bilmediğini öne süren Zebari, "PKK olabilir; ama onların da içine sızılmış durumda." dedi. "PKK'nın İran'la bağlantısı var; ayrıca yıllarca Suriye'de üslendiler." diyen Iraklı bakan, PKK'ya Türk ordusu ve istihbaratının sızdığını savundu.
Türkiye'nin Irak' ın kuzeyinde ajanları, bin 300 askeri ve tanklarının olduğunu ifade eden Zebari, iddialarını bir adım daha ileri götürerek, bütün bunların amacının PKK'yı gözlemek değil, asıl amacın "Kürtleri rahatsız etmek" olduğunu iddia etti. Hoşyar Zebari, "Türkiye'nin bölgeye bu kadar asker göndermesi sadece PKK ile açıklanamaz. PKK'nın nerede olduğunu zaten biliyorlar. Gizli amaçları bölgesel Kürt yönetimini rahatsız etmek, altyapıyı sakatlamak. Bu da durumu daha da gerginleştiriyor." ifadelerini kullandı.
Zebari, açıklamasında, Irak'ın kuzeyindeki bölgesel Kürt yönetiminin bir süredir gündeme getirdiği, "PKK'lılar Kandil'de, onları yakalayıp verecek gücümüz yok." şeklindeki açıklamalarını da tekzip eden ifadeler kullandı. Zebari, "PKK'nın varlığına karşı, Kürt yönetiminin tam desteği olmadan hiçbir şey yapılamaz ve Türkler buna direniş gösteriyorlar." dedi. Irak Dışişleri Bakanı, Türkiye'nin, İstanbul'da kasım başında yapılacak Genişletilmiş Komşular Toplantısı öncesi bir sınır ötesi harekat yapmayacağını da savundu.
Tayyip Erdoğan'ın söz konusu toplantı sonrası Washington'ı ziyaret edeceğine dikkat çeken Zebari, "Erdoğan'ın bu ziyareti, "Türk ordusuna başka bir ülkeyi işgal etme" emri ile zehirleyeceğini düşünmüyorum. Gerginlik yüksek. Ama umarım o zaman hava durumu ve tabiat ana sayesinde soğuma olacak. Türkler kesin bir operasyon yapacak gibi görünüyor; ama kartlarını çok kapalı oynuyorlar. Bu yüzden operasyonun büyüklüğünü bilmiyoruz." ifadelerini kullandı.
Güneydoğu'ya giden otobüsler, ilçe nüfusundan kalabalık bir grup genç tarafından durduruluyor. Yolcular aşağı indirilip sıraya diziliyor. Yol kesenler, hepsini hazır ola geçirip İstiklal Marşı okutuyor.
İnsan Hakları Heyeti: Beşağaç katliamı PKK'nin işi değil
Budala zaptiyeler-Hasan Bildirici
HPG Genelkurmayı yalanladı
Savaş ve Kürt Birliği-Ahmet Alim
DAVID SATTERFIELD: ‘’140.MADDENİN UYGULANMASINA DESTEK VERİYORUZ; TÜRKİYE’NİN ASKERİ OPERASYONLARINA DESTEK VERMİYORUZ’’
PNA-Federal Kürdistan Bölgesi (FKB) Hükümetinin Dış İlişkiler Sorumlusu Felah Mustafa beraberindeki FKB’nin Washington Temsilcisi Kubat Talabani ile ABD’nin Irak Organizatörü ve Dışişleri Bakanlığı Başdanışmanı David Satterfıeld ile biraraya geldi. [...]
BAŞKAN BARZANİ:’’EZİDİLER, KÜRT HALKININ ÖZ PARÇASIDIR HİÇ KİMSE ONLARA HAKSIZLIK YAPAMAZ...’’
PNA-Irak Meclis Başkanı Mahmud el-Meşedani, Türkiye'nin ekonomik yaptırım uygulaması durumunda, hükümetinin de boru hattıyla Kürdistan Bölgesi topakları üzerinde Ceyhan'a yapılan petrol sevkiyatını durduracağını söyledi.
Suriye ziyareti çerçevesinde Suriye Devlet Başkanı Beşşar Esad ve yardımcısı Faruk el- Şara ile görüşmesinin ardından gazetecilere açıklama yapan Meşedani, Kürdistan Bölgesinin baskı altına alınamayacağını ifade ederek, "Irak zengin bir ülke. Eğer ekonomik yaptırım olursa Ceyhanb boru hattını keseceğiz" dedi.
Türk yetkililer, son siyasi gelişmelerden dolayı Irak’a amborgo kararını gündeme almıştı.
Suriye'yi 5 günlüğüne ziyaret eden Meşedani, Suriye'nin krizi sona erdirme çabaları kapsamında Türkiye ile Irak arasında arabuluculuk yapmayı düşündüğünü belirterek, koşullar oluşursa doğru zamanda arabulucuk planının açıklanacağını kaydetti.
Meşedani, Beşşar Esad'ın sorunun çözümü için olumlu bir rol üstlenmeye hazır olduğunu ifade ettiğini açıkladı.
ERMENİ TASARISINA ERTELEME...
RİCE: ‘’’TÜRKİYE, ŞİDDET KULLANARAK HİÇBİR ŞEY KAZANAMAZ’’ PNA-ABD Dışişleri Bakanı Condoleezza Rice, "Türk hükümetine, istikrarsız bir ortamda şiddet kullanarak kazanılacak hiçbir şey olmadığını söylemekteyiz" dedi. [...]