Taymaz: Türkiye sadece silah satmadı, Gürcistan'ın saldırı kapasitesini de geliştirdi

Rizgarî Online/Osetya ve Abhazya`lı politikacılardan sonra Prof. Dr. Erol Taymaz`da, Türkiye’nin Gürcistan'a yalnızca silah satmadığını, hibe de ettiğini, Gürcistan'ın saldırı kapasitesini artırdığını söyledi. "Silahlar ancak savunma için kullanılabilir şartı getirilebilirdi. Sorun sadece silah satışı değil. Hibeler de var. Başbakan bunu söylemiyor. Ayrıca Türkiye Gürcistan subaylarını yetiştirdi, askeri eğitim verdi. Gürcistan son üç yıl içinde silah harcamalarını en hızlı artıran üçüncü ülke. Bu silahlanma, Gürcistan'ın Abhazya ve Osetya gibi sorunlarını askeri yöntemlerle çözme eğilimini gösteriyor." Diyen Taymaz, Türk Başbakanı Erdoğan'ın Gürcistan'a silah satışı için "Her ülke ürettiklerini başka ülkelere satar" demesini bu sözlerle eleştirdi.

Bianet`in kaydettiğine göre Taymaz, Türkiye'nin askeri yardımlarını yaparken silahların belli sorunlarda, hak ihlallerinde kullanılmayacağına ilişkin anlaşma yapılabileceğini de anımsatıyor. Güney Osetya'yı kast ederek "İç sorunlarını çözümünde bunlara başvurmayacaksın, ancak savunma için kullanacaksın şartı konulabilirdi. Örneğin ABD, Gürcistan'a askeri yardımlarında Abhazya'da kullanılmaması şartını koşmuştu."

Şimdiye kadar 45 milyon dolarlık yardım

Rusya Savunma Bakanlığı'na göre, Türkiye şimdiye kadar Gürcistan'a toplam 45 milyon dolarlık askeri ardımda bulundu. TÜSAM'dan Araz Aslanlı'nın metnine göre 2006'nın yalnızca ilk çeyreğinde Türkiye Gürcistan'a 1,8 milyon dolarlık yardım yaptı. 26 Nisan 2006'da Gürcistan sınır kuvvetlerine 667 bin dolar tutarında askeri malzeme yardımı yapıldı.

2001'de Türkiye Gürcistan'a iki askeri helikopter bağışladı ve personelini eğitti. Bunların ABD'nin bağışladığı 6 helikopterle birlikte toplam değeri 6 milyon dolardı.

2000'lerin başında Türkiye Gürcistan'ın Marneuli hava üssünün 1,5 milyon dolarlık modernizasyonunu üstlendi.

Bu yılın başında, şubattaki görüşmelerde iki ülke arasındaki ikili askeri işbirliği anlaşması yenilendi.

"Şu an savaşanların bir kısmı eğitimlerini Türkiye'den aldı"

Taymaz, Gürcistan'ın Güney Osetya'ya girmesiyle başlayan çatışmalarda savaşanların bir kısmının askeri eğitimlerini Türkiye'den aldığını söylüyor.
Türkiye'deki Çerkeslerin yayınladığı Jineps, Türkiye hükümetinin Gürcistan'a askeri desteğini çekmesini istediği açıklamasında Türkiye'nin Gürcistan ordusuna iki hücumbot, tank, top ve mühimmat hibe ettiğini, çok sayıda Türkiye subayını personeli eğitmek için Gürcistan’a yolladığını, çatışmalarda ana karargah olarak kullanılan askeri üslerin modernizasyonunu yaptığını bildirmişti.

"Çıkarma gemisi ne için?"

Türkiye'nin Gürcistan'a çıkarma gemisi verdiğini söyleyen Taymaz soruyor: "Çıkarma gemisi ne işe yarar? Savunma amaçlı kullanılamaz. Türkiye Gürcistan'ın saldırı kapasitesini geliştiriyor."

RO/Cemil Süphan

Abhazya Milletvekili Soner Gogua: Gürcüleri Türkiye cesaretlendirdi

YORUM - Kafkas kökenlileri tutarlı olmaya davet ediyoruz

Gürcistan, savaşa Türkiye ve ABD tarafından hazırlandı, Türk savaş gemisi Batum`da…

İran dilli bir halk olan Osetinler Kürtlerin ırk kardeşleridir

Gürcü subayların üniformaları bile TSK’dan

KARASIN: GÜNEYE OSETYA’DA 2 BİNDEN FAZLA KİŞİ ÖLDÜ

'NATO, ABD ve Türkiye hazırladı'

Bir Ergenekon cephaneliği daha çıktı

İSTANBUL (15.08.2008) - Ergenekon soruşturması kapsamında dün İstanbul ve Ankara'da düzenlenen operasyonlarda biri emekli albay olmak üzere 3 kişi gözaltına alındı.

Gözaltına alınan emekli albay Arif Doğan'ın JİTEM'in kurucularından olduğu ve Veli Küçük'ün sağ kolu olduğu iddia ediliyor.

Emekli Jandarma Albay Arif Doğan Ankara'da, kimlikleri öğrenilemeyen öteki iki kişi ise İstanbul'da gözaltına alındı. Beykoz'daki bir villaya ve Doğan'a ait olduğu belirtilen bir işyerine yapılan baskında 3 adet uzun namlulu silah, 3 adet tabanca, çok sayıda mermi, 280 adet el bombası ile JİTEM'e ait önemli belgeler bulunduğu bildirildi.

Daha önce yapılan baskınlarda da kontrgerilla cephanelikleri ele geçirilmişti. Son cephanelik, şimdiye kadar açığa çıkanların en büyüğü. Çok sayıda büyük ve küçük silahın yanında ele geçen 280 el bombasının nerelerde kullanılmak üzere cephanelikte yer aldığı ise şimdilik bir soru işareti.

Kürdistan'da faili meçhul cinayetler ve köy yakma olaylarında adı sıkça geçen kontrgerilla elemanı Albay Arif Doğan, 1990’lı yıllarda Şırnak ve Batman’da istihbarat grup komutanlığı yapmıştı. İsmi Ergenekon iddianamesinde de geçen Doğan, 1999 yılında Hatay’dan MHP milletvekili adayı olmuştu.

Doğan'da kirli savaş suçlusu

Arif Doğan’ın adı ilk defa 16 eylül 1989’da Şırnak’ın İdil ilçesinde Tahsin Selin, Hasan Utanç ve Hasan Cener adlı üç köylünün öldürülmesi olayı ile duyuldu. Olayın üzerinden 10 yıl geçtikten sonra Arif Doğan’ın da içinde bulunduğu asker, korucu ve itirafçılardan oluşan çok sayıda kişiye dava açıldı. İdil Cumhuriyet Savcısı İlhan Cihaner tarafından 8 ocak 1999 tarihinde hazırlanan iddianamede, Binbaşı Ahmet Cem Ersever, Albay Arif Doğan, Yüzbaşı Sinan Yaşar, Jandarma Kıdemli Başçavuş Şaban Bayram, İbrahim Babat, Faysal Şanlı ile ‘Açık kimlik ve sayıları tespit edilemeyen itirafçı, korucu ve kamu görevlileri’ hakkında, “silahlı çete oluşturmak”tan dava açıldı. Konu DGM kapsamına girdiği için görevsizlik kararı verilerek, Diyarbakır DGM’ye gönderildi. Diyarbakır DGM Savcılığı, Albay Doğan, Ahmet Cem Ersever ile Veli Küçük’ün de aralarında olduğu çok sayıda rütbeli asker hakkında dosyayı rafa kaldırıldı.

Ayrıca, 1997'de İstanbul Kadıköy'de silahlı bir çatışmaya katılan itirafcı İbrahim Babat, ortağı Süleyman Ülger'i öldürmeye teşebbüsten aranırken, ilişkisini hiç kesmediğini söylediği Yalova İl Jandarma Alay Komutanı Arif Doğan'ın odasında yakalanmıştı.

Çömez ve Ersöz hakkında yakalama kararı

Öte yandan Ergenekon soruşturması kapsamında AKP eski milletvekili Turan Çömez ile emekli Tuğgeneral Levent Ersöz hakkında yakalama kararı çıkartıldı. Soruşturmayı yürüten İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı'nın başvurusu üzerine, İstanbul Nöbetçi Ağır Ceza Mahkemesi, Ersöz ve Çömez hakkında "yakalama kararı" çıkarttı. Hatırlanacağı gibi eski Jandarma İstihbarat Daire Başkanı olan Ersöz, Şener Eruygur ve Hurşit Tolun'un gözaltına alındığı operasyonda, Rusya'ya kaçmıştı.

Ergenekon'un Güngören bağlantısı araştırılıyor

Soruşturmayı yürüten savcılığın, ayrıca Güngören'de 27 Temmuz'da meydana gelen bombalı saldırıyla Ergenekontra çetesinin bir ilişkisinin bulunup bulunmadığı yönünde araştırma yaptığı belirtildi. ABD'nin İstanbul Başkonsolosluğu önünde yaşanan silahlı saldırının Ergenekon terör örgütü ile ilişkisi de araştırılıyor.

Demokratik, devrimci kurum ve örgütler daha ilk günden itibaren, katliamı PKK'ye yıkmaya çalışan devletin tam tersine, Güngören katliamının kontrgerilla provokasyonu olduğunu belirtmişlerdi. Öte yandan bombalı saldırının 'failleri' oldukları iddiasıyla tutuklanan Kürt gençlerinin de olayla ilişkilerinin bulunmadığı Hakim ve Savcılığın açıklamaları ile de kesinlik kazanmıştı.

AKP kan emmeyi sürdürüyor

Kopyası ahmet-kirboga kanli_iskence

AKP’nin iktidara geldiği günden beri başta cezaevleri olmak üzere yaşanan insan hakları ihlalleri ve işkencelerde büyük artış yaşandı. İHD Diyarbakır Şubesi, cezaevlerinde yaşanan işkencenin had safhaya çıktığını kanıtı olarak Erzurum H Tipi Cezaevi’ne sevk edildiği sırada işkenceye maruz kalan Ahmet Kırboğa’nın kanlı elbiselerini basına gösterdi. Şube Başkanı Muharrem Erbey, AKP Hükümeti döneminde cezaevlerinin ölüm ve işkence evlerine dönmeye başladığını söyledi.

image İnsan Hakları Derneği (İHD) Diyarbakır Şubesi, cezaevlerinde yaşanan işkencelere dikkat çekmek amacıyla dün basın toplantısı düzenledi. Şube binasında düzenlenen toplantıda Bitlis E Tipi Kapalı Cezaevi’nden Erzurum H Tipi Cezaevi’ne sevk edilen Ahmet Kırboğa’nın işkence izlerinin bulunduğu elbiseleri basına gösterildi. Toplantıda konuşan İHD Diyarbakır Şube Başkanı Muharrem Erbey, Ahmet Kırboğa’nın kendilerine gönderdiği mektupta, isteği dışında nakledildiğini ve nakil sırasında işkenceye maruz kaldığını aktardığını belirtti. Türkiye’de işkence ve kötü muamele vakalarında son dört yıl içinde ciddi artışların olduğuna dikkat çeken Erbey, “AKP Hükümeti ne kadar ‘işkenceye sıfır tolerans’ diyerek, AB’ye mavi boncuk dağıtarak, işkencenin azaldığını ifade etse de, uygulamaların bunun gerçek dışı olduğunu gösteriyor” dedi.

‘İşkence arttı’

ahmet-kirboga kanli_iskenceKürt illerinde bulunan İHD şubelerine 2004 yılının ilk altı ayında 174 işkence ve kötü muamele iddiasıyla başvuru yapıldığını ifade eden Erbey, başvuruların 2005 yılının ilk altı ayında 191’e, 2006 yılının ilk altı ayında 242’ye, 2007 yılının ilk altı ayında 172’ye, 2008 yılının ilk altı ayında ise 434 kişiye ulaştığı bilgisini verdi. Erbey, bu tür uygulamaların işkence ve kötü muamele iddialarının bitmediğini ve gittikçe arttığının göstergesi olduğunu vurguladı.

‘Cezaevleri ölüm evlerine dönüştü’

Türkiye’de adalete olan güvenin AKP Hükümeti döneminde daha fazla zedelendiği vurgulayan Erbey, “bu ülkenin cezaevleri ölüm evlerine, işkence evlerine dönmeye başladı. Özellikle siyasi nedenlerle tutuklanan Kürtlere karşı uygulanan insanlık dışı işkence ve kötü muameleye dair başvurular maalesef gittikçe artmaktadır. ‘İşkenceye sıfır tolerans’ diyen AKP Hükümeti bu uygulamaları işkence olarak görmüyor mu? Bu insanların cezalandırılmaları amacıyla dört duvar arasına bırakılmaları yetmiyor mu?” diye sordu.

image Başvurular sonuç vermiyor

Bitlis, Siirt ve Erzurum cezaevlerinde son dönemde artan insan hakları ihlallerinin araştırılmasını isteyen Erbey, bu konuda birçok başvuru yapmalarına rağmen bir sonuç alamadıklarını kaydetti. DTP Amed Milletvekili ve şubelerinin eski başkanı Selahattin Demirtaş’ın soru önergesi vererek Adalet Bakanı Mehmet Ali Şahin’e cezaevlerindeki ihlalleri sorduğunu dile getiren Erbey, Bakan Şahin’in ‘cezaevlerinde ihlal yok’ diye cevap verdiğini hatırlattı. Erbey, Bitlis, Siirt ve Erzurum cezaevlerinin müfettişler ile bağımsız kuruluşlar tarafından incelenmesi ve denetlenmesi gerektiğini belirterek, “İnsanlık aleminin utancı olan işkenceye karşı asla tepkisiz kalmayacağız” diye konuştu.

‘İşkence gördüm’

İHD Diyarbakır Şube Başkanı Erbey, açıklamanın sonunda Ahmet Kırboğa’nın Bitlis Cezaevi’nden gönderdiği mektubundan şu alıntıları yaptı: “Bitlis Cezaevi’nde işkence ve kötü muamele gördüm. 11 Temmuz’da isteğim dışında Bitlis E Tipi’nden, Erzurum H Tipi’ne sevk edildim. Erzurum Cezaevi girişinde askerler bana hakaret etti. Tehdide maruz kaldım. Elbiselerim zorla çıkarılarak, cezaevindeki görevlilerin kötü muamelesiyle karşılaştım. Üç gün hücre de kaldım. Geceleri havalar soğuk olmasına rağmen, nevresim ve battaniyem verilmiyordu. Yemek yediğimde kaşık verilmiyordu. Havlu, sabun, diş fırçası macunu ve deterjan gibi temizlik malzemeleri çantamda olduğu halde bana verilmiyordu.” DİHA/AMED YENİ ÖZGÜR POLİTİKA

  1. Kadın tutuklular taciz ediliyor! AKP'den işkence ye büyük tolerans Tutuklu, Türk Polisi’nin gözü önünde bıçaklandı Gözaltındaki DTP İlçe Başkanı hastaneye kaldırıldı Çocuğa falaka kadına işkence AKP hükümeti hesap vermeli “Tutuklanmayacak Ergenekon” Kuzey Kürdistan’da: 6 ayda 178 kişi öldürüldü Bir 'iyi çocuğun' itirafları : infaz, bombalama, tecavüz, işkence, suikast! İnsaf! Ömür 10 yaşındaydı Vahşete karşı bir direniş ruhu: 14 Temmuz 1982 ‘Tek oğlumu aldılar benden’ Yine Van yine polis! İran bir Kürdü yaralı halde idam etti İşte JİTEM'in ağına düşen 14 yaşındaki kızın hikayesi “Devletin vur dediğini vurduk”! İşkence yok infaz var! AKP hükümetine göre işkence 'münferit' olay Kürt önergesi Alman parlamentosunda Kürt toplumunun haklarını savunanlar baskı altında TÜRKİYE'DE İŞKENCE GÜNLERİ WPO RAPORU :‘’TÜRKLERİN %51’İ İŞKENCEDEN YANA’’ Adaletten dönüş operasyonu Bornova da bir ayda 2. işkence : Mardinli Kürt'tür Vurun ulan vurun! Tutukluya işkence yaptılar Cizreli çocuklara cezaevinde işkence Karakolda şahitlere de işkence : 'Siz Kürtler ölmezsiniz, köpeksiniz size bir şey olmaz' Polis'ten neştercilere çay ikramı... İşkence : Vicdani retçi Bal'a Askeri Cezaevi'nde linç girişimi TSK'de intihar salgını: 5 ayda 26 asker öldü AK Parti Hükümeti tarafından değiştirilen Polis Vazife ve Selahiyet Kanunu'nun (PVSK) uygulamaları vatandaşın canını yakmaya devam ediyor. Vahşetin simge kızı 13 yıl sonra konuştu Bir askerden vahşet itirafları 'Dışkı davası' baş mağduru Kamil Müştak yaşamını yitirdi Irkçı-milliyetçi saldırgan gruplar, polis eşliğinde, Penisine ip bağlanarak odanın içinde gezdirilen Aslan'a 'suçunu itiraf etmesi' istendi. Darbe, gözaltı, işkence, idam, göç, sürgün, faili meçhul, köy boşaltma, koruculuk, itirafçılık, pişmanlık dâhil tüm yollar ve yöntemler denenmedi mi? Kürtlerin yüzelli yıldır süren özgürlük kavgası Rehn, ‘’Türk hukuki çerçevesi işkence ve kötü muameleye karşı geniş teminatlar içermektedir. Ancak hala vakalar meydana gelmektedir, 'Bölgede Kürt erkeğinin de kadın konusunda eğitilmesi gerekiyor. Zaten mevcut olan sistem Kürt halkına elinden geldiği kadar baskı ve işkence yapıyor "Eve geldi. Saat beş gibi dışarı çıktı. Yavrumun ne kahvesi vardır, ne içkisi. Kazandığı parayı ay başı bana verirdi." Generalini bağrına basar, 'o da demokratikleşti' diye sevinç payı da çıkarır, sonra "30 bin Kürt öldürdük" diyen yazarı taşa tutar. 'Önümüzdeki mahkeme gelmeyebilirim, beni işkencede öldürecekler,' sözleri hâlâ kulağımda. Necmettin sonraki mahkemeye gerçekten gelemedi, haklı çıktı. “Ellerine Sağlık. Bu millet bağlı bulunduğu her ülkenin başına beladır. Asalakça yaşamaya alışmışdır. Ermeniler gibi bunlarıda İran, Suriye, Irak.." Oyunu bozalım Gerilla sanilip 16 yaşında bir kız çocuğunun da aralarında bulunduğu 4'ü kadın 5 kişinin öldürülmeden once iskenceye ugradiklari ortaya cikti “Bitlis, Hakkari, Artvin, Çankırı, Muş, Van gibi onlarca ilde kişi başına gelirin 300-400 dolar civarında olduğu saklanmaktadır” Dedelerimizin Mezarlarının Nerede Olduğunu Bilmek İstiyoruz!

KERKÜK VE YEREL SEÇİMLER YASASI İÇİN KOORDİNASYON HAZIRLIĞI

Kirkuk Castle, a symbol of Kurdish history

PNA-Irak İslami Fazilet Partisi, seçim yasası ve Kerkük meselesinin çözümü konusunda Irak parlamentosundaki bazı siyasi gruplar arasında koordinasyon kurulmasının gündemde olduğunu açıkladı.

1957 Kerkuk nufus sayimi sonuclari 

Kirkuk Kurdistan-iraq

Irak İslami Fazilet Partisi yetkililerinden Basım Şerif Irak’ın Sesi ajansına yaptığı açıklamada, seçim yasası ve Kerkük meselesinin çözümü konusunda parlamentodaki bazı siyasi gruplar arasında kordinasyon kurulmasının gündemde olduğunu belirtti.

Basım Şerif, Fazilet partisi, El-Irakiye, Arap Kütlesi ve bağımsız üyeler İzeddin el-Devle ile Hüseyin Felluci’nin özellikle Kerkük ve yerel seçimler konusunda ulusal uzlaşmaya dayalı bir çözüm yolunun bulunması için görüşmelerde bulunduğunu söyledi.

hawler erbil arbil castle Kurdistan

HEWLER’E GÖÇ EDEN VATANDAŞLARDAN SEÇİME KATILMAK İÇİN SEÇİM MERKEZLERİNE BAŞVURU...    

PNA-Irak’ta diğer vilayerlerden Kürdistan Bölgesi’in Başkenti Hewler’e göç eden 12 bin kişiden 8 bininin yerel seçimlere katılamak için Hewler seçim bürosuna adını yazdırdığı bildirildi.

Konuya ilişkin bir açıkama yapan Hewler Yüksek Seçim Komisyonu yetkilisi Hındrin Muhammed Salih, Irak’ın güneyinden ve orta kesiminden 12 bin göçmenin başkent Hewler’de yaşadığını bunlardan 6 bininin Kürt, Arap ve Hristiyan olduğunu ve bunların Musul’dan göç ettiklerini bildirdi.

Salih, Hewler’de bulunan göçmenlerin oylarını kullanmaları için özel sandıkları hazırlanacağını ve şuana kadar 8 bin kişinin oy kullnmak için adını yazdırdığını bildirdi.

BAŞKAN YARDIMCISI KOSRET RESUL ALİ, ABD’NİN BAĞDAT BÜYÜKELÇİLİĞİ’NDEN BİR HEYETİ KABUL ETTİ
image

Güney'de askeri topluma doğru 3

Güney'de askeri topluma doğru 2
Güney'de askeri topluma doğru 1

PNA-Federal Kürdistan Bölge (FKB) Başkanı Yardımcısı Kosret Resul Ali, ABD’nin Bağdat Büyükelçiliği Yolsuzlukla Mücadele Dairesi Kordinasyon Sorumlusu Laurence Benedikt ve beraberindeki heyeti kabul etti.

Görüşmede, Laurence Benedikt ve beraberindeki heyetin Kürdistan ziyareti karşısındaki memnuniyetini dile getiren Başkan Yardımcısı Ali, her zaman şefafiyetten yana olduğunu, bunu çok münasebette ve yerde dile getirdiğini söyledi ve heyete görevlerinin kutsal bir görev olduğunu illetti.

Başkan Yardımcısı Ali, yolsuzluğun bir hastalık olduğunu ve bu nedenle bütün dünyada önüne geçilmesi gerektiğini kaydetti.

Irak’taki görevlerinden bahseden Laurence Benedikt de, Kürdistan Bölgesi’ndeki medya özgürlüğünün rolüne değinerek, özgür medyanın yolsuzluğa teşebbüs gibi diğer yolsuzluk türlerinin önüne geçilmesinin en önemli faktörlerden biri olduğunu söyledi.

ABD’nin Bağdat  Büyükelçiliği Yolsuzlukla Mücadele Dairesi Kordinasyon Sorumlusu Benedikt, ayrıca, Kürdistan Bölgesi’ndeki özgürlük ve kalkınma karşısındaki memnuniyetini de dile getirdi.

  1. PEŞMERGE GÜCÜ KOPARILMIŞ BÖLGELERİN SINIRLARINDAN ÇEKİLMİYOR
  2. İNGİLTERE’NİN HEWLER BAŞKONSOLUSU BRUS: “140. MADDEYİ DESTEKLİYORUZ’’
  3. Kerkük ve Bush'un beklentisi
  4. Kerkük üzerinden nüfuz savaşı
  5. Şii Lider Sistani: “KERKÜK’ÜN GELECEĞİNİ KERKÜK HALKI BELİRLEYECEK”
  6. Türkiye, Irak’ı siyasi krizin eşiğine getirdi
  7. Dr.MAHMUT OSMAN: ‘’IRAK’TAN KERKÜK’E GÜÇ KAYDIRMAK ARAPLAŞTIRMA ANLAMI TAŞIYOR’’
  8. Kandil’den Kerkük mesajı:Sömürgeciler Kürtleri denetim altında bulundurmak için Kerkük’ü enegelliyorlar”
  9. Türkiye, Saddam Hüseyin rejimininden sonra Kürtlerin bütün kazanımlarını azaltmak için her yolu deniyor
Şengal Katliamı: 500 ölü, 400 yaralı

Alınak 35 yıl sonra 2. kez cezaevinde : “Bu maskeli faşist düzeni teşhir ediyorum”

289882 Deniz Gezmiş ve Musa Anter'in isimlerinin cadde ve sokaklara verilmesini isteyen DTP'li Alınak, hakkında verilen para cezasını ödemeyi reddettiği için 50 gün kalmak üzere cezaevine girdi.
Alınak, Demokratik Toplum Partisi (DTP) İl Başkanlığı'nda bu sabah (12 Ağustos) düzenlediği bir basın toplantısının ardından destek için gelen yaklaşık 200 kişinin eşliğinde Kars Adliyesi'ne gelerek savcılığa teslim oldu.

Savcılıkta işlemlerinin tamamlanmasından sonra Alınak, bir polis aracıyla Kars Kapalı Cezaevi'ne götürüldü.

Alınak: 35 yıl sonra düşüncelerimden yine hapisteyim

Kars Sulh Ceza Mahkemesi'nin iki davada 50 gün hapis cezası karşılığı verilen bin YTL adli para cezasını ödemesi için 11 Ağustos'a kadar süre tanınan Kars Halk Meclisi Sözcüsü Alınak, 10 Temmuz'da tebliğ edilen ödeme emrinin gereğini yapmayacağını, para cezasını ödemeyeceğini ve hapse girmeyi tercih ettiğini açıklamıştı.

Hapse girdiği sırada bir açıklama yayımlayan Alınak, "Bu açıklama elinize geçtiğinde ben Kars Cezaevinde olacağım. Sanırım dünyada ilk kez böyle bir sivil itaatsizlik eylemi gerçekleştirmiş olacak. Ruhumu özgürleştirmek için bedenimi tutsaklaştırıyorum. Bu maskeli faşist düzeni teşhir ediyorum ve akan kan için halkın seçtiği sıkıntılar için suçluyorum" dedi.

1973 yılında gencecik bir insanken düşünceleri nedeniyle hapisle tanıştığını vurgulayan Alınak, "Yıl 2008, yine suçlu sandalyesinde ve cezaevi yolundayım. On yıllar geçmiş ama hiçbir şey değişmemiş. Şu bilinsin ki, çocuklar öksüz kalmasın diye annelerin yürekleri dağlanmasın diye, insanlar özgür ve mutlu olsunlar diye sadece özgürlüğümüz değil, bin canım olsa binini de feda ederdim. Özgürlüğün istediği bedeli ödemek üzere cezaevine gidiyorum" diye kaydetti.

Alınak: Kendi özgür irademle cezaevine giriyorumAPEMUSA ANTER

Alınak, konuyla ilgili bianet'e "Hapishaneye girmek Türkiye'de bir görev. Demokrasi ve özgürlükleri başka türlü elde edemiyorsunuz, ne yazık ki. Hukuksuzluğu protesto etmek, düşünce özgürlüğüne dönük bu antidemokratik uygulamayı teşhir etmek ve demokrasiye katkı yapmak için kendi özgür irademle cezaevine girmeye karar verdim" demişti.

50 gün kadar hapiste kalması beklenen Alınak, Kars Belediye Başkanlığı'na gönderdiği söz konusu elektronik posta mesajı yoluyla "suçluyu övdüğü" iddiasıyla 3 Haziran'da 50 gün hapsin karşılığı olarak bin YTL adli para cezasına mahkum olmuştu.

Mahkeme, 6 Mayıs 1972'de idam edilen Türkiye Halk Kurtuluş Ordusu yöneticisi Deniz Gezmiş, öldürülen HEP Diyarbakır İl Başkanı Vedat Aydın, devletin öldürttükten sonra Susurluk Raporu'yla pişmanlık ifade ettiği Kürt aydın Musa Anter'in adlarının çeşitli cadde, park ve sokaklara ad olarak verilmesi talebini "suç ve suçluyu övmek" olarak değerlendirmişti. /Bia

Showing posts for query Mahmut Alınak. Show all posts

Türk: Fırat'ın doğusundaki Ergenekon'u temizleyin

DTP'de değişim kurultayı

Alınak: Ankara kanlı kefen istilasına uğrayacak!

Siyasetçi kırımı yaşanıyor

1000 Kişi, Newyork Times, Herald Tribune ve Le Monde'dan sonra Kürt Sorunu'na Barışçıl Çözüm için be kez Taraf'a İlan Verdi

Kürd sorununa barışçıl çözüm çağrısı Le Monde'da tam sayfa…

`ERDOĞAN VE BÜYÜKANIT YARGILANSIN'

İşte Türkiye'nin Kürtçesi(!)

Erdogan, Asker, Medya ve Yargı, DTP'yi Hedefe Koydu

image

Ve Alınak cezaevinde
alinak_cezaevine_girdi Türkiye'de ifade özgürlüğüne yönelik baskılar sürüyor. DEP eski Milletvekili ve eski DTP Kars İl Başkanı Mahmut Alınak cezaevine girdi.
İmralı Cezaevi sistemini eleştirdiği ve Kars Belediyesi'nden Musa Anter, Deniz Gezmiş, Vedat Aydın, Kemal Akbulut ve Oruç Korkmaz'ın adlarının caddelere verilmesini talep ettiği için açılan iki ayrı davada para cezası verilen Mahmut Alınak, cezayı ödemediği için cezaevine girdi. Cezaevine girmeden önce Kars DTP İl Örgütü'ne gelen Alınak için basın toplantısı düzenlendi. Alınak'ın cezaevine girmesine tepki gösteren DTP Kars İl Başkanı Veli Müyken, Alınak'ın herhangi bir şiddet eylemine katılmadığı halde yaptığı iki basın açıklamasıyla sadece düşüncelerini dile getirdiğini kaydetti. Müyken, Alınak'ın cezaevine girmesiyle Türkiye'de düşüncenin ve düşünceyi ifade etmenin ne kadar tehlikeli bir suç sayıldığının bir kez daha kanıtlandığını dile getirdi. Bir konuşma yapan Mahmut Alınak, 'Hukuk, Şemdinli'de bombalı katliam yapanları 'İyi çocuklar' olarak nitelendirenler için geçerli değil. Hukuk, Van'da 33 Kürdü kurşuna dizdiren General Muğlalı'nın adını askeri kışlaya verenlere işlemiyor. Hukuk, yıllardır devletin içinde mantar gibi türeyen ve yüzlerce yazar, düşünür ve siyasetçiyi katleden terör örgütlerini görmüyor. Türkiye'de hukuk, düşüncelerini ifade eden yazarlar, sanatçılar ve siyasetçiler için adeta demokrasinin kılıcı gibi işlev görmeye başladı. Türkiye'de hukuk, ne söylendiğiyle değil, kimin söylediğiyle ilgilendiği için bağımsızlığını yitirmiştir. Bir siyasetçinin 21. yüzyılda düşüncelerinden dolayı cezaevine girmesi Türkiye'nin alnında kara bir lekedir. Demokrasi ve insan haklarının düzeyi açısından utanç verici bir tablodur. Bugün bir süreliğine size 'Hoşça kalın' diyorum' dedi.
Yapılan açıklamadan sonra 100 kadar DTP'li, il binasından adliyeye kadar sessiz bir yürüyüş gerçekleştirdi. Yürüyüşten sonra Alınak, savcılığa giderek teslim oldu. Alınak 50 günlük hapis cezasını çekmek üzere Kars Cezaevi'ne götürüldü.
Bu arada İHD İzmir Şubesi, Alınak'a destek açıklamasında bulundu. İHD üyeleri, Başbakan Tayyip Erdoğan'a mektup göndererek, Alınak'a verilen 50 günlük hapis cezasının kaldırılmasını istedi. KARS / DİHA

image

Deniz Gezmiş, Vedat Aydın ve Musa Anter’in adlarını cadde, park ve sokaklara ad olarak verilmesini istediği için hakkında verilen para cezasını ödemeyi kabul etmeyen Kürt siyasetçi Mahmut Alınak hapse girdi.

mahmutalinaktutuklama Eski milletvekili DTP’li Mahmut Alınak, DTP İl Başkanlığı’nda dün sabah düzenlediği basın toplantısının ardından destek için gelen yaklaşık 200 kişinin eşliğinde Kars Adliyesi’ne giderek, savcılığa teslim oldu. Alınak, bir polis aracıyla Kars Kapalı Cezaevi’ne götürüldü.

Kars Sulh Ceza Mahkemesi’nin iki davada 50 gün hapis cezası karşılığı verilen bin YTL adli para cezasını ödemesi için 11 Ağustos’a kadar süre tanınan Kars Halk Meclisi Sözcüsü Alınak, 10 Temmuz’da tebliğ edilen ödeme emrinin gereğini yapmayacağını, para cezasını ödemeyeceğini ve hapse girmeyi tercih ettiğini açıklamıştı. Hapse girdiği sırada bir açıklama yayımlayan Alınak, “Bu açıklama elinize geçtiğinde ben Kars Cezaevi’nde olacağım. Sanırım dünyada ilk kez böyle bir sivil itaatsizlik eylemi gerçekleştirmiş olacak. Ruhumu özgürleştirmek için bedenimi tutsaklaştırıyorum. Bu maskeli faşist düzeni teşhir ediyor ve akan kan için halkın seçtiği sıkıntılar için suçluyorum” dedi.

1973 yılında gencecik bir insanken düşünceleri nedeniyle hapisle tanıştığını vurgulayan Alınak, “Yıl 2008, yine suçlu sandalyesinde ve cezaevi yolundayım. On yıllar geçmiş ama hiçbir şey değişmemiş. Şu bilinsin ki, çocuklar öksüz kalmasın diye annelerin yürekleri dağlanmasın diye, insanlar özgür ve mutlu olsunlar diye sadece özgürlüğüm değil, bin canım olsa binini de feda ederdim. Özgürlüğün istediği bedeli ödemek üzere cezaevine gidiyorum” diye kaydetti.

Dava rekortmeni...

Alınak’a yaptığı ‘sivil itaatsizlik’ eylemleri nedeniyle sadece 2007 yılı içerisinde 24 dava açıldı. Kars Cumhuriyet Savcılığı, Alınak hakkında 2 defa ‘Türklüğe hakaret’, 2 defa ‘Halkı kin ve düşmanlığa tahrik’, 2 defa ‘Cumhuriyetin devlet ve kurumlarına hakaret’, 3 defa ‘Siyasi Partiler Yasası’na muhalefet’, 3 defa ‘2911 Sayılı Toplantı ve Gösteri Yürüyüşleri Kanunu’na muhalefet’, 2 defa ‘Suç ve suçluyu övmek’, ‘Türk Silahlı Kuvvetlerini aşağılamak’, ‘Halkı askerlikten soğutmak’ suçlarını işlediği gerekçesiyle davalar açtı. Alınak bu davaların 3’ünde ceza alırken, 21 dava ise halen sürüyor. Bu rakamlara göre, Alınak’a ortalama 15 günde bir dava açılmış oldu.

KARS YENİ ÖZGÜR POLİTİKA

BTC boru hattında Türkiye’den tazminat isteniyor

btc_petrol_yangini_sondurulemedi Erzincan'ın Refahiye ilçesinden geçen Bakü-Tiflis-Ceyhan (BTC) Petrol Boru Hattı'na yönelik 5 Ağustos'ta düzenlenen saldırıdan sonra çıkan yangın ancak dün söndürüldü. Sabotajın Türkiye'ye maliyetinin büyük olduğu bildirilirken, BTC'yi işleten şirketin Türkiye'den tazminat talep ettiği, boru hattından sorumlu Türkiye'nin ise tazminat ödememek için olayı 'HPG tarafından yapılmış bir sabotaj' olarak kabul etmediği belirtildi.
BTC boru hattında tazminat manevrası!
HPG'nin 5 Ağustos gecesi Erzincan'ın Refahiye ilçesine bağlı Yurtbaşı köyü yakından geçen Bakü-Tiflis-Ceyhan (BTC) Ham Petrol Boru Hattı'na düzenlediği sabotaj eyleminin ardından çıkan yangının yankıları sürüyor. Sabotajın Türkiye'ye maliyetinin büyük olduğu bildirilirken, BTC'nin işleten şirketin Türkiye'den tazminat talep ettiği, boru hattından sorumlu Türkiye'nin ise tazminat ödememek için sabotajın HPG tarafından yapıldığını kabul etmediği belirtildi.
Bakü-Tiflis-Ceyhan (BTC) Ham Petrol Boru Hattı'na HPG'liler tarafından gerçekleştirilen sabotajla ilgili Türkiye'nin tazminat ödemekle karşı karşıya kaldığı belirtildi. Ancak boru hattının güvenliğinden sorumlu olan Türkiye'nin tazminat ödememek için eylemin HPG tarafından yapıldığını ısrarla redettiği bildirildi. Hükümetler arası anlaşmaya göre, 'terör mücbir sebepler arasında sayılmadığı' için hattın güvenliğinden sorumlu ülkenin ortaklarının zararını karşılaması gerekiyor. Dolayısıyla Türkiye, yangın yüzünden hem hattan günlük kazandığı yaklaşık 500 bin dolardan oldu, hem de ortaklarının payına göre, en az bu tutar kadar olan zararlarını ödemek durumunda kalacak. Ancak Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığı tazminatı ödememek için incelemelerin sürdüğünü belirtti. Bu arada boru hattının işleticisi konumundaki BTC şirketi, tazminatı gündemlerine alacaklarını ancak öncelikli olarak alternatif güzergahları devreye almak istediklerini söylediler.boruhattipatlama9
Öte yandan sabotajın ardından meydana gelen yangın dün söndürüldü. Yetkililer, bölgede soğutma çalışmalarının devam ettiğini ve sızan petrolün hatta geri verilme çalışmalarına en kısa sürede başlanacağını kaydettiler. Hazar petrollerinin Karadeniz kullanılmadan Batı pazarlarına tek çıkış yolu olan petrol boru hattındaki onarım işlemlerinin bir-iki hafta içinde tamamlanması beklenirken, stokların tükendiği kaydedildi. BTC yetkilileri, boru hattındaki patlama sonrası Azerbaycan'daki ACG ve Şahdeniz sahalarında üretimin azaltıldığı ve Şangaçal terminalinde de stok yönetimine geçildiğini belirttiler.
Toplam uzunluğu bin 776 kilometreyi bulan hattın bin 76 kilometresi Türkiye topraklarında yer alıyor. Hattan saatte 6 bin 300 metreküp petrol taşınması halinde günlük bir milyon varil kapasiteye ulaşılıyor. Saatte 7 bin 600 metreküp petrol akması halinde ise günlük kapasite 1.2 milyon varil olacak. Yangından önce hattan yapılan yükleme 1 milyon varilin üzerinde seyrediyordu.
'Çatışmalar BTC güvenliğine darbedir'
İngiliz Financial Times Gazetesi, BTC boru hattının geçen hafta HPG'liler tarafından bombalanmasının ardından Gürcistan'daki çatışmaların boru hattı güvenliğine yönelik umutlara büyük darbe vurduğunu yazdı. Gürcistan'ın Güney Osetya'ya yönelik saldırısı ardından Rusya'nın sert tepkisiyle devam eden çatışmaların bölge enerji kaynakları açısından sonuçlarını değerlendiren FT, boru hattıyla ilgili şunları yazdı: 'Gürcistan'daki çatışmalar, boru hatlarının güvenliğine darbe indirecektir. Bu güven geçen hafta, Kürt ayrılıkçıların Bakü-Tiflis-Ceyhan hattının Türkiye bölümündeki bir patlamanın sorumluluğunu üstlenmesiyle zaten zedelenmişti. Saldırı sonucu dünya petrol piyasaları yüzde 1'lik kaynaktan mahrum kalmıştı.' ANKARA/LONDRA – ANF

Milyonlarca dolar zarar

'NATO, ABD ve Türkiye hazırladı'

Bu ne yaman çelişki

Kafkasya'da savaş başladı

Veli Küçük: "JİTEM'i ben kurdum"

veli kucuk jitem ergenekon

ANF Ergenekon çetesi baş sanıklarından emekli Tuğgeneral Veli Küçük, savcılığa verdiği ifadede JİTEM'i kendisinin kurduğunu kabul etti.
Evinde ele geçirilen gizli belgeleri mesleğinin gereği arşivlediğini kaydeden Küçük, evinde bulunan ve gizlilik niteliği yüksek belgeleri bulundurmasının karakterinin bir yansıması olduğunu söyledi.jitem
Kurulduğu tarihten itibaren varlığı üst düzey askeri komutanlar ve hükümet yetkililerince hep inkar edilen JİTEM hakkında Veli Küçük son noktayı koydu. Ergenekon soruşturması kapsamında tutuklanan emekli Tuğgeneral Veli Küçük, dava dosyasının 390 nolu ek klasörlerinde Cumhuriyet Savcılığı'na verdiği ifadede JİTEM'i kendisinin kurduğunu itiraf etti.
JİTEM'i kanunlar çerçevesinde kurduğunu belirten Küçük ifadesinde şunları söyledi: "Ben Jandarma İstihbarat Gruplar Komutanlığı'nı kurdum. Halk arasında bu JİTEM olarak bilinir. Kanunda yeri olan bir birimdir."
Evinde yakalanan gizli belgeler hakkında, mesleki alışkanlığından dolayı bunları arşivlediğini kaydeden Küçük, "Bende bir meslek hastalığı olarak aşrivleme alışkanlığından dolayı kendime görev sırası da değişik yerlerden ulaşan belgeleri bir şekilde dosyalayarak muhafaza ettim. Emekli olduktan sonra da bu şekilde gelen belgelere yer verdim. Beni sevenler de bu tür bilgi ve belge akışını bana sağlarlar. Benim evimde bulunan ve gizlilik niteliği yüksek belgeler yukarıda açıkladığımın karakterimin bir yansımasıdır." şeklinde ifade verdi.

Showing posts for query JİTEM. Show all posts

Köy yakanlar devrede

Kerkük üzerinden nüfuz savaşı

Hakikat ve adalet için

12 Yasak Sayfa

Devletin kirli sırları

Halkın İddianamesi (1-2-3-4-5-6)

Ergenekon'u çözmeyen Göngören'i çözemez

Hizbullah-Ergenekon ilişkisi, devlet ilişkisidir

Kerkük'te İran, Türkiye, Suudia Arabistan'ın anti-Kürt ittifakı ve ITC parmağı

Ergenekon'un bittiği an!

Her taşın altında Tuncay Güney

Hizbülvahşet'in hamisi TSK ve Ergenekon : Hizbullahçılar PKK'ya karşı askeri birliklerde eğitildi

Sezgin Tanrıkulu: ‘Kürtler Ergenekon’a tarafsız kalamaz’

Eşref Bitlisi'i Veli Küçük öldürttü

Bölge'deki Ergenekon ısrarla görülmezken, infazlar hız kesmiyor

Bir 'iyi çocuğun' itirafları : infaz, bombalama, tecavüz, işkence, suikast!

Ergenekon'un kuyruğuyla uğraşıyorlar

Ergenekon’a AKP’ye ve darbe’ye hayır!

Berxbir Festivali'ne asker baskını

Gerilla: 14 yaşındaki Tonğ'u evine gönderdik, JİTEM öldürdü

Köy yakanlar devrede

İşte JİTEM'in ağına düşen 14 yaşındaki kızın hikayesi

Veli Küçük binlerce Kürdün öldürülmesinden sorumlu !

Çiller'in bilgisi dahilinde 250 kişiyi öldürdün mü?

KIBLESI ANKARA SERMAYESI CEHALET DINI PARA TURK HIZBULLAH'I TEKRAR SAHNEDE...*

İşte Ergenekon'un belgesi!

Vahşetin simge kızı 13 yıl sonra konuştu

İşte suç örgütü değil denilen TSK'nin vukuatları

Türkiye yargısız infazdan 105 bin euro tazminata mahkum oldu

Penisine ip bağlanarak odanın içinde gezdirilen Aslan'a 'suçunu itiraf etmesi' istendi.

Beytüşşebap Katliamı: Aileler Katliamcıların isimlerini biliyoruz

Katliamın sorumlusu AKP hükümeti

HPG: Beytüşşebap katliamını Türk ordusu yaptı

Savaş büyüyor

Kadın tutuklular taciz ediliyor!

image Van TUYAD-DER, Bitlis E Tipi, Van F Tipi ve Erzurum H Tipi cezaevlerinde tutuklulara yapılan baskıların arttığına dikkat çekerken, Bitlis E Tipi Cezaevi'nde bulunan kadın tutukluların erkek gardiyanlar tarafından taciz edildiğini kaydetti.

Van TUYAD-DER tarafından dernek binasında Bitlis E Tipi, Van F Tipi ve Erzurum H Tipi cezaevlerinde uygulanan baskılara dikkat çekmek amacıyla tutuklu ve hükümlü ailelerle basın toplantısı düzenlendi. Dernek Başkanı Adil Kotay yaptığı açıklamada, Bitlis E Tipi Cezaevi'nin ağırlıklı olarak itirafçıların götürüldüğü bir cezaevi olarak bilindiğini belirtti. Burada bulunan siyasi tutuklulara sindirme ve teslim alma adı altında psikolojik baskı ve açlıkla terbiye etme mantığıyla yaklaşıldığını belirten Kotay, bugüne kadar birçok cezaevlerinde aynı yöntemler uygulandığını, ancak hiçbir zaman başarıya ulaşılamadığına dikkat çekti. Kotay, son olarak Bitlis E tipi Cezaevi idaresinin özellikle kadın tutsaklara yönelik uygulamalarının ahlak kurallarını zorladığını belirtti. Van F Tipi Cezaevi ile ilgili sorunlara da değinen Kotay, 'Van F Tipi Cezaevi'nde yaşanan sorunlar defalarca gündem oluşturmuş, yetkililere suç duyurusu niteliğinde açıklamamız olmuştur. Bunu rağmen uyarılarımız dikkate alınmamış, uygulamalar tamamiyle cezaevi idaresinin insafına bırakılmıştır' dedi.

image Erzurum H Tipi Cezaevi'nde yaşanan sorunlara da dikkat çeken Kotay, sözlerini şöyle sürdürdü: 'Erzurum H Tipi Cezaevi oluştuğu günden beri insan kıyım makinesi haline geldi. Son dönemlerde bu uygulamalara yönelik gelen mektup, telgraf ve ailelerin ziyaret sonrası anlattıkları bunu göstermektedir. Basın aracılığı ile başta Adalet Bakanlığı ve hükümetin cezaevi politikasını protesto ederek, kamuoyunu bu konuda duyarlı olmaya davet ediyoruz.' Erzurum H Tipi Kapalı Cezaevi'ndeki hasta tutukluların durumuna da dikkat çeken Kotay, 'Erzurum H Tipi Kapalı Cezaevi'nde yatmakta olan A. Hakim Eşiyok, 1994 yıllından beri kafasından aldığı bir darp sonucu 1.8 mm demir parçası ile yaşamaktadır. Bu demir parçasının ameliyat ile alınabilecek durumda iken cezaevi idaresi Eşiyok'u bir anlamda ölüme terk etmektedir. İlaçlarla yaşamını sürdüren Eşiyok, bu sefer de mide ülserine yakalanmıştır. Bunun için basının aracılığı ile suç duyurusunda bulunuyoruz. Bundan sonra yaşananlardan cezaevi idaresi ve Adalet Bakanlığı sorumlu olacaktır' diye konuştu.image

Bitlis E Tipi Cezaevi kadın tutukluların aileleri Mele Şemsettin Yılmaz ve Kibar Yeşilyurt ise, Bitlis Cezaevi'nde kadın koğuşların olmasına rağmen kadın gardiyanların görevlendirilmediğini söyledi. Aileler erkek gardiyanların her 2 saate bir kadın koğuşlarının kapılarını ansızın açtıklarını, tutukluları daha giyinmeden sıraya dizdiklerini, dışarı çıkarttıklarını ve hakaret ettiklerini söyledi. Yetkililerden bu soruna bir çözüm bulmasını isteyen aileler, kamuoyunu duyarlı olmaya çağırdı. VAN / DİHA

Showing posts for query F Tipi. Show all posts

Çocuğa falaka kadına işkence

Üst arama işkencesi yayılıyor

4000 tutukludan Kürtçe konuşma kararı

Van F Tipi Cezaevi'nde P K K'li tutsaklar saçlarını kazıttı
Tecridi protesto eden tutuklu ve hükümlülere 2 ay disiplin cezası
Cezaevlerinde insanlık suçu artıyor!

Jandarma her zamanki gibi

Kürtçe çivi yazısıyla yazılıyor!

Adaletten dönüş operasyonu

Laz Kazım derken Rizeli olan İstanbul Barosu Başkanı Kazım Kolcuoğlu'ndan söz etmiştir. Örgütten kastı da bağlı olduğu baro

Biji YEK GULAN!

Türkiye'de tutuklu gazeteci sayısı 24'e yükseldi

Sol gruba linç girişimi

Irkçı-milliyetçi saldırgan gruplar, polis eşliğinde, teröre tepki adı altında 'gösteri haklarını' kullanıp, DTP binaları ve başka siyasi parti...

Gebze cezaevindeki adli mahkumlar kışkırtılmış ve ırkçı sloganlar attırılmıştır

Kürtlere yönelik şoven dalga Tekirdağ Cezaevi'ne de sıçradı

“Bitlis, Hakkari, Artvin, Çankırı, Muş, Van gibi onlarca ilde kişi başına gelirin 300-400 dolar civarında olduğu saklanmaktadır”

Diyarbakır Valisi mi AKP ‘lilerle cemaatlerin Valisi mi?

Hüseyin Avni Mutlu musun?

Diyarbakır Valisi Hüseyin Avni Mutlu, İl Genel Meclisi’nin, DTP’lilerin içinde yer aldığı yoksullukla mücadele derneğine ödenek ayırmasını engelledi. Ancak, Vali Mutlu, dinci cemaatlere devlet imkanlarını seferber ediyor.huseyinavnimutlu

Vali Mutlu, seçimlere hazırlık için 7 bin yıllık Suriçi’ni de tarihe gömmeye hazırlanıyor. Sarmaşık Derneği’nin düzenlediği “El Açtırmayalım El Ele Verelim” kampanyasına destek olarak Diyarbakır İl Genel Meclisi’nin 100 bin YTL’lik bağış kararı alması ile ilgili olarak yürütmenin durdurulması için İdare Mahkemesi’ne başvuran Diyarbakır Valisi Hüseyin Avni Mutlu’nun AKP’lilerin kurduğu Türkiye İsrafı Önleme Vakfı’na (TİÖV) Sağlık Bakanlığı’na ait depoları tahsis ettiği ortaya çıktı. Amed’de aralarında belediye başkanları, sivil toplum örgütü temsilcileri ve 162 kuruluşun desteğiyle kentte yaşanan yoksullukla mücadele amacıyla kurulan Sarmaşık Derneği’nin başlattığı “El Açtırmayalım El Ele Verelim” kampanyasına İl Genel Meclisi tarafından 100 bin YTL’lik destek verilmesi Diyarbakır Valisi Hüseyin Avni Mutlu tarafından engellenmişti. 2008 yılı bütçesi içerisinde bulunan ödeneğin içinde sadece Sarmaşık Derneği’ne verilmesi kararlaştırılan 100 bin YTL’ye itiraz eden Vali Mutlu, yürütmenin durdurulması için Bölge İdare Mahkemesi’ne başvurarak bağış ile ilgili olarak yürütmenin durdurulmasını istemişti. İl Genel Meclisi tarafından verilmek istenen yardımı engelleyen Diyarbakır Valisi Hüseyin Avni Mutlu’nun Sağlık Bakanlığı 6. Donanım Bölge Müdürlüğü’ne ait depolarını ise AKP’lilerin kurduğu Türkiye İsrafı Önleme Vakfı’na verdiği ortaya çıktı. Devlete ait olan depoların kapısına Diyarbakır Gıda Deposu ve Diyarbakır Giysi Deposu yazılı tabelaların asılı olduğu görüldü.

image

Sarmaşık Yoksullukla Mücadele ve Sürdürülebilir Kalkınma Derneği Genel Sekreteri Şerif Camcı, “Sarmaşık Derneği söz konusu olduğunda ayrımcılık başlıyor” dedi. Sarmaşık Gıda Bankası üzerinden şu ana kadar her ay bin 100 aileye düzenli olarak yardım verdiklerini ifade eden Camcı, bu sayıyı 5 bine çıkarmayı hedeflediklerini söyledi.


Aile vakfı konumunda olanı TİÖV’in başkanlığını AKP’nin eski Diyarbakır Milletvekili Aziz Akgül yaparken, Aziz Akgül’ün eşi Almıla Akgül, annesi Hasine Akgül, AKP Milletvekili Nedim Öztürk ve Dış Ticaret Müsteşar Yardımcısı Ülker Güzel ise vakfın kurucu üyeleri arasında. Vakfın merkezi Ankara’da olmasına rağmen çalışma sahası olarak Amed’in seçilmesi ise dikkat çekti. Vakıf devlet desteği alıyor ve bölge halkına yapılan yardımlar sırasında AKP’nin propagandası yapılıyor. Vakıf yardımları da AKP İl Örgütü tarafından belirlenerek yapılıyor. Gıda ve giysi yardımının yanı sıra vakıf, bölgede sıkça tartışma konusu olan “Mikro Kredi” adıyla kadınlara az miktarda para yardımı da yapıyor. TİÖV’ün 2003 yılından bu yana 9 bin 68 kişiye yaklaşık 12 trilyona yakın “Mikro Kredi” dağıttığı öğrenildi.
‘Hedef yoksullukla mücadele olsun’
Derneklerine destek verilmesine engel olunmasını değerlendiren Sarmaşık Yoksullukla Mücadele ve Sürdürülebilir Kalkınma Derneği Genel Sekreteri Şerif Camcı, “Sarmaşık Derneği söz konusu olduğunda ayrımcılık başlıyor” dedi. Sarmaşık Gıda Bankası üzerinden şu ana kadar her ay bin 100 aileye düzenli olarak yardım verdiklerini ifade eden Camcı, bu sayıyı 5 bine çıkarmayı hedeflediklerini söyledi. Açlık sınırında, her hangi bir geliri olmayan ve evinde çalışabilecek kimsesi bulunmayan ailelere öncelik verdiklerinin altını çizen Camcı, “Ama Diyarbakır’da Sarmaşık Derneği dışındaki hemen tüm kurumlar ki başta da Valilik, kimi cemaatler veya siyasi partilerin uzantısı niteliğindeki kurumlara, tamamen siyasal amaçlarla çalışmalar yürüttüğünü görmekteyiz” dedi. Camcı, yoksullukla mücadele edilirken küçük hesapların peşine takılanları ve insanların yoksullukları üzerinden bir yerlere ulaşma hesabının gayri ahlaki olduğunu dile getirdi.
‘Bayramdan bayrama dağıtılan yardımlar’
Camcı, yoksullukla mücadele adı altında bayramdan bayrama, yardım dağıtanlara Amedlilerin güvenmemesini isteyerek, “Yapılacaksa Sarmaşık Derneği gibi daha sistematik, bütünlüklü sorunu bir konsept halinde değerlendirerek yapılmasını istiyoruz. Çünkü yoksulluk sadece özel günlerde yoktur, her zaman vardır” dedi.
Vali AKP’ye göre ayarlıyor
İl Genel Meclisi Başkanı Kerem Duruk, “Eğer mahkemeyi kazanırsak bu kez 100 değil 500 bin YTL ödenek ayıracağız” dedi. Duruk, “Sayın Vali, Deniz Feneri’ne sıcak bakıyor, aşevlerine sıcak bakıyor. Ancak siyasi olarak DTP’lilerin içinde bulunduğu bir kuruluşun insanlara yardım götürmesini istemiyor. Yardımların AKP’ye mal olmayacağını bildiği için buna karşı çıkıyor. Eğer kendilerinin eliyle yapılacaksa evet yapılmayacaksa hayır diyorlar. Bu tutum hükümet yanlısı bir politikadır” diye konuştu.
LEYLA SÖĞÜT/ DİHA/AMED



Tarih katliamına hazırlanıyor
AKP’nin Valisi Hüseyin Avni Mutlu, TOKİ işbirliğiyle Amed’de tarih katliamına hazırlanıyor. Diyarbakır Valiliği ve TOKİ, Amed’in 7 bin yıllık geçmişini barındıran ve doğal SİT alanı konumundaki Suriçi’ne toplu konut yapılması için proje hazırladı. TOKİ ile Diyarbakır Valiliği arasında imzalanan protokolle, Suriçi’nin tarihi dokusu yok edilerek yerine Surların boyunu geçecek 4-5 katlı binaların yapılması hedefleniyor. Uzun süredir gündemde olan ancak Valilik ve TOKİ’nin tepkiler nedeniyle açıklamaktan çekindiği projeyle ilgili çalışmalar artık aleni bir şekilde yürütülmeye başlandı. Geçtiğimiz Mart ayında Diyarbakır Valiliği ile Toplu Konut İdaresi Başkanlığı tarafından imza altına alınan “Alipaşa ve Lalebey Mahallesi Kentsel Yenileme Projesine ilişkin Protokol” ise bunlardan birisini oluşturuyor.
31 Mart 2008 tarihinde TOKİ Başkanı Erdoğan Bayraktar ile Diyarbakır Valisi Hüseyin Avni Mutlu’nun imzaladığı protokol toplam 15 maddeden oluşuyor. Protokol ile mülk sahipleri ile yapılacak görüşmeler sonrasında evleri belli bir bedel karşılığında alınacak ve yapılacak konutlardan mülk sahibine biçilen bedel karşılık gelecek şekilde konut verilecek.
Yıkılacak evlere biçilen değerin yapılacak evlerden düşük gelmesi durumunda konut sahipleri farkı tamamlamak durumunda kalacak. Protokol çerçevesinde yapılması hedeflenen konutlar için teknik altyapı ile içme suyu, kanalizasyon, yağmursuyu, yol vb. işlerin Valilik tarafından yapılması ön görülüyor. Ancak hem yasa gereği hem de pratik açıdan Valiliğin bu hizmeti yapması mümkün değil, çünkü su şebekesi, kanalizasyon gibi hizmetleri yasa gereğince DİSKİ’nin yürütmesi gerekiyor.
Projenin uygulanmasına yönelik tepkilerin olması nedeniyle Diyarbakır Valiliği tarih katliamına imza atacak projeyi uzun süredir kamuoyundan gizledi. Kentin dinamiklerinin oluşturduğu Yerel Gündem21 ve Kent Konseyi projeye karşı çıkıyor. Kültür ve tarih katliamı anlamına gelen Suriçi’ne toplu konut projesi, 7 bin yıllık tarihi de yok edecek. Valilik ve TOKİ yetkilileri projeyi hayata geçirebilmek amacıyla Lalebey ve Alipaşa Mahalleleri’nde fizibilite çalışmalarına başlamış durumda.
Diğer yandan Vali Mutlu, Suriçi’ndeki 17 mahallenin muhtarıyla toplantı yaparak projeye destek istedi. Projeye seçimlerden önce başlanması planlanıyor. YENİ ÖZGÜR POLİTİKA

İlgili Başlıklar-Showing posts for query akp belediye Show all posts

» Hakkâri Valiliği,Diyanet ve Gülen Cemaati Şemdinli’ye El Attı

» Gözaltındaki DTP İlçe Başkanı hastaneye kaldırıldı

» 'Bayraklar, Peçeler ve şeriat'

» Anadili konuşamamak da şiddettir

» Kürtçe'ye Türkçe ispat!

»Baydemir: “Muhatabım Bağış değil, Erdoğan”

»DTP yayınladığı bir genelgeyle seçmenlerine özeleştiride bulundu

»AKP, Batı'da Türk-İslam Bölge'de Kürt-İslam diyor

»Edip Akbayram: ‘AKP konserine çıkmam’

»Economist Türkiye'yi masaya yatırdı

»AKP'nin ekonomik paketinden Dersim'e 1400 silah düştü

»Artık kendi anadilimizle konuşmak istiyoruz

»BAYDEMIR ERDOGAN'LA KUZEY KURDISTANDA KI AKP'NIN 6 YILINI DEGERLENDIRDI : Kimseyi bilmiyorum ama artık ben kanmayacağım !

»'Türkiye'de herkesin güveneceği yargı yok'

»Newroz’a ‘Demokratik Özerk Kürdistan’ damgasını vurdu

»45 gün içinde on binleri bulan sokak gösterileriyle 1990'lı yılları yeniden hatırlatan Kürtler, talepleriyle meydanlarda haykırıyor

»Döve döve öldürdüler

»NYT: ‘’TÜRKİYE’DE KÜRTLERİN HAKLARI KISITLANIYOR’’

»Economist: AKP Kürtleri kazanmak için İslamı kullanıyor

»DTP Eşbaşkanı Emine Ayna ve belediye başkanlarının da bulunduğu çok sayıda kişi gazdan etkilenerek Hakkari Devlet Hastanesi'ne kaldırıldı.

»'Kürdistan yek e, Kurd biran e'

»Erdogan, Asker, Medya ve Yargı, DTP'yi Hedefe Koydu

»DİYARBAKIR’da 28 bin çalışan var, 312 bin kişi iş arıyor, Gıda yardımı için 207.249 kişi valiliğe başvuruyor.

»DTP:AKP Kürtleri yoksullaştırarak satın almaya çalışıyor!