Polis'ten neştercilere çay ikramı...

Mut Meslek Yüksekokulu'nda okuyan Hataylı B.A., Bitlisli M.Ç. ile Adanalı kadın bir öğrencinin yaşadığı eve yüzleri meskeli 3 kişi tarafından basıldı. Öğrencilerin ellerini, ayaklarını ve ağzını bağlayan saldırganlar tam bir saat boyunca öğrencilere neşterle işkence yaptı. Ev sahibi Zekeriya Zengin komşularının haber vermesi üzerine öğrencileri belki de ölümden kurtardı. İnsanı hayrete düşüren bu olayın yankıları halen sürerken, yeni gelişmeler de ortaya çıkmaya başladı. İHD Mersin Şubesi bünyesinde oluşturulan ve İHD Şube Başkanı Mehmet Söylemez, Avukat Abdulselam Duran ve Avukat Mehmet Altuntaş'tan oluşan heyet Mut'ta B.A., M.Ç.'nin yanısıra, ev sahibi Zekeriya Zengin ile birlikte savcılık ve emniyet yetkilileri ile görüştü. Heyet, Kaymakam ile görüşmek için de randevu talep etti. Randevu talebini kabul eden kaymakam daha sonra, bu kararından vazgeçerek, olayla ilgili bilgi vermesi için İnsan Hakları Masası'ndan bir memuru görevlendirdi. Kaymakamlık adına bilgi veren memur iki zanlının da yakalandığını iddia etti. Ancak, bu iddia diğer yetkililerle mağdur öğrenciler tarafından doğrulanmadı. Heyetin görüşmelerini raporlaştırıp, önümüzdeki günlerde kamuoyuna açıklaması bekleniyor.

Görüşmeler sırasında mağdur öğrencilerin ev sahibi Zekeriya Zengin, olaya ilişkin çarpıcı bilgiler verdi. Olayın kaymakamlık, savcılık ve emniyet tarafından 'adli' bir olaymış gibi yansıtılmaya çalışıldığını belirten Zengin, 'Olay adli bir olay olsa bu adamlar evi böyle planlı bir şekilde basarlar mı? Musluğu açıp öğrencinin dışarı çıkmasını bekleyip de gelen öğrencinin elini ayağını bağlayıp ağzına peçete tıkayıp, ondan sonra evin ampullerini kırıp evi karartırlar mı? Bunların hepsi planlı şeylerdir' dedi. Saldırganların asıl hedefinin bir süre evde kalan Diyarbakırlı R.Ö. olduğunu söyleyen Zengin, 'R.Ö. bana daha önce

'Zekeriya ağabey bu adamlar beni tehdit ediyor. Kürtleri buralarda barındırmayız diyorlar. Beni öldürecekler' diyordu. Bu adamlar R.Ö.'yü öldürmek için eve girdi. Ama R.Ö. şans eseri evde yoktu' diye konuştu. Yüzleri kapalı olduğu için saldırganları tanımadığını söyleyen Zengin, şunları anlattı: 'Olay günü sadece İ.A.'nın (16) yüzünü açabildik. Bu sırada adını sonradan öğrendiğim E.A. (15) kurusıkı tabanca ile 8 el ateş etti. Yüzüm kanlar içinde kaldığından, kimseyi göremedim. Ama sonradan evi basanların kim olduğunu öğrendim. Hepsinin babasını tanıyorum. İ.A., E.A.'nın dışında, Mehmet Kuyar da (19) var. Bu kişilerin Mut Ülkü Ocağı'na üye olduklarını duydum. Çocuklardan birinin babası Meteoroloji Müdürlüğü'nde çalışıyor. Üstelik çok iyi birisidir. Oğlunun böyle ev bastığını duyunca kalp krizi geçirmiş. Diğerlerinden birinin de babası Kaymakamlıkta çalışıyor.'

'Karakolda polislerle çay içiyordu'

Olay günü yakaladıkları İ.A. ile gece saat 24.00 sıralarında karakola götürüldüklerini söyleyen Zengin, karakolda yaşananları şu şekilde aktardı: 'Biz olay sırasında yakaladığımız İ.A. isimli şahsı olaydan yarım saat bir saat kadar sonra gelen polise teslim ettik. Daha sonra karakoldan gelip, bizi de götürdüler. Karakola tam girdiğim sırada evi basan şahsın polislerle birlikte oturduğunu, sohbet edip, çay içtiğini gördüm. Kan beynime sıçradı, orada onun boğazına sarılıp öldürmek geldi içimden. Sonra ben karakol müdürüne 'Bu ne meselesidir?' diye sordum. O da bana 'Orası bizde kalsın, biz bu meselenin ne olduğunu biliyoruz' dedi. Evde boş kovan olduğuna dair bilgi vermemize rağmen, gelip kovanı almadılar.'

'Ülkücü oldukları için her defasında serbest '

Olaya müdahale etmemesi durumunda, saldırganların B.A., M.Ç. ve kadın öğrenciye her türlü işkenceyi yapacaklarını kaydeden Zengin, 'Bu E.A. isimli çocuk Mut'un serserilerindendir. Daha öncede defalarca, adam yaralama ve benzer suçlara adı karışmış. Ancak her defasında ülkücü olduğu için serbest bırakılmış' dedi. Öğrencilerin de kendisinin de can güvenliğinin tehlikede olduğunu belirten Zengin şunları söyledi: 'Bu adamlar evimizi basıp, hedef gösterdiler. Bu öğrencilerin evinde bulunan değerli eşyaları alıp götürmüşler. M.Ç'nin telefonunu ve kimlik kartlarını çalmışlar. Cüzdanlarında bulunan yaklaşık 50-60 milyon lirayı çalmışlar. B.A. olsun M.Ç. olsun R.Ö. olsun hepsi buradaki insanlar tarafından seviliyorlar. Yapılan saldırı sadece bu gençlerin Kürt ve demokrat olmalarından kaynaklıdır.' Zengin, olay günü kaçan zanlılara engel olmaya çalışan eşinin de darp edildiğini belirterek, Mut Devlet Hastanesi'nden rapor aldığını kaydetti.

'Kürt öğrencilere zorla ülkücü yemini' Diyarbakırlı R.Ö. isimli öğrenci, saldırganların Mut Ülkü Ocakları Başkanı Mustafa isimli şahsın denetiminde hareket ettiklerini iddia etti. Polisin sürekli saldırgan grupla görüştüğünü ileri süren R.Ö. şu bilgileri verdi: 'Bana gelen duyumlara göre, polis Ülkü Ocakları Başkanı Mustafa ve E.A.'ya 'Siz bu R.yi bir türlü bitiremediniz. Bir sürü adamsınınız ama onu hala bitiremediniz. Yazıklar olsun size' diyor. Bu adamlar da zaten en son geçen hafta bana 'Seni öldüreceğiz. Diyarbakır'da yaşamını yitiren askerlerimizin intikamını burada okuyan Kürtlerden alacağız' dediler. Bunlar zaten daha önce de Diyarbakırlı H., Siverekli E., Suruçlu M. ve Türk asıllı B'ye Meslek Yüksekokulu'nun karşısındaki Mustafa isimli ülkücünün çalıştırdığı Bahane Cafe'de silah zoruyla ülkücü yemini ettiriyorlar. Ülkücüler polisten güç alarak, öğrencilere baskı yapıyor.' MERSİN - DİHA

0 Yorum: