Her taşın altında Tuncay Güney

 image Rizgarî Online/Milliyet gazetesinden Tolga Şardan - Gökçer Tahincioğlu`nun “Ergenekon Analizi” araştırma dizisinde Ergenekon ile ilgili önemli açıklamalar yapan Tuncay Güney değerlendirildi. Ilgili haberi olduğu gibi aktarıyoruz. “Evinde ve ofisinde ele geçirilen belgeler Ergenekon soruşturmasının omurgasını oluşturan eski gazeteci Tuncay Güney, ilişkileri, yaşadıkları ve açıklamalarıyla kafa karıştırıyor. “Gay” olduğu gerekçesiyle askerlikten muaf tutulduğunu söyleyen Güney, sahte ruhsatla cip sattığı için tutuklandı, serbest kalınca da 10 yıllık vizeyle ABD’ye gitti. Toronto’da ‘haham yardımcısı’ kimliğiyle ortaya çıkan Güney, Ergenekon’la ilgili olarak savcıların Kanada’ya gelerek ifadesini almasını talep etti.

10 soru 10 cevap

1-Tuncay Güney kimdir? - 1972 doğumlu. Çorum Kargı nüfusuna kayıtlı. Küçük yaşta babasını kaybetti. Pertevniyal Lisesi’nin birinci sınıfında okurken, okuldan ayrıldı. Kendi anlatımına göre, askere gitmeden önce Milliyet, Sabah ve Akşam gazetelerinde, bir süre de Samanyolu Televizyonu haber programları bölümünde çalıştı. İran, Irak, Suriye, Lübnan, ABD gibi ülkelere gidip geldi. 5 Mayıs 1997’de askere gittiyse de, 4 ay sonra “gay” olduğu gerekçesiyle askerlikten muaf tutulmasına karar verildi. Döndükten sonra Yeni Strateji dergisinde çalışan, Strateji Araştırma Grubu’nu kurma çalışmalarına katılan Güney, 2 Mart 2001’de bir ihbar üzerine Adil Serdar Saçan’ın başında bulunduğu İstanbul Organize Suçlar Şube Müdürlüğü’nce gözaltına alındı.

2001 öncesinde gazetecilik yaptığı dönemde Tuğgeneral Veli Küçük’le sürekli görüştüğü biliniyor. Susurluk skandalıyla ilgili bazı fotoğrafları gazetelere sattığını anlatan Güney’in yine bu dönemde Mesut Yılmaz ile Abdullah Çatlı’yı fotomontajla yanyana getiren bir fotoğrafı bir DYP milletvekiline sattığı da biliniyor.

Hakkında İsmailağa Cemaati içinde yetiştiği, Fethullah Gülen’in sekreterlik işlerini gördüğü gibi iddialar da var.
Emekli MİT mensubu Mehmet Eymür’e ait olduğu bilinen “www.atin.org” adlı internet sitesinde, Güney gözaltına alınmadan yaklaşık 1 yıl önce çıkan “çift meslekliler” başlıklı yazıda anlatılan, istihbarat servisleri için çalışan gazetecinin de Güney olduğu öne sürülüyor.

VELİ KÜÇÜK İÇİN CİP

2- 2 Mart 2001’de gözaltına alınmasının nedeni ne? - Hakkında açılan davanın iddianamesine göre, Güney askerlik yaptığı dönemde tanıştığı teğmen M.O. ile ilişkisini daha sonra da sürdürdü. Bu sırada M.O., İstanbul Hasdal Kışlası’na tayin oldu. Güney ve M.O. temin edecekleri araçlara sahte ruhsat ve plaka hazırlamaya karar verdiler. Güney’in şoförlüğünü yapan eniştesi A.T. ve Strateji Araştırma Grubu’nu birlikte kurmak üzere anlaştığı Ü.O. da organizasyona dahil edildi.

Bu dönemde işadamı Korkmaz Yiğit’in yanında çalışan emekli bir polis, Akın Birdal suikastinin azmettiricisi Semih Tufan Gülaltay’ın Yiğit’i sıkıştırdığını belirterek, Güney’den yardım istedi. Söz konusu polis, Güney’e o dönemde emekliye ayrılmak üzere olan Tuğgeneral Küçük’e hediye edilmesi için bir de cip verdi. Güney, Küçük’ün cipi kabul etmediğini söyledi, ancak kendi anlatımına göre, söz konusu kişinin borcuna mahsuben araca el koydu. Gazeteye ilan veren Güney ve arkadaşları, aracı almak isteyen kişiyle nasıl olduğu anlaşılmayan biçimde emniyetin basın odasında pazarlık yaptı. Güney, kendisini polis olarak tanıttı. Aracın parasını ödeyen kişi dolandırıldığını anlayana kadar Güney ve arkadaşları aracı yeni bir ruhsat çıkararak başkasına da sattı.

3- Bu dönemde isnat edilen başka bir suçlama var mı? - Güney, aynı dönemde kendini JİTEM elemanı gibi tanıtıp, İstanbul Sarıyer Kısırkaya’daki bazı arazileri almaya çalıştı. Güney, buradaki muhtara, köye bağlı plajları işletenlerin PKK’lı olduğunu söyleyerek, plaj işletmesinin Mehmetçik Vakfı’na verilmesini istedi ve bazı sözleşmeler imzalattı. Bir yandan sahte meslek diploması satma planları yapıyordu. Evinde yapılan aramada, çok sayıda nüfus cüzdanı bulundu. Güney, bunlardan kiminin sahibiyle seks yaptığını ve kimliğin kendisinde kaldığını, kimini de yolda bulup üzerine fotoğraf yapıştırmak için sakladığını anlatıyor.

ABD’DEN 10 YILLIK VİZE

4- ABD ile bağlantısı var mı? - Güney gözaltına alınmadan kısa bir süre önce ABD Konsolosluğu’ndan 10 yıllık vize almış. Yine kendi ifadesinde, Temmuz 2000’de ABD’de olduğunu ve kısa süre önce Türkiye’ye geldiğini anlatıyor.

5- Ergenekon soruşturmasına kaynaklık eden ifadeleri neden verme gereği duyuyor? - Güney’in arama yapılan ev ve ofisinden Ergenekon’la ilgili 6 çuval belge çıktı. Belgeler arasında, “Ergenekon Yeni Yapılanma Yönetim ve Geliştirme Projesi”, “Lobi”, “Ulusal Medya”, “Birleşik Komün Girişimi” gibi dokümanlar da var. Bugün tutuklu bulunan çok sayıda kişinin ismi belgelerde geçiyor. Bir iddiaya göre, kendiliğinden, Güney’e göre ise, gördüğü işkence nedeniyle Ergenekon yapılanmasını anlatmaya başladı. Bu ifadeler tutanağa geçirilmedi, ancak kasede kaydedildi. Güney’in anlattıklarının 3 saati bulduğu söyleniyor.

Dönemin Organize Suçlar Şube Müdürü Saçan’ın açıklamalarına göre, Ergenekon’la ilgili araştırma projesi hazırlandı ve dönemin DGM Savcısı, bugünün İstanbul Cumhuriyet Başsavcısı Aykut Cengiz Engin’e götürüldü. Polis, Engin’in izniyle takip ve dinleme yaptı. Ancak sonuç alınamadı. Yine Saçan’ın ifadesine göre, Engin, belgeler ve anlatımların “soyut nitelikli” olduğunu belirterek takipsizlik kararı verdi.

DEPODAN ÇIKAN KASET

6- 6 çuval belgeyi nasıl elde etmiş? Takipsizlikle sonuçlanan soruşturmadan sonra belgelere ve kasede ne oldu?
- Güney, Kanal D’deki 32. Gün programında belgeleri Ergenekon yapılanması içinde yer alan, ancak bazı isimlerle ters düşen bir binbaşıdan aldığını anlattı. Açığa çıkan bilgilere göre, İstanbul Emniyeti’nin Ocak 2004’te Gaziosmanpaşa’daki bir depoya yaptığı baskında, söz konusu belgeler ve kaset ele geçirildi. Saçan’la bağlantılı olduğu öne sürülen depoda başka soruşturma belgeleri de bulundu. Fatih Başsavcılığı, gizli belgeleri sakladığı için Saçan hakkında dava açtı. Depodan çıkan tüm belgeler Fatih Adliyesi emanetinde saklandı.

Ergenekon soruşturması sürerken, Saçan’la birlikte görev yapan bir polisin ifadesi belgelerin izinin bulunmasını sağladı. İddiaya göre, yine soruşturma sırasında emekli Tuğgeneral Küçük’ün arşivinde de Saçan’la ilgili bazı rüşvet iddiaları bulundu. Yine iddiaya göre, Güney gözaltındayken rüşvet iddialarına ilişkin belgeler, Saçan aleyhine kullanılmak üzere hazırlandı. Ergenekon iddianamesi açığa çıkınca, bu iddianın da aydınlanması bekleniyor. Saçan, tüm iddialarla ilgili olarak savcılığa kendisi hakkında suç duyurusunda bulundu.

‘DOĞUŞTAN MUSEVİYİM’

7- Güney, serbest kaldıktan sonra ne yaptı? - Dolandırıcılık suçlaması nedeniyle 8 Mart 2001’de tutuklanan Güney, 1 gün sonra talep edilen 3 bin YTL teminatı yatırarak serbest kaldı. İddiaya göre Güney, bir süre sonra 10 yıllık vizesini kullanarak ABD’ye gitti. 32. Gün programında kendisini yurtdışına çıkaran kişinin Saçan olduğunu söyledi.

Güney, ABD’ye gittikten kısa bir süre sonra New York Institute adlı kuruluşta çalışmaya başladı. Zaten hakkındaki soru işaretlerinden biri de ABD’ye gider gitmez nasıl bu tip bir iş bulabildiği. Yurtdışında geçirdiği yıllarda neler yaptığı halen muamma, ancak ABD’de olduğu sanılıyor.
Güney, Ergenekon soruşturması başladıktan sonra Toronto’daki bir kilisenin ‘haham yardımcısı’ olarak ortaya çıktı. Söz konusu kuruluşun internet sitesinde sıfatı “editör” olarak geçiyor. Sitenin Güney’in yaşamını sürdürdüğü Kanada Toronto’da temsilciliği var. Kendi anlatımına göre, “doğuştan Musevi” olan Güney, haham yardımcılığı yapmayı da sürdürüyor. Güney’in bu ülkelerde çalışma ve oturma izni alıp almadığı ise bilinmiyor.

GÜNEY’İN İDDİALARI

8- Güney, Ergenekon soruşturması kapsamında hiç ifade verdi mi? - Hayır. Ama Güney’in anlatımlarını içeren kaset ve belgeler soruşturmanın omurgasını oluşturdu. Ancak Ergenekon iddianamesinde sanık olarak geçtiği belirtilen Güney, savcıların Kanada’ya gelerek ifadesini almasını talep etti.

9- Güney, 2001’de kasede alınan ifadesinde hangi iddialar var? - Kamuoyuna yansıyan bilgilere göre Güney, bu ifadesinde, Ergenekon’un Bilecik’te Veli Küçük ve İP lideri Doğu Perinçek’in katıldığı bir toplantıda yeniden yapılandırıldığını, “Lobi” yapılanmasının belgesini Perinçek ve İP’lilerin kaleme aldığını anlatıyor.

Güney’e göre, Küçük’le DHKP-C arasında yoğun bir ilişki var ve Özdemir Sabancı suikastını da aslında DHKP-C değil, Ergenekon yapılanması gerçekleştirdi. Yine Jandarma Genel Komutanı Eşref Bitlis ve emekli Binbaşı Cem Ersever’in ölümlerinin arkasında da Ergenekon var. Güney, Veli Küçük’ün uyuşturucu trafiğinden pay almak isteyen Fransız istihbaratı tarafından tehdit edildiğini de söylüyor, Ergenekon’un Hizbullah ve İBDA-C ile bağlantılı olduğunu da.

10- Güney, basına yaptığı açıklamalarda hangi iddialarda bulundu? - Güney, Yeni Şafak gazetesine çeşitli tarihlerde yaptığı açıklamalarda, Ergenekon’un isterse PKK’yı 1 ayda bitirebileceğini, ABD eski Dışişleri Bakanı Henry Kissinger’ın Ergenekon’un 1 numarası ile görüşmek için Türkiye’ye geldiğini söyledi.

32. Gün programında ise Ergenekon’un sonunun Susurluk’a benzeyeceğini, 1 numaranın ismini söyleyemeyeceğini anlattı. Güney, Yeni Şafak’a röportaj vermediğini, kendisine bu gazeteden Ergenekon zanlılarının ifadelerinin gönderildiğini söyleyince, Yeni Şafak gazetesi İstihbarat Şefi Şaban Arslan da kendisiyle internetten yaptığı görüşmenin kayıtlarını yayımladı.

Önal: Doğrulara senaryo ekliyor

Tuncay Güney’in ifadelerinde söz ettiği ve “Kuzey Irak’a silah götürürken yanımızdaydı” dediği gazeteci Ayşe Önal, Yenişafak gazetesine verdiği demeçte, Güney için, “Tuncay doğruları, içine inanılmaz senaryolar ekleyerek anlatıyor” diye konuştu. Güney’in 1994 yılında Samanyolu televizyonunun ana haber spikerliği yaptığını hatırlatan Önal, Güney’in kendisini Fethullah Gülen’le tanıştırdığını söyleyerek “Sanıyorum 22 yaşlarındaydı. Bu kadar genç ve deneyimsiz olmasına rağmen kanalda çok güçlü olması beni şaşırtmıştı” ifadelerini kullandı.”

0 Yorum: