Oyunu bozalım

Ortaya çıkan ipuçlarının tamamının JİTEM'i işaret ettiği Beytüşşebap katliamına ilişkin hükümet sessizliğe büründü. Katliamın aydınlatılması için aydın ve siyasetçilerin harekete geçmesi bekleniyor KATLİAM AYDINLATILMALI Beytüşşebap katliamının üzerinden 5 gün geçti. PKK suçlamayı kesin bir dille 'Katliamı Türk ordusu ve uzantısı JİTEM yaptı' dedi. Ardından bir koro halinde 'PKK yaptı' diyen hükümet, ordu ve basın sessizliğe büründü. Şemdinli olayı ve Güçlükonak katliamındaki gibi 'üstünü örtme' yöntemi uygulamaya konuldu. Güçlükonak katliamı gibi Beytüşşebap'ta da gerçeklerin tamamen açığa çıkarılması için yine aydınlar ve siyasetçilerin harekete geçmesi gerekiyor. ŞÜPHELİ MİNİBÜSLER Beytüşşebap katliamı sonrasında gözler yeniden bölgedeki JİTEM faaliyetlerine çevrildi. HPG'nin JİTEM'i işaret etmesinin ardından katliamın bir minibüsle dolaşan 25 kişilik bir grup tarafından gerçekleştirildiği iddiası gündeme geldi. Son dönemlerde söz konusu bölgede üzerinde bazı firmaların amblemlerinin bulunduğu minibüslerin dolaştığına dikkat çeken köylüler, araçtaki kişilerin de yöresel kıyafet giydiği ve kimseyle diyalog kurmamaya özen gösterdikleri bilgisini verdi. AKP'DE ŞEMDİNLİ PANİĞİ Bu arada hükümet kanadının, HPG'nin açıklamasının ardından konuyla ilgili sessiz bir araştırma içerisine girdiği öğrenildi. Kulislerde, AKP'den kimi Bölge milletvekillerine katliamın devlet içi çetelerle bağlantılı olduğuna dair bazı bilgiler ulaştığı konuşuluyor. Bölge milletvekillerinin de bu doğrultuda 'Bu olay 1996'daki Güçlükonak katliamı ve son olarak Şemdinli'deki saldırılarla benzerlik taşıyor' diyerek AKP merkezini ve hükümet kanadını uyardığı ileri sürülüyor. Katliam aydınlatılmalı Hükümet ve ordu yetkilileri peşin yargılarla 'PKK yaptı' dediler, basın yoluyla psikolojik savaş başlattılar Katliamın acısı sürerken Gül, 'Kürt sorunu yok, işkence yok, herkes kendini özgürce ifade ediyor' diyor PKK suçlamayı kesin bir dille reddetti ve 'Katliam Türk ordusu ve uzantısı JİTEM'in işi' açıklaması yaptı Bunun üzerine hükümet, ordu ve basın göstermelik bölge ziyaretlerinden sonra sessizliğe gömüldü Şemdinli olayı ve Güçlükonak katliamında olduğu gibi hükümet ve ordu gerçeklerin üstünü örtmeye çalışıyor Ancak oluşturulan kamuoyu duyarlılığı ve aydın inisiyatifleri gerçeklerin açığa çıkarılmasında etkili olmuştu Barış İçin Bir Araya Çalışma Grubu, 'Güçlükonak katliamı devletin işi' demişti ve Türkiye AİHM'de mahkum edilmişti Beytüşşebap'ta gerçeklerin açığa çıkarılması için yine aydınlar ve siyasetçilerin harekete geçmesi gerekiyor Meclis Araştırma Komisyonu'nun yanı sıra bağımsız bir araştırma komisyonu kurulmalı ve bölgede incelemeler yapılmalı Minibüsler kime ait? Beytüşşebap katliamı sonrasında gözler Bölge'deki JİTEM faaliyetlerine çevrilmiş durumda. HPG'nin 'katliamı ordu ve uzantısı JİTEM gerçekleştirdi' şeklindeki açıklamasından sonra, katliamın bir minibüsle dolaşan 25 kişilik bir grup tarafından gerçekleştirildiği yönünde bilgi gündeme geldi. Son dönemlerde söz konusu bölgede sürekli dolaşan ve çeşitli firmaların amblemlerini taşıyan minibüslerin olması da dikkat çekiyor. DTP Şırnak Milletvekili Hasip Kaplan, önceki gün Meclis'e sunduğu soru önergesinde, bölgede iki sivil minibüsün dolaştığını belirtti. Önergede, şu bilgiye yer verildi: 'Alınan bazı duyumlara göre, olay bölgesinde iki beyaz minibüs içinde sayıları tahmini olarak 25 kadar olan sivil giyimli kişilerin gezdiği, yanlarında mataraların olduğu, muhtemelen resmi görevli oldukları söylenmektedir.' Soru önergesinde geçen iki minibüs ve sivil giyimli kişiler konusu bölgedeki yerel kaynaklar tarafından da doğrulandı. Edinilen bilgilere göre, iki minibüsten biri Coca Cola, diğeri ise Ülker firmasının amblemini taşıyor ve Beytüşşebap ile çevre köylerde sürekli hareket halinde. Bölgedeki köylüler tarafından birçok kez görüldüğü belirtilen bu araçlarda bulunanların zaman zaman yöreye ait kıyafetler giydikleri, bazen de HPG'lilere ait giysilerle dolaştıkları belirtiliyor. Ayrıca bu kişilerin hiçbir suretle kimseyle konuşmadıkları ve insanlarla diyaloğa geçmedikleri ifade ediliyor. 'Faillerin bulunmasını istiyoruz' Şırnak il ve ilçe belediye başkanları, Beytüşşebap'ta katledilen 12 kişinin yakınlarını ziyaret ederek, başsağlığında bulundu. Şırnak il ve ilçe belediye başkanları, DTP'li yöneticiler ile DEP eski Milletvekilli Selim Sadak'ın da aralarında bulunduğu yaklaşık 200 kişi, Beytüşşebap'ın Beşağaç köyünde katledilen 12 kişinin yakınlarını ziyaret etti. Beşağaç köyüne giden DTP'liler, öldürülen Beşağaç Muhtarı Yusuf Acer'in evine gitti. Burada yaralı kurtulan Memduh Acer'i de ziyaret eden DTP'lileri muhtarın amcasının oğlu Fuat Acer karşıladı. Saldırıdan yaralı kurtulan Memduh Acer, saldırıyı gerçekleştirenlerin bulunmasını isteyerek, 'Faillerin bulunmasını istiyoruz. Şimdi hiç kimseden şüphelenmiyoruz. Ama buraya gelip bize söz verenlerin, sonra bizi unutmasını istemiyoruz' dedi. DTP'liler daha sonra köy meydanında kurulan taziye çadırını ziyaret etti. Duaların okunmasının ardından tekrar söz alan DEP eski Milletvekili Selim Sadak, 22 çocuğun yetim kaldığına dikkat çekti. Sadak, 'Bir an önce İçişleri Bakanı ve devlet bakanları bu failleri ortaya çıkarmalıdır' dedi. Atalay'dan itiraf niteliğinde sözler Türkiye'yi sarsan Şemdinli, Danıştay, Hrant Dink olaylarının üstünün örtülmesinde orduyla uzlaşarak etkin bir rol oynayan AKP hükümeti yetkilileri, Beytüşşebap katliamıyla ilgili çelişkili ve itiraf niteliğinde ifadeler kullanmaya başladı. Başbakan Tayyip Erdoğan ve hükümet yetkilileri, ne olduğu bile anlaşılmadan olayla ilgili PKK'yi suçlamıştı. PKK, suçlamaları reddetti. AKP hükümeti, PKK karşıtı propagandayı sürdürmek amacıyla 3 bakan ve bazı milletvekillerini Bölge'ye gönderdi. Ancak olayın devlet güçleri tarafından yapıldığına dair her geçen gün artan işaretler karşısında bu kez itiraf niteliği de taşıyan ifadeler kullanılmaya başlandı. Beytüşşebap'ta incemelerde bulunan İçişleri Bakanı Beşir Atalay, PKK'nin olayı üstlenmediğini hatırlatan bir gazeteciye şu yanıtı verdi: 'İnşallah öyledir diyorum ve zaten şu anda bize ulaşan kesin sonuçlar yok, üzerinde çalışıyoruz.' Atalay'ın bu açıklaması da, bir bakıma katliamın devlet güçleri tarafından yapıldığının itirafı gibi duruyor. Tepkiler yayılıyor Beytüşşebap'ta 12 sivilin katledilmesine yönelik tepkiler sürüyor. Siirt ve İzmir'de katliam kınandı. Siirt'te İHD, SES, DİSK/Genel-İş, Tüm Bel-Sen, Eğitim Sen ve Botan Kültür Sanat Merkezi (BKSM), İHD Siirt Şubesi'nde basın açıklaması yaptı. İHD Siirt Şube Başkanı Vetha Aydın, Siirt'in de içinde yer aldığı 3 ilin tampon bölge ilan edildiğine ve bu tarihten sonra operasyonların ve hak ihlallerinin arttığına dikkat çekti. Aydın, 'Cenevre Sözleşmeleri'nin 3. maddesinde yer alan keyfi öldürme yasağının ihlalini kınıyoruz' dedi. Aydın, sorumluların bulunarak yargı önüne çıkarılmasını istedi. İHD, DTP, EMEP, SDP, ÖDP, KESK ve TMMOB'a bağlı odaların oluşturduğu İzmir Demokrasi Güçleri de, dün BES İzmir Şube binasında bir basın açıklaması yaptı. KESK Dönem Sözcüsü Musa Sever, önceki gün İzmir Buca'da meydana gelen patlamayı ve Beytüşşebap katliamını kınadıklarını söyledi. Sever, hiçbir şiddet eyleminin aklanamayacağını ifade ederek, her iki olayın da aydınlatılmasını istedi. Bu arada Birleşmiş Milletler (BM) ve Uluslararası Af Örgütü (AI) de Beytüşşebap katliamını kınadı. Af Örgütü'nün konuyla ilgili açıklamasında, 'Türk makamları önceki saldırılardan PKK'yi sorumlu tutuyor, ancak grup bu iddiaları reddetti. Af Örgütü, sivillere karşı gerçekleştirilen saldırıların derhal sona erdirilmesi çağrısını yapıyor' denildi. HABER MERKEZİ - DİHA

0 Yorum: