Çiller'in bilgisi dahilinde 250 kişiyi öldürdün mü?

Rizgarî Online/Ergenekon soruşturması kapsamında gözaltına alınan ve adı birçok karanlık olayda geçen Osman Gürbüz'ü, Savcı Zekeriye Öz yaklaşık iki saat sorguladı. Sorguda bulunan Gürbüz'ün avukatı Erdem Olgun, müvekkiline Danıştay saldırısı, Hablemitoğlu cinayeti ve Susurluk'un sorulduğunu belirtti. Avukatın verdiği bilgiye göre, Gürbüz'e, Tansu Çiller'in başbakanlığı döneminde Özer Çiller tarafından oluşturulan bir örgütün başında yer aldığı ve bu örgütün işlediği 250 cinayetten sorumlu olup olmadığı da soruldu. Çiller'in bilgisi dahilinde 250 kişiyi öldürdün mü Olgun, müvekkilinin bu suçlamaları kabul etmediğini söyledi.

Gürbüz, Ergenekon dosyasına "Çiller Özel Örgütü" olarak adlandırılan, MİT, JİTEM, Özel Kuvvetler ve Jandarma ile mafya liderlerinin kurduğu ileri sürülen örgütte yer alan bir muhbirin beyanları doğrultusunda, örgütün lideri ve "İkinci Yeşil" olarak girdi. Avukat Olgun'un anlatımına göre dönemin Başbakanı Çiller'in "elimizde PKK'ya yardım edenlerin 100 kişilik listesi var" açıklamasıyla başlayan faili meçhul cinayetlerle suçlanan Gürbüz'e savcı Öz, "Tansu Çiller'in başbakanlığı döneminde eşi Özer Çiller tarafından kurulan ekibin başında yer alıp almadığını ve yine Çiller'in bilgisi dahilinde 250 kişiyi öldürtüp öldürtmediğini" sordu. Gürbüz, suçlamaları kabul etmezken, sorguya katılan Olgun savcıya "O zaman Çiller nerede?" diye sordu.Çiller'in bilgisi dahilinde 250 kişiyi öldürdün

Sabah gazetesi ilgili haberin devamında şunları yazdı: “Çiller Özel Örgütü'nün adı ilk kez Susurluk kazasından sonra duyulmaya başlandı. Siyasetçi, polis müdürü ve derin devletle bağlantılı isimlerin ilişkileri kazayla ortaya çıkınca, dönemin ANAP Genel Başkanı Mesut Yılmaz Cumhurbaşkanlığı'na bir mektup verdi. Mektupta Emniyet Genel Müdürlüğü bünyesindeki Özel Harekat Dairesi içindeki bazı elemanların organize cinayetlerinden bahsediliyordu. "Kumarhaneler krâlı" olarak bilinen Ömer Lütfi Topal cinayetine karıştığı gerekçesiyle gözaltına alınan Özel Harekâtçı polislerin, suçlarını itiraf ettikleri halde, Korkut Eken ile İbrahim Şahin'in başını çektiği bir grup tarafından Ankara'ya götürüldüğü ve serbestçe dolaştığından bahsediliyor, devlette üst düzey güvenlik görevi yapan bir çok ismin Özel Harekât Daire Başkanı olan ve daha sonra Susurluk sanıkları arasında yer alan İbrahim Şahin'in emrine girdiği öne sürülüyordu. İddiaya göre CIA ve MOSSAD tarafından yönlendirilen örgütün lider kadrosunda ise Tansu Çiller ve eşi Özer Uçuran Çiller ile birlikte Elazığ Milletvekili Mehmet Ağar, Şanlıurfa eski Milletvekili, korucubaşı Sedat Bucak, eski MİT'çi yarbay Korkut Eken, Özel Harekâtçı İbrahim Şahin, Jİ- TEM'Cİ Veli Küçük ve onlarca özel harekât polisi yer alıyordu. Ayrıca Abdullah Çatlı, Alaattin Çakıcı ve bunlara bağlı tetikçiler de bulunuyordu.

KÜÇÜK'ÜN BÖLGESİ

Gürbüz'e sorulan tamamı faili meçhul kalan ve aydınlatılamayan cinayetler arasında, PKK'ya yardım ettiği ileri sürülen yer altı dünyasının ünlü isimleri ile o dönemki terörle mücadele konseptine karşı çıkan Cem Ersever gibi isimler de yer aldı. "Ölüm üçgeni" olarak adlandırılan Adapazarı-Sapanca- Hendek'te art arda cinayetlerin işlendiği dönemdeyse, Ergenekon soruşturmasında örgüt yöneticisi olduğu iddiasıyla tutuklanan emekli tuğgeneral Veli Küçük, Kocaeli İl Jandarma Komutanı'ydı. 1993 yılı sonunda Kocaeli'ne atanan Küçük, 1996 yılındaki Susurluk kazasına kadar bu görevde kaldı. Susurluk kazasının ardından Küçük'ün Kocaeli İl Emniyet Müdürü'nü arayarak, araçtakiler için yardım istediği de ortaya çıkmıştı. Gürbüz'e sorulan cinayetler arasında PKK'ya yardım ettiği iddia edilen Savaş Buldan, Kürtçü faaliyetlerde bulunduğu öne sürülen uyuşturucu baronu Behçet Cantürk, Yeşil'in eylemleri konusunda açıklama yapan JİTEM'in kurucusu emekli binbaşı Ahmet Cem Ersever, Kürt kökenli avukat Yusuf Ekinci'nin faili meçhul ölümleri bulunuyor. RO/Cemil Süphan

0 Yorum: