AP’de Kürt sorununa çözüm arayışları ANFAvrupa Birliği, Türkiye ve Kürtler konulu uluslararası konferansın dördüncüsü bugün Avrupa Parlamentosunda başladı. Konferansta Kürt sorunun demokratik yöntemlerle çözümü istendi. Yaşar Kemal, Leyla Zana, Noam Chomsky, Nobel ödüllü Şirin Ebadi ve Harold Pinter’in destek verdiği konferansa Türkiye’den DTP Genel Başkanı Nurettin Demirtaş, DTP Mardin Milletvekili Ahmet Türk’ün yanısıra Avrupalı Parlamenter katıldı. ZANA: KÜRT SORUNU ASAYİŞ SORUNU DEĞİL Konferansın açış konuşmasını yapan DEP eski milletvekili Leyla Zana, Kürt sorununun asayiş sorunu olmadığını, adı konmadığı müddetçe de, doğru çözümün bulunamayacağını söyledi. Zana sorunun çözümünde Kürt Halk Önderi Abdullah Öcalan'ın rolünün son derece önemli olduğunu söyledi. Kürt kimliği üzerindeki baskılara dikkat çeken Zana, "öldürülen her kimlik aslında dünyanın ve insanlığın kaybıdır" dedi. Zana, çözümün anahtarının var olduğu belirterek "kilit belli ama kapı açılmıyor. Artık kapının açılma zamanı gelmiştir. Önemli olan anahtarı doğru yerleştirmektir" diye konuştu. KÜRTÇE ÜZERİNDEKİ BASKILAR UTANÇ VERİCİ Leyla Zana konuşmasında, ‘’21. yüzyılda ve hâlâ insanların kendi anadillerinde konuştukları için yargılanıyor olmalarını Türkiye adına utanç vesilesi olarak kabul ediyorum. Demokratik ve sivil anayasa tartışmalarının yapıldığı bu günlerde Kürt diline yaptığım vurgunun sizler tarafından önemli bir ayrıntı olarak değil, asli bir istek olarak değerlendirileceği kanısındayım’’ dedi. Hem Avrupa Parlamentosu bünyesinde hem de Türkiye’de barış temalı pek çok konferansın gerçekleştirildiğini söyleyen Zana, ‘’Ama ne yazık ki insan ölümlerinin son bulması için yeterli dürüstlük ve samimiyet gösterilemedi’’ şeklinde konuştu. ‘’Anahtar var, kilit belli ama kapı açılmıyor. Artık kapının açılma vakti gelmiştir. Önemli olan anahtarı doğru yerleştirebilmektir. Her şey orada düğümleniyor. Kilit nokta sorunun tanımı, yaklaşım ve bakış açısıyla ilgilidir’’ diyen Zana şunları şöyledi: Kimliksizleştirilmeye çalışılan her şey, başka ülkelerde de örnekleri görüldüğü gibi; daha sancılı ve karmaşık bir hal almaya mahkûmdur. Sorunun adından doğru tartışamadığımız sürece; yaşanan çok yönlü kimlik ve toplum bunalımı hepimizi çözümsüzlük deryasında boğacaktır. ZANA’DAN SORULAR Eğer Kürt sorunu yalnızca yoksulluk ve asayiş kaynaklı olsaydı; yarım asırdan fazladır denenen yöntemler çözümde belirleyici olmaktan öte sonuç aldırıcı olmaz mıydı? Darbe, gözaltı, işkence, idam, göç, sürgün, faili meçhul, köy boşaltma, koruculuk, itirafçılık, pişmanlık dâhil tüm yollar ve yöntemler denenmedi mi? Elbette bunlar yalnızca bilinen ve bugün en üst düzeyler tarafından yüksek sesle anlatılan metotlar. Peki ya bilinmeyenler ve açıklanmayanlar? AB’YE ELEŞTİRİ Görevlerimizin sayısı ve ödevlerimiz artmaktadır. Kürtlerin yanısıra, Avrupa Birliği ve Türkiye hükümetinin sorumlulukları da azımsanmayacak kadar büyüktür. Fakat AB sözcüleri ile hükümet sözcülerinin söylem birliği sorunu hafifletmek yerine ağırlaştırmaktadır. Kürt sorununun demokratik ve barışçıl çözümü için 1999’da yakalanan tarihsel fırsatın hâlâ devam ettiği kanısındayım. Dünya 40 milyonu aşan nüfusuyla Kürtlerin siyasal, sosyal ve kültürel demokratik haklarını artık tanımaktan kaçınmamalıdır. Herkesi Türk olarak tanımlayan bir vatandaşlık tanımı yerine, halkların özgünlüğünden kaynaklı tüm doğal hakların yasal güvenceye alınmasına karşı mevcut fobilerinden kurtulmalıdır. Pişmanlık, af, bağış veya buna benzer halkların gururunu incitici kavramlara yoğunlaşmaktan ziyade; içerikli, nitelikli ve geniş kapsamlı somut projelerden doğru konuşulmalıdır. Politik tutukluların, gönüllü-gönülsüz sürgün olan aydın, yazar ve siyasetçilerin demokratik hayata katılımını sağlamak çözümü kolaylaştıracak bir adım olarak değerlendirilmelidir. ÖCALAN’IN ROLÜ ÖNEMLİ Kürt halkı, çözüme evrilen bu süreçte Sayın Öcalan’ın rolünü toplumsal barış ve halkların birlikteliği adına son derece önemli ve etkili bulmaktadır. Bunu yalnızca Kürtler ifade etmiyor aslında. Türkiye’nin önemli kalemleri ‘çözüm arayışında ilk radikal adımın Öcalan'la varılacak kapsamlı bir mutabakat’ olduğuna dikkat çekiyor. Bir süredir uygulanmaya çalışılan iyi Kürt- kötü Kürt politikası artık iflas etmiştir. Çağdaş bir ülkeye yakışan sınırlar ve ülkelerarası gerginliği tırmandırmaktan öte diplomatik, kültürel, ekonomik ve sosyal ilişkileri güçlendirerek bir hoşgörü geleneğini geleceğe devretmektir.’’ HASANKEYF YOK EDİLMESİN Konferansın diğer bir konuşmacısı ise Avrupa Birliği iyi niyet elçisi Bianca Jagger'di. Jagger, konuşmasını tarihi Hasankeyf şehrine ayırdı. Ilısu barajıyla Hasankeyf'in yok edilmesine izin verilmemesini isteyen Jagger, 'Hasankeyf sadece Kürtlerin değil, Türklerin hatta insanlığın zenginliğidir" dedi. Konuşmasında Jagger, AK parlamenterlerine Ilısu Barajı’na karşı çıkmalarına dönük çağrıda bulundu. DTP’NİN PARLAMENTODA OLMASI ÖNEMLİ AP Sol Parti Milletvekili Francis Wurtz ise konuşmasında Türkiye’de yapılan genel seçimlerden sonra çok ümitlendiklerini belirterek, DTP parlamentoda olmasının önemli olduğunu söyledi. ”Türkiye’de Kürt sorunun çözümü için global bir siyaset oluşturulmalıdır” diyen Wurt, konuşmasında Türk Silahlı Kuvvetlerin askeri operasyonlara yeniden başlaması kaygı verici olduğunu anlattı. OPERASYONLAR ENDİŞE VERİCİ Konuşmasında Wurt şöyle dedi: ‘’Türkiye’nin sınır ötesi operasyona yeşil ışık yakması bizi kaygılandırdı. Ordu ve hükümet PKK tarafından yapılan ateşkes çağrılarını değerlendiremedi, bunlar bir fırsattı. Türkiye’nin sınır ötesi operasyona kalkışması Türkiye AB ilişkilerini riske sokacaktır. AB olarak iki taraffı da siyasi çözüme gidecek girişimlerde bulunmayı öneriyoruz. DTP’nin kapatılmasını doğru bulmuyoruz. Böyle bir girişim Türkiye’yi geriye götürür. Ordunun siyasete müdahelesini istemiyoruz. Demokratikleşme için daha fazla adım adılmalı.” LANGENDİJK: 301’NCİ MADDE AB İÇİN BİR SEMBOL İlk oturumdaki konuşmaların ardından “Demokratikleşme, AB reform süreci: Siyasal katılım ve Kürtler” başlıklı ikinci oturumunda ise Türkiye-AB Karma Parlamento Komisyonu Eşbaşkanı Joost Lagendijk konuştu. Konuşmasında Lagendijk, ‘’301 bu madde artık AB için bir sembol haline geldi. Avrupa Komisyonu ve AP iki yıldır 301 ve buna bağlı diğer maddelerde değişiklik yapılmasını istiyor. Bu böyle devam edemez. Artık bende usandım bu konuda açıklama yapmaktan. Babacan TBMM'de bütçe görüşmeleri sonrası 301 değişiklik yapılacağını söyledi. Demokratik sivil bir anayasa yapılması çalışmaları devam ediyor. Kültürel çeşitlilik ordunun rolü, yeni ancak demokratik bir anayasa ile halledilebilir. Ancak bu anayasayı hazırlama süreci demokratik değil ortalıkta dolaşan birçok taslak var. Bu sürecin daha saydam olması lazım. Bu sürece tüm sivil toplum örgütleri ile entelektüeller katılmalıdır’’ dedi. Ordunun 27 Nisan'da seçimlerde siyasi alana müdahalesi seçimlerde geri teptiğini söyleyen Lagendijk, Türkiye'nin daha demokratik ve bir Avrupa ülkesi haline gelmesi için zamana ihtiyaç olduğunu söyledi. PKK SİLAHLARI BIRAKSIN PKK’nin bir an önce silahları bırakması gerektiğine vurgu yapan Lagendijk, ‘’PKK karşı çok sert olacağım. Biran önce silahları bırakmaları gerekiyor. Şiddetin kesinlikle kabul edemeyiz. Burada bir kez daha ifade etmek istiyorum DTP ve AKP'nin soruna çözüm noktasında kilit bir rolü vardır. Soruna çözüm bulma çerçevesinde ise CHP ve MHP'yi unutun. DTP' yi kapatmak çözüm olamaz. DTP kapatılırsa Kürt Türk şiddet yanlıları güçlenecek. PKK eylemlerine derhal son vermeli. Şu anada PKK'nin eylemlerine devam etmesi DTP'yi zora sokuyor. Türk hükümeti PKK'nin esiri haline gelmemelidir. Bölgeye sosyal, ekonomik alanda yatırımlar götürülmeli ve bu alanda temel değişiklikler yapılmalıdır.’’ Türkiye-AB Karma Parlamento Komisyonu Eşbaşkanı Joost Lagendijk’in konuşması ardından DTP Grup Başkanvekili Ahmet Türk’de bir konuşma yaptı. Avrupa’daki Kürt konferansı yarında sürecek.
Subscribe to:
Post Comments (Atom)
1 Yorum:
hepiniz oruspu çocuğusunuz yıllarca bizim devletimizde yeyip içip sıçtınız şimdi de kürdistan diyorsunuz nah veririz hain herifler size onca şeyi boşuna vermişiz bir gün gelecek yeniden osmanlı gibi bir türk devleti kurulacak sizde dahil olmak üzere tüm kafirlere yarrağımızı yalatacağız
Post a Comment