Motosikletli infaz

cagdas_gemik Antalya’da motosikletli Yunus timi, Erzincanlı 18 yaşındaki Çağdaş Gemik’i(18) beylik tabancasıyla vurarak öldürdü. Polisin gerekçesi şu oldu: Dur ihtarına uymayınca havaya ateş ettim.

Antalya’da motosikletli polis, ‘dur’ ihtirına uymadığını iddia ettiği 18 yaşındaki motosikletli genci tabancayla vurarak katletti. İddialara göre, olay şöyle gerçekleşti; önceki gün motosikletli Yunus Timi’nden Polis M.E., Antalya’nın Yeşildere Mahallesi’nde, motosikletiyle giden iki gence ‘dur’ ihtarında bulundu. Motosiklet durduğunda, motosikletin arkasında duran ve kimliği açıklanmayan gencin indiği, motosikleti kullanan Çağdaş Gemik’in ise motosikleti hareket ederek kaçmak istedi ve bunun üzerine polis ateş etti.
Boynundan vurulmuş
Hastaneye kaldırılan gencin kurtarılamadığı, olaydan birkaç saat sonra polisin, gencin babasını karakola çağırarak, olaydan haberdar ettiği öğrenildi. Gemik’in Adli Tıp Kurumu’nda yapılan otopsisinde, boynunun sol tarafından giren kurşun yüzünden öldüğü belirlendi.
Emniyet: Kasıt yok!
Antalya Emniyet Müdürü Feyzullah Arslan, konuyla ilgili yaptığı açıklamada, olayın kasıtlı olmadığını savunarak, kontrol sırasında gencin ‘dur’ ihtarına uymaması nedeniyle vurularak öldüğünü bildirdi. Arslan, polisle ilgili adli ve idari soruşturma başlatıldığını, görevden uzaklaştırıldığını söyledi.
Havaya ateş etmiş!
Gemik’i vuran polis M.E, dün adliyeye sevk edildi. Cumhuriyet Savcısı Ümit Yaşar Özdemir tarafından sorgulanan polis, “Olası kasıtla insan öldürmek suçlaması”yla sevk edildiği nöbetçi mahkemece tutuklandı. Polisin ifadesinde, gençleri durmaları yolunda ikaz ettiğini, durmamaları üzerine havaya ateş açtığını söylediği öğrenildi.
Cenazesi cemevinde
Aslen Erzincanlı oldukları bildirilen inşaat işçisi Haşim ile ev kadını Sevgi Emik’in oğlu Çağdaş Emik’in cenazesi dün öğle saatlerinde Kızılarık Mahallesi’ndeki cemevine götürüldü. Baba Haşim Gemik, oğlunun cemivende yapılan cenaze töreninde sinir krizleri geçirdi. Çağdaş Emik’in ilköğretim okulu mezunu olduğu, zaman zaman bazı otellerdeki animasyon gösterilerinde folklor ekibinde yer aldığı, bir dönem de bir mağazada tezgahtarlık yaptığı kaydedildi.
ÇHD: Münferit değil
ÇHD Antalya Şubesi, cinayetin ‘münferit’ olarak nitelendirilmesinin inandırıcı olmadığına dikkat çekti. Açıklamada, “Çağdaş Gemik, 27 Ekim Pazartesi günü saat 15:00 sıralarında yani güpegündüz, mobileti ile seyir halinde iken, ‘dur ihtarına uymadığı’ gerekçesi ile katledildi. Bir ülkede bir hafta içerisinde üç yurttaş devletin emniyet güçleri tarafından öldürülüyorsa ve hala daha bu durum güvenlik görevlilerinin kişisel hataları olarak açıklanıyorsa bu hiç inandırıcı değildir” denildi.
İstifa çağrısı
Açıklamada, polis cinayetlerinin tesadüf olmadığının artık herkesçe bilinmesi gerektiği ifade edilerek, yaşanan ölümlerin ülkeyi yöneten siyasi irade tarafından geliştirilen yeni güvenlik konseptinin bir sonucu olduğu kaydedildi. Demokratik bir ülkede bu kadar polis cinayetinden sonra hiçbir Adalet Bakanı ve İçişleri Bakanı’nın görevine devam edemeyeceğinin vurgulandığı açıklamada, şunlara yer verildi: “Çünkü Mayıs 2007’de polise açıkça insan vurma yetkisi verilmiştir ve verilen bu yetkinin sonucu olarak bu ülkenin yurttaşları, sokaklarda, karakollarda, cezaevlerinde ölmektedir. Hükümet tüm kamuoyunun önünde halktan özür dilemeli ve başka cinayet işlememeleri için güvenlik güçlerini uyarmalıdır.”
ANTALYA YENİ ÖZGÜR POLİTİKA

İHD: Adana'da işkence sokağa ve polis otosuna taştı

adanaiskence20ekim İHD Adana Şubesi, Kürt Halk Önderi Abdullah Öcalan'a yönelik fiziki saldırıyı protesto amacıyla gerçekleştirilen gösterilere yapılan müdahalenin ardından çıkan olaylara ilişkin hazırladığı raporda, gözaltına alınanların, gözaltına alınma sırasında ve polis otosuna bindirilerek emniyete götürülürken işkenceye maruz kaldığı belirtildi. İHD Adana Şube Başkanı Ethem Açıkalın, son olaylarla işkencenin gözaltı birimlerinden sokaklara ve polis otolarına taştığını, kolluk güçlerinin uygulamalarının OHAL'i aratır boyuta ulaştığını söyledi.
Adana'da Kürtlerin yoğun yaşadığı ilçe ve mahallelerde düzenlenen eylemlere güvenlik güçlerinin müdahalesiyle çıkan olaylarda çok sayıda kişi yaralandı. Eylemlerin ardından çok sayıda kişi de gözaltına alındı. Geçtiğimiz 10 gün içerisinde yaşanan olaylara ilişkin İHD Adana Şubesi tarafından rapor hazırlandı. Raporda, avukatların, mağdur ailelerin derneğe yaptığı başvurular ve İHD yöneticilerinin mağdurlarla bire bir yaptığı görüşmelerde, Öcalan'a yönelik fiziki saldırı nedeniyle Adana'da yapılan eylemlere katıldıkları gerekçesiyle 19-20 ve 21 Ekim'de gözaltına alınanların büyük çoğunluğunun alınma esnasında ve polis otosuna bindirilerek emniyete götürülürlerken yolda dayak atıldığı ve işkenceye maruz kaldığının beyan edildiği belirtildi.
'Kayıt dışı işkence yapıldı'
Raporda, 'Gözaltına alınma esnasında kişilerin işkence ve kötü muameleye tabi tutulduklarını, polis otolarına bindirilerek gözaltı birimlerine götürülürlerken yolda polis otolarının içinde kişilere işkence ve kötü muamele yapıldı. Bu yöntemlerle kolluğun kişilere uyguladığı işkence ve kötü muamelenin kayıt dışı işkence ve kötü muamele işlemleri olduğunu, kayıt dışı işkence vakalarının bu yöntemle olduğunu daha önce defalarca belirtmiş olmamızın ne kadar haklı ve doğru olduğu bir kez daha gözler önüne serilmiştir' denildi.
157 gözaltı, 26 tutuklama
Adana'da eylemlere katıldıkları iddiasıyla 157 kişinin gözaltına alındığının kaydedildiği raporda, '82 kişi 13-16 yaş arası çocuklardır. Tutuklananların sayısı 26. Bunlardan 13'ü 13-16 yaş arası çocuklardır' diye kaydedildi. Yüz yüze görüşülen mağdurların gözaltına alınma esnasında ve polis otolarında gördükleri işkencelerden dolayı vücutlarının çeşitli yerlerinde oluşan darp izlerinin tespit edildiğine işaret edildi.
Gözaltına alınanların tümünün vücudunda darp izi
Av. Çemşit Tabak, gözaltına alınanlar, tutuklananlar ve kötü muameleye maruz kalanlara ilişkin İHD'ye başvuruda bulundu. Av. Tabak, 20 Ekim'de yapılan eyleme katıldıkları gerekçesiyle gözaltına alınan ve kendisinin de hazırlık soruşturmalarına katıldığı Songül Demir, Kemal Güven, Nevzat Toprak, Metin Bilgiç, Mehmet Celebi, Abdullah Bağ, Ümit Bayev (16), Resul Sekmen (16), Velat Yalçın (16), Müzeyyen Özdemir (16), Onurcan söylemez (16), Beritan Özdemir (15), Sedat Kaya (16), İbrahim Gönültaş (15), Mazlum Oral (16), Özcan Öcal (15), Meral Kaya (16), İlhan Demir (16), Şirin Akyüz (16), Leyla Özdemir (14), Mahir Özdemir (13), Devran Çankaya (13), Enver Alagaş (13), Ömer Demir (14), Ceylan Kutluk (14), İbrahim Sevim (13), Serhat Özer (13) ve Ahmet Yıldırım'ın gözaltına alınma esnasında darp edildiğini aktardı. Kötü muamele ve işkence gördüğü gerekçesiyle derneğe başvuruda bulunan kişilere de raporda yer verildi.
Rapor TBMM'ye taşınacak
İHD Şube Başkanı Ethem Açıkalın, HPG'nin Aktütün (Bêzelê) Karakolu'na saldırısının ardından asker ve polisin OHAL yasalarını talep ettiğini hatırlatarak, 'Tam da son iki hafta içinde kolluk gücünün uygulamaları yasalara gerek kalmadan OHAL'i aratır olmuştur. Şu soruyu sormak gerekiyor. Yetkileri kısıtlı olduğu halde bunlar yapılıyor ise, yetkileri olsaydı neler olurdu? Yoksa öldürmedikleri için mi hayıflanıyor?' diye konuştu. Adana'da yaşanan bu işkence vakalarına ilişkin hazırladıkları hazırladıkları raporu tüm kamuoyu ile paylaşacaklarını söyleyen Açıkalın, 'Bu raporu tüm ulusal ve uluslararası ilgili kurumlarla, TBMM İnsan Hakları Komisyonu'na taşıyacağız. Komisyonu göreve ve incelemeye çağıracağız' dedi.
'Çocuklara atılan dayaklar yazılmadı'
Basında ve resmi yetkililerin, 'Çocukların eylemlerde kullanıldığını' öne sürdüğüne dikkat çeken Açıkalın, 'Kötü muameleye maruz kalanların yarısı 13-17 yaş arasıdır. Madem çocukların dostuydunuz ve onların oyun oynaması gerektiğini söylüyorsunuz ama bu çocuklar şimdi cezaevinde. Neden? Bu çocuklara atılan dayak, vücutlarındaki morluklar hakkında bir satır yazılmadı. Biz bu konunun kamuoyunda gündeme gelmesi gerektiğini düşünüyoruz' diye kaydetti.
ERSİN ÇELİK - ADANA / DİHA

İnsan hakları savunucuları: Basın çocukları hedef gösteriyor

crimes_linc turkiyesi Kürt Halk Önderi Abdullah Öcalan'a yönelik fiziki saldırıyı protesto etmek amacıyla yapılan eylemlerin ardından gözaltına alınan ve kötü muameleye maruz kalan çocuklardan 52'si tutuklanarak cezaevine konuldu. İnsan hakları kuruluşları basının çocukları hedef gösterdiğini belirterek, çocukların tutuklanmasına ve işkence görmesine sert tepki gösterdi.
Öcalan'a yönelik fiziki saldırı sonrası bir çok ilde gelişen protesto gösterilerinde çocukların ön saflara sürüldüğü iddiaları üzerine, çoğu ilköğretim öğrencisi çocuklar hedef tahtasına oturtuldu. Basının hedef göstermesi üzerine olaylardan sonra çok sayıda çocuk gözaltına alındı ve 24'ü Diyarbakır'da olmak üzere diğer illerle birlikte toplam 52 çocuk tutuklanarak cezaevine konuldu. Gözaltına alınan ve tutuklanan çocuklara kötü muamele yapıldığı belirtilirken, daha önceki olaylarda da çocukların hedef seçilmesine dikkat çekildi. 28 Mart 2006'da Diyarbakır'da başlayan ve bölgenin tümüne yayılan olaylar sırasında polisin açtığı ateş sonucunda öldürülen 11 kişiden 7'sinin çocuk olması tepkilere neden olmuştu. Yine o dönemdeki olaylarda çocukların hedef gösterilmesi üzerine çok sayıda çocuk gözaltına alınmış ve tutuklanmıştı.sanliurfa ocalan (3)
'Basın çocukları hedef gösteriyor'
İHD Genel Sekreteri Sevim Salihoğlu, basının çocukları hedef göstererek, sokak ortasında çocukların dövülmesi ve kollarının kırılmasının meşru gösterildiğine vurgu yaptı. Çocuklarla birlikte toplumun bütün kesimlerine ve farklı yerlerde işkencenin devam ettiğine dikkat çeken Salihoğlu, 'Türkiye de işkence her yaştan yer cinsten kişiye yapılıyor. Doğu batı ayrımı da yapılmıyor. Bu kadar pervasızca hareket etmeleri korunmalarından kaynaklıdır. İşkencecilere etkin hukuk yolları işletilmemektedir. Hem siz 10 bin tane işkence vakası var diyeceksiniz hem de özür dileyeceksiniz. Böyle bir şey olmaz' diye konuştu.
'Annelerin dokunmaya kıyamadığı çocuklara polis işkence yapıyor'
Çocuklara sokak ortasında ve gözaltında uygulanan şiddet ve işkenceye rağmen hükümetin hiçbir tedbir almadığını eleştiren Salihoğlu, 'Annelerin dokunmaya kıyamadığı çocuklarına 3-4 polisin böyle davranmaya hakkı yoktur. Nasıl ki, okulda bir öğretmen çocuğa cetvelle vurduğu zaman okuldan uzaklaştırılıyorsa, aynı şekilde polisler için de geçerli olmalıdır. Görüntü olarak demokratik hukuk devleti görünümü vereceksiniz, bir taraftan da karakollarda işkence yapacaksınız. Öyle bir şey kabul edilemez' dedi.asker_ve_polis_kurdistan
'Polisler orantısız güç kullandı'
MAZLUMDER Genel Sekreteri Emre Yurtalan, polislerin uyguladığı orantısız şiddeti eleştirerek, böyle bir şiddetin karşısında olduğunu ve polislerin kullandığı orantısız gücü doğru bulmadığını söyledi. Çocukların taşlarına karşılık polislerin silah kullanmasını düşündürücü bulduğunu söyleyen Yurtalan, 'Tabi ki böyle bir şiddetin karşısındayım. Çocukların böyle olaylarda yer alması belki eleştirilebilir ama oraya gelen polislerin çocuklara böyle şiddet uygulaması doğru değildir. Çocukların korunması gerekirken, polislerin saldırısına maruz kalmışlardır. Özellikle Diyarbakır'da meydana gelen hadiselerin sonuna kadar karşısındayım. Korunmasız insanların üzerine silahla saldırılması düşündürücüdür. Bir halkın üzerine silah sıkılmamalıdır' diye konuştu. Türkiye İnsan Hakları Vakfı (TİHV) Genel Başkanı Yavuz Önen, polislerin aşırı şiddet kullanmaması gerektiğini belirterek, işkence görenlerin kendilerine başvurmaları halinde üzerine gidileceğini söyledi. Çok sayıda çocuğun tutuklandığını kaydeden Önen, sadece çocukların değil hiç kimseye işkencenin yapılmaması gerektiğinin altını çizdi.
ANKARA (DİHA)