Kürt Halk Önderi Abdullah Öcalan'ın saçlarının zorla kazıtılmasını protesto eden on binlerce kişi, Koşuyolu Parkı'na akın ediyor.
DTP Diyarbakır İl binası önünde bir araya gelen on binlerce kişi Koşuyolu Parkı'na kadar kortej halinde yürüdü. DTP'li milletvekili ve belediye başkanlarının kortejin ön saflarda yer aldığı yürüyüşte, yüzlerce PKK ve Demokratik Konfederalizm bayrağı ile Kürt Halk Önderi Abdullah Öcalan posterleri açıldı. 'Yaşamak için savaşır barış için ölürüz' ve '14 Temmuz ruhu, Apo ruhudur' pankartlarının açıldığı yürüyüşte, 'Hitler itler hesap verecek', 'Apocular geliyor', 'Bijî Serok Apo', 'Öcalan'a uzanan elleri kırarız', 'PKK halktır halk burada', 'Sayın Öcalan' şeklinde slogan atıyor.
Bir grup gencin askeri nizam şeklinde yürüdüğü eylemde, anons aracından Kürt Halk Önderi Abdullah Öcalan üzerine söylenmiş şarkılar çalındı. Yürüyüş boyunca balkonlardan ve çevreden toplanan kişiler de alkışlarla yürüyüşe destek verdi. Yürüyüş korteji Koşuyolu Parkı'na geldiğinde burada toplanan binlerce kişi, 'Öcalansız dünyayı başınıza yıkarız' sloganı attı. Saçını sıfıra vurmuş onlarca kişinin katıldığı yürüyüşten sonra, açıklama yapılacak. DİHA
“140.MADDE ÖLDÜ DİYENLER IRAK’IN PARÇA PARÇA OLMASINA TAHAMMÜL ETSİNLER’’
Kurdians: Monday, July 14, 2008PNA-Federal Kürdistan Bölge (FKB) Başkan Mesut Barzani, dün düzenlenen geniş katılımlı bir toplantıda yaptığı konuşmada, ‘’Federal Irak Daimi Anayasasının 140.maddesi öldü diyenler Irak’ın parça parça olmasına tahammül etmemliler’’ dedi.
Federal Kürdistan Bölge Başkanı Mesut Barzani, dün, Kürdistan Bölge Başakanı Yardımcısı Kosret Resul Ali, Parlemento başkanı ve yardımcısı, Kürdistan Demokratik Parti Siyasi Büro Sekreteri Fazıl Mirani, Kürdistan Yurtseverler Birliği Siyasi Büro İdare Sorumlusu, Siyasi Bürodan bazı yetkililer, her iki tarafın liderliği, İçişlerinden Sorumlu Bölge Bakanı, Sorunlu Bölgeleler’den Sorumlu Bölge Bakanı ve Irak Parlemantosu’nda bulunan Kürdistan İttifakı Listesi Başkanı Yardımcısının hazır bulununmasıyla Kerkük İl Meclisi Başkanı ve bazı İl Meclis üyeleri ile PDK’nin 3.Şube Sorumlusu ve İdar Sorumlusu İle YNK’nin 2.Şubesi’nin Sorumlusu ve İdare Sorumlusu ile toplandı.
Toplantının başında toplantıya katılanlara ‘’Hoş Geldiniz’’ diyen Başkan Barzani, ‘’bu toplantının kendine has önemi var çünkü Anayasanın 140.maddesi çok hassas bir aşamaya ulaştı ve bunun için çok ciddi çalışma yapılmalı. Çok büyük bir cüretle eksikleri göstermeli ve bunlar için uygun bir çözüm bulmalıyız’’ dedi.
Birleşmiş Milletler (BM) Genel Sekreteri Temsilcisi De Mistura ile yaptığı son görüşmeye değinen Başkan Barzani, bu görüşmede sayın De Mistura’nın, hazırladığı raporun birinci bölümündeki hataları kabul ettiğini ve bunun da 4 madde de toplanbileceğini söyledi:
1-2005 seçiminin sonuçlarına dayanmama.
2-Kürdistan Bölgesi hükümetine işarette bulunmama.
3-Aslen onun işi olmayan başka ayrıntılara girdi.
4-Araplaştırma fenomenine hiçbir şekilde göz önünde bulundurmadı.
Başkan Barzani,’’ Bizim en baştan Irak’ın özgürleştirilmesi sürecine katılmamız ve daha sonra da siyasi sürece katılmamız, halkımıza karşı yapılan adaletsizliğin ve zulmün ortadan kaldırılması amacıylaydı.
140.madde öldü diyenler şunu çok iyi bilsinler ki eğer bu madde öldüyse bunun anlamı anayasa da öldü demektir. Ve yine kendileri Irak’ın parç parça olmasına tahammül etmeliler.
Biz, Kürdistan’dan koparılan bölgelerin yasal bir şekilde Kürdistan’a bağlanmasını istiyoruz. BM’nin şuan yaptığı iş hayırlı bir iştir. Ancak, böyle hassas bir meselede hata yapılmamalı.
Mendeli’nin bütünün başka bir yere verip oradaki bütün Kürt’leri unutamazsın ve aynı zamanda Mehamur’da bazı köylerden dolayı Kerac’ı ayıramazsın. Orada oylarının % 97’sini Kadeşlik Listesi’ne veren bütün bu Kürtleri başka bir yere bağlayamazsın. Bu mümkün değil. ‘’ dedi.
Başkan Barzani, katılımcılardan gelecekte yapılması amaçlanan işler ve Kerkük’te yapılacak seçim konusundaki önerilerini 140.madde çerçevesinde olması şartı ile ortaya koymalarını istedi.
Başkan Barzani, Kerkük’ün kimliğinin Kürdistani olduğunu söyleyerek bu kimliğin kabul edilmesi gerektiği tekidinde bulundu.
Dahas sonra konuşan FKB Başkanı Yardımcısı Kosret Resul Ali de BM Grenel Sekreteri De Mistura ile yaptığı görüşmesinde De Mistura’nın raporun 1.Bölümünde yapılan hatları 2. Ve 3. Bölümlerde düzeltme sözü verdiğini söyledi.
Toplanıtını bir diğer bölümünde de Adnan Müftü, Fazıl Mirani, Celal Cevheri, Erselan Bayız, Dr.Sadi Berzenci, Dr.Mahmut İhsan, Dr.Kemal Kerkuki, Rızgar Ali, Sadi Pire, PDK’nin 3.Şubesi ve YNK’ nin 2.Şubesinin her iki sorumluları ve de diğer bazı katılımcılar konuya ilişkin görüş ve düşüncelerini ortaya koydular.
Toplantının sonunda, 140.maddeye has kurulan bütün komisyonların tasfiye edilmesi ve Dr.Muhammed İhsan başanlığında bir resmi bir komisyon kurulamasına ve bu komisyona geniş yekiler verilmesi, tek bir merciye bağlı olması bunda Kürdistan Parlemantosu, Kürdistan İttifakını temsil etmesine karar verildi.
Toplantıda, ayrıca, tek bir siyasi söylemde birleşilmesi ve Kerkük’te idari edanın daha da iyileştirilmesi tekidinde bulunuldu.
Türkiye’yi yöneten 50 kişi kim?
Milliyet - Tempo dergisi, 10 Temmuz 2008 tarihli sayısında, aralarında gazetecilerin ve akademisyenlerin bulunduğu 20 kişilik jüriye, “Türkiye’yi kimler idare ediyor?” diye sordu Tempo dergisinin 20 kişiik jürisinin belirlediği, “siyasi, ekonomik ve toplumsal hayatımızı doğrudan ya da dolaylı olarak yöneten isimler” şöyle...
R.Tayyip Erdoğan (Başbakan): Yürütmenin başı olarak ülkeyi yönetiyor.?Türkiye’nin kaderini elinde tutuyor.
Yaşar Büyükanıt (Genelkurmay Bşk.): Gül’ün cumhurbaşkanlığı adaylığında yaptığı çıkışlar ‘laik’ kanat için umut oldu.
Abdullah Gül (Cumhurbaşkanı): Krizde uzlaştırıcı etkisi var. Siyaset üstü otorite olarak cumhuriyeti temsil ediyor.
İlker Başbuğ (KKK) Genelkurmay Başkanı olmasıyla ordunun biraz daha sertleşeceği de konuşuluyor.
Durmuş Yılmaz (Merkez Bankası Bşk.): 10. Cumhurbaşkanı A. Necdet Sezer’in onayıyla atandı. Türkiye’nin parasını yönetiyor.
Fethullah Gülen (Cemaat lideri): AKP’yi destekleme kararı veren cemaat, iktidar üzerinde de etkin rol oynuyor.
Deniz Baykal (CHP Gen Bşk): Seçimlerin meşruiyeti konusunu tartışmaya açtı. Muhalefeti yönetiyor.
Cemil Çiçek (Başbakan Yard.): Başbakan üzerinde etkili bir isim. AKP’nin ağabeylerinden biri olarak görülüyor.
Ahmet Davutoğlu (Başbakanlık Başdanışmanı): Başbakan’ın özellikle Ortadoğu politikasını yönlendiriyor.
Rifat Hisarcıklıoğlu (TOBB Bşk.): Odalar ve Borsalar Birliği’nin kaptanı. İç ve dış istikrarda büyük rol oynuyor.
Kemal Unakıtan (Maliye B.): Bakanlık koltuğu değişmeyen ender isimlerden. Türkiye’nin bütçesi ondan soruluyor.
Aydın Doğan (Doğan Holding Yönetim Kurulu Bşk.): Siyaset, ekonomi konularında kamuoyu oluşturmada etkili.
Rahmi Koç (Koç Holding Onursal Bşk.): Zaman zaman ekonomi ve siyaset alanında söyledikleriyle gündem oluşturuyor.
Arzuhan Doğan Yalçındağ (TÜSİAD Bşk.): TÜSİAD’ın ilk kadın başkanı... İş dünyasının en önemli sözcülerinden biri.
Devlet Bahçeli (MHP Genel Bşk.): Hükümetin aldığı türban ve cumhurbaşkanlığı seçimi gibi kritik konularda etkin rol oynadı.
Can Paker (TESEV Bşk.): TESEV adına yapılan araştırmalarla gündem belirliyor. Son olarak, Başbakan’la bazı gazetecileri buluşturdu.
Ertuğrul Özkök (Hürriyet gazetesi GYY): Hazırladığı gazete ve yazılarıyla kamuoyunu yönlendirmede en etkin isimlerden biri.
Ali Babacan (Dışişleri Bakanı): AKP'nin kurucu üyesi. Türkiye’nin dış politikasını ve AB ile müzakereleri yönetiyor.
Haşim Kılıç (Anayasa Mahkemesi Başkanı): Parti kapatma ve siyasi davaların sık olduğu Türkiye’de kullandığı oyla etkili.
Mehmet Emin Karamehmet (Çukurova Holding): Medya gücüyle kamuoyunu yönlendiren önemli patronlardan biri.
Fatih Terim (Milli Takım Teknik Dir.): Takımın başarısıyla siyasi krizi bile unutturup milletin havasını değiştirdi.
Ferit Şahenk (Doğuş Holding): Doğuş Grubu, Türkiye ihracatının yüzde 16’sını finanse ederek ekonomiye yön veriyor.
Güler Sabancı (Sabancı Holding): Türk ekonomisinin lokomotif gruplarından birinin başında. Ekonominin önemli aktörlerinden.
Ahmet Çalık (Turkuaz Holding): Enerji alanında etkin isimlerden. En büyük ikinci medya kuruluşunun sahibi.
Abdullah Öcalan(PKK lideri): Halen İmralı Cezaevi’nden Kürtler üzerindeki etkisini sürdürüyor.
Abdurrahman Yalçınkaya (Yargıtay Cum. Başsav.): DTP ve AKP’ye açtığı kapatma davalarıyla dikkatleri topladı.
Aziz Yıldırım (Fenerbahçe Bşk.) İMKB’nin açıklamalarına göre 1.8 milyar dolarlık Fenerbahçe kulübünü yönetiyor.
Işık Koşaner (Jandarma Genel Komutanı): Mülki, adli ve askeri alanlarda asayişi yönetiyor.
Beşir Atalay (İçişleri B.): İçişleri’ni yönetiyor. Emniyet müdürlükleri, valilik ve kaymakamlıklar ona bağlı çalışıyor.
Emre Taner (MİT Müsteşarı): Türkiye’yi iç ve dış tehlikelere karşı uyarıyor. İstihbarat onun kontrolünden geçiyor.
Sabih Kanadoğlu (Yargıtay Onursal Başkanı): Cumhurbaşkanlığı seçimlerini iptal ettiren bu tezin sahibi...
Ahmet Türk (DTP Mardin): PKK’yla ters düşen açıklamalarıyla DTP içinde iki ayrı kanat oluşmasına neden oldu.
Mehmet Ali Şahin (AdaletB): Başbakan’ı yönlendiren isimlerdeni. ‘Sivil anayasa’ tartışmalarında ön plana çıkmıştı.
Köksal Toptan (TBMM Bşk): Türkiye’nin gündemine ‘senato’ fikrini soktu. Türkiye Büyük Millet Meclisi’ni yönetiyor.
Ersin Özince (Türkiye İş Bankası Gen. Md): Türkiye’nin en büyük bankasını yönettiği için ekonominin en etkin isimlerinden...
Adnan Polat (Galatasaray Bşk.): Mali kriz içindeki Galatasaray’ın şampiyon olmasında büyük pay sahibi oldu.
Fehmi Koru (Yeni Şafak gazetesi yazarı): Görüşleriyle İslami kesimin önemli teorisyen ve taktisyenlerinden...
İlhan Selçuk (Cumhuriyet gazetesi başyazarı): Ulusalcı kesimin kaptanı. Yönlendirici etkisi bulunuyor.
Olli Rehn (AB’nin Genişlemeden Sorumlu Üyesi): Türkiye’nin AB yolculuğunda en etkin isimlerin başında geliyor.
Efkan Ala (Başbakanlık Müsteşarı): Başbakan?Erdoğan’ın Güneydoğu politikasında da etkin rol oynuyor.
Mustafa Birden (Danıştay Bşk.): Devletin en yüksek inceleme merci olarak verdiği kararlar kamu üzerinde etkili bir isim.
Hasan Gerçeker (Yargıtay Başkanı): Hukuki kararlar mekanizmasının son mercii.
Prof. Dr. İzzettin Doğan (Cem Vakfı Onursal Bşk.): Gücü, Alevi camiası üzerindeki etkinliğinden geliyor.
Melih Gökçek (Ankara Büyükşehir Belediye Bşk.): 1994’ten beri başkent Ankara’yı yönetiyor.
George W. Bush (ABD Bşk.): Ekonomik ve siyasal anlamda Türkiye’nin aldığı kararlarda etkin rol oynuyor.
Osman Baydemir (Diyarbakır Büyükşehir Bld.Bşk.): Şehirdeki Kürtler üzerinde oldukça etkili.
Y. Ziya Özcan (YÖK Bşk.) Göreve geldiğinde yaptığı açıklamalarla ‘taraflı’ görüldü. Üniversiteleri yönetiyor.
Süleyman Çelebi (DİSK Bşk): 400 bin üyeli işçi sendikasını yönetiyor. Grevlerde etkin bir rolü var.
Kadir Topbaş (İstanbul Büyükşehir Belediye Bşk.): İlahiyat ve mimarlık mezunu. İstanbul’u yönetiyor.
Ali Bardakoğlu (Diyanet İşleri Bşk.): İslam?Hukuku uzmanı. Türkiye’nin dini konularında otorite.
İşte 20 kişilik jüri
1- Süheyl Batum (Bahçeşehir Üniversitesi Öğretim Üyesi)
2- Mehmet Ali Birand (Kanal D Haber Genel Yönetmeni)
3- Eyüp Can (Referans Gazetesi Genel Yayın Yönetmeni)
4- Güneri Cıvaoğlu (Milliyet gazetesi başyazarı)
5- Ekrem Dumanlı (Zaman gazetesi Genel Yayın yönetmeni)
6- Şakir Eczacıbaşı (İKSV Başkanı)
7- Oktay Ekşi (Hürriyet gazetesi başyazarı)
8- Tarhan Erdem (Araştırmacı)
9- Ümit Fırat (Gazeteci-yazar)
10- Ahmet Hakan (Hürriyet Gazetesi Yazarı)
11- Ahmet İnsel (Galatasaray Üniversitesi Öğretim Üyesi)
12- Fuat Keyman (Koç Üniversitesi Öğretim Üyesi)
13- Behiç Kılıç (Tercüman gazetesi yazarı)
14- Mine Kırıkkanat (Vatan gazetesi yazarı)
15- Altan Öymen (Radikal gazetesi yazarı)
16- Ergun Özbudun (Bilkent Üniversitesi Öğretim Üyesi)
17- Meral Tamer (Milliyet gazetesi yazarı)
18- İlter Turan (Bilgi Üniversitesi Öğretim Üyesi)
19- Murat Yetkin (Radikal Gazetesi Ankara Temsilcisi)
20- Mehmet Y. Yılmaz (Hürriyet gazetesi yazarı)
Liste nasıl yapıldı?
Liste için, 20 jüri üyesi kendi listesini yaptı. Her aday için, jürinin verdiği puanlar toplanarak, toplam jüri sayısına yani 20’ye bölündü. Elde edilen puanlarla liste yeniden 1’den 50’ye kadar sıralandı ve jürinin ortak sıralaması belirlendi.
11 çocuğunu değişik hastalıklardan kaybeden Barış annesi Asiye Oğuz hayatta kalan tek çocuğunu 1992 yılında evinin yanında yaşanan bir saldırıda kaybetti.
DİHA/BATMAN-Kayıtlara faili meçhul olarak geçen cinayet, Oğuz’un tek çocuğunu aldı. Kuzey Kürdistan’da yaşanan faili meçhul cinayetler, yüzlerce yüreğe ateş düşürdü. Tek evladını 1992 yılında faili meçhul cinayete kurban veren 80 yaşındaki Asiye Oğuz da yüreğine ateş düşenlerden biri. Barış etkinliklerine katıldığı için 60 yaşındayken 25 gün işkencede kalan Oğuz, başkalarının evlat acısı yaşamasını istemiyor:”Bir annenin en değerli varlığı doğurduğu, zorluklarla büyüttüğü evladıdır. Bu savaş bitsin diyorum. Çocuklarımızı savaşa kurban vermeyelim, barış için çalışalım.”
Yıllar önce Batman’ın Gerçüş İlçesi’ne bağlı Silêbini (Fömörcük) Köyü’nden kan davası nedeniyle göç ederek kent merkezindeki Karşıyaka Mahallesi’ne yerleşmek zorunda kalan 80 yaşındaki Asiye Oğuz, 11 çocuğunu değişik hastalıklar sonucu kaybetti. Acılı anne imkansızlıklar sonucu ölüm nedenlerini bile öğrenemeden çocuklarını toprağa vermek durumunda kaldı. Asiye Oğuz’un yaşadığı acılar bunlar ile de sınırlı kalmadı. 1992 yılında hayatta kalan tek çocuğunu evinin yanında yaşanan bir saldırıda kaybetti. Kayıtlara faili meçhul olarak geçen cinayet, Oğuz’un tek çocuğunu aldı.
‘Çok acı çektim başka kimse çekmesin’
Aradan yıllar geçmesine rağmen acısının hala taze olduğunu dile getiren Asiye Oğuz, “Çok acı çektim. Evlat acısı çektim, evlatlarımın hepsi öldü. Bir oğlum vardı, O’nu da yıllar önce öldürdüler. Tek varlığım Mahmut’tu. O’na hiç bir iş yaptırmıyordum. Oğlum çok iyiydi, beni çok severdi. İnsanları çok severdi. Ama O’nu elimden aldılar. Bu savaş bitsin, anneler acı çekmesin artık” dedi. Oğlunun gülümseyişini unutamadığını söyleyen anne Oğuz, “Oğlumu çok seviyordum. Hep tehlikelerden korumaya çalıştım onu. Tek varım O’ydu benim. Aklıma onun gelip elimi öpüşü ve gülümseyişi geliyor sürekli” diye konuştu. Oğlu ile yaşadığı anıları anlatırken gözyaşlarına hakim olamayan 80 yaşındaki Oğuz, aynı acıları başka kimsenin yaşamamasını diledi.
60 yaşında 25 gün işkence gördü
Kürdistan’da yaşanan çatışmalar nedeniyle birçok annenin evlat acısı yaşadığını dile getiren Oğuz, bununla da yetinilmeyerek kendilerinin de işkencelere maruz bırakıldığını anlattı:”Ben de 1986 yıllarında yani yaklaşık 60 yaşlarındayken ‘yardım yataklık’ gerekçesiyle gözaltına alındım. O yaşımda 15 gün işkencede kaldım. Bana sürekli elektrik veriyorlardı. Ve kaldığım 15 gün boyunca hiç yemek yemedim. Yine aynı yıl içerisinde Mardin’de de 10 gün işkencede kaldım. Yaşadığım işkencelerden dolayı psikolojim bozuldu. Gözlerim iyi görmüyor. Ve işkenceden dolayı kalçamdan ameliyat oldum. Şimdi yakınlarımın desteği ile ayakta kalabiliyorum.”
‘Yeter artık anneler ağlamasın’
Oğuz, oğlunu kaybettikten sonra başka annelerin çocuklarını kaybetmemesi için barış adına yapılan etkinliklere sağlığı elverdikçe katıldığını söyledi. Yıllardır yaşanan çatışmaların artık son bulmasını isteyen Oğuz, şöyle konuştu:”Yeter artık anneler ağlamasın, evlat acısı çekmesinler. Bir annenin en değerli varlığı doğurduğu, zorluklarla büyüttüğü evladıdır. Bu savaş bitsin diyorum. Savaş hiç kimseye bir şey kazandırmaz. Sadece acı ve gözyaşından başka. Çocuklarımızı savaşa kurban vermeyelim, barış için çalışalım.”
Ezilenlerin Sosyalist Partisi (ESP), Ergenekon soruşturması kapsamında tutuklanan Osman Gürbüz hakkında Gazi Katliamı’nın tetikçisi olduğu gerekçesiyle suçduyurusunda bulundu.
Suçduyurusu dilekçesi verilmeden önce İstanbul Sultanahmet Park ı’nda basın açıklaması yapıldı. Açıklamayı yapan ESP Sözcüsü Ersin Sedefoğlu, “Egemen siyasi yapının bir kanadı kontrgerilla örgütüne dönük bu operasyonu AKP’nin demokrasi militanlığı gibi yansıtıp onun yanında saf tutarken, diğer kanadı ‘vatanseverler hapiste, çeteciler mecliste’ sloganlarıyla darbecilere alkış tutuyorlar” dedi. Egemenler kendi arasında hesaplaşırken, hala kontrgerilla düzeninin hedefi, ezilenlerin mağduriyeti ve taleplerinin görmezden gelindiğini söyleyen Sedefoğlu, hükümete çağrıda bulunarak şunları kaydetti: “Gazi Katliamı gerçeğinin betonladığınız yerlerinden yıllardır kan sızarken, davayı yeniden açmak için ne bekliyorsunuz?Madem darbeci ve kontracı ‘Ergenekon’a karşısınız, neden Meclis’te Silopi Kayıpları’nın fotoğrafını gösterip kayıpların hesabını isteyen DTP milletvekiline saldırıyor, fotoğraflarını indiriyorsunuz?”
Grup, açıklama sırasında “Gazinin katilleri yargılansın”, “Hasan Polat’a özgürlük” dövizlerini taşıyarak, “Susurluktan Ergenekon’a adalet istiyoruz” sloganlarını attı. Açıklamanın ardından Gazi olaylarında katledilenlerin yakınları Osman Gürbüz hakkında Sultanahmet Adliyesi’nde suç duyurusunda bulundu. DİHA/İSTANBUL YENİ ÖZGÜR POLİTİKA