Dışişleri Bakanı ve Başmüzakereci Ali Babacan, (İsrail uçaklarının hava sahası ihlallerinin) Türkiye için kabul edilemez bir gelişme olduğunu, İsrail nezdinde gerekli girişimlerin yapıldığını belirterek, konuyla ilgili çok yönlü araştırmaların sürdüğünü söyledi. Dışişleri Bakanlığında bir araya gelen Dışişleri Bakanı ve Başmüzakereci Babacan ile Suriye Dışişleri Bakanı Velid Muallim, görüşmelerinin ardından ortak basın toplantısı düzenledi. Babacan, Türkiye’nin, İsrail’in hava sahası ihlalleri konusunda yaptığı girişimlerden bir yanıt alıp almadığının sorulması üzerine, "Bu bizim için kabul edilemez bir gelişmedir" dedi. Türkiye’nin daha önce yaptığı açıklamalarda da bu haberlerin kaygıyla karşılandığını ve bölgenin içinden geçmekte olduğu dönemde bu gibi gelişmelerin ilave gerginliklere yol açacağını ifade ettiğini kaydeden Babacan, herkese teenni ile hareket etmeleri çağrısında bulunduklarını hatırlattı. Babacan, sözlerini şöyle sürdürdü: "Bölgedeki tüm ülkeler diğer ülkelerin egemenlik haklarına saygı göstermeli ve gerginlik yaratacak adımlar atmaktan titizlikle kaçınmalıdırlar. Aksi halde gerginlikler körüklenecek, barış ve istikrar tesisi sekteye uğrayacaktır. Bu olayla ilgili çok yönlü araştırmalar sürmektedir. İlgili ülkeden çok hızlı bir şekilde izahat vermesi istenmiştir ve İsrail nezdinde gerekli girişimler de yapılmıştır." Türkiye’nin bölgede barış ve istikrarın hakim kılınması için gayret eden bir ülke olduğunu ifade eden Babacan, bölgedeki ülkelerle olan ilişkilerin karşılıklı saygı ve güven temelinde olduğunu bildirdi. Suriyeli bakan da "İsrail uçaklarının ihlali konusunda somut delillerle gelip gelmediğinin" sorulması üzerine, konuyu bugünkü görüşmede Babacan ile ele aldıklarını söyleyerek, şunları kaydetti: "Adını koyuyorum; bu kasıtlı ve düşmanca bir saldırıdır. İsrail uçakları Suriye’ye saldırıda bulunmuşlardır. Suriye topraklarına bombalarını bırakmışlardır. Hatta birtakım uçaklar da bazı yakıt tanklarını Suriye topraklarına bırakmış durumda."
Posted on Pazartesi, 10.Eylül 2007 Topic: Kürdistan Talabani ve Kürdistan Bölge Başkanı Mesut Barzani ile Başbakan Neçirvan Barzani, Kerkük referandumunun Irak Anayasası'nın 140. maddesi çerçevesinde bu yıl mutlaka yapılması sözü vermelerine rağmen, referandum, Kürt, Şii ve Sünni vekillerin ittifakıyla ertelendi. Katliamcılar Kerkük referandumunu erteletti! Yıl sonunda yapılması planlanan Kerkük referandumu ertelendi. Edinilen bilgilere göre, Irak Parlamentosu dün Irak genelinde yapılacak çeşitli referandum konularını tartışmak üzere toplandı. Parlamento gündeminin en tartışmalı konusu olan ve Kerkük'ün kaderini tayin edecek olan Irak Anayasası'nın 140. maddesi de gündeme alındı. Tartışmalar sonunda Kürt, Şii ve Sünni grupların tümünün aldığı ortak kararla bu yıl sonunda yapılması gereken Kerkük referandumu ertelendi. Irak Parlamentosu'nun Kürt Listesi Üyesi Pıştiwan Ahmedi, tüm parlamenterlerin erteleme konusunda anlaştığını söyledi. Kerkük referandumuna ilişkin başta Türkiye, İran, Suriye gibi ülkeler erteleme kararının alınması için çabalıyordu. ABD'nin Irak Büyükelçisi Ryan Crocker de erteleme taraftarı olduğunu açıklamıştı. Erteleme kararı öncesi Hewlêr, Maxmur, Kerkük, Şengal gibi Kürt kentlerinde intihar saldırıları düzenlenmiş, çok sayıda kişi yaşamını yitirmişti. Türkiye de sık sık Kerkük sorununu gündeme getirerek, bölgeyi askeri olarak tehdit ediyordu. Irak Cumhurbaşkanı Celal Talabani ile Güney Kürdistan Bölge Başkanı Mesud Barzani, birçok kez referandumun ertelenmeyeceğinin sözünü vermişlerdi. Katliamcılara Kerkük tavizi Irak Devlet Başkanı Celal Talabani ve Kürdistan Bölge Başkanı Mesut Barzani ile Başbakan Neçirvan Barzani, Kerkük referandumunun Irak Anayasası'nın 140. maddesi çerçevesinde bu yıl mutlaka yapılması sözü vermelerine rağmen, referandum, Kürt, Şii ve Sünni vekillerin ittifakıyla ertelendi. Yıl sonunda yapılması planlalan Kerkük referandumunun ertelendiği ileri sürüldü. Edinilen bilgilere göre, Irak Parlamentosu dün Irak genelinde yapılacak çeşitli referandum konularını tartışmak üzre toplandı. Parlamento gündeminini en tartışmalı konusu olan ve Kerkük'ün kaderini tayin edecek olan Irak Anayasası'nın 140. maddesi de gündeme alındı. Tartışmalar sonunda Kürt, Şii ve Sünni grupların tümünün aldığı ortak kararla bu yıl sonunda yapılması gereken Kerkük referandumu ertelendi. Irak Parlamentosu'nun Kürt Listesi üyesi Pıştiwan Ahmedi, erteleme kararının alınmasında tüm parlamenterlerin anlaştığını söyledi. Ahmedi açıklamasında, bu kararın alınmasının bir zorunluluk olduğunu savundu. İsmet İnönü ve haziran seçimleri Ertelemenin Irak Başbakanı Nuri el Maliki ve Irak Devlet Başkanı Tarık Haşimi'nin Ankara ziyaretleri, ve Irak Devlet Başkanı Celal Talabani'nin AKP'ye övgüler düzüp Ankara'yı ziyaret etme isteğini açkılamasından sonra gelmesi sonrası gelmesi dikkat çekerken, Kerkük için hak iddia eden ve erteleme isteyen ülkelerin başında Türkiye geldi. Cumhuriyet döneminin 2. adamı İsmet İnönü'nün Lozan görüşmelerindeki defterinde de Kerkük'te çoğunluğun Kürt olduğu delegasyona bildirilmesine rağmen, Ankara'da ırkçı kesimlerin 'Kerkük bizimdir' ısrarı zaman zaman bölgeyi savaş atmosferine soktu. Kerkük'te Saadam Hüseyin döneminde Kürtlere ve Türkmenlere yönelik katliamlara ses çıkarmayan Türkiye, Baas rejiminin 2003 yılında düşürülmesinin ardından petrol kuyularına el koymak için NATO bünyesinde ABD'den sonra en kalabalık askeri gücünü barındıran TSK'yi tehdit unsuru olarak kullanmaya başladı. Türkmenlerin çoğunlukta olduğunu iddia eden Türkiye Irak'ta Haziran 2005'te yapılan seçimlerde Türkmenlerin büyük bir hezimet yaşamasının ardından da politikasını sürdürdü. KDP Lideri Mesud Barzani ve YNK Lideri Celal Talabani'nin ortak listesi olan Kürt İttifakı, 2 milyon 175 bin 551 oy alarak, 275 sandalyeli Irak Ulusal Meclisi'nde 75 sandalye kazanırken, Türkmen Irak Cephesi 93 bin 480 oyla sadece 3 sandalye elde edebildi. Bu dönemde Kürdistan Referandum Yüksek Konseyi'nin düzenlediği referandumda da 'Kürtlerin kendi kaderini tayin hakkı doğrultusunda, Irak'la devam mı yoksa bağımsız Kürdistan mı?' sorusu soruldu. Kürt kaynaklara göre, çadıra girenlerden yaklaşık 1 milyonu, 'Bağımsızlık' imzası verdi. Katliamcılara taviz Kısa bir süre önce de Irak arşivlerinde tapu olarak nitelendirilen haritaalr bulundu. Haritaları Irak Devlet Başkanı Celal Talabani kamuoyu ile paylaştı. 1760 ve 1893 yıllarına ait olan bir haritada Kürdistan sınırları çizliyor ve Kerkük kenti de Kürdistanı'nın ortasında olduğunu gösteriliyor. Kerkük referandumuna ilişkin başta Türkiye, İran, Suriye gibi ülkeler erteleme kararının alınması için çabalıyordu. ABD'nin Irak Büyükelçisi Ryan Crocker de erteleme taraftarı olduğunu açıklamıştı. Taviz olan erteleme kararı öncesi Hewler, Maxmuri, Kerkük, Şengal gibi Kürt kentlerinde intihar saldırıları düzenlenmiş yüzlerce sayıda kişi yaşamını yitirmişti. Türkiye de sık sık Kerkük sorununu gündeme getirerek bölgeyi askeri olarak tehdit ediyordu. Irak Devlet Başkanı Celal Talabani ve Kürdistan Bölge Başkanı Mesut Barzani ile Başbakan Neçirvan Barzani, bombalı saldırıların ve Irak'a komşu ülkelerin askeri zor tehdidiyle referandum kararlılıklarından vazgeçmeyeceklerini sık sık dile getiriyordu. Barzani ve Talabani söz vermişti Messut Barzani: Kürdistan Yurtseverler Birliği (YNK) ile Kürdistan Demokrat Partisi'nin (KDP) Kerkük İl ve İlçe teşkilatları sorumlularıyla düzenlediği toplantıda, Kerkük kentinin, Kürtler, Araplar, Türkmenler ve Hıristiyanlar arasında kardeşlik ilişkilerinin egemen olduğu örnek bir kent olması gerektiğini kaydederek '140. madde belirlenen tarihte ve eksiksiz uygulanmalıdır. Bu maddenin değiştirilmesi ya da uygulanmasının ertelenmesini kesinlikle kabul etmeyiz. Kentte yaşayan farklı gruplar arasında ayırım yapmadan hepsine eşit yaklaşılmalıdır. Haklarına saygı gösterilmeli, sorunlarının çözümüne yardımcı olmalıyız. Kent yönetiminde tüm gruplar eşit bir şekilde yer almalıdır.' Celal Talabani: Talabani, Irak Devlet Başkanı Gazi El Yaver, Başbakan İyad Allavi ve Irak'taki İngiliz ve ABD büyükelçilerinden Kerkük konusunda yazılı güvence aldığını ifade etti. Mart 2007'de KDP Lideri Mesut Barzani ile görüşürken de 'Celal Talabani, 'Kerkük referandumu kesinlikle ertelenmeyecektir' dedi. Neçirvan Barzani'nin Financial Times'a açıklaması: 'Görüyoruz ki ne Bağdat, ne de Washington, Kürtlerin Kerkük konusundaki duygularının derinliğini ve hassasiyetini yeterince anlıyor. Bu, Kürtlerin taviz vermesi hiçbir şekilde mümkün olmayan bir şey.' Lozan sonrası Kerkük Osmanlı Padişahı Yavuz Sultan Selim'in 1514 Çaldıran Seferi Irak coğrafyasının işgaliyle sonuçlanmıştı. Ardından Kanuni Sultan Süleyman'ın 1534 Bağdat seferi gelmişti. 1. Dünya Savaşı sonrası Mondros Mütarekesi 30 Ekim 1918'de imzalandığı zaman Kerkük, Osmanlı ordusunun kontrolü dışındaydı. İngiliz ordusu bölgedeydi. Osmanlı ordusu o dönemde basit yiyecek ve giyecek ihtiyacını dahi karşılayamayacak durumdaydı. Perişan haldeki ordu Türkiye'ye doğru çekiliyordu. Ali İhsan Paşa komutasındaki Osmanlı ordusu Musul sancağının sadece bir kısmını elinde tutuyordu, 10 Kasım'da da hükümetin talimatıyla Musul'u İngiltere'ye bırakmıştı. Irak'ı mandası altında tutan İngiltere ile 5 Haziran 1926'daki Ankara Antlaşması sınırı çizerken, 14. madde bölgedeki petrol gelirinin yüzde 10'unun 25 yıl süreyle Türkiye'ye bırakılmasını öngörmüştü. Türkiye parayı peşin alıp bu hakkından vazgeçmişti. BAĞDAT özgür gündem
Etiketler: kurdistan, suriye, turkey terror
Federe Kürdistan yönetimi, ABD petrol şirketiyle anlaşma imzaladı
Kurdians: Monday, September 10, 2007Gönderen: rizgarionline Tarih: 09.09.2007 Saat: 12:04 Katkıda Bulundu rizgarionline Rizgarî Online/Federe Kürdistan yönetimi, yabancı yatırımları da düzenleyen petrol yasasını çıkardıktan sonra, uluslararası ilişkilerini geliştirerek Teksas’taki Hunt şirketlerine bağlı Hunt Petrol Şirketiyle bir anlaşma imzaladı. İsmi geçen şirketin bu yılsonuna kadar çeşitli teknik çalışmaları sürdüreceği ve gelecek yıl da sondaj kuyusu açmasının beklendiği duyuruldu. Şirketle, Kürdistan yönetiminin ortak açıklamasında, anlaşmanın kaç yıllığına yapıldığı ise açıklanmadı. Merkezi Dallas'ta bulunan bağımsız özel petrol şirketi Hunt'ın yanı sıra Impulse Enerji şirketinin de anlaşmanın tarafı olduğu ifade edildi. Araştırma sonunda elde edilecek gelirin, yerel yönetimin bu yaz kabul ettiği yeni petrol yasası ve Irak anayasasına uygun çerçevede şirketle yerel yönetim arasında paylaşılacağı bildirildi.
Hewlêr’de, Türk ve İran bombardımanına karşı protesto gösterisi
Kurdians: Monday, September 10, 2007Hewlêr’de, Türk ve İran bombardımanına karşı protesto gösterisi Gönderen: rizgarionline Tarih: 10.09.2007 Saat: 11:43 Katkıda Bulundu rizgarionline Rizgarî Online/Federal Kürdistan Bölgesi(FKB)'nde faaliyet gösteren 20 sivil toplum kuruluşu, İran ve Türk ordusunun Kürdistan Bölgesi'ne yönelik bombardımanı protesto etmek amacıyla bu sabah sessiz bir gösteri düzenledi. Gösteriye, Kürdistan Kadınları Biriliği, Kürdistan Gazeteciler Birliği ve Kürdistan Öğrenci kuruluşları gibi sivil organizasyonlar katıldı. Yaklaşık 1000 kişini katıldığı gösteri Ankawa ilçesinden Parlamento binasına kadar devam etti. Parlamento binasında toplanan göstericiler Türk ve İran ordusu tarafından yapılan bombardımanın en kısa zamanda son bulması çağrısında bulundular. Sessiz olarak gerçekleştirilen gösteride ve ''Kürdistan Topraklarına saldırılara hayır'' yazılı pankartlar taşındı. Gösteriye ilişkin PNA'ya demeç veren Gösteri Hazırlık Komisyonu sözcüsü Miraç Mustafa, ''İran ve Türk bombardımanlarının durdurulmasını istiyoruz. Saldırılar uluslar arası kanunlara aykırıdır. 18 devlet tarafından kabul edilen BM'nin 17.ve 18. maddelerine göre saldırılar Irak'ın birliğini tehdit niteliği taşıyor. BM, saldırıları incelemeli ve saldırıların durdurulması için yasal çalışmalar başlatmalı. Komşu ülkeler uluslararası yasalara uymalı ve Saldırıları en kısa zamanda durdurmalı'' dedi. Mustafa, ''BM'ye ve Kürdistan hükümetine, bombardımanların yapıldığı yerlerde incelemeler başlatması ve mağdur halka gerekli yardımı yapması çağrısında bulunuyoruz'' dedi. Gösteri Tertip Komisyonu tarafından hazırlanan ve bombardımanların durdurulmasını talep eden bir mektup parlamento sözcüsüne verildi. Göstericiler, gösterinin sonunda sessizce dağıldılar. Gösteri'nin Bağdat'ta devam eden Uluslararası Güvenlik Konferansına denk gelmesi dikkat çekti. PNA-Hewlêr
Etiketler: iran, kurdistan, turkey terror
Gönderen: rizgarionline Tarih: 10.09.2007 Saat: 11:53 Katkıda Bulundu rizgarionline Rizgarî Online/ABD’li subayların, Kandil Dağı'nda PKK ile düzenli toplantıları gerçekleştiği öne sürüldü. İngiliz The Daily Telegraph gazetesi, “ABD askeri helikopterlerinin, subayları Kürd savaşçılarıyla düzenli toplantılara taşımak üzere kullanıldığı belirtiliyor” iddiasına yer verdi. McElroy, Kandil dağlarında ufuktaki çatışmanın sinyallerinin kolayca görülebildiğini kaydederken “ABD askeri helikopterlerinin subayları Kürt savaşçılarıyla düzenli toplantılara taşımak üzere kullanıldığı belirtiliyor” diye yazdı.(*) Gazete muhabiri Daimen McElroy, Kandil dağında bir ABD’li müteahhite ait araçların kolayca göründüğünü de kaydetti. The Daily Telegraph gazetesi muhabiri Damien McElroy, Kandil dağı mahreçli haberinde PKK’nin önde gelenlerinden Murat Karayılan ile yaptığı görüşmeler ve izlenimlerine yer verdi. ABD’li subayların Kandil dağındaki Kürd savaşçıları ile düzenli toplantılar yaptıkları belirtildiğini kaydeden McElroy ayrıca, Kandil dağında bir ABD’li müteahhide ait araçlarının göründüğünü de yazdı. İran’ın, altyapı ve kuvvetlerini saldıran Kürd gerilalları’nın ABD tarafından gizli bir biçimde desteklediğini söylediğine dikkat çeken The Daily Telegraph muhabiri McElroy, Karayılan’ın, İran’ın, koalisyona saldırmaları için kendileriyle görüşmeleri yaptığını ancak İran’ın bu talebini reddettikleri açıklamalarına da yer verdi. McElroy'a göre Karayılan, “Biz, İranlılara ABD ve İngiltere’nin Kürd sorununu çözeceklerini ve bizlerin onların yarında olacağımızı söyledik” dedi. Karayılan’ın kışlası’nın yanında ışıkları ile donatılmış bir pist bulunduğuna da dikkat çeken McElroy, “ABD’li bir güvenlik müteahhidine ait dört çekerli araçları kolay bir biçimde görülüyor” dedi. The Daily Telegraph haberinde PKK yetkililerinin, özel sohbetlerde son aylarda savaşçılarının İran içerisindeki hücrelere katılmak üzere ayrıldıklarını söyledikleri de kaydedildi. Buna karşın, Türkiye ile İran’ın kendi “Kürt bölgelerine baskı yapmak için işbirliğini yaptıklarını da öne süren Karayılan’ın “ABD'nin şimdiye kadar Kürdler için pek bir şey yapmadığını ima ettiğini kaydeden gazete, Karayılan’ın, “Doğru tarafta olmaya ve bundan yararlanmaya hazırız ancak şimdiye kadar mesafeli davrandık çünkü Amerika ve İngiltere, bizlere yardım etmek için yeterince çaba göstermediler” sözlerine de dikkat çekti. *ANKA Ajansı/Sansürsüz com