ANKARA - Ankara Üniversitesi Dil Tarih ve Coğrafya Fakültesi’nde ülkücü saldırıları protesto ederken gözaltına alınan 3 öğrenci bugün, savcılığa çıkartılıyor. Ankara Üniversitesi Dil Tarih ve Coğrafya Fakültesi’nde önceki gün ülkücülerin solcu öğrencilere saldırısıyla başlayan gerginlik dün de devam etmişti. Ülkücüler dün, Sosyalist Gençlik Derneği üyesi Selçuk Akbıyık’a yemekhaneye giderken satırla saldırı düzenlemiş ve Akbıyık’ı başı ve yüzünden yaralamıştı. Akbıyık’ı saldırıdan kurtarmak isteyen ve ülkücü saldırıları protesto eden öğrenciler, polis müdahalesine maruz kalmış ve İnan Özden, Erhan Şatur ve İsmail Yılmaz adlı öğrenciler gözaltına alınmıştı. Dün geceyi gözaltında geçiren öğrenciler bugün Ankara Adliyesi’ne götürüldü. Öğrencilerin savcılığa çıkartılması beklenirken, arkadaşlarına sahip çıkan öğrenciler de, adliyeye gitti. Bu arada dün satırlı saldırıya uğrayarak hastaneye kaldırılan Selçuk Akbıyık da, dün akşam polis tarafından gözaltına alındı. Terörle Mücadele Şubesi’ne götürülen Akbıyık, ifadesi alındıktan sonra serbest bırakıldı. ANF NEWS AGENCY
VİYANA:Avusturya Sosyal Demokrat Parti’nin davetlisi olarak Avusturya'nın başkenti Viyana’ya gelen DEP eski milletvekili Leyla Zana'nın görüşmeleri sürüyor. 1995 yılında kendisine verilen Bronu Kreisky Barış Ödülü’nü almak için Viyana’ya gelen Leyla Zana parlamenter ve insan hakları örgütleriyle bir dizi görüşmede bulunuyor. Viyana’daki Başbakanlık ve Dışişleri Bakanlığı’nda görüşmeler gerçekleştiren Leyla Zana, dün de Avusturya Parlamentosu Başkanı Barbara Prammer Eva Glawischnig ile bir görüşme yaptı. Meclisteki siyasi parti temsilcileriyle de görüşen Zana, Sosyal Demokrat Parti’nin Uluslararası Sekreteri Andreas Schieder ile de ikili bir görüşme yaptı. Basına kapalı gerçekleştirilen görüşmeler hakkında detaylı bilgi verilmezken, Kürt sorunu ve Türkiye’deki son siyasi gelişmelerin değerlendirildiği belirtildi. Zana ayrıca 1995 yılında kendisine Barış Ödülü veren Bruno Kreisky Forumu’na teşekkür ziyaretinde bulundu. Öte yandan Zana için dün akşam bir resepsiyon verildi. Resepsiyonun ardından Zana, Sosyal Demokrat Parti Uluslararası Sözcüsü Andreas Schieder ile birlikte “İnsan Hakları ve Türkiye’nin Demokrasisi” konulu panele katıldı. Panelde yapılan tartışmaların ardından Kürt sanatçı Dilşad Said bir müzik dinletisi sundu. DEP eski milletvekili Leyla Zana’nın programı Cumartesi günü Viyana Üniversitesi ana kampüsünde vereceği “İnsan Hakları” konulu seminerle sona erecek.
Steve Negus*/ Kuzey Irak'ta Erbil şehrinin kuzeyinde bir dağın yamacına iki katlı lüks evler yükseliyor: Hanzad Amerikan Köyü. İsmiyle müsavi bu mekan kesinlikle California veya Arizona'daki planlı bir banliyöden farksız. Irak'taki genel tabloya bakınca IMF tahminlerine göre ülke ekonomisinin 2008'de yüzde 7 oranında büyüyeceğine ihtimal vermek zor. Bu aslında petrol fiyatlarındaki artışın doğal sonucu.Bağdat, içinde bulunduğu siyasi çıkmaz ve idari atalet dolayısıyla kımıldayamaz halde. Oysa Kürdistan özerk bölgesi apaçık bir ekonomik canlanmaya sahne. Erbil'in merkezindeki vinçler ve Güney Asyalı göçmen işçiler güruhu bu yoksul bölgeye bir Körfez devleti görünümü kazandırıyor. Bu arada ticaret şirketleri ve de bazı yatırımcı şirketler, kendisini "Irak'ın kapısı" olarak ilan eden görece istikrarlı bir bölgede iş kurmaya ikna olmuş. Neredeyse tümüyle ithalata bağımlı olup petrolle beslenen 60 milyar dolarlık bir ekonomiden nasiplenme hevesindeler. Kürdistan bölge yönetimi yetkilileri, bölgelerinin çok değil birkaç yıl önce, Kürd gerillaları tecrit gayesiyle binlerce köylüyü yok eden Saddam Hüseyin rejimi altında sefalet çektiğini söylüyorlar. Yatırımcılar için hemen her sektörde fırsatlar vardır, ama ne var ki genç bir piyasaya yeni girenler, ilkel bir bankacılık sistemi, elektrik kesintileri ve daha başka altyapı yetersizliklerinden muzdarip olacaklardır. Amerikan Köyü de, bölge yönetiminin, 2007'de yatırım yasasının kabul edilişinden bugüne Irak Kürdistanı'nda yapıldığını söylediği 2 milyar dolarlık yatırımın bir parçası. Projeyi yürüten ABD merkezli Sigma inşaat şirketinin Irak Ülke Müdürü Jim Covert, "bol nakite rağmen harcayacak yer bulamayan" insanlarla dolu bir piyasaya erkenden girmekle şanslı olduklarını söylüyor ve Kürdistan Bölge Yönetiminin çabaları sayesinde projenin son hızda ilerlediğini kaydediyor. Bankacılık sistemi öyle ilkel ki alıcılar sıklıkla yeni modern evler için bavul dolusu peşinat yatırıyor. Bir diğer sorunsa güvenlik koşulları. Kürdistan güneye kıyasla daha güvenli olmakla birlikte bölge, sınırda radikal Kürdistan İşçi Partisi ile Türk ordusu arasındaki çatışmaların yanısıra arasıra bombalı intihar saldırılarına sahne olmuyor değil. Burada Türk tanklarının Erbil'in göbeğine dek sokulacağını düşünen kimse bulamazsınız: Ki bunda Türk tüccarların işleri tıkırında olmasının ve Türk müteahhitlerinin bölgenin en önemli kamu projelerinde yer alıyor olmalarının katkısı küçümsenemez. Kürdistan Bölge Yönetimi Yatırım Dairesi Başkanı Heriş Muharrem, "Türk dostlarımıza, siyasi anlaşmazlıklar ile ticareti birbirinden ayırt etmelerini öneririm" diyor. Ancak işadamları, Kürdlerin son sekiz yıldır Irak ordusunun Kürdleri kırıp geçiren saldırılarında tutun da geçen ay Türklerin yaptığı askeri harekata dek sayısız yıkıcı saldırıya maruz kalan bir bölgede uzun vadeli yatırımlar yapmaya isteksiz olduklarını söylüyorlar. Kürdistan Bölge Yönetimi yetkilileri de, hızla gelişen ekonominin sorunlar yarattığını kabul ediyor. Kürdler de sürekli olarak yüksek enflasyondan yakınıyor. Kürdistan Bölge Yönetimi yetkilileri, tüm bu gizli tehlikelere karşın bir yerden başlanması gerektiği görüşündeler. *İngiltere'de yayımlanan Financial Times gazetesi/18 Mart 2008 Hazırlayan:Kaya Vural rizgari
Star-Görev yaptığı üniversitenin yatırım programıyla ilgili olarak Erzurum'da bulunan Prof. Dr. Arıboğan düzenlediği basın toplantısında, son dönemde yaşananlarla Türkiye'nin bir kaosa sürüklendiğini iddia etti. AK Parti'nin kapatılma davası karşılığında Ergenekon operasyonu gibi görünen devlet içi çatışmanın aslında olayın sadece görünen kısmı olduğunu öne süren Arıboğan, ''Bunların olayın özünü sakladığı inancındayım. Önümüzdeki dönemde Türkiye çok temel bir sorunla karşı karşıya kalacaktır. Önümüzdeki dönemde Kürt sorununun çok ciddi bir şekilde Türkiye'nin gündemine gireceğini düşünüyorum'' dedi. 'DEVLETİN BACAKLARI KIRILDI' Türkiye'nin çok zor bir dönem geçirdiğini ifade eden Arıboğan, şu iddialarda bulundu: ''Genel görünüme baktığımızda Türkiye'de bir devleti oluşturan bütün bacakların kırıldığını görebiliriz. Türkiyede yargı sistemi iflas etmiştir. Yargı erklerin en kuvvetlisi olarak tanımlanmaktadır. Yargı şu an şaibe altındadır. Yargı şu an siyasallaşmıştır. Yasama, yani Meclis iradesinin üzerinde kapatma gölgesi vardır. Bunun dışında da AK Parti'nin yürütmesi açısından Başbakan ve onunla birlikte partinin en önemli kadrolarının tasfiyesi söz konusudur. Lider potansiyeli olanlar bu 71 kişilik listesinin içindedir. Devletin hukuk sistemi iflas ettiğinde, devletin Meclisi, devletin hükümeti iflas ettiğinde ordusunun ne vaziyette olduğuna bakmak gerekir. Orduyu kıpırdayamaz duruma getirmiş durumdalar şu anda.'' DİNE 'İRTİCA' YAFTASI Ülkenin en önemli yapıştırıcılarından birisi olan dinin, tamamen irtica ve şeriatla örtüştürüldüğünü de öne süren Arıboğan, ''Türkiye'de şu an devleti ve toplumu bir arada tutan bütün ayaklara yönelik direkt bir saldırı var. Devlet çökmek üzeredir'' iddiasında bulundu. 'ASKERİ DARBE YAŞANABİLİR' Böyle bir çöküşten kaos veya askeri darbenin çıkmasının bekleneceğini savunan Arıboğan, ''Her iki durumda da ortaya çıkacak görüntü çok nettir. Türkiye'de askeri bir yönetim iktidara gelirse, istikrarlı ve demokratik bir yönetim sağlasalar bile, uluslararası kamuoyu gözünde bu bir askeri yönetim olacaktır. Bir Kürt devletinin kurulması anormal derecede kolaylaşacaktır'' görüşünü öne sürdü. ADIM ADIM 'KÜRT DEVLETİ'NE DOĞRU Arıboğan, ''Eğer devlet kendi içinde çatışmaya giderse Türkiye'nin bölünmesi ve Kürt devletinin ortaya çıkması 2 yıl sürmez. Şu gidiş ne devletin içinde temizlik, ne AK Parti'nin kapatılması, ne de laik anti laik çatışmasıdır; bu Kürt devletinin kuruluş aşamalarıdır. Türkiye'de çok ciddi bir uluslararası bir operasyon var şu anda. Adım adım Kürt devletine doğru gidiliyor'' diye konuştu. 'DTP KAPATILIRSA İLLEGALİTE MEŞRULAŞIR' Yaşanan sorunların önümüzdeki günlerde tamamen Kürt sorununa bağlanacağını öne süren Arıboğan, ''Nevruz hadiseleri basit bir şey değil. Türkiye'nin artık bunlarla uğraşması lazım'' dedi. DTP'nin kapatılmasının da çok olumsuz etkileri olacağını öne süren Arıboğan, ''Legal yöntemler kapatıldıktan sonra illegalite meşruiyet kazanacaktır. 'Bakın görüyorsunuz partimizi kapatıyorlar' deyip bunu da provoke edeceklerdir'' şeklinde konuştu