Devletin Irak Türkmenleri üzerindeki planları ortaya çıktı

irakturkmenler

ANKARA / Kerkük Referandumu'nun tartışıldığı Şengal'da katliamların gerçekleştirdiği bir dönemde Türk devletinin Irak'ta Türkmenler üzerinden nasıl örgütlendiği yeni belgelerde tekrar gündeme geldi.

Ergenekon sanığı Veli Küçük'ün evinde ele geçirilen bir belgede Türkiye'nin Irak'ta bulunan Türkmenleri 'belirli bir hedefe ulaşmak için' örgütleyeceği, Türkiye'den 3'er kişilik timlerin bölgeye gidip istihbarat çalışması yapacağı ve Irak'lı Türkmenlerle ilgili bilgi bankası kurulmasının hedeflendiği ortaya çıktı.

Türk Devleti'nin Türkmenler üzerinden Irak'ın içişlerine karışması ve bölgede Kürtlerin kazanımlarına karşı yaptığı hareketler Ergenekon Dosyası'na giren dökümanlarla da tekrar ispatlanmış oldu. Veli Küçük'ün Gönenoğlu Sok. No:14/9 sayılı ikametinde ele geçirilen belgeler arasında yer alan belge Ergenekon İddianamesinin ekleri arasında 47 nolu klasöründe yar aldı. Kimin tarafından hazırlandığı, kimler tarafından uygulanacağı belirtilmeyen belgede kullanılan ifadelerde Amerika'nın Irak'a müdahalesinin ardından uygulamayacağı konduğu anlaşılıyor.

TÜRK MİLLİYETÇİLERİN IRAK İLGİSİ

"IRAK TÜRKLERİNİN SAVAŞ SIRASINDA YAPMALARI GEREKEN ACİL FAALİYETLERE İLİŞKİN DEĞERLENDİRME" başlığını taşıyan belgede Türkiye'nin bölgede nasıl kontra faaliyetleri örgütlediği ortaya çıkmış oldu. Irak'ta yaşayan "Türk topluluğunun" Amerika'nın çıkarları doğrultusunda Kürtler eliyle katliama ve soykırıma maruz kalacağı belirtilen belgede, "Irak Türklüğünü bekleyen ve hatta başlamış bulunan bu kuruluşları ile birlikte birinci sırada Türk Milliyetçilerinin mesuliyet duyarak gereğini yapma mecburiyetleri vardır. Arz olunan sebeplerden dolayı bizler bir an önce harekete geçerek bir haberleşme ve koordinasyon merkezi oluşturmak ve merkez disiplini altında faaliyetleri yürütmek istiyoruz" diye kaydedildi.

NEFSİ MÜDAFA ÖRGÜTLENECEK

HABERLEŞME-İSTİHBARAT-KOORDİNASYON ara başlığında ise Irak'ta ki Türkmenlerin nasıl örgütleneceği anlatılıyor. Irak'ta olup bitenlerin, Irak Türkmenlerinin hareketlerinin durumlarının ihtiyaç ve sıkıntılarının takip edilmesi gerektiği vurgulanan belgede, yapılacaklar "Bunu sağlayabilmek için, Irak içinde ve Türkiye'de koordinasyon içinde çalışan, bilinçli, tecrübeli kişilerden oluşmuş ekiplere ihtiyaç vardır. Bu ekipler bir yandan nefsi müdafaanın organizasyonunu yaparken bir yandan da merkez vasıtası ile Türkiye ve diğer ülkeleri şifre bilgilerle haberdar etmenin, bilgilendirmenin ve tedbir almalarını sağlamanın çalışmalarını yapmak, yürütmek durumundadırlar" diye ifade ediliyor.

IRAK’A EKİPLER GÖNDERİLECEK

Belgede Irak'a gönderilecek ekipler seçilirken İstanbul'da haberleşme ve koordinasyon merkezi kurulması gerektiği vurgulanıyor. Bölgeye gönderilen ekiplerin belirlenmiş noktalardan bağımsız olarak, üçer kişilik gruplardan oluşacağı ifade edilirken, ekiplerde gelişmiş haberleşme cihazlarının bulunması gerektiğine dikkat çekiliyor.

İSTANBUL’DA MERKEZ KURULACAK

İletişim cihazlarını taşıyanların hedef haline gelmemeleri için sürekli yer değiştirmesi gerektiğinin altı çizilen belgede, kurulan merkezde 24 saat nöbet-vardiya sistemi çalışmanın esas alınacağı bildirildi.

"Merkezin kurulması ve faaliyet yürütebilmesi için gerekenler" başlığında ise şunlar sıralanıyor:

1-İyi donatılmış, kamufle edilmiş, gece ve gündüz çalışmaya müsait bir bina

2- Çok hatlı telefon, yeter sayıda faks cihazı, bilgisayarlar, fotokopi makineleri

3-Yeter sayıda eleman ve yönetici (yabancı dil bilen elemanlar da gerekecektir)

4-Faaliyetlerin yürütülebilmesi için gerekli maddi imkan...

5- Bölgede çalışacak elemanlara temel ihtiyaçlarını sağlayabilmeleri için maddi imkan

KIRKUK_KURDISTAN_KERKUK_KURDISH_itc_turkoman

MERKEZİN GÖREVLERİ

Merkezin görevleri ise ayrı başlıkta sıralanmış. Görevler şu şekilde yer alıyor belgede:

"a- Başta Kerkük olmak üzere, Erbil, Telefar, Tuz, Altınköprü gibi önemli Türk yerleşim bölgeleri ile uygun görülen stratejik mevkilere teçhiz edilmiş tecrübeli elemanlar yerleştirmek, ihtiyaç halinde yeni elemanlarla takviye etmek

b- Gönderilen elemanlar ile sıkı, doğru, yararlı iletişimi sağlamak

c- Gelen bilgileri tasnif etmek ve uygun görülen yerlere zamanında iletmek

d-Türkiye'de ve diğer ülkelerde bulunan Irak Türklerinin kimlik bilgilerini taşıyan bir bilgi bankası oluşturmak, bunlarla irtibatlı bulunmak ve her an geri dönmelerini sağlayabilecek psikolojik ve maddi hazırlıkları yapmak

e-Dağınık Türkmen organizasyonlarının birlikte ve aynı hedefe yönelik faaliyet göstermelerini temine çalışmak

g-Maddi yardım fonu oluşturmak

h-Muhtemel bir göçe karşı hazırlık yapmak

ı-Bölgeye gönderilmiş elemanlar vasıtasıyla, burada faaliyet gösteren ve çoğu casusluk görevi yürüten yabancı yardım kuruluşlarını, Amerikan-Kürt gruplarını ve özellikle bir amaca matuf olarak yetiştirilmiş CIA peşmergelerini takip ile mümkün olduğu kadar kontrol altında tutmak

i-Türkmenlerin belirlenmiş hedeflerini ve savaş sonrası dönem ile ilgili arzu ve isteklerini ilgili kurum ve kuruluşlara duyurmak

j-Devletin el atmadığı veya atamadığı sahalarda faaliyet yapmak

Belgede ana başlıkların bunlar olduğu belirtilerek yeterli ilgi ve desteğin sağlandığı durumda derhal uygulamaya konacağı ifade ediliyor.Rojaciwan.com

Türkiye terörist ülke mi?

Şengal katliamı unutulmuyor

Türkiye, Irak’ı siyasi krizin eşiğine getirdi

İsyan çağrısından sivil katliama

YNK : Türkmen Cephesi 4 Kürdü öldürdü

IRAK PARLAMENTO BAŞKAN YARDIMCISI TAYFUR: ''TÜRKİYE İÇ İŞLERİMİZE KARŞIYOR''

KÜRDİSTAN BÖLGE BAŞKANLIĞI’NDAN İNTİHAR SALDIRISINA KARŞI SERT KINAMA...

Kandil’den Kerkük mesajı:Sömürgeciler Kürtleri denetim altında bulundurmak için Kerkük’ü enegelliyorlar”

Sağlık Bakanı: Kerkük'te 25 kişi öldü, 180 kişi yaralandı

Şengal Katliamı: 500 ölü, 400 yaralı

Türkiye, Saddam Hüseyin rejimininden sonra Kürtlerin bütün kazanımlarını azaltmak için her yolu deniyor

Kerkük üzerinden nüfuz savaşı

ERGENEKON IRAK FELLUCE’YE NE GÔNDERDI?

Emir Türkiye’den geldi

Kerkük'te İran, Türkiye, Suudia Arabistan'ın anti-Kürt ittifakı ve ITC parmağı

KÜRTLER İN ELİNE TUTUŞTURULMUŞ YENİ TOPİTOP ŞEKERİ YAHUDi DÜŞMANLIĞI

Ankara Kerkük'ten memnun

Crocker: “Amerika Hiçbir Şekilde Kürtlere Sırtını Dönmeyecek”

Mesut Barzani-Ryan Crocker-kurdistan

Rizgarî Online/Kürdistan TV’ye özel bir açıklamada bulunan Amerika Birleşik Devletleri’nin (ABD) Irak Büyükelçisi Ryan Crocker, ülkesinin hiçbir şekilde Kürdlere sırtını dönmeyeceğini söyledi. Crocker, “Irak’ın özgürleştirilmesi süreci başlamadan önce de ABD, Kürdistan bölgesini desteklemiştir. Amerika geçmişte olduğu gibi gelecekte de, Kürdistan’a yönelik desteğini sürdürecek ve hiçbir şekilde de sırtını dönmeyecektir” dedi. Amerika’nın, Kürdistan bölgesine yönelik desteğini kestiği yönündeki haberlere de tepki gösteren Büyükelçi, bu tür iddiaların kesinlikle gerçekleri yansıtmadığını kaydetti.

Barzani: “Kendi arzumuzla Irak’la birlikte yaşamayı benimsedik”

Öte yandan Başkent Hewlêr’de ‘Kuzey Vilayetleri Ekonomi Konferansı’ düzenlendi. Konferansa Kürdistan Bölge Hükümeti (KRG) Başbakanı Neçirvan Barzani, F.Irak Başbakan Yardımcısı Rafeg İsavi ve Amerika’nın Bağdat Büyükelçisi Ryan Crocker’de katıldı.

KTV`nin bildirdiğine göre Konferansta bir konuşma yapan Başbakan Barzani, vilayetler arasında işbirliğinin kurulması ve yürütülen projelere yönelik gerçekleşen konferansa katılmaktan büyük bir memnunluk duyduğunu dile getirdi.

Başbakan, “Bugün demokratik ve federal bir yapı içerisinde ülkemizi yeniden kalkındırma gibi bir fırsatı yakalamış durumdayız. Bu fırsatı çok iyi değerlendirmeli ve halkımıza en iyi hizmeti götürmeliyiz. Irak’taki etnik gruplar Kürt, Arap, Türkmen, Kıldan, Asuri ve diğerleri geçmişte çok büyük zorluklarla karşı karşıya kaldı. Daha önceleri karşı karşıya kaldığımız zorlukları bir daha yaşmamak ve parlak bir geleceğe ulaşmak için bugün birbirimize daha çok yardımcı olmalıyız” dedi.
Irak savaşı sonrası kendi istekleriyle, Irakla birlik ve beraberlik içinde yaşamayı tercih ettiklerini de dile getiren Başbakan Neçirvan Barzani, anayasanın temel alındığı demokratik ve federal bir sistem altında, birlikte kardeşçe ve barış içinde yaşayabileceklerine inandıklarını belirtti

RO/Ömer Kaçar

Crocker, “Erbil - Bağdat Sorunları, ‘anahtar Iraklılarda olacak şekilde’ çözülmeli”

Barzani: Artık yeter

Irak Dışişleri Bakanlığından, Türkiye’ye: Kerkük’e karışma

BAŞKAN BARZANİ İLE CROCKER, SON SİYASİ GELİŞMELERİ DEĞERLENDİRDİ..

ABD SESSIZ : "TÜRKİYE İLE İRAN'IN ORTAK OPERASYONLARINDAN HABERİMİZ YOK"

Talabani ve Rice ortak basın toplantısı düzenledi

ABD’NİN BAĞDAT BÜYÜKELÇİLİĞİ: ‘’KERKÜK’ÜN GELECEĞİNİ IRAK HALKI BELİRLEYECEK’’

Görüşmede, Kürdistan Bölgesi’nin genel durumu ve özellikle FKB hükümetinin siyasi ve ekonomik gelişmelere verdiği önem ele alındı.

Tezkereye ABD ve Kürdistan’dan tepki

Katliamcı devletler Kerkuk referandumunu erteletti!

Talabani haberindeki manipülasyon

ABD Kürtleri yüzüstü mü bırakıyor?

Kürdistan - ABD'NİN BAĞDAT BÜYÜKELÇİĞİLİĞİNDEN CROCKER'İN KERKÜK İLE İLGİLİ AÇIKLAMALARINA DÜZELTME

Kerkük referandumunun yapılması için süreç hızlandı

ABD Büyükelçisi: Kerkük Referandumu yıl sonunda yapılamaz

NEWS

barzanicrocker rusya kurdistan kerkuk kurdistan

İşte Katliamların TSK ibareli 'GİZLİ' Belgesi

09 May 2007 19 and wounded 70 people erbil hewler katliam bomb

İşte katliamların belgesi
Veli Küçük'ün evinde ele geçirilen TSK ibareli 'GİZLİ' belgede, Türkiye'nin Güney Kürdistan'da 'istikrarsızlık yaratmak' amacıyla bir dizi faaliyet yürüttüğü ortaya çıktı. 2007'deki Hewlêr(60 kişi öldü, 150) Maxmur ve Şengal katliamlarının bu planın bir parçası olduğu kaydediliyor

09 May 2007 Erbil Hewler katliami


Koordinasyon kurulması
Ergenekon iddianamesi eklerinde yer alan TSK'ye ait 'Gizli' ibareli belgede, Güney Kürdistan'a yönelik 'eylem planı' hazırlandığı açığa çıktı. Belgede, Güney'deki gelişmeler kaygı verici bulunuyor; bu nedenle Güney'de olup bitenlerin Türkiye'ye bildirilmesi ve Türkmenlerin stratejik çıkarları için bir koordinasyon merkezinin kurulması planlanıyor.

erbil arbil hewler bomb katliam


Gizlilik esas alınmalı
Belgede, koordinasyonun bilinçli ve tecrübeli kişilerden oluşmasının önemine vurgu yapılıyor. Kurulacak olan merkezin şifreli bilgilerle Türkiye'yi haberdar etmesi ve çalışmalarını bu gizlilikle yürütmesi gerektiği belirtiliyor. Koordinasyon merkezinin, İstanbul'da kurulacak basın ve enformasyon ofisiyle an be an irtibatta olması gerektiği kaydediliyor.

erbil Hewlêr katliami


Üçer kişilik gruplar
Güney'e gönderilecek istihbarat elemanlarının belirlenmiş noktalarda ve birbirinden bağımsız hareket eden, ancak birbirini takip ve kontrol eden 3'er kişilik gruplardan oluşması isteniyor. Merkezin iyi donatılmış, kamufle edilmiş ve gece-gündüz çalışmaya müsait bir bina olması nedeniyle yüklü miktarda ödenek çıkartılmasının zorunlu olduğu belirtiliyor.
Karışıklık çıkarmak
Genelkurmay koltuğuna oturacak olan İlker Başbuğ, 24 Eylül 2007'de, 'Irak'ta karışıklık  çıkararak, maliyetleri artıracak güçte oldukları' tehdidinde bulunmuştu. Bu açıklama Türkiye'nin Şengal ve diğer katliamlardaki rolünü de ortaya koymuştu. Ayrıca Amediye, Zaxo, Diyana ve Koysancak'ta Türk istihbaratına ait merkezlerin bulunduğu basına yansımıştı.
Amaç istikrarsızlık
TSK'nin 'Gizli' ibareli belgesinde Güney Kürdistan'da kurulan merkezin başlıca görevleri şöyle sıralanıyor:
1- Başta Kerkük olmak üzere Erbil, Telafer, Musul, Tuz ve Altınköprü gibi yerleşim birimlerinde gelişmelerden haberdar olmak ve gerekli fişleme çalışmaları yürütmek.
2- Türkiye ve diğer ülkelerde bulunan Irak Türkmenlerinin kimlik bilgilerini taşıyan bir bilgi bankası oluşturmak.
3- Bunlarla irtibatlı olmak ve her an geri dönmelerini sağlayacak maddi ve psikolojik imk‰nların altyapısını oluşturmak.
4- Bölgede faaliyet gösteren Kürt gruplarını izlemek ve kontrol altında tutmak.
5- Devletin el atamadığı sahalarda istikrarsızlıklar yaratmak.

İstikrarsızlığın katliam belgesi Hewlêr erbil katliami
Güney Kürdistan'da başta Kerkük referandumu olmak üzere pek çok gelişmeyi engellemek ve Kürtlerin kazanımlarını boşa çıkarmak için TSK'nin katliamlar da dahil pek çok yöntemi uygulayarak Bölge'yi istikrarsızlaştırmak istediği belgelendi. Veli Küçük'ün evinde ele geçirilen ve Ergenekon iddianamesi eklerinde yer alan TSK ibareli 'GİZLİ' belgede, Türkiye'nin Güney Kürdistan'da 'istikrarsızlık yaratmak' amacıyla bir dizi faaliyet yürüttüğü ortaya çıktı. 2007'deki art arda gerçekleşen Hewlêr, Maxmur ve Şengal katliamlarının bu planın bir parçası olduğu kaydediliyor. Planın temel amacı Kerkük referandumunu engellemek, PKK'ye karşı işbirliği yapmak... Belgede, Güney'deki gelişmelerin kaygı verici boyutta olduğu belirtiliyor. Güney'de olup bitenlerin Türkiye'ye bildirilmesi ve Türkmenlerin stratejik çıkarları doğrultusunda faaliyetlerde bulunulması için bir koordinasyon merkezinin kurulmasına dikkat çekiliyor.tsk_kurdistan_plan_belge2
Katliamlar TSK'nin işi
Geçen yıl 15 Ağustos'ta meydana gelen ve 500'ü aşkın æzidî Kürdün yaşamını yitirdiği, yüzlercesinin de yaralandığı Şengal Katliamı ile birlikte Federal Kürdistan Bölgesi'nde başlayan ve Kerkük referandumunu önleme amaçlı olduğu belirtilen olaylar zinciri, Ergenekon iddianamesi eklerinde de yer aldı. Aralık 2007 tarihinde yapılması gerekirken bölgede yaşayan Kürtlere yönelik peş peşe gerçekleştirilen saldırılardan dolayı tarihi sürekli ertelenen Kerkük referandumunun engellenmesi için bugüne kadar Kerkük, Musul ve Hewlêr gibi Kürtlerin yoğun yaşadığı kentlerde ağır kayıplara neden olan saldırılar gerçekleşmişti. Yaşanan bu saldırıların ardından Irak Başbakanı Nuri El Maliki ile Irak Dışişleri Bakanı Hoşyar Zebari başta olmak üzere Iraklı ve Güneyli yetkililer, olaylarda 'komşu ülkelerin' parmağı olabileceği suçlamasında bulunmuş, Türkiye ise 'Olaylarla ilgimiz yok' açıklaması yapmıştı. Ancak Veli Küçük'ün evinde ele geçirilen TSK ibareli 'GİZLİ' belge, Türkiye'nin bölgede istikrarsızlık yaratmak amacıyla gizli faaliyetler sürdürdüğü ortaya çıktı.

» Şengal’in yaraları sarılıyor

» Şengal Katliamı bir başlangıçtı

» Türk Savaş Uçaklarının Kendekolê Katliamı

» Şengal katliamı unutulmuyor

» Kerkük üzerinden nüfuz savaşı

» Kerkük'ü bekleyen ciddi tehlike
Koordinasyon merkezi kurulsun
Güney Kürdistan'da yaşanan gelişmelerin 'endişe verici boyutta' olduğu belirlemesine yer verilen belgede, 'Türkiye Cumhuriyeti devletinin kurumlarının yanısıra Türk milliyetçilerinin mesuliyet duyarak gereğini yapma mecburiyetleri vardır' ifadelerine yer verildi. Bölgede Türkmenleri tehlikeli bir sürecin beklediğine değinilen belgede, doğrudan ve dikkatli organize hareket edilmesi gerektiği belirtiliyor. Federal Kürdistan Bölgesi'nde olup bitenlerin mümkün olduğunca kısa sürede Türkiye'ye bildirilmesi ve bölgedeki Türkmenlerin stratejik çıkarları için faaliyetlerde bulunulması için bir koordinasyon merkezinin kurulması gerektiği saptamasına yer verilen belgede, bu koordinasyon merkezinde çalışması için bilinçli ve tecrübeli kişilerden oluşan ekiplerin bölgeye gelerek çalışmaya başlaması gerektiğine dikkat çekiliyor. Kurulacak olan merkezin şifreli bilgilerle Türkiye'yi haberdar etmesi ve çalışmalarını gizlilik içerisinde ele alması gerektiği belirtilen belgede, kurulacak merkezin basın ve enformasyonun merkezi olan İstanbul'da oluşturulacak merkez ofis ile ilişkilenmesi gerektiği belirtiliyor.
İstihbarat grupları 3'er kişilik
Belgede ayrıca, bölgeye gönderilecek istihbarat elemanlarının belirlenmiş noktalarda ve birbirinden bağımsız hareket eden, ancak birbirini takip ve kontrol eden 3'er kişilik gruplardan oluşması isteniyor. Teknik donanım açısından ekiplerin en son teknoloji ile donatılmasının bölge şartları göz önüne alındığında zorunluluk olduğu belirtilen belgede, kurulacak merkezde 24 saat vardiya-nöbet sisteminde çalışılması gerektiği ifade ediliyor. Merkezin iyi donatılmış kamufle edilmiş ve gece-gündüz çalışmaya müsait bir bina olması gerektiğine vurgu yapılan belgede, merkezde rahat çalışma alanı sağlanabilmesi için yüklü miktarda ödenek çıkartılmasının zorunlu olduğu belirtiliyor.
Amaç istikrarsızlık yaratmak

tsk_kurdistan_plan_belge

Belgede merkezin başlıca görevleri şöyle sıralanıyor: 'Başta Kerkük olmak üzere Erbil, Telafer, Musul, Tuz ve Altınköprü gibi yerleşim birimlerinde gelişmelerden haberdar olmak ve gerekli fişleme çalışmaları yürütmek, Türkiye ve diğer ülkelerde bulunan Irak Türkmenlerinin kimlik bilgilerini taşıyan bir bilgi bankası oluşturmak, bunlarla irtibatlı olmak ve her an geri dönmelerini sağlayacak maddi ve psikolojik imk‰nların alt yapısını oluşturmak, bölgede faaliyet gösteren Kürt gruplarını izlemek ve kontrol altında tutmak, devletin el atamadığı sahalarda istikrarsızlıklar yaratmak.' İSTANBUL – DİHA FIRAT ÇAĞIN

Şengal katliamı unutulmuyor

Türkiye, Irak’ı siyasi krizin eşiğine getirdi

İsyan çağrısından sivil katliama

YNK : Türkmen Cephesi 4 Kürdü öldürdü

IRAK PARLAMENTO BAŞKAN YARDIMCISI TAYFUR: ''TÜRKİYE İÇ İŞLERİMİZE KARŞIYOR''

KÜRDİSTAN BÖLGE BAŞKANLIĞI’NDAN İNTİHAR SALDIRISINA KARŞI SERT KINAMA...

Bir Ergenekon cephaneliği daha çıktı

Kandil’den Kerkük mesajı:Sömürgeciler Kürtleri denetim altında bulundurmak için Kerkük’ü enegelliyorlar”

Sağlık Bakanı: Kerkük'te 25 kişi öldü, 180 kişi yaralandı

Şengal Katliamı: 500 ölü, 400 yaralı

Türkiye, Saddam Hüseyin rejimininden sonra Kürtlerin bütün kazanımlarını azaltmak için her yolu deniyor

Kerkük üzerinden nüfuz savaşı

'Faili devlet' yargılansın

‘Botlarımızın içi kan doluyordu’

DERSİM KATLİAMI TANIĞINDAN ÇARPICI AÇIKLAMALAR Çiftçi katliamda yaşadıklarını anlattıktan bir hafta sonra, 3 Ocak 2007 tarihinde yaşamını yitirdi

ERGENEKON IRAK FELLUCE’YE NE GÔNDERDI?

Gazi davası yeniden görülsün

Köy yakanlar devrede

Sivas'ta Ölenler, Yaralananlar, Kurtulanlar...

Bu nasıl insanlık?

Diyarbakir'da 2'si bebek, 7'si çocuk toplam 10 kişinin katledildiği bombalı saldırının failleri korunuyor.

Beytüşşebap Katliamı: Aileler Katliamcıların isimlerini biliyoruz

Yer-gök böyle zulüm görmedi

Bir askerden vahşet itirafları

Bu da havan topu parçası

Facebook'da ırkçı örgütlenmeler

Türk Polisi, veresiye meşrubat vermeyen esnafa saldırdı!

KCK, PKK ve KJB'den 15 Ağustos açıklaması

AKP kan emmeyi sürdürüyor

Ankara Kerkük'ten memnun

AKP'den işkence ye büyük tolerans

Vahşete karşı bir direniş ruhu: 14 Temmuz 1982

Küllenmeyen yangın: Sivas Katliamı

1925 KÜRDİSTAN HAREKETİNİ ANMA PANELİNE ENGELLEME

Polis, 12 yaşındaki çocuğun yüzüne sıcak su döktü..“Oğluma bunu yapanlar insan olamaz”

CDK, Kürtlere saldırıları Hitler dönemine benzetti

Leopard 2 savaş tankı Türkiye'ye satıldı. Alman silahlanma raporunu sert bir şekilde eleştiren insan hakları örgütleri, Kürtlerin savaşla tehdit...

Diyarbakır 5 Nolu

Aydın Dere Tarih bizden ne istiyor?

Tarihe Kazınmış Belgeler; Kürt Soykırımları

Kayıp yakınlarını fişlediler : Önce öldür, sonra fişle!

Türkiye terörist ülke mi?

Emir Türkiye’den geldi

Kerkük'te İran, Türkiye, Suudia Arabistan'ın anti-Kürt ittifakı ve ITC parmağı

KÜRTLER İN ELİNE TUTUŞTURULMUŞ YENİ TOPİTOP ŞEKERİ YAHUDi DÜŞMANLIĞI

Halepçe, Qamışlo, Beyazıt ve Gazi katliamları protesto edildi

KCK, katliam yıldönümünde Suriye Baas rejimini kınadı

Vahşetin simge kızı 13 yıl sonra konuştu

İşte suç örgütü değil denilen TSK'nin vukuatları

Güçlükonak’ta 11 Kürt Öldürüldü [15 Ocak 1996]

Beytüşşebap Katliamı: Aileler Katliamcıların isimlerini biliyoruz

Beytüşşebap için Ankara’da düğmeye basıldı

'Askerler, hamile kadınların karnını deşiyorlardı'

Şengal Katliamı: 500 ölü, 400 yaralı

En küçük bir ihbarda, ya Evleri ve mallari gasp edildi yada topluca Daragaçlarina çekildiler.Sürgün edildi "şansli" olanlar

Ergenekon'da derin bağlantı Gülen

fethullah_gulen_veli_kucuk Ergenekon iddianamesi eklerinde yer alan kimi belgeler, Türkiye'de kurulan kirli ilişkilerin birbiriyle nasıl bağlantılı bir devlet yapılanması içinde olunduğunu gösteriyor. AKP iktidarı ile etkinliğini tüm iktidar sahalarına taşırmayı başaran Fethullah Gülen'in Ergenekon örgütlenmesi ile ilişkisi olduğu anlaşıldı. Veli Küçük'le Gülen'in 1970'li yıllarda Türkiye'deki kimi olaylarda adı anılan 'Milli Mücadele Hareketi' üyesi ve arkadaş oldukları öğrenildi. Eklerdeki bilgiler 'Ergenekon'da 1 numara kim?' sorularını yeniden gündeme getirirken, Fethullah Gülen cemaatine Ergenekon soruşturması boyunca dokunulmamış olması dikkat çekti.
İstanbul Emniyeti'nde 2001 yılında verdiği ifadeyle Savcı Zekeriya Öz'ün hazırladığı Ergenekon davasının önemli dayanaklarından birini oluşturan Tuncay Güney'in sözkonusu ifadesinde Fethullah Gülen cemaati hakkında da ayrıntılı açıklamalarda bulunduğu ortaya çıktı. Güney, Gülen ile Ergenekon davasından tutuklu olan emekli Tuğgeneral Veli Küçük'ün 1970'li yıllardaki sağcı 'Milli Mücadele Hareketi' döneminden tanıştıklarını söyledi.

Tuncay Güney, 2001 yılında İstanbul Emniyeti tarafından dolandırıcılık iddiasıyla gözaltına alınıp sorgulandığında Gülen Cemaati'ne yakınlığıyla bilinen Samanyolu televizyonunda çalışmaktaydı. Polise verdiği ifadelerde, Gülen Cemaati hakkında ayrıntılı bilgi veren Güney, Mehmet Demircan ile o sırada muvazzaf subay olan Veli Küçük'ü cemaate kazanmaya çalıştıklarını, ancak Gülen'in Küçük'le milli mücadeleciler hareketinden tanıştıklarını öğrendiğini belirtiyor ve 'Zaten Fethullah Hoca'nın bütün bu elemanlarına bakın Milli Mücadeleci elemanlardır' diye konuşuyor.

Veli Küçük'ün Fethullah Gülen'e Güney Kürdistan'da okul açması için yardım etmiş
kurdistan fethullah gulen school okul Güney, ifadesinde Veli Küçük'ün Fethullah Gülen'e Güney Kürdistan'da okul açması için yardım ettiğini de söyledi. Güney'in ifadelerine göre, Erbil'de açılacak Özel Erbil Işık Koleji'nin kurulması aşamasında Güney Kürdistan'a giderken Diyarbakır'a uğradılar. Burada kendilerini Veli Küçük'ün telefonla arayarak haber verdiği Jandarma Alay Komutanı Eşref Hatipoğlu karşıladı. Hatipoğlu Güney ve yanındaki cemaat üyelerini, askeri helikopterle Silopi'ye gönderdi. Grub buradan da Güney Kürdistan'a geçerek Nehciban (Neçirvan demek istiyor) Barzani ve Talabani ile görüştü.
Güney, Gülen Cemaati'nin içinde yer aldığını söylediği Veli Küçük'ün hocası ve Ergenekon örgütünün isim babası Albay Necabettin Ergenekon hakkında da açıklamalarda bulundu. Güney'in iddialarına göre, Necabettin Ergenekon, Başbakan Tayyip Erdoğan'la Refah Partisi İstanbul İl Başkanı olduğu dönemde görüşüyordu. Güney, kendisini Küçük'le tanıştıran kişinin de Ergenekon olduğunu söyleyerek, 'İzmit'teki Albay (Veli Küçük) benim öğrencimdi, seni ona götüreceğim, tanıştıracağım' dediğini anlattı. Güney ifadesinde Fethullah Gülen cemaati içindeyken, MİT yöneticisi Mehmet Eymür'ün gönderdiği adamlara düzenli olarak cemaatle ilgili bilgiler verdiğini de söyledi.
Tüm bu bilgiler Ergenekon örgütünün Gülen ayağına niçin dokunulmadığı, Gülen'in 1 numara olup olmadığı sorularını akla getiriyor. Ergenekon iddianamesinde suçlamaların 1999 sonrası belgelerle ve olaylarla sınırlandırılması ise bu tarihten sonra Ergenekon'un Gülen kolu ile ayrışma yaşamış olabileceğini düşündürürken, Fethullah Gülen'in kimi olaylardaki sorumluluğunu aklama çabası olarak da yorumlanıyor. İSTANBUL-Gündem Gundemonline 

200'ü Aşkın üyesi Tutuklanan DTP: “AKP ve Ordu Kürtlere Yönelik Baskıda Anlaştı”

Diyarbakır Valisi mi AKP ‘lilerle cemaatlerin Valisi mi?

AKP medyasının yeni dönem görevi

Hakkâri Valiliği,Diyanet ve Gülen Cemaati Şemdinli’ye El Attı

Kürdistan’da geliştirilen Islamcı Hareket

Hizbullah-Ergenekon ilişkisi, devlet ilişkisidir

Hizbülvahşet'in hamisi TSK ve Ergenekon : Hizbullahçılar PKK'ya karşı askeri birliklerde eğitildi Hizbullah-Zaman kapışması

Domuz bağlı Ergenekon - Hizbullah ilişkisi

'Bayraklar, Peçeler ve şeriat'

Türkler ve Kürtler: ‘Kürt sorunu’ nu tartışıyor

KIBLESI ANKARA SERMAYESI CEHALET DINI PARA TURK HIZBULLAH'I TEKRAR SAHNEDE...* İşte suç örgütü değil denilen TSK'nin vukuatları

Ergenekon dava dosyasındaki ‘MİT raporunda’ Fethullah Gülen’in birçok faaliyeti sıralandı.

Bir 'iyi çocuğun' itirafları : infaz, bombalama, tecavüz, işkence, suikast!

Gülen ABD vatandaşı oluyor

Beyaz soykırım : Kürtlere siyasi ve askeri asimilasyon

ARŞiV- Fethullah Gülen'den skandal Risale çarpıtmaları

Adaletin bu mu Adalet?

DTP sordu: Bediuzaman Said-i Nursi’nin mezarı nerede?

Economist: AKP Kürtleri kazanmak için İslamı kullanıyor

İşgal güçlerine karşı her türlü tepki kutsaldır

Siyasal İslam ve Kürtler "Bu ne yaman celiski anne"

Ordu ve Akpden Kuzey Kurdistan'a Islamo Fasist tezgah

KIM BU ADAM? Fethullah Gülen

Diyarbakır'da polis vahşeti

diyarbakirda_genc_darp_edildi_polis Diyarbakır'da 20 yaşlarındaki bir genç polis tarafından feci şekilde darp edildikten sonra çöp kutusuna atıldı. Travma geçirdiği anlaşılan genç için çağrılmasına rağmen hiç bir sağlık ekibinin gelmemesi dikkat çekti.
Diyarbakır'da üzerinde herhangi bir kimlik bulunmayan ancak her tarafı darp edilmiş 20 yaşlarında olduğu anlaşılan bir genç, Diyarbakır Şehirlerası Otobüs Terminali'nin çöplüğüne atılmış vaziyette bulundu. Görgü tanıkları konuşmayan ve bitkin görünen gencin polisler tarafından çöp konteynırına atıldığını söylerken, yurttaşlar genci kendine getirmek için su dökerek yıkamaya çalıştılar.
Yurttaşlar vücudu darp izleri ile dolu gencin hastaneye götürülmesi için sağlık ekiplerini çağırdı. Ancak sağlık ekipleri olay yerine gelmesine rağmen gence herhangi bir müdahalede bulunmayarak geri gitti. Duruma isyan eden kalabalık hastaneyi ve 112 Acil Servis'i aramalarına rağmen hiç bir ambulans gönderilmedi. Yurttaşlar, çöp konteynırına atılan gencin dinlenmesine ve kendine geldikten sonra ailesi ve kimliği hakkında bilgi verir umuduyla çaresiz etrafında bekledi. DİYARBAKIR / DİHA

» 1992 Newroz’unda Devlet Güçlerince Katledilen 54 Kişi Anıldı

» Polis, “Pis Kürtler, Düzeni Bozuyorsunuz. Hepiniz Teröristsiniz”

» Türk Polisi, veresiye meşrubat vermeyen esnafa saldırdı!

» Gözaltındaki DTP İlçe Başkanı hastaneye kaldırıldı

» Facebook’ta polis mesajları

» İşkence : Vicdani retçi Bal'a Askeri Cezaevi'nde linç girişimi

» ‘İsviçre Kürtleri Türk sayıyor’

» Irkçı-milliyetçi saldırgan gruplar, polis eşliğinde,

» Bornova da bir ayda 2. işkence : Mardinli Kürt'tür Vurun ulan vurun!

» Karakolda şahitlere de işkence : 'Siz Kürtler ölmezsiniz, köpeksiniz size bir şey olmaz'

» Polis'ten neştercilere çay ikramı...

» Cizreli çocuklara cezaevinde işkence

» Tutukluya işkence yaptılar

» İşkence yok infaz var!

» Yine Van yine polis!

» İnsaf! Ömür 10 yaşındaydı

» "Eve geldi. Saat beş gibi dışarı çıktı. Yavrumun ne kahvesi vardır, ne içkisi. Kazandığı parayı ay başı bana verirdi."

» 'Önümüzdeki mahkeme gelmeyebilirim, beni işkencede öldürecekler,' sözleri hâlâ kulağımda. Necmettin sonraki mahkemeye gerçekten gelemedi, haklı çıktı.

» ‘Tek oğlumu aldılar benden’

» Penisine ip bağlanarak odanın içinde gezdirilen Aslan'a 'suçunu itiraf etmesi' istendi.

Danimarka’da Kürt kökenli bir milletvekili Özlem Sara Çekiç

Kürt kökenli Danimarka milletvekili Özlem Sara Çekiç Dema Nû’yu ziyaret etti

ozlem_sara_celik Diyarbakır’a kendisi ile ilgili hazırlanacak olan kitap için gelen ve çeşitli temaslarda da bulunan Kürt asıllı Danimarka milletvekili Özlem Sara Çekiç, Diyarbakır Havaalanı’ndan çıktığı sırada savaş uçaklarının büyük bir gürültüyle havalanmasının kendisini çok ürküttüğünü belirterek, böyle bir şeyle ilk kez karşılaştığını ifade etti.

Dema Nû Genel Yayın Yönetmeni Arif Sevinç’le kısa bir sohbet gerçekleştiren Çelik, Danimarka’da Türk lobisinin çok güçlü olduğunu, AB reformları ve Kürt meselesi konusunda kamuoyunu kendi tezleri doğrultusunda etkilemek için yoğun bir çaba içinde olduklarını anlattı.

Türkiye’de devletin izlediği asimilasyon politikalarının kent merkezlerinde çok etkili olduğunu gözlemlediğini aktaran Parlamenter, Avrupa Birliği  sürecinin Kürt sorununun çözümünde önemli bir rol oynayacağını ifade etti.

SF – Sosyalist Halk Partisi’nden milletvekili seçilerek Parlamentoya giren Çelik;daha önce Newroz bayramını parti olarak parlamento çatısı altında kutladıklarını bu yıl parti olarak değil, parlamento olarak Newroz’u kutlamak için çaba içinde olacaklarını söyledi.

Salihê Omerî ve Jan Gejo ‘nun da hazır bulunduğu ziyaret yaklaşık bir saat sürdü.

11.ağustos 2008 tarihinde Diyarbakır’a gelen Özlem Sara Çekiç Dema Nû’yu ziyareti sırasında iki gün süreyle kaldığı kentte gördükleri ve kendisini etkileyen şeylerle ilgili bilgi verdi.

Çekiç, özetle şunları söyledi; “İlk defa Kürdistan’a geliyorum. Bu benim açımdan çok sevindirici.

Uçaktan iner inmez karşılaştığım manzara beni çok etkiledi. Uçağımız indikten sonra tam biz havaalanından ayrılırken savaş uçaklarının kalkış sesini duydum. Bu beni çok etkiledi. Ancak buradaki insanların bu duruma alıştıklarını gördüm.

ozlem_sara_celik2 “İnsanların sokaklarda Kürtçe konuşmaması beni şaşırttı. Yüzde 95’i Kürt olan bir şehirde insanların sokaklarda alışverişte, Kürtçe konuşmamasına şaşırdım.”

Bir de şehrin neredeyse içinde askeri havaalanının olması ve her tarafının askeri kurumlarla çevrilmiş olduğunu gördüm. Ve bu askeri bölgelerin içinde ve yanında binalar var ve insanlar buralarda yaşıyor. Bu beni çok ürküttü. Beni burada en çok etkileyen şey uçak sesleri oldu. Ben bu kadar yakın olacağını düşünememiştim. Savaş uçaklarının şehrin üzerinden uçmasının sembolik mesajı olmalı. Birincisi “adımını dikkatli at, seni de bombalarım”, ikincisi “ biz her zaman sizden büyüğüz”, üçüncüsü “bizim gibi olmazsanız biz vururuz” demek istiyorlar herhalde. Yani bir savaş mantalitesi var.

Ayrıca Diyarbakır cezaevinin önünden geçerken, daha önce bu cezaevi ile ilgili kitabı okumuştum o aklıma geldi. Küçük bir cezaevi ve burada ortalama 3 bin civarında kişinin kaldığı belirtiliyor. Bu kadar küçük bir yerde insanlar nasıl kalabiliyor. Acaba bunlar insanları üst üstemi atıyorlar diye düşündüm. Bu nasıl bir yer?

Gelmeden önce cezaevini görmek için izin almadığım için çok pişman oldum. Bir dahaki sefere bunu yapmayı ve orda cezaevindekileri ziyaret edip görmek istiyorum.ozlem_sara_celik3

Daha önce Danimarka’dan Diyarbakır’a bir heyet gelip, geri dönmüşlerdi. Bunlar “Diyarbakır’da büyük bir gelişme var” demişlerdi.  Bende Diyarbakır’da şehrin işlek ve merkezi yerlerini gördüm. Marka mallar satan işyerlerini gördüm. Onlar acaba bunlarımı gördüler? Buradan bakınca normal bir şehir.  Ben dar sokakları olan fakirliğin yoğun yaşandığı yerleri de gezdim. Diyarbakır’ın diğer yüzünü de gördüm. 

Kürt gençleri Danimarka’da çok aktif. Mantar gibi dernekler açılıyor. İşte Kürtçe öğrenilen dernekleri var, halay öğrenilen dernekleri var.

Kürtler faydalı olmak istiyorlarsa politikayla da ilgilenmeli. Önce kendilerine gelmeleri lazım. Avrupa birliğinde, ülke parlamentolarına girmek için çaba harcamaları lazım. Biz ancak o şekilde bir yerlere varırız.

Özlem Sara Çekiç kimdir?

  1. 1976 yılında Ankara’da doğdu, 3 yaşlarında ailesi ile birlikte Finlandiya’ya göç etti 10 yaşında kalıcı olarak Danimarka’ya yerleşti.1996 yılında Rysensteen Lisesi’nden mezun oldu.
  2. Mezuniyetimin  ardından hemşirelik eğitimine başladı ve 2000 yılında hemşire oldu. 2000’den 20004 yılına kadar Bispebjerg Çocuk ve Gençlik Psikiyatri Bölümü’nde çalıştı. Burada 70 hemşirenin sendika temsilcisi oldu. 2004- 2006 arası Nørrebro’daki Rigshospital’de bölge psikiyatri bölümünde çalıştı.
  3. Uzun yıllar sendikal çalışmaların içinde bulundu. 2003 yılı sonbaharında, Danimarka Hemşireler Sendikası, eyalet yönetim kuruluna seçilen ilk etnik kökenli üye oldu. Danimarka Hemşireler Sendikası’nda, ülkedeki etnik yapının sağlık sektörüne yansıması ve daha fazla sayıda etnik kökenli gencin hemşirelik eğitimi almasını sağlamak için çalıştı.
  4. 2001 yılından beri SF – Sosyalist Halk Partisi üyesi. 2003-2005 arasında partinin merkez Etnik Eşitlik Komisyonu başkanlığı yaptı.  2004 yılından beri partinin Merkez Yönetim Kurulu üyesi. 2006 yılında Kopenhag Büyük Seçim Bölgesi’nden, 3. sıra adayı olarak seçildi.image

RUS KONSOLUS: “BİZ KÜRDİSTAN’A AYRI BİR ÖNEM VERİYORUZ’’

kurdistan rusya

PNA-Kürdistan Bölge Kültür bakanı Felekeddin Kakeyi’yi makamında ziyaret eden Rusya’nın başkent Hewler başkonsolusu Alexandir Zotov ve beraberindeki üstdüzey heyet Rusya olarak federal Kürdistan Bölgesine ayrı bir önem verdiklerini dikkat çekti.

iki taraf arasında ikili ilişkilerin geliştirilmesinin önemine değinen başkonsolus Alexsandir Zotov, özellikle kültür ve sanat alanında Kürdistan halkı ile Rusya halkı arasındaki ilişkinin geliştirilmesini istedi.

Rus heyetini karşılamaktan duyan memnuniyetini dile getiren bakan Kakeyi de , başkonsolus Alexsandir  Zotov’un   60’lı yıllarda  ülkesini temsilen Irak ve Kürdistan’da çeşitli görevlerde bulunduğunu hatırlatarak Zotov’un,  Kürt  halkının eski bir dostu olduğunu belirtti.

YORUM - Kafkasya savaşları ve Kürtler

Barışseverler alanlara çıkıyor

Taymaz: Türkiye sadece silah satmadı, Gürcistan'ın saldırı kapasitesini de geliştirdi

Abhazya Milletvekili Soner Gogua: Gürcüleri Türkiye cesaretlendirdi

YORUM - Kafkas kökenlileri tutarlı olmaya davet ediyoruz

Gürcistan, savaşa Türkiye ve ABD tarafından hazırlandı, Türk savaş gemisi Batum`da…

İran dilli bir halk olan Osetinler Kürtlerin ırk kardeşleridir

Gürcü subayların üniformaları bile TSK’dan

KARASIN: GÜNEYE OSETYA’DA 2 BİNDEN FAZLA KİŞİ ÖLDÜ

'NATO, ABD ve Türkiye hazırladı'

Güney Osetya ve Abhazya için

Kafkasya'da savaş başladı

YORUM - Abant Platformu ve sömürgeci tezlerin yeni versiyonları

YORUM - Belçika dağılırken Kürdistan ne olacak?

Bağımsız Kürt Devletleri

Erbil’e konsolosluk akını

Fransız Albay Türk işgalini değerlendirdi

Göç mağduru Rusya Kürtleri

Susan George: ABD için Avrupa'nın önemi kalmadı

NYT: ‘’BAĞIMSIZ KÜRT DEVLETİ KURULACAK: 20 BİN ABD ASKERİ BAĞIMSIZ KÜRT DEVLETİNİ KORUYACAK’’

Törende, Başbakan Neçirvan Barzani, Rusya bayrağını kendisi göndere çekti.

Kürt bilim adamından petrolde yeni buluş

Ayrılamazlar, çünkü Türkler , Kürtler ve İranlıların yeni sınırların çizilmesinde anlaşmaları imkânsız.

TÜRKİYE'DE 50'Yİ AŞKIN DEMOKRATİK KURUM KUNDAKLANDI

JIRINOVSKI’DEN TURKİYE’YE SERT TEPKİ: ‘’TÜRKİYE’YE 21.YÜZ YILDA BAĞIMSIZ BİR ÜLKENİN TOPRAKLARINA GİRİLMEMESİ GEREKTİĞİNİ SÖYLEMEMİZ GEREKİYOR’’

RUSYA ULUSLARARASI ŞURA KOMİSYONU: ‘’OPERASYONLAR TÜRKİYE, SURİYE VE İRAN KÜRTLERİNİ AYAKLANDIRIR; BİR KAÇ DEVLET KURULABİLİR’’

RUSYA PARLEMANTO BAŞKANI YARDIMCISI: ‘’BÜYÜK KÜRDİSTAN HARİTASINI KENDİ ELLERİMLE ÇİZDİM ANCAK PENTAGON ONU BENDEN ÇALDI’’

ABD, Avrupa, Rusya ve Arap Birliginden Turkey'e uyarı

Komeleyê Jîyanêweyê Kurdistan

Sovyet Kürtlerinin Büyük Özlemi: Kızıl Kürdistan

Ateş bacayı sardıktan sonra

koray_duzgoren Benim üslubuma, tarzıma hiç uymayan bir haykırış çıkıyor ağzımdan. “Tepkide ölçü kaçıyor” gibisinden manşetlere baktıktan ve “Sokak nereye sesleniyor?” gibisinden başlıkları okuduktan hemen sonra.

“Çok geç kaldınız ……….”

Biz ve bizim gibi bir avuç insan 'barış' dedikçe işi alaya alanlar, “Bu PKK'nın barışı mı?” diyerek savaş ve şiddet söylemlerini kutsayanlar, hatta açıkça şiddete, savaşa çağrı yapanları şimdi telaş bastı.

“PKK saldırılarını ve terörü lanetleme” kisvesi altında, linç teşvikçiliği, militarizmi meşrulaştırma, sokaktaki insanı kan dökmeye kışkırtma, ülkeyi bir kin ve nefret sarmalına sürükleme ve etnik çatışmayı körükleme” eylemleri zivanadan çıktıkça, 'Yurtta barış' demeye başladılar.

Nasılsa, Kürtlere, barış isteyenlere, savaşa ve şiddete karşı çıkanlara yönelik linç eylemleri arttıkça ülkenin bir içsavaş atmosferine sürüklendiğini anlayabildiler.

Tabii bazıları… Ertuğrul Özkök gibileri hâlâ işin vahametini kavrayabilmiş değil. O hâlâ gazetesini bir 'Savaş Tahrik Merkezi'nin yayın organı gibi kullanmaya devam ediyor.

image Gazetesinin her satırında insanlık suçu işleniyor, gazeteciliğin ve insanlığın en temel ilkeleri hergün kurşuna dizliyor. Bu eylemlerde, bir-iki istisna dışında, Türkiye medyasının ve görünüşte demokrat, ama aslında şiddete ve militarizme tapan, insani değerlerden nasibini alamamış bazı medyacıların büyük sorumluluğu var. Pardon, tabii ki mesele birkaç kendini bilmezin fevri ve bireysel tepkisinden ibaret değil.

Ülke geniş kapsamlı bir psikolojik savaş harekatı ile üç-dört yıl içinde adım adım bu noktaya getirildi. Bu noktada, askerin istediği kıvama gelen bir siyasi iktidar, bir Meclis, bir kamuoyu ve zaten elde hazırolda bekleyen medya, Türkiye'nin genel görünümünü tamamlıyor. Bürokratik kurumlar ve yargı zaten olması gereken yerde. Türkiye içine sokulduğu bu hastalıklı atmosferde ne şu andaki iktidara yüzde 46 oy vererek işbaşına getirdiğini hatırlıyor ne de bu iktidar tarafından önüne konulan, umut verici, ufuk açıcı hedefleri…

Avrupa Birliği yolu ne oldu? Hani özgürlükler genişletilecekti? Hani Türkiye meselelerini çözen bir refah ülkesi olacaktı? “Ham bir hayal”di ama, yine sözü bile güzeldi: Hani askerin sivil siyasete tasallutu azaltılacak, Türkiye bürükrasinin kıskacından kurtulma yolunda adımlar atacaktı? Ne oldu? Asker, sivil siyasetten elini tabii ki çekmedi. Buna karşılık sivil siyaset askerileşti. Başta hükümet, belli başlı kurumlar şimdi herşeye askerler gibi bakar oldu. Kürt meselesi hep PKK meselesine, o da güvenlik meselesine endekslendi. Bürokratik güç odakları her meseleyi nasıl bir çıkmaz sokağa yönelttilerse bu meselede de öyle yaptılar. Çözüm yollarını tıkadılar. Çözümsüz meselelerle cebelleşen Türkiye'nin tek kurtarıcısı rolünü, 'sonsuza kadar' sürdürebilmek amacıyla şimdi savaşa müracaat ediyorlar.

Bu nedenle Türkiye'nin herhangi bir barışçı çözüme ilişkin hazırlığı yok. Bu şartlarda olamaz da… Mesele üstelik uluslararası bir mesele haline geldi. Şimdi Başbakan bile, henüz (PKK'yı temizlemek amacıyla ) beklenen savaşta, Kuzey Irak Kürtleriyle çatışmayı telaffuz edemiyor, ABD ile karşı karşıya gelmenin riskinden çekiniyor ama, bakıyoruz böyle bir gelişmeyi de gözardı etmeme noktasına geldi.

Çünkü bir yandan da hükümet üzerinde sokağın baskısı yoğunlaştırıldı.

Medyanın kan kokan yayınları sayesinde iş artık çığrından çıktı. İçsavaş havası esmeye başladı. Hükümet de bu gelişmeler karşısında bir tedbir alamıyor. Sokağın kontrolü başka güçlerin elinde. Öte yandan son asker kayıplarının nedenlerini haklı olarak sorgulayanlar da oluyor.

Hükümet'in kışkırtıcı yayınlar için değil, biraz da bu amaçla medyaya getirmek istediği yayın yasağı neyseki yargıdan döndü.

Şimdi, “'yurtta sulh' tehdit altında” diye yazan kalemler bu yasaklamanın askerlerin talebiyle yapıldığını açıklıyor. Bu tür yazılardan, askerin sokaktaki bu eylemlerden hiç rahatsız olmadığını da öğrenmiş oluyoruz.

Nitekim Genelkurmay Başkanı bu eylemlerden dolayı vatandaşlara teşekkür ediyor.

Öte yandan gazeteler, bu teşekkür edilen vatandaşların bir kısmının DTP binalarına patlayıcılar attığını, Güneydoğulu vatandaşların mağazalarını yağmaladığını, uzun saçlılara saldırdığını, Güneydoğu'ya giden otobüslerdeki vatandaşlara hazırolda İstiklal Marşı söylettiğini yazıyor. Şimdi halkın sokağa çıkmasını teşvik eden bütün yetkililere sormak lazım:

Bu sahneleri destekliyor musunuz? Türkiye'de iç barışın yok olması, can ve mal güvenliğinin ortadan kalkması ve etnik bir kargaşa kimin işine yarar?

Ateş bacayı sardıktan sonra polisiye tedbirler almanın bir yararı olmaz.

Hükümet iktidar olduğunu hiç vakit geçirmeden hatırlamak zorunda.

yenisafak Koray Düzgören

Crocker, “Erbil - Bağdat Sorunları, ‘anahtar Iraklılarda olacak şekilde’ çözülmeli”

crocker 20-Aug-08 [14:0] PNA-ABD’nin Bağdat Büyükelçisi Ryan Crocker, Kürdistan Bölgesi, vilayetler ve merkezi Bağdat hükümeti arasındaki sorunun, çözümün “anahtarının Iraklıların elinde olacağı şekilde” çözüme kavuşturulması gerektiğini söyledi.

Başkent Hewler’de bugün başlayan ‘’Kuzey Vilayetleri Ekonomi Konferansı’’nda bir konuşma yapan Crocker, “Kürdistan Bölgesi, vilayetler ve merkezi Bağdat hükümeti arasındaki sorunun çözümünün anahtarı Iraklıların elinde olacak şekilde çözüme kavuşturulmalıdır” dedi.

Irak’ın geçmişte siyasi, ekonomi ve sosyal alanında kaydettiği kazanımlarına vurguda bulunan Ryan Crocker, “Irak şuanda geçiş aşamasında. Ve özellikle ekonomi alanında Amerika’daki iktidarın el değiştirme aşaması bağlantılıdır” dedi.

Amerika’nın vilayetlerde hayata geçirdiği projelere değinen Crocker, başkent Hewler’de 200 milyon doların harcandığı su projesini örnek gösterdi.

Crocker, bütün Iraklıların aynı düzeyde olması ve çalışmalarının istedikleri gibi uygulanması temennisinde bulunarak, bu amaçla her türlü destek ve yardıma hazır olduklarını belirtti.

Büyükelçi Crocker konuşmasında, “Geçiş aşaması hiçbir şekilde kolay değildir. Şuanda biz ekonomi, güvenlik ve siyasi açıdan bir çok kavgayla karşılaşıyoruz. Bu yüzden çalışmaları ve yardımları yoğunlaştırmalıyız” dedi.

Crocker konuşmasının sonunda, “İstikrarlı ve güvenli bir Irak’ın kurulması için şuanda açık bir görüş mevcut. Bir kaç hafta önce siyasi taraflar arasında yaşananlar çözüme kavuşturulmalı” dedi.

Türk Ordusu Misket Bombaları ile Sivil Halka Zarar Veriyor

Şengal Katliamı bir başlangıçtı

Kerkük üzerinden nüfuz savaşı

Şii Lider Sistani: “KERKÜK’ÜN GELECEĞİNİ KERKÜK HALKI BELİRLEYECEK”

Türkiye, Irak’ı siyasi krizin eşiğine getirdi

Dr.MAHMUT OSMAN: ‘’IRAK’TAN KERKÜK’E GÜÇ KAYDIRMAK ARAPLAŞTIRMA ANLAMI TAŞIYOR’’

Kandil’den Kerkük mesajı:Sömürgeciler Kürtleri denetim altında bulundurmak için Kerkük’ü enegelliyorlar”

Türkiye, Saddam Hüseyin rejimininden sonra Kürtlerin bütün kazanımlarını azaltmak için her yolu deniyor

Şengal Katliamı: 500 ölü, 400 yaralı