Hakan Albayrak- YeniSafak-Gürcistan hükümeti, Güney Osetya'nın fiili bağımsızlığını bombardıman marifetiyle sona erdirmek için harekete geçti. Kafkasya çalkalanıyor. Binlerce Kuzeyli Oset ve Abhaz, Gürcistan'a karşı Güney Osetya askerleri ile omuz omuza savaşmaya hazırlanıyor. 1918'de Osmanlı'nın desteğiyle kurulup 1921'de Kızılordu tarafından yıkılan Kuzey Kafkasya Cumhuriyeti'nde Abhazlar ve Osetler ile beraber hareket etmiş olan Adigeler de Güney Osetya ile dayanışmanın gereğine vurgu yapıyorlar.
Öte yandan, Rusya Federasyonu da Güney Osetya'yı destekliyor; tıpkı Abhazya'yı desteklediği gibi. Kuzey Kafkasyalıların hatırı için mi yapıyor bunu? Hayır. “Büyük Rusya”nın menfaatleri öyle gerektirdiği için yapıyor. Abhazların ve Osetlerin bağımsızlık davaları Rusya'nın umurunda değil. Rusya, bu halkları -ve dahî Gürcüleri- eskisi gibi köleleştirmeye dönük planlar bile yapıyordur!
Çeçenistan'ın bağımsızlığını kan deryasında boğmaya çalışan ve hatta Adigey Cumhuriyeti'nin özerklik statüsünü bile ortadan kaldırmaya ahdeden Rusya'ya, sırf Abhazya ve Güney Osetya'nın bağımsızlığını destekliyor diye minnet duyacak değiliz. Bu desteği pragmatik bir iyimserlikle karşılamak da bana ters geliyor. Rusya'nın himayesinde elde edilecek bir bağımsızlığın asla tam bağımsızlık olmayacağını, hatta tam kölelik olacağını düşünüyorum. Elini Ruslara kaptırıp da kolunu kurtarabilmiş bir Kafkas halkı var mı?
Yıllar önce Abhazya meselesi üzerine yazdığım bir yazıda şöyle demiştim: “Rusya'ya bağımlılık anlamına gelen bir 'bağımsızlık' mı iyidir, yoksa Gürcistan sınırları dahilinde bağımsızlığa yakın bir özerklik mi? Ben ikincisini tercih ederim.” O zamanlar Gürcistan'ın başında Şevardnadze vardı. Şevardnadze, Abhazya'ya “genişletilmiş özerklik” teklif ediyordu. Güney Osetya için de böyle bir çözüm gündeme gelebilirdi. Hâlâ gündeme gelebilir. Saakaşvili selefine nazaran daha 'merkeziyetçi' bir devlet başkanı olsa da, genişletilmiş özerklik seçeneğini bağımsızlık ihtimaline tercih edebilir. Belki etmeyecektir, ama denemekte fayda var.
AK Parti'ye kapatma davası açılmadan birkaç gün önce, Gürcistan ve Abhazya liderlerinin Türkiye'ye davet edilip Başbakan Erdoğan'ın ev sahipliğinde bir araya getirileceği ve aralarındaki meselenin çözülmeye çalışılacağı haberi yayılmıştı… O buluşma mutlaka gerçekleştirilmeli! Ve Güney Osetya lideri de görüşmelere mutlaka dahil edilmeli! Rusya'yı dengelemek için Gürcistan'la haklı olarak yakınlaşan Türkiye, bu yakınlaşmadan Abhaz ve Oset halklarını da faydalandırmak için elinden geleni yapmalı.
Türkiye'de binlerce akrabaları bulunan mezkûr halkları Moskova'nın nüfuz alanında bırakmak da Tiflis'in insafına terk etmek de Türkiye'ye yakışmaz. Tiflis, Rus emperyalizminden korunmak için Ankara'nın dostluğuna muhtaçtır ve dolayısıyla Ankara'nın telkinlerine açıktır. Bu imkân Abhazların ve Osetlerin -aynı zamanda Gürcülerin- selameti yolunda kullanılmazsa çok yazık olur.
Gürcistan, 'bağımsızlık olmaz' diyor. Abhazlar ve Osetler ise 'bağımsızlıktan başka hiçbir şey olmaz' diyorlar. Bu restleşmeyle nereye varılacak? Ne Gürcistan Abhazlara ve Osetlere kat'i olarak diz çöktürebilir, ne Abhazlar ve Osetler Gürcistan'a. Karşılıklı rıza ile şekillenecek bir statüko olmadan, tarafların kazandığı veya kazanacağı hiçbir mevzi garantili olmayacaktır. Her an yeniden alevlendirilmeye müsait fitne yalnız ve yalnız Rusya'nın işine yarayacaktır. Bu kısır döngüden çıkmak için bir orta yol bulunmalı. Seçenekler şunlar: 1-Abhazya ve Osetya'nın bağımsız devletler olarak Gürcistan'la konfederatif bir yapıda birleşmeleri, 2-Federasyon, 3-Abhazya ve Osetya'ya geniş özerklik. Bu seçenekler sırayla zorlanmalı, en kötü ihtimalle üçüncü seçeneği hayata geçirmek için taraflar ikna edilmeye çalışılmalı.
Ama bundan önce yapılması gereken bir şey var: Orta yol imkânlarını hiç değerlendirmeden Güney Osetya'nın tepesine binen, Oset köylerini ve şehirlerini acımasızca bombalayan, çok sayıda masum Oset'in kanına giren ve binlerce Oset'i sürgün yollarına döken Gürcistan'a 'dur' demek!
Dışişleri Bakanlığı konuyla ilgili bir açıklamasında “bölgesel barış ve güvenliği tehdit edebilecek bu çatışma ortamının itidal, sağduyu ve diyalog yoluyla aşılması” isteniyor. Gürcistan'a gösterilen dostluğun 'rezervsiz bir destek' olmadığını ortaya koyması bakımından önemli ve değerli bir açıklama, ama yeterli değil. Askeri harekâtın durdurulması ve diyalog sürecinin başlatılması için Gürcistan hükümetine net bir çağrı yapılmalı, bu çağrıya diyalog için yer ve zaman önerisi de eklenmeliydi: Türkiye… Hemen şimdi! 09 Ağustos 2008 Cumartesi
0 Yorum:
Post a Comment