Israilden Türklere:PKK İLE UZLAŞAMAZSINIZ Akan kanın bir türlü durdurulamadığı İsrail `de ve Filistin topraklarında üç kez başbakanlık koltuğunda oturdu. Bazen dışişleri bakanı olarak çetin barış müzakerelerini yürüttü. Bazen de savunma bakanı olarak Filistin gerilla kamplarının bombalanmasına karar verdi. Ve sonunda 84 yaşında, İsrail Cumhurbaşkanlığı `na seçilerek devletin zirvesine tırmandı. Şimon Peres , 65 yıldır Ortadoğu `nun kaderini çizen başrol oyuncularından biri. 1994`de Yaser Arafat `la aylarca gizli pazarlığı yürütüp Filistin devletinin yolunu açan Oslo anlaşmasını yaptığı için ona "Barış güvercini" diyorlar. Anlaşmaya atılan imzalar, İsrail Başbakanı İzak Rabin `e, Dışişleri Bakanı Şimon Peres `e ve Yaser Arafat `a Nobel Barış ödülünü getirdi. Ama, bu tarihi imzanın çok ağır faturası da oldu ve en ağır faturayı, fanatik İsrailli Amir `in kurşunlarına hedef olan Rabin hayatıyla ödedi. Peres de aşırı milliyetçilerin hedefi oldu. O kadar ki, milliyetçiler sokak gösterilerinde, Peres aleyhine sloganlar atıp Arafat `ın başından hiç çıkartmadığı siyah beyaz kefiyeli Şimon Peres posterlerini açtılar. Peres `le görüşmek için Telaviv `e uçtuğum gün, suikastçi Amir `in 12 yıldır yattığı hapishanenin önünde yine gösteri vardı. Peres `in Cumhurbaşkanlığı Sarayı `ndaki mütevazı odasına girdiğim zaman gözüm hemen çalışma masasının arkasındaki duvarı kaplayan camekâna takıldı. "Acaba hangisi Nobel Barış Ödülü ?" diye bakarken, ilk anda dikkatimi çeken camekânın önünde açık duran belge oldu. Peres "Bu Nobel ödül belgesi" dedi. Ardından da camekânın içindeki madalyalar arasında en ortada duran küçük altın madalyayı gösterdi. "İşte bu Nobel Barış madalyası" diye işaret ederken, yüzüne mutluluk yansıdığını fark ettim. "Aşırı milliyetçiler sizden hoşlanmıyorlar. Arafat `ın kefiyesiyle posterlerinizi sokaklarda görmek sizi rahatsız ediyor mu?" diye sordum. Peres "Önemli değil. Hiç rahatsız olmuyorum" derken, yüzünde bu kez acı bir gülümseme belirdi. Söylemese de belli ki rahatsızdı. Peres `le bir saat boyunca süren sohbetten sonra, camekanın arkasındaki madalyalara baktık. Duvar dolusu madalyalar Rusya `nın küçük bir kasabasında başlayıp, kibutzlarda çalışarak ve büyük kavgalarla geçen 84 yıllık hayatını yansıtıyordu. "Sayın Cumhurbaşkanı dolu dolu bir hayat" dedim. Peres gülümsedi: "Hayat hiçbir zaman yeterince dolu değildir." * Türk Parlamentosu `nda konuşacaksınız. Neler hissediyorsunuz? Evet, Abu Mazen `le (Filistin Devlet Başkanı Mahmud Abbas ) konuşacağız. Bu olağanüstü bir olaydır. Tarihi bir olay yaşayacağız. * Neden? Çünkü şimdiye kadar böyle olay yaşamadık. Türkiye gibi büyük bir ülkenin parlamentosu barış için Filistin ve İsrail Devlet başkanlarını davet etti. Büyük bir saygıyla geliyorum. * Sizce Türkiye , Ortadoğu `da barış için daha önemli bir rol oynayabilir mi? Evet. Türkiye , sadece barışı desteklemiyor, barışı gerçekleştirmek için çalışıyor. Sadece siyasi barışı değil, ekonomik barışı da. Bakın, ekonomi olmadan büyük politikalar uygulayamazsınız. Türkiye de büyük bir değişim yaşadı. Değişim de sadece siyasi olmadı. Daha modern bir orta sınıf doğdu. Sadece, Türkiye `nin imajı değişmedi. Kapsamı değişti. PKK İLE UZLAŞAMAZSINIZ * Türkiye yıllardır PKK terörüyle boğuşuyor. Tecrübenize dayanarak bu tür bir terörle nasıl başa çıkmak lazım? Türkiye `nin benim tavsiyeme ihtiyacı olduğunu zannetmiyorum. Türkiye `nin de tecrübesi var ama şunu söyleyeyim. Şiddete taviz verilmez. Terörle uzlaşılmaz. PKK siyasi bir hareket değildir. Terörist bir örgüttür. Terörist olan hiçbirhareket de demokratik değildir. Barışa karşıdır. Mücadelenin basit olmadığını biliyoruz. Karşınızda organize bir ordu yok. Kendilerini gizleyebiliyorlar. Ama, Türkiye `nin tepkisi retorik değil siyasi olarak son derece dengeli. Çok cephede savaşıyorsunuz. * Sizce Irak , Türkiye `nin tepkisinin retorik olmadığını anladı mı? Anladı. PKK `yı destekleyemeyeceğini gördü. Kaçırılan askerler serbest bırakıldı. * PKK `ya karşı Kuzey Irak `ta bir askeri harekât sizce sonuç verir mi? Dikkatli konuşacağım, çünkü oradaki durumu bilmiyorum ama tecrübelerimizden tek bir şey söyleyebilirim. Tek bir askeri harekatla PKK `ya son veremezsiniz. Sürekli ve büyük bir sabırla mücadele etmelisiniz. Ama bir yandan da masum insanları vurmamaya dikkat edin . Sonuç olarak, zaten Türkiye Irak `ın parçalanmasını istemiyor. Farklı görüşleri olsa da, size karşı savaşmayanlarla teröristleri ayırmanız gerekiyor. * Peki sizce Amerikalılar neden Kuzey Irak `ta PKK `nın gelişmesine göz yumdu? Bence Amerikalılar Türkiye `nin tutumunu anlamaya çalışıyor. BARZANİ `NİN TUTUMU * Ya Barzani ? Neden Türkiye `ye meydan okuyor? Esas dinamitle oynayan o değil mi? Kürt liderlerle, bir tartışmaya girmek istemem. Ama tecrübemi aktarayım. Arafat `la görüşmeye başladığımız zaman iki yolu da kullanamayacağını anladı. Sonuçta, ya siyasi müzakereler yapacaktı ya da teröre başvurup müzakereleri baltalayacaktı. Bence sonuçta sorumlu pozisyonda olanlar anlayacaktır. * Sizce Barzani , Türkiye `yi Kürt devletini tanımaya mı zorluyor? Bu konuda bir şey söylemek istemiyorum. Ama, Irak `ın parçalanmasını Türkiye istemiyor, Amerika da istemiyor. Hemen herkes de federal ya da konfederal çözümden yana. Zaten bu Iraklılarca kabul edildi. Buna kulak vermek gerekir. * Ama, Irak şimdi bile parçalanmış gibi. Kürtler , Sünniler ve Şiiler , ABD çekilince parçalanma nasıl önlenecek? Irak `ın parçalanması imkânsız. * Neden? Herkes Irak `ın parçalanmasının kaçınılmaz olduğunu düşünüyor. Ayrılamazlar, çünkü Türkler , Kürtler ve İranlıların yeni sınırların çizilmesinde anlaşmaları imkânsız. Hepsi gevşek bir federasyon olsa bile birlikte kalmayı tercih eder. * Yani parçalanmayla pandoranın kutusu açılır diyorsunuz... Evet. Toprağı, serveti parçalayamazsınız. Öyle bir ortamda kimin kimi öldürdüğünü de anlayamazsınız. Bu yüzden çok dikkatli olmak lazım. Ayrılığın getireceği sorunları görüyorum. Bu nedenle en iyi çözümün federal ya da konfederal yapı olduğunu söylüyorum * Bazıları da Amerika `nın en az 60 yıl Irak `ta kalacağını söylüyor? Ne dersiniz? Bakın, tarih kendi içinde şaka gibidir. Vietnam `a, Kore `ye, Afganistan `a bakın. Kimin kazandığını, kimin kaybettiğini bilemezsiniz. Ben Amerika `nın uzun süre kalmak için girdiğini zannetmiyorum . Çok saçma. * Petrol yataklarını kontrol etmek için kalacağını düşünenler çok fazla. Petrolden kurtulmalıyız. * Batı`nın petrole ihtiyacı yok mu? Bence zamanımızın en büyük sorunu petrol. Dünyayı kirletiyor. Demokrasiye darbe indiriyor. 10 yıl önce bir varil petrol 10 dolardı bugün 100 dolar. Petrol kaynaklarına sahip olanlar 10 kat zenginleşti ama demokrasi nerede? Ayrıca, bir imparatorluk kurmayı hayal ediyorlar. İran ortada. Biz petrole karşı bilimi kullanacağız. Elektrikli otomobili yakında çıkarıyoruz. Güneş enerjisi ve suyu kullanacağız. Petrole bağımlılığı mutlaka kıracağız. 2007-11-11 01:50:28 Sabah

0 Yorum: