Ordu ve Akpden Kuzey Kurdistan'a Islamo Fasist tezgah

Kurdians'in notu: Arkadaslar bu haberle ilgili resmin tamamini gormek istiyorsaniz  asagidaki "Fasistten dindar olur mu? ve Kim bu adam? Fethullah Gulen" basliklarini okumanizi affiniza siginarak tavsiye ederim"

Özgür Gündem

'Ilımlı Kürt partisi'nin siyasi profili, PKK'ye karşıt olan, Kürt sorununa sistem içi bakan, İslami kimliği bulunan, Güneyli Kürt liderlere de yakın duran bir parti olarak çiziliyor. Bu açıdan Öcalan'ın 'AKP, Kürt Hamas'ını yaratmaya çalışıyor. Hamas nasıl FKÖ'yü tasfiye ettiyse, PKK'yi de FKÖ'nün akıbetine uğratmak istiyorlar' şeklindeki siyasi tespiti, devletin AKP üzerinden yürüteceği projeyi deşifre etmesi açısından önem taşıyor. PKK karşısında askeri ve siyasi alanda hedeflediği sonucu alamayan devlet, AKP merkezli 'ılımlı İslam' projesine paralel olarak Kürt siyasetinde de 'evcilleştirilmiş, ılımlı çizgi' geliştirmeyi planlıyor. AKP'nin son seçimlerde din ve yoksulluk sömürüsü üzerinden aldığı emanet Kürt oyları, devletin geçmişte de denediği ancak, sonuç alamadığı PKK karşıtı bir siyasi oluşum yaratma planına yeniden cesaret kazandırdı. Siyaset mühendisleri, Bölge'de devletin ve özellikle de ordunun önünü açtığı AKP'yi DTP'nin yerine ikame etmeye çalışıyor. Bu projenin tutup tutmayacağı önümüzdeki yerel seçimlerde daha fazla ortaya çıkacak. Yani yerel seçimler, devletin yeni Kürt siyaseti açısından bir laboratuvar işlevi görecek. Eğer AKP, ardındaki devlet desteğini de kullanarak, DTP'nin kalelerini düşürebilirse, asıl o zaman düğmeye basılacak. Devletin planı, AKP merkezli 'ılımlı İslam' projesine paralel olarak, kendince radikal gördüğü Kürt siyasetini de 'ılımlı bir çizgiye' çekme hedefini içeriyor. 'Evcilleştirilmiş ılımlı Kürt siyaseti' sadece Ankara'nın değil, ABD ve AB'nin de desteklediği, hatta koordinatlarını çizdiği bir proje. ABD, Ankara'yla birlikte 1996-1997 sürecinde de PKK karşıtı bir oluşum çıkarmak için Prof. Dr. Doğu Ergil ve Kürt siyasetçi Şerafettin Elçi'nin önünü açmıştı. 1996'da İsviçre'de yapılan ve aynı isimlerin yanı sıra MİT'ten bir uzmanın da katıldığı toplantıda PKK karşıtı oluşumun ayrıntıları ele alınmış, ardından yerellerde sivil görünümlü bazı göç dernekleri ve vakıfları eliyle çalışmaların startı verilmişti. Aynı süreçte HADEP içerisinde de benzer bir çizgi geliştirilmeye çalışılmıştı. Ancak baştan ölü doğan bu siyasi proje tutmadı ve devlet askeri seçeneğe daha fazla yüklendi.  Geçmişteki benzer arayışları çağrıştıran bu projenin iki aşamalı yürütülmesi hedefleniyor. Birinci ayağını DTP'ye dönük marjinalleştirme planı oluşturuyor. Siyasal ve yargısal kıskaca alınan DTP'yi bu açıdan sıkıntılı günler bekliyor. 28 Şubat darbesi sonrası nasıl Fazilet Partisi kendi içinde bölünerek AKP projesi ortaya çıkarıldıysa, DTP ve genel anlamda Kürt siyaseti içinde de 'yenilikçi ve gelenekçi' çizgisinin oluşturulması hedefleniyor. Bu hedefin gerçekleştirilmesi için AKP, MHP, CHP, ordu ve yargı dört bir taraftan kuşatmaya aldığı DTP'yi 'PKK'yle arasına mesafe koymaya' zorluyor. DTP bir taraftan bu sistematik baskının hedefi haline getirilirken, diğer taraftan da parlamenter zeminde 'ılımlı çizgiye' çekilmeye çalışılacak. DTP sözcülerinin Meclis'teki her açıklaması 'partiye yönelimin gerekçesi' gösterilecek. DTP'ye açıkça 'PKK'ye karşı çık, biz de senin önünü açalım. Aksi takdirde nefes aldırmayız' deniyor.  Projenin ikinci ve en önemli ayağını ise, AKP kanadındaki hazırlıklar oluşturuyor. AKP kendisine verilen rol gereği; Kürt sorununu DTP'nin siyasal alanından çıkararak, evcilleştirip, sistemin içine çekmeye çalışacak. AKP'nin, Dengir Mir Mehmet Fırat, Hüseyin Çelik, İhsan Arslan, Mehdi Eker, Ömer Çelik, Cüneyt Zapsu gibi isimlerden oluşan Kürt kanadına bu noktada rol verildiği belirtiliyor. Irak Cumhurbaşkanı Celal Talabani'nin AKP'ye dönük sempatik açıklamaları da 'ılımlı Kürt siyaseti' projesinin Güney'deki ayağını oluşturuyor. AKP'deki Kürt vekillerinden bazılarının zaman zaman Güney Kürdistan Bölgesel Yönetim Başkanı Mesud Barzani ile de temas kurduğu belirtiliyor. Hatta seçimler öncesi aday listesi hazırlanırken Kürt milletvekillerinin birçoğunun Barzani'nin onayından geçtiği iddiası da dikkate değer. Güney'le de bağlantısı bulunan bu proje kapsamında Kürt siyasetinde yer alıp da PKK'yle ters düşen, ona karşıt hale gelen isimlerin toparlanarak, AKP içine çekilmesi hedefleniyor. PKK'ye karşı çizgi örgütlemeye çalışan Mehmet Metiner, Ümit Fırat, Altan Tan gibi isimlerin son dönemlerde AKP içinde ve etrafında siyaset yürütmeye başlaması bu açıdan dikkat çekiyor. Benzer daha birçok simanın yakın bir dönemde AKP içinde toplanması ve bir grup oluşturması hedefleniyor. Bu noktada iki formül üzerinde duruluyor. Birincisi, ortaya çıkan oluşumun AKP içinde tutulması, güç toplaması ve siyasetini buradan yapması. İkinci formül ise, Kürt potansiyelini de içinde bulunduran AKP'nin giderek 'kontrolsüz bir güce' dönüşmesi durumunda, 'Kürt kanadının' parti bünyesinden ayrıştırılarak, 'ılımlı Kürt partisine' dönüştürülmesi üzerine kurulu. 'Ilımlı Kürt partisi'nin siyasi profili, PKK'ye karşıt olan, Kürt sorununa sistem içi bakan, İslami kimliği bulunan, Güneyli Kürt liderler Talabani ve Barzani'ye de yakın duran bir parti olarak çiziliyor. AKP eliyle kurdurulacak 'Ilımlı Kürt partisinin' siyaset alanı, politik tasfiyeye uğrayan Mehmet Ağar'ın ortaya attığı 'düz ova' olarak belirleniyor. PKK'yle Kürtleri ayrıştıran bir çizgiyi esas alacak olan partinin aynı zamanda devletle Bölge halkını barıştırma, aidiyet duygusunu geliştirme gibi misyonları da üstleneceği belirtiliyor.  Kürt Halk Önderi Abdullah Öcalan'ın 'AKP, Kürt Hamas'ını yaratmaya çalışıyor. Hamas nasıl FKÖ'yü tasfiye ettiyse, PKK'yi de FKÖ'nün akıbetine uğratmak istiyorlar' şeklindeki siyasi tespiti, devletin AKP üzerinden yürüteceği projeyi deşifre etmesi açısından önem taşıyor.  Engin Aslan

0 Yorum: