Bütün hile ve engellere rağmen Kürtlerin Meclis'e girmesini önleyemeyen devlet, şimdi DTP'lileri parlamentodan atmak için her yolu deniyor. Bu amaçla harekete geçen savcıların hakkında fezleke hazırlamadıkları tek DTP'li milletvekili kalmadı..
Kürtçe su istemek, Kürtçe merhaba demek, Kürtçe 'Çok yaşayın' demek ve 'Ben Kürdüm, Aleviyim, emekçiyim' demek suç gerekçeleri sayıldı.
Kurdians: Tuesday, April 15, 2008Erdoğan'ın 'üç çocuk yapın' çağrısının altında gizlenen Kürt nüfusu korkusu
Kurdians: Tuesday, April 15, 2008İSTANBUL (25.04.2008)- Sınırötesi kara harekatında gerilla direnişi karşısında verilen asker kaybı, TSK'nın psikolojik savaş açıklamaları ile gizlendi. Kirli savaş yalanları, oğlu Zap'ta yaşamını yitiren bir asker annesinin gizli cenaze törenini anlatması ile deşifre oldu. Türk Silahlı Kuvvetleri'nin (TSK), Zap'a yönelik saldırısı esnasında verilen asker kayıplarını az göstermek için yaptığı açıklamalar, asker annesinin sözleri ile yalanlandı. Asker annesi oğlunun cenazesini nasıl gizlice toprağa vermek zorunda kaldıklarını anlattı. Annesine haber verildi; ancak bir şartları vardı: “Tören yapılmayacak, gizli gömülecek; PKK’lileri sevindirmeyelim” denildi. Asker annesi G.Ç., Yeni Özgür Politika gazetesine konuştu. Acılı anne, röportajda çatışmada yaşamını yitiren oğlunun gizlice defnedildiğini söyledi. Asker annesi G.Ç, yaşadıklarını açık isim ve mekanların yazılmaması koşuluyla anlattı. röportajın tam metni şöyle; Psikolojik harp kurbanı Güney Kürdistan ve Zap’a yönelik saldırı sırasında kapısını çalan üst düzey iki askeri yetkili ve yaşadığı şehrin ‘Şehit Aileleriyle Dayanışma Derneği’ Başkanı N.Y, onbeş ay önce oğlunu askere gönderen 63 yaşındaki G.Ç’ye oğullarının ‘sınır ötesi operasyonda öldüğünü’ açıklar. Haberi alan asker annesi G.Ç, baygınlık geçirerek hastaneye kaldırılır. Uyandığında acısının yüreğine gömülmesi istenilir. Çünkü... G.Ç.’nin oğlu Diyarbakır 7. Kolordu Komutanlığı’na bağlı birliklerde onbeş aylık asker iken son yapılan kara harekatına gönderilir. Operasyonun altıncı gününde gece yarısı bulundukları vadide saldırıya uğrayan ve sabahın ilk ışıklarına kadar devam eden çatışmada yaşamını yitirir. Askerin cesedi önce Amed daha sonra ise yaşadığı şehrin askeri kışla morguna getirilir. Ve yaşamını yitiren erin annesinin kapısı çalınır... Oğlunuzun yaşamını yitirdiği gün mü haber size ulaştırıldı? Hayır, öldürüldükten beş gün sonra haberini verdiler. Yani oğlunuzun naaşı bulunduğunuz şehre ulaşmıştı? Evet. Önce Diyarbakır’a getiriliyor. Bir iki gün orada bekletildikten sonra yaşadığım şehrin asker kışlasına getiriliyor. Zannedersem iki, üç gün de burada bekletiliyor. Bana öyle anlattılar. Oğlunuzun öldüğü haberi size nasıl ulaştı? Geceydi. Alt kattaki komşumla televizyon haberlerine bakıyorduk. Hep merak ediyordum. Bugün yarın haber gelir diyordum. Gerçi son telefon konuşmamızda oğlum ‘bizim birlik operasyona katılmayacak’ diyordu ama yine de merak ediyordum. Geç oldu eve gideyim dedim. Yukarı çıktığımda iki üniformalı ve bir sivilin kapı zilini çaldıklarını gördüm. Dizlerim çözüldü ve merdiven basamaklarını çıkamayıp olduğum yere oturdum. Beni farkettiler. Hiç konuşmadan kollarıma girip içeri aldılar. ‘Vatan sağolsun, oğlunuz şehitlik mertebesine ulaştı’ dediler. Evde bağrışmalar oldu. Sonra ben bayılmışım. Gözlerimi hastanede açtım. Bir odada tek kalıyordum. Yanımda iki yakınım ve o üç kişi vardı. Bana sakinleştirici iğne yaptıkları için konuşmakta zorlanıyordum. Sadece ‘nerdedir’ diye sordum. ‘Burda morgta’ dediler. Sonra beni bir sedye ile aşağı indirdiler. Sarılıp ağladım, ağladım, ağladım... O gün mü naaşı toprağa verdiniz? Gece. Saat 22:30 sıralarında toprağa verdik. Neden gece? Cenaze töreni olmadı mı? Hayır, olmadı. Bize ‘PKKlileri sevindirmeyelim’ dediler. Özellikle Şehit Aileleriyle Dayanışma Derneği’nden gelen kişi ‘devletin bekaası için gece gömmeliyiz. Oğlunuz da aynısını isterdi’ dedi. Rütbeli kişiler ise törenin olması durumunda olaylar çıkabileceğini belirterek ‘Türk askerine güvenin’ dedi.
15/04/2008 Haşim Bak Newroz kutlaması sırasında kolu polisler tarafından kırılırcasına bükülen 15 yaşındaki C.E.,’Gördüğüm işkenceleri hiçbir zaman untumayacağım’dedi C.E, Hakkari’de Newroz kutlamasına yapılan müdahalenin ardından çıkan olaylarda polisler tarafından kameralar önünde kolu bükülen 15 yaşındaki çocuk... C.E’nin kolunun polisler tarafından büküldüğü anın görüntüleri, büyük tepkilere neden olmuştu. Önceki gün serbest bırakılan C.E, gördüğü işkenceleri hiçbir zaman unutmayacağını söyledi. C.E, olaydan sonra Hakkari Emniyet Müdürlüğü’nde 2 gün gözaltına alınmış, ardından çıkarıldığı Hakkari Sulh Ceza Mahkemesi tarafından, “devlet memuruna mukavemet etmek” iddiasıyla tutuklanarak Bitlis Cezaevi’ne konulmuştu. 21 gün tutuklu kalan C.E, avukatlarının itirazı üzerine dün tahliye edildi. Görüştüğümüz C.E, hâlâ sağ kolunu kullanamıyordu. ‘Kolum yerinden çıktı’ C.E, gözaltında ve tutuklu bulunduğu süre boyunca şiddete ve hakaretlere maruz kaldığını söyleyerek yaşadıklarını şöyle anlattı: “22 Mart’ta çarşıya indim. Kendimi direk olayların içinde buldum. Newroz’da olay yaşandığını bilmiyordum. Kalabalığın içine girmişim. Polisler bana doğru gelerek beni yakaladı. 3 polisti. Daha sonra beni itelediler. Önce kolumu büktüler. Kolum yerinden çıktı. Sonra polis otosuyla beni emniyete götürdüler. Arabada da dövmeye devam ettiler. Yaklaşık 3-4 kişi beraber gidiyorduk. Arabanın içinde bile bize küfür ediyorlardı ve devamlı dövüyorlardı. Emniyete götürüldüğümüz zaman zaten acı çekiyordum, ona rağmen belimin üzerine oturuyorlardı. Bazen de karnımıza ve belimize coplarla, tekmelerle vuruyorlardı.” Emniyet Müdürlüğü’nde gözaltında bulunduğu sırada da şiddete ve hakaretlere maruz kaldığını söyleyen C.E, “Emniyette bulunduğumuz saatler boyunca hep dövüldük. Dövdükleri zaman bizlere hep ‘O inandığınız kişiler gelip sizi kurtarsın’, ‘Apo’nun piçleri’ ve daha ağza alınamayacak çok kötü küfürler ettiler” dedi. Gözaltına alındığı gün serbest bırakılıp ertesi gün tekrar gözaltına alınan C.E, “Serbest bırakıldıktan sonra eve gittim. Kolumun ağrısından uyuyamadım. Ertesi gün çarşı merkezinde tekrar gözaltına alındım ve tutuklandım. Emniyette tekrar dayaktan geçirildim. Bize silah gösteriyorlardı. Gözümüzün önünde şarjörden çıkardıkları kurşunları parmağımızın arasına koyup, elimizi sıkıştırıyorlardı. O da çok acı veriyordu” dedi. C.E, gözaltının ardından tutuklanarak götürüldüğü Bitlis Cezaevi’nde de dayaktan kurtulamadığını aktardı. ‘Unutmayacağım’ “Benim kolum çok kötü ağrıyordu. Çok acı çekiyordum. Bana yardımcı olacak kimse yoktu. Beni görmeye gelen ailemle de sebebini bilmiyorum ama beni görüştürmüyorlardı. Ne kadar acı çektiğimi benimle beraber kalan arkadaşlar da gördü. Bana yardımcı olmaya çalışıyorlardı ama acımı dindiremiyorlardı” diyen C.E, “Cezaevinde bazen açık havaya çıkarıyorlardı. Gidip gelirken de dövüyorlardı. Adeta hayvan muamelesi yapıyorlardı” dedi. C.E, yaşadıklarını unutamadığını, unutmayacağını söyledi. Rapor alacaklar Oğluna kavuştuğu için çok mutlu olduğunu belirten baba Hüseyin E, oğlunun haksız yere tutuklanarak şiddete maruz kaldığını söyledi. Oğlunun hiçbir suçu olmadığını dile getiren Hüseyin E, “Benim oğlum daha çok küçüktü ve hiçbir suçu yoktu. Ama herkesin gözü önünde kolunu çevirerek kırdılar. Bu bir insanlık ayıbıdır. Eğer bir suçu varsa zaten yakalamışsınız niye dövüyorsunuz? Dövmeye ne gerek var?” dedi. Hüseyin E, oğlunu hastaneye götürerek rapor alacağını ve tedavisini yaptıracağını ifade etti. Çocuk yaştaki birine bu kadar acı çektirmenin haksızlık olduğunu, bunları yapanların cezasını hemen çekmesi gerektiğini ifade eden Hüseyin E, “Ben bu işin hukuksal boyutundan kesinlikle vazgeçmeyeceğim. İnsanım diyen hiç kimsenin bu kadar acı çektirmemesi gerek. Benim oğlum veya bu her kimse, bu yaştaki bir çocuğa bunları yaşatanların derhal cezasını çekmesi gerek. Yaşadığım olayların şokunu yaşıyorum” dedi. (Hakkari/DİHA)
Siz gercek kimliginizi nasil tanimliyorsunuz?
KurdTime RecentPosts
En Son Haberler
-
▼
2008
(1219)
- ► November 2008 (58)
- ► October 2008 (57)
- ► September 2008 (96)
- ► August 2008 (261)
- ▼ April 2008 (88)
- ► March 2008 (80)
- ► February 2008 (48)
- ► January 2008 (49)
-
►
2007
(601)
- ► December 2007 (110)
- ► November 2007 (225)
- ► October 2007 (78)
- ► September 2007 (124)
- ► August 2007 (64)
Bağlantı Listesi
- Amude -Deutsch
- Awene -Kurdi
- Awestakurd -Kurdish
- Azadiya Welat -Kurdish
- Azady -Nl
- Ciwanenazadiye Rojaciwan -Kurdish Tr
- Diyarname -Kurdish
- Gelawej Org -Tr Kr
- GUNDEMIMIZ -Tr
- Hemdem -Kurdish
- Hewler Post -Kurdi
- Kurdinfo Platform -Kurdish - Tr
- Kurdish Inst.Burssel
- Kurdistan Online -Kurdi
- Kurdistan Region Presidency En Kr-Ku Ar
- Kurdistan Regional Gov. Kr En Ku Ar
- Kurdistan Regional Gov. Kr En Ku Ar
- Kurdistan's Photostream English
- KURDISTAN-POST -Tr
- Kurdistan.Ru -Ru
- Kurdistan.Ru -Ru
- Nasname -Kurdish Tr
- Nefel -Kurdi
- Netkurd -Kurdish
- PICASA -Int
- PNA -English
- PNA -Tr
- PNA PEYAMNER -Int
- PUKMEDIA -Int
- RIZGARI ONLINE -Int
- Sbeiy -Kurdi
- Türkiye'de Kürt sorununa Barışçıl çözüm Çağrısı İMZALAMAK İÇİN KR-FR-EN-DE-TR
- Yeniozgurpolitika -Tr
- Yndk -Kurdi
- YOUTUBE -Int
- Zaxowoice -Kurdish Kurdi
- ▪Amerika'nın Sesi ▪ Dengê Amerîka ▪Kurdish
- ▪Amerika'nın Sesi ▪ Turkish
Copyright © 2007 - www.kurdians.blogspot.com - is proudly powered by Blogger
I - Design of D
- To blogger by Blog