5-Sep-07 [17:11] PNA-Irak'taki Güney Kore güçlerinin bir kısmının Kürdistan halkına ve ABD güçlerine destek amacıyla Kürdistan Bölgesi'nde kalabileceği bildirildi. Güney Kore Savunma Bakanlığı'ndan bir kaynak, Güney Kore'ye geri dönen askerlerin yerine 545 askerin Kürdistan Bölgesi'ne gitmek için yola çıktığını bildirdi. Kaynak, Güney Kore hükümetinin Kürdistan Bölgesi'nde kalan güçlerinin görev süresinin 6 ay ve 1 yıl uzatma kararı verebileceğini söyledi. G. Kore Savunma Bakanlığı'nın Sözcüsü Kim Hiyag Gi, G.Kore güçlerinin Kürdistan Bölgesi'nde kalmak için görev süresinin uzatılması kararının çıkmadığını, ancak parlamentoya sunulmak üzere bir rapor hazırladıklarını ve bu raporun görev süresinin uzatılması yönünde olduğunu söyledi. Sözcü, görev süresinin uzatılması yönünde karar alındığında 1200'e yakın askerin Kürdistan Bölgesi'nde kalabileceğini söyledi. Sözcü Gi, G. Kore ordusunun Kürdistan halkı ve ABD güçlerine yardım etme amacıyla Kürdistan Bölgesi'nde kalabileceğini söyledi.
DİYARBAKIR’da 28 bin çalışan var, 312 bin kişi iş arıyor, Gıda yardımı için 207.249 kişi valiliğe başvuruyor.
Kurdians: Thursday, September 06, 2007Yalçın Doğan-Hürriyet/DİYARBAKIR’da 28 bin çalışan var, 312 bin kişi iş arıyor. İşsizlik oranı yüzde 70. Diyarbakır’da yoksulluk oranı yüzde 39.7. Gıda yardımı için 207.249 kişi valiliğe başvuruyor. Diyarbakır’da 30 bin çocuk sokakta çalışıyor. Her iki çocuktan biri madde bağımlısı. Diyarbakır kişi başına düşen doktor, öğretmen ve çocuk ölümleri gibi sosyal göstergelerde en geriden gelen iller arasında. Bu rakamlar, iki yıl önce Tayyip Erdoğan Diyarbakır’a gittiğinde, şimdi kavga ettiği Büyükşehir Belediye Başkanı Osman Baydemir’in kendisine verdiği raporda yer alıyor. Iki yıldan bu yana, bu rakamlar yerinde sayıyor. BELGELİ ÖRNEKLER Göç ve terörle dibe vuran Diyarbakır’da, kentin gelişmesi için belediyenin hazırladığı projeler Bakanlar Kurulunda, Çevre Bakanlığında ya da DPT’de takılıyor. Bununla kalmıyor, belediyenin yaptığı Barış Ormanına Hazine, "o arsa bizim, diktiğiniz ağaçları sökün" diyerek, yazı üstüne yazı gönderiyor. Ama, Erdoğan, "hiç kimse AKP kendi belediyesine farklı, bize farklı davrandı, diyemez" diyor. Bu sözü, yukardaki örneklerle çelişiyor. Bu örnekler belgeli, kayıtlı, tanıklı. Baydemir, kendilerine engel çıkartıldığı iddiasını ortaya atınca, Erdoğan esip savuruyor, hatta Baydemir hakkında soruşturma açılıyor. Diyarbakır durup dururken neden alevleniyor? Seçim gecesi Erdoğan: "Gelecek yıl belediye seçimlerinde İzmir ve Diyarbakır’ı istiyorum". Bunun için, şimdi düğmeye basıyor. Baydemir’in çıkışını kullanarak, ona yükleniyor. Erdoğan’ın isteği boşuna değil. AKP Diyarbakır’da 67 bin olan oyunu 190 bine çıkartıyor. DTP’nin oyu ise, 240 binden 200 bine geriliyor. Şu anda AKP ile DTP arasında 10 binlik fark var. AKP hükümeti oraya yatırımla yüklense, örneklerdeki gibi, belediyeye güçlük çıkartsa, başkana soruşturma açarak, gözdağı verse, "Diyarbakır’ı istiyorum" sözü yolunda ciddi mesafe alınmış olacak. SORUŞTURMA NAFİLE Bir süre önce, Diyarbakır’a bağlı Sur ilçe belediye başkanı, söylediği sözlerden dolayı görevinden alınıyor. Başkan Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’ne (AİHM) başvuruyor. Çok büyük olasılıkla, AİHM Türkiye’yi suçlu bulacak ve başkanı görevine iade edecek. Türkiye Avrupa Yerel Yönetim Şartı’nı imzalıyor. Orada, seçimle gelen belediye başkanlarını görevden almak söz konusu değil. Cinayet, fiili soygun gibi suçlar dışında. Avrupa’nın çeşitli ülkelerinde, siyasal nedenlerle görevden alınan belediye başkanlarının tamamını, AİHM görevine iade ediyor. Baydemir’e soruşturma, Erdoğan boşuna kürek çekiyor. "Diyarbakır’ı istiyorum" diyor ya, bu iddia şimdi kavgayla başlıyor.
KCK Yürütme Konseyi Başkanlığı, Kürt halkının özgürlük iradesini ezme yönündeki açıklamalarla dikkat çeken AKP'nin hükümet programında Kürt sorununa yer vermeyerek Kürt halkına karşı kurulmuş bir savaş hükümeti olduğunu ispatladığını bildirdi. AKP'nin kurduğu 60. hükümetin programını sert bir şekilde eleştiren KCK tarafından yapılan yazılı açıklamada, Kürt sorununa MHP ve CHP'den farklı olmayan ve ordunun istediği gibi bir yaklaşım sergileyen AKP'nin 'samimiyetsiz, ikiyüzlü ve inkarcı' davrandığı vurgulandı. Hükümetin Kürt sorunu konusundaki eleştirilere 'tek bayrak, tek devlet, tek millet' sloganıyla yanıt verdiği hatırlatılan açıklamada, 'AKP, hainleşmiş Kürt unsurlar vasıtasıyla, Kürdistan'da 'aslında biz sorunu çözmek istiyoruz ancak bunun önünde ordu engel teşkil etmektedir' biçiminde propaganda geliştiriyordu. Biz öteden beri AKP'nin Kürt sorunu konusunda samimiyetsiz, ikiyüzlü ve inkârcı olduğunu biliyorduk. Fakat bu propagandalar birçok bilinçsiz insanı etkilemişti. Alınan oyların bir etkeni de bu olmuştur. Şimdi hükümet programında Kürt halkının varlığının ulusal, kültürel ve siyasal haklarını anayasal güvenceye kavuşturma dâhil hükümet programında hiçbir biçimde yer vermemesi tam tersine Kürt halkının özgürlük iradesini ezme yönünde açıklamalarda bulunması ve hükümeti bu temelde düzenlemesi yeni AKP hükümetinin Kürt halkına karşı kurulmuş bir savaş hükümeti olduğunu ortaya koymaktadır' denildi. Açıklamada, Kürt hareketine karşı karşı özel savaşın askeri boyutunun genelkurmayca yürütüldüğü, ekonomik ve siyasi boyutunu da hükümetin üzerine aldığı kaydedildi. Açıklamada AKP'nin belediyeleri ele geçirme çalışmaları, inkar ve imha politikalarının sürmesi halinde tepkilerin artacağı bildirildi. Bölge'deki tüm il ve ilçelerinde yerel yönetimleri kazanmak için daha bilinçli, örgütlü ve cesaretli çalışmaların şimdiden başlatılması istenen açıklamada, Kürt halkı kendisini her zamankinden daha çok savunabilecek güç ve kararlılıktadır' denildi. Türkiye Barış Meclisi'ne de değinilen açıklamada, barış meclisinin Türkiye'nin barışa kavuşmasında önemli bir rol oynayabileceği belirtilerek, 'Barış hareketinin kendisini meclisini kurarak çalışmalarını geliştirmesini destekliyor, bu doğrultuda başarılarının devamını diliyoruz' denildi. özgür gündem
Gerilla cenazelerini vermeyen devlet güçleri, yasevlerine de tahammül göstermiyor. Şırnak'ın Gabar Dağı kırsalında 15 Eylül 2006'da yaşamını yitiren HPG'li Süleyman Solmaz'ın ölüm yıldönümü nedeniyle ailesinin Mardin'in Derik ilçesinde vermek istediği mevlit, krize dönüştü. İlçe Müftülüğü 'terörist' diye ailenin yaptığı cami başvurusunu reddetti. Bunun üzerine DTP ilçe binasında yapılmak istenen mevlit, bu kez de İlçe Emniyet Müdürlüğü tarafından engellendi. Solmaz'ın annesi Azize Solmaz, 'Allah'ın evini bile bize kapattılar' diyerek tepkisini ortaya koydu. Şırnak'ın Gabar Dağı kırsalında geçen yıl 8 arkadaşıyla birlikte yaşamını yitiren ve cenazesi verilmeyen HPG'li Süleyman Solmaz'ın ölüm yıldönümü nedeniyle ailesinin Mardin'in Derik ilçesinde vermek istediği mevlit, yasevi krizine dönüştü. Müftülük 'terörist' diye aileye camiyi tahsis etmezken, DTP ilçe binasında yapılmak istenen mevlit, bu kez de Siyasi Partiler Kanunu gerekçe gösterilerek emniyet tarafından engellendi. Gabar Dağı kırsalında 15 Eylül 2006 tarihinde çıkan çatışmada 8 arkadaşıyla birlikte yaşamını yitiren ve cenazesi verilmeyen Amed kod adlı HPG'li Süleyman Solmaz'ın ölüm yıldönümü nedeniyle ailesi Derik ilçesindeki Küleba Camisi'ne ait yasevinde mevlit vermeyi kararlaştırdı. Camide verilmek istenen mevlit için Solmaz Ailesi DTP'lilerden yardım istedi. Bunun üzerine DTP Derik İlçe Başkanı Orhan Özel, İlçe Müftülüğü yetkilileriyle görüşerek yasevinde mevlit verilmek istendiğini aktardı. Yetkililer önce izin verdi, ardından 'ölen teröristtir' diyerek olumsuz yanıt verdi. Bu gelişme üzerine DTP ilçe binasında yapılmak istenen mevlit, bu kez İlçe Emniyet Müdürlüğü'ne takıldı. Emniyet yetkilileri, Siyasi Partiler Kanunu'nu gerekçe göstererek, DTP ilçe binasında mevlidin yapılmasına izin vermedi. İlçe binası önünde DTP İlçe Başkanı Orhan Özel ve polisler arasında yaşanan tartışmaya Solmaz Ailesi'nin fertleri de tanık oldu. Tartışmaya dahil olmak isteyen HPG'li Solmaz'ın kardeşi Abdullah Solmaz'ın polisler tarafından dövüldüğü iddia edildi. Polisin izin vermemesi üzerine mevlidi mahallerinde sokaklarında verdiklerini belirten anne Azize Solmaz, tepkisini şöyle dile getirdi: 'Oğlumun mevlidine neden izin vermediler. Çünkü o bu halk uğruna mücadele vererek yaşamını yitirdi. Ama onlara göre bu teröristliktir. Allah'ın evini bile bize kapattılar.' DTP İlçe Başkanı Orhan Özel ise, 'Hukuk dışı yaklaşımı kınıyoruz' dedi. Bergûzar Oruç / MARDİN - DİHA