Kürt kurumlarını da Roj TV ile ilişkileri konusunda uyaran Almanya’ya göre, televizyonun amblemi de yasak. Alman Hükümeti, Danimarka’dan yayın yapan Kürt televizyonu Roj TV’yi PKK propagandası yaptığı ve halklar arası uyumu bozduğu iddiasıyla ülke genelinde yasakladı.
Kürtlere yönelik anti demokratik uygulamalarla neredeyse Türkiye ile yarışacak olan Almanya İçişleri Bakanlığı, yeni bir karara daha imza attı. İçişleri Bakanlığı, Türkiye’nin yıllardır kapattırmaya çalıştığı; ancak her defasında Danimarka adaletinin duvarına çarptığı Roj TV’nin Almanya faaliyetlerini yasakladı. İçişleri Bakanlığı bununla da yetinmeyerek, bazı Kürt kurumlarını da Roj TV ile ilişkiler konusunda uyardı. Karar, Roj TV tarafından kepkiyle karşılanırken; İçişleri Bakanlığı’nı protesto eden Kürt kurumları, Roj TV’ye desteklerini açıkladı. Federal İçişleri Bakanlığı, Roj TV’nin Almanya’daki faaliyetlerini yasaklarken, geçtiğimiz haftalarda basılan VİKO Televizyon Prodüksiyonu’nu da kapattırdı. 13 Haziran’da kapatma ve yasaklama kararını alan Almanya İçişleri Bakanlığı, 44 sayfalık karar metninde Roj TV’nin PKK propagandası yaptığını iddia ediyor. Kürtçenin bütün lehçelerinde yayın yapan tek televizyon olan ve Ortadoğu’nun çeşitli dillerinde yaptığı yayınla milyonlarca seyirciye ulaşan Roj TV’nin “halklar arası uyuma aykırı yayın yaptığı” iddia ediliyor.
- Kararın gerekçe bölümünde, Roj TV’nin yayınlarıyla Almanya’da 1993 yılında yasaklanan PKK için faaliyet yürüttüğünü ileri süren İçişleri Bakanlığı, “PKK Roj TV’yi megafon olarak kullanıyor” dedi. Alman devleti ayrıca Roj TV’nin bağlı olduğu Mesopotamia Broadcast A/S şirketinin de “PKK’nin örgüt yapısına dahil olduğunu” iddia etti. Karar gerekçesinin önemli bir kısmını “halklar arası uyumu bozma” suçlamasına dayandıran İçişleri Bakanlığı, Roj TV’nin yayınlarıyla ülkede yaşayan Almanlarla yabancıları ve değişik yabancı gruplar arasındaki barışçıl yaşamı tehdit ettiğini savundu. Ayrıca “kamu güvenliğinin ile düzeninin ve Almanya Cumhuriyeti’nin farklı mühim çıkarlarının sınırlandırıldığı ve tehdit edildiği” iddia edildi.
- İçişleri Bakanlığı, Roj TV yayınlarının yanısıra, Mesopotamia Broadcast A/S şirketinin ticari faaliyeti ile VİKO GmbH şirketinin program üretiminin 19 Haziran 2008 tarihi itibariyle Almanya’da yasaklanndığını ekledi. Bakanlık, VİKO GmbH stüdyosunun kapatılmasını emrederken, Roj TV ile Mesopotamia Broadcast A/S şirketine ait Almanya’daki mal varlıklarına el konulması talimatını verdi. Ayrıca söz konusu şirketlere ve Roj TV’ye ait amblemlerin kullanımı da yasaklandı.
- Jelpke: Sorunu körüklüyor Konuyla ilgili yazılı açıklama yapan Alman Sol Parti (Die Linke) Milletvekili Ulla Jelpke, bu kararla Türk-Kürt çatışmasının alevlendirildiğini söyledi. Jelpke, Türk medyasının ağırlıklı olarak milliyetçi yayın yaptığını vurgulayarak, Roj TV’nin Kürtçe haber programlarının Almanya’da yaşayan yüzbinlerce Kürt için de önemli bir haber alma kaynağı olduğunu belirtti. Roj TV’de sürgünde yaşayan Kürt siyasetçilere söz hakkının tanındığını ve Kürt sorununun siyasi çözümü için önerilerin kamuoyuna tanıtıldığını anımsatan Jelpke, Türk devletin özellike bu nedenden dolayı kanalın kapatılmasını istediğine dikkat çekti. Jelpke, Alman Hükümeti’nin bir kez daha, Kürt tarafının ortaya koyduğu her tür barış inisiyatifini reddeden Türk Hükümeti’nin yanında yer almasını eleştirdi. Ulla Jelpke, çıklamasını şöyle sürdürdü: “Alman Hükümeti Türkler ve Kürtler arasındaki çatışmayı daha da körükleyeceğine çözüm için arabuluculuk yapmayı denemeli. Türk medyası çok normal bir şekilde haberlerini yayabilirken, Kürt televizyonunu yasaklamak adil bir yaklaşım ile örtüşmez.”
- Azadi: Silah satışına katkı Almanya’da yaşayan Kürtlere hukuki yardım sunan Azadi de yayınladığı basın açıklaması ile Roj TV’ye karşı yasak kararını kınadı. Yasağın kanıtlanmamış iddialarla gerekçelendirildiğini belirten Azadi, Alman İçişleri Bakanı Wolfgang Schaeuble’nin bu yasak ile Türk Hükümeti’nin “gönüllü icracısı” olarak kendini ortaya koyduğunu savundu. Türk devletinin yıllardan beri Kürt medyasından rahatsızlık duyduğunu vurgulayan Azadi “Danimarka boyun eğmeyi reddederken, Almanya bir kez daha Kürrt-Türk çatışmasında bastıranın yanında olduğunu gözler önüne seriyor” belirlemesini yaptı. Almanya’nın dünya çapında askeri malzeme için en fazla harcama yapan 6’ıncı ülke olduğunun ve en fazla Alman silahın satıldığı ülkelerin başında Türkiye olduğunun altını çizen Azadi, devamla şu açıklamayı yaptı: “Türkiye bu savaşta silah kullanırken, Almanya da polis ve ceza hukukunu kullanıyor.”
- KONGRA GEL: Taşeronluk yapıyor KONGRA GEL, Almanya’nın bazı kirli çıkarlar karşılığında kendi hukukunu da çiğneyerek, Türk devletine taşeronluk yaptığını söyledi. KONGRA GEL Başkanlığı, Almanya İçişleri Bakanlığı’nın Roj TV hakkında aldığı yasaklama kararını sert bir dille kınadı. Başkanlık açıklamasında, “Almanya İçişleri Bakanlığı, anti-Kürt siyasetini, bir adım daha ileriye taşırmış bulunmaktadır. Açık ki böylesi bir yasak, Türk devletinin elini güçlendirme girişimidir; hukuki ve haklı bir gerekçesi yoktur. Almanya burada, bazı kirli çıkarlar karşılığında kendi hukukunu da çiğneyerek, Türk devletine taşeronluk yapmaktadır” denildi. Almanya’nın Türkiye ile savaş, yıkım ve soykırımlara hizmet eden tarihsel ilişkilerini hatırlatan KONGRA GEL, Almanya’yı Türk devletinin suç ortağı olmakla itham etti: “Almanya Kürt katliamını tek çözüm olarak gören Türk devletine silah sevkiyatı, diplomatik, siyasal ve ekonomik destek sunarak, savaşın suç ortağı olmuştur.” “Kürt sorununun demokratik çözümü açısından dönemin en güçlü çıkışı olan Êdî Bes e hamlemizin yükseldiği bu dönemde de, Almanya 90’lı yıllardaki gibi yine Türk devletinin yardımına koşmuştur” diyen KONGRA GEL, Almanya’nın hamlenin başlatıldığı süreçte ardı ardına Kürt siyasetçileri tutukladığını, Kürtlerin ev ve kurumlarına baskınlar düzenleyerek tehdit ve baskı politikalarını daha da ilerlettiğine dikkat çekti. En son halkanın ise Kürtlerin sesi olarak tanımladığı Roj TV’nin yasaklanması olduğunu savunan KONGRA GEL, şöyle dedi: “Roj TV’yi yasaklayarak halkımızın yüksek moral ve kararlılığına gölge düşüremeyecektir. Aksine bu saldırgan tutumuyla, sadece ve sadece Kürt halkında büyük bir öfke ve tepki yaratmaktadır.”
- CDK’den sahiplenme çağrısı Avrupa Kürt Demokratik Toplum Koordinasyonu (CDK), Kürt halkını Roj TV’yi sahiplenmeye çağırdı. CDK yazılı bir açıklama yaparak Almanya’nın aldığı kararı kınadı. CDK, açıklamasında, “Bu yasağın da diğer saldırılar gibi hiçbir hukuki dayanağı ve meşruiyeti yoktur” diyerek şöyle devam etti:”Sadece ve sadece Alman devletinin Kürt halkına karşı kurumsallaştırdığı düşmanca siyasetin bir sonucudur. Ancak nasıl ki Türk devletinin 30 yıldır Kürt halkının irade gücünü kırmak için tüm imha ve inkar girişimleri sonuçsuz kalmışsa, Kürt halkı da Êdî Bes e hamlesiyle Alman devletinin bu şiddetini boşa çıkaracaktır.” Açıklama, şu çağrıyla bitirildi: ”CDK Koordinasyonu olarak, başta Almanya olmak üzere Avrupa’daki tüm yurtsever halkımızı, aydınları ve dostlarımızı, Türk devletinin imhacı zihniyetini Roj TV yasaklayarak körükleyen Alman devletini her yerde protesto etmeye çağırıyoruz. Halkımız Roj TV’yi de e Êdî Bes e hamlesinin direniş ruhu ve kararlığıyla sahiplenecek ve bu konuda asla taviz vermeyecektir.”
- KON-KURD: İran’a da cesaret Avrupa Kürt Dernekleri Konfederasyonu, Roj TV’nin yasaklanmasıyla hukuk ve demokrasinin katledildiğini söyledi. KON-KURD Yürütme Kurulu tarafından yapılan yazılı açıklamada, benzeri bir uygulamanın Kürt gazetesi Özgür Politika’ya karşı geliştirildiği hatırlatıldı. Açıklamada, ancak bunun tamamen siyasi ve hukukdışı olduğunun, daha sonra bizzat Alman mahkemeleri tarafından kabul edildiği belirtildi. Açıklamada, bu karar ve uygulamanın, Türk devletinin çanak antenleri toplama ve korsan sinyaller gönderme gibi çağdışı girişimlerinden hiçbir farkı olmadığı kaydedildi. KON-KURD Yürütme Kurulu, Alman hükümetini, Kürt halkına yönelik haksız uygulamalardan, bir an önce vazgeçmeye çağırdı. Tüm bu karar ve uygulamaların Türk ve İran devletlerinin Kürt halkına yönelik terörüne güç ve cesaret verdiğine dikkat çeken KON-KURD, Kürdistanlılarla dostlarına da kapsamlı girişimlerde bulunma çağrısında bulundu. YENİ ÖZGÜR POLİTİKA
Roj TV: Karar siyasi Konuyla ilgili yazılı açıklama yapan Roj TV Yönetim Kurulu, Alman İçişleri Bakanlığı’nın yasak kararını hukuki dayanağı olmayan siyasi bir karar olarak nitelendirdi. Yasak kararının ispatlanmamış iddialara dayalı olarak alındığını vurgulayan Roj TV yönetimi, “Geçmişte Türk devleti de bu ve benzeri iddialarla Danimarka Medya Sekreterliği’ne başvurmuştu. Ancak Danimarka Medya Sekreterliği, yaptığı incelemeler ardından iddiaların gerçeği yansıtmadığını belirtimiştir” dedi. Roj TV’nin her zaman Danimarka’nın kanunlarına karşı sorumluluğunu yerine getirdiğini ifade eden Yönetim Kurulu, “Bu gerçekler ortadayken, Almanya Federal İçişleri Bakanlığı’nın yasak kararı koyması ve beklemeksizin uygulamaya geçirmesi, kararın hukuki değil siyasi olduğunu göstermektedir” belirlemesini yaptı.
Danimarkalı yetkililerin, yayınlarında halklararası uyumu bozduğuna dair bir bulguya rastlamadığını hatırlatan Roj TV yönetimi, “Bu kararın hukuka aykırılığını, hem Almanya mahkemelerinde ve hem de uluslararası mahkemelerde ispatlama mücadelesi yürüteceğimizi belirtiyoruz” dedi. Hatırlanacağı gibi Alman polisi, 7 Mayıs’ta Almanya’nın Wuppertal kentinde bulunan VİKO GmbH stüdyolarına baskın düzenleyerek, arama yapmıştı. Bu baskının Roj TV’ye yönelik Eylül 2007’de başlatılan soruşturma kapsamında gerçekleştiğini, yasaklama kararının da soruşturma ardından alındığını belirtti.