Kürt sorununda orduyla anlaşan AKP'nin 2009 yerel seçimleri için strateji belgesi hazırladığı ortaya çıktı. Yerel seçimlere hazırlık yapan AKP, başta Diyarbakır olmak üzere Bölge'de belediyeleri almak için nasıl bir strateji izleyeceğini belirledi. AKP'nin Diyarbakır stratejisi (Fırsatlar, tehditler, üstünlükler ve zayıflıklar) 4 ana başlıktan oluşurken, kamuoyuna açıklanmayan strateji belgesinde, AKP'nin politikaları 'tüccar' zihniyetini andırıyor. Keza, Kürt sorunu konusunda tüm yetkiyi orduya havale eden AKP, yerel seçimlerde hem ordudan, hem de Kürtlerden oy alabilmek için farklı politikalar izleyecek. Belgede öne çıkan bir başka başlık ise, 'Dini siyasete alet etmiyoruz' diyen AKP'nin, DTP'de Alevilerin yer alması ve bazı vekillerin Alevi olmasını bir seçim malzemesi olarak kullanacağını beyan ederek, DTP'de Alevi olmasının kendileri açısından oy kazanmak olduğuna yer veriliyor. Başbakan Erdoğan'ın Bölge'ye yönelik mesajlarını, AKP'nin dindar-muhafazakar kimliğini Kürt sorununa hakim bir siyasi dille güçlendirilmek isteyen AKP, Diyarbakır Büyükşehir Belediye Başkan adayı için 'dindar-muhafazakar, Kürt sorununa hakim ve temsil gücüne sahip' olan birisini arıyor. Adayın erken açıklanıp belediye hizmetlerinde başarı vaat etmesi ve hükümet eliyle sosyo-ekonomik kalkınmanın seçim öncesinde hızlandırılması isteniyor.
'Kürt sorununu sahiplenmek'
Kürtlere 'Beğenmeyen çekip gider' diyen AKP, Diyarbakır'daki faaliyetlerinde en çok Kürt sorununu dillendirecek. AKP, Kürt sorununun çözümünde Bölge halkının kendilerine 'hakem' rolü yüklediği iddia edilen stratejide, AKP'li yöneticilerin Kürt sorunu ve benzeri konularda DTP'lilerle herhangi bir tartışmaya girmemeleri öneriliyor. Faaliyetler sırasındaki söylemlerin nasıl olacağı şöyle açıklanıyor: 'AKP'nin Kürt sorununu 'tabii Kürtlük' temelinde sahiplenen bir dil kullanması. Bu dil DTP'nin Bölge halkının değerlerine karşı duyarsızlığı merkeze alınarak kurgulanabilir. Böylesi bir siyasal dil kurgusu içerisinde AKP'nin Kürtlere karşı samimi tutumunu destekleyecek söylemsel üstünlüğün inşaa edilmesi. Milletvekillerini iletişim konusunda yönlendirmek, gerekirse geri planda durmalarını istemek. AKP'nin DTP'li isimlerle veya Kürt sorunuyla alakalı meselelerle muhatap olmadan önce parti içinde siyasi iletişime yönelik hazırlık yapılmasını sağlamak. Belirlenen siyasi söylem ve stratejinin dışına fazlaca çıkmamaya gayret göstermek. AKP'nin 'kimsesizlerin kimsesi' olduğu algısını güçlendirecek siyasi iletişim dilini 'Kürt sorununa' uyarlamaya gayret göstermek. Kuzey Irak'la kurulan ilişkilerin halka anlatılması.'
Barzani husumeti yaratmak
'Diyarbakır kaledir' söylemini yumuşatacak kişilerle Kürt sorununa sahip çıkmayı hedefleyen AKP, DTP'nin Meclis'te olduğu, belediyelerin siyaset yeri değil hizmet yeri olduğunu dillendirecek. Güney Kürdistan'daki liderleri daha önce 'Aşiret reisi' olarak gördüğünü açıklayan AKP, seçimlerde oy alabilmek için tersini yapıyor. DTP'nin Güney'deki oluşumlardan rahatsızlık duyduğu ve bu rahatsızlığın halka anlatılması istenen stratejide, Kürt Halk Önderi Abdullah Öcalan ve DTP'lilerin Barzani ve Talabani'ye karşı husumet duydukları da örnek olarak veriliyor ve bu sözlerin seçimlerde kullanılması isteniyor.
Bayramda propaganda yapılacak
AKP'nin Ankara'da DTP'ye ısrarla söylediği 'PKK ile aranıza mesafe koyun', 'PKK'ye terörist deyin' yaklaşımından Diyarbakır'da vazgeçiyor. AKP, yöneticilerin bu yaklaşımdan uzak kalması için de uyarıyor. AKP, DTP'nin kadın-erkek eşitliğine de karşı çıkıyor. AKP, DTP'nin 'laik kadın söylemini, sosyalist kadın söylemini, irtica ve gericilik söylemini, muhafazakarlaşmayı hedef alan konuşmalarını, Kemalizm söylemlerini' propaganda sırasında kullanacak. DTP'nin öne çıkan isimlerinin 'Kürtlüğünü' sorgulayacak olan AKP, ne kadar 'Kürtçü' bir parti olduğunu halka anlatacak. DTP'lilerin İslam ve gelenek karşıtı sert açıklamaları olduğu iddia edilen stratejide, bu açıklamaların üzerinde de propaganda yapılması isteniyor. AKP stratejisinde, 'Kurban Bayramı'nda 'hayvan hakları' ve Nevruz'da Kürtlerin Ramazan ve Kurban bayramlarından vazgeçebileceği, bir tek Nevruz'un Kürt bayramı olduğu' tarzı açıklamalar'la DTP'nin eleştirileceği kaydediliyor.
AKP kadın özgürlüğüne karşı
Kadın özgürlüğüne karşı çıkan AKP, DTP'nin kadın açıklamalarının birçok Avrupa ülkesinde bile kabul edilmeyecek kadar ideolojik olduğunu ileri sürüyor. Stratejide, şu açıklamalara yer veriliyor: 'Mesela 'karı-kocanın olmadığı bir dünya yaratacağız' tarzında yaklaşımlar DTP'li yöneticiler için sıradan açıklamalardır. Ayrıca cinsellik, kadın özgürlüğü tarzı yaklaşımları Kürt sosyolojisiyle taban tabana zıttır. DTP'nin CHP'den bile daha radikal din karşıtı bir söylemi bulunmaktadır. Aysel Tuğluk'un Meclis konuşmaları bile tek başına yeterince malzeme sunmaktadır. DTP'li isimlerce 'gericilik, ılımlı İslam tehdidi, mahalle baskısı, türban baskısı, dincilik, muhafazakarlaşma tehdidi vs.' oldukça rahat bir biçimde kullanılmaktadır.'
AKP Alevilere de karşı
AKP, Diyarbakır'daki stratejisinde, Alevilere ne kadar karşı olduğunu da açık açık beyan ediyor. Alevilerin hak taleplerini reddeden AKP, DTP'nin içinde bulunan isimler üzerinden antipropaganda yapacak. DTP'lilerin öne çıkan bazı milletvekillerinin (Alevi vekiller) Kürtçe bile konuşmadıklarını dillendirecek olan AKP, DTP'deki Aleviler için şunu söylüyor: 'Alevi Kürtlerin genel Kürt nüfusuna oranı yüzde 5 bile değilken, DTP yönetiminin yarısının Alevi olması sorgulanmalıdır.'
AKP'nin en büyük destekçisi asker
Diyarbakır Büyükşehir Belediyesi'ni almak için her türlü yöntemi deneyecek olan AKP'nin en büyük destekçisi Bölge'deki şiddet dozajının artırılmasında ortaklaştığı Türk Silahlı Kuvvetleri. İnsan hakları ve demokrasi konusunda sınıfta kalan AKP, bunun dışa yansımaması için ise yoğun bir çaba harcayacak. Bölge'de alınan sıkı güvenlik önlemlerinin halka az yansıtılması da istenen stratejide, şunlara dikkat çekiliyor: 'AKP'nin Türkiye'nin milli güvenliğinin teminatı olduğu gerçeği ile TSK'dan gerekli desteği sağlamak. Kuzey Irak operasyonuna yol açmayacak terör tedbirlerini sınır içinde almak. Kamu idarecilerinde gerekli görülen yer değişikliklerini ivedilikle yapmak. Güvenlik sorunu halka olabildiğince az yansıtarak çözmek.'
'Eylem Planı' da deşifre olmuştu
AKP'nin Kürtlere karşı hazırlamış olduğu ilk plan bu değil. AKP'nin Mart 2008'e ait 'Gizli' ibareli 'Bölücü Faaliyetlere Yönelik Eylem Planı' da deşifre olmuştu. Genelkurmay'ın planıyla paralel olan planla AKP'nin orduyla ortak davrandığı ve Kürt sorununda çözümsüzlüğü dayattığı bir kez daha ortaya çıkmıştı. Valilikler üzerinden Cumhuriyet Başsavcılıkları, Meslek Yüksekokul Müdürlükleri, İlçe Jandarma Komutanlıkları, Emniyet Müdürlükleri, Milli Eğitim Müdürlükleri, Sağlık Grup Başkanlığı, Tarım Müdürlükleri, Vergi Daireleri, Mal Müdürlükleri, Gençlik ve Spor Müdürlükleri, Müftülüklerden Kütüphane Müdürlüklerine kadar devletin tüm organlarına dağıtılan planda, asimilasyon ve Kürt medyası hedef alınırken, devlet medyasının desteklenmesi istenmişti.
HİKMET ERDEN / REŞAT AYAZ